Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 4. Sınıflar Online

Aşağa gitmek 
+17
Cintia Lauwens
Bertrand Carlens
Editta Remedios
Lessien
Nona Ambrosia
Phaedra Euphraeus
Jean Roussillon
Acron Oedipus
Fraise Arachide
Aurora A. R. Octavianus
Dwayne Wilkinson
Elena Pearl
Chloe Fitzherbert
Fiona Valenti
Fredic Victor Allison
Laios Oedipus
Elicia Aznavour
21 posters
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Elicia Aznavour
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Elicia Aznavour


Mesaj Sayısı : 686
Kayıt tarihi : 06/11/10

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPaz Ekim 23, 2011 7:43 pm

Zaman: Haftanın son günü, son ders
Hava: Feci bir sağanak
Konu: Sürprizz!

Profesör sınıfta. Herkesin geniş ve beyaz, iki kişilik laboratuar masalarının arkasına geçmesini beklemek üzere kendi masasının arkasında. Masalarda bulunanlar:

- Küçük ve sıkı kapatılmış olmasına rağmen berbat kokulu, çok açık sarı bir çözelti.
- Bir başka kap içerisinde siyah ve yapışkan minik taşlar gibi görünen iyot.
- Kücük bir beher (En az 20 mL`lik)
- Filtre Kagidi
- Huni
- Büyük bir kulaklık, gaz maskesi ve eldivenler

Öğrencilerin girip yerleşmesini beklerken, içeri ilk girenle birlikte kafasını kaldıran profesör gülümsüyor. Eliyle masalardan birinin arkasına geçmesi için yol gösteriyor.

İçeri girişlerinizi ve malzemelerle ilgili görüşlerinizi yazabilirsiniz. Online ders, soru sormak, aranızda olay çıkarmak vs kendi kurgularınız serbesttir. Dersten atılmayı göze alın ama.^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Laios Oedipus
Hufflepuff IV.Sınıf
Hufflepuff IV.Sınıf
Laios Oedipus


Mesaj Sayısı : 43
Kayıt tarihi : 25/09/11

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPtsi Ekim 24, 2011 4:50 pm

'Ben derslere gidiyorum, geliyor musun?'
Gelmeyeceğini bildiği halde kontrol etmek istediği için sarf etmişti kelimelerini. Cevabını kafa işaretiyle aldığı an adımlarını konuşturmuş ve hareketli bedenini, sevdiği derslerden birine katılmak üzere kullanmıştı. Sıkılmaya başladığında, gerçekleşecek dersin kendisine iyi geleceğini umuyordu. Hevesli olsa da dışa herhangi bir tepki vermiyordu. Haftanın sonu ve günün de sonu olması, zamanın çabuk geçtiğinin ufak bir işaretiydi. Dersliğe varmak amacıyla çıktığı merdivenler de göz göze geldiği birkaç dostuna, sert bir selam verip devam ediyordu yoluna. Taş merdivenlere, yumuşak bir şekilde bassa da çıkan ses oldukça toktu. Pelerinin üzerindeki sarı leke binasını temsil ediyor, bazılarının küçümseme hislerini yüceltiyor; fakat gözleri gerekli cevabı veriyordu. Dersliğin kapısının nahoş bir gıcırtıyla açılmış ve önce silueti sonra ise bedeni alana teşrif etmişti. 'Merhaba, profesör.' Yüzüne yerleştirdiği narin gülümseme ile selamladığı profesör, bedenini bir masaya doğru yönlendirmişti. Elicia adlı profesörün yanından ayrılırken sınıfın dolmasını beklemek için dersliğin en icra köşesindeki masasına yerleşip, üzerine düzenle yerleştirilmiş malzemelerin tutkusuna kapılan büyücü, derste işlenecek konuyu merakla beklemeye başlamıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Fredic Victor Allison
Gezgin
Gezgin
Fredic Victor Allison


Mesaj Sayısı : 385
Kayıt tarihi : 26/05/11

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPtsi Ekim 24, 2011 6:31 pm

'Zoraki dostlar, zoraki bir hayatın cilvesidir.'
Dudaklarından bir melodi ve fısıltıyla çıkan kelimeler, tüyü yardımıyla not defterine dökülüyordu. Mürekkebin, defterlerde biçimlenmesiyle, dışının antikayı andırdığı defteri kapatmıştı. Oturduğu yerden kalkıp elindeki kitabı kabrayan parmaklarının yanında diğer eliyle çimenlerin bıraktığı izleri silmek üzere kullanmıştı. Bir büyücüye nazaran sakinliği ve yalnızlığını dost edinmişti. Adımları son dersin başlangıcına göre hamle yapıyordu. Ellerini geçirdiği sıcak ceplerde ısıtmıştı. Gözleri, kahveliğinden böbürlenerek dersliğe doğru ilerlemişti etraftakilere seyir halindeyken. Üzerindeki ıslaklığın aksine, yüzünde güneş açıyordu. İçindeki nedensiz huzur ve sevinç, son dersine de yansayacaktı. Bundan emindi. Kararlı tavrını yansıttığı adımları, taş merdivenlerden çıkarak ulaşaması gereken yere varmış ve dersliğe gelene kadar yeterince kuruduğunu düşündüğü bedeni ile kapının kolunu çevirmişti. 'Merhaba profesör, güzel hava değil mi?' Bir çocuğun şekerine olan aşkını simgeleyen sözlerinin ardından en öndeki masaya yerleşmiş ve gözlerini malzemelere dikmişti. Malzemelere olağanca dokunmuş ve korkuya olan cesaretini bir aslan misali dile getirmişti. Sıra, derse odaklanmadaydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Fiona Valenti
Ravenclaw IV.Sınıf
Ravenclaw IV.Sınıf
Fiona Valenti


Mesaj Sayısı : 91
Kayıt tarihi : 08/10/11

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPtsi Ekim 24, 2011 7:08 pm

Yağmur damlaları birer ikişer pencerenin camında süzülürken gözlerini bahçedeki genç adamın yağmuru umursamayarak bir eli sağ cebinde ufak adımlarla yürüyüşünü seyrediyordu. Kendinden emin adımları, ara sıra kontrol ettiği avuç büyüklüğündeki zümrüt cep saatini pelerininin uçlarıyla dikkatlice siliyordu. Yağmur damlaları yüzüne vurdukça, canı acıyan bir genç adam portresi oluşuyordu, gözyaşlarını yağmurun altına gizleyen, saklı bir ruh öylece bırakmıştı kendini ıslaklığa, soğuğa ve hayale. Genç kız, parmak uçlarıyla ahşap çerçeveden sızan suyu takip edip dikkatini dağıtmaya çalışsa da, sıcak nefesinden doğan buğuyla kaybolan görüntünün ardından o silüeti gördükçe, kendisini dersten alıkoyan anlamsız duygular hissediyordu, birinin yalnızlığını paylaşmak acıyı azaltan mucizevi lakin ağır kokan bir merhem gibiydi. Pelerininin sol arka kısmını düzeltip tıpkı genç adam gibi ağır adımlarla dersliğe doğru ilerledi. Büyükçe ahşap kapı, giren çıkanlardan ötürü sonuna dek açılmış, büyümeyi öğrenemeyen birkaç öğrenci yüzünden oyun kapısına dönmüştü. Kapıdan girdiğinde profesörün zarif yüz hatları ve hareketleriyle, etrafındaki gürültü kalabalığını umursamadan, başıyla selam verip orta sıralardan birinin önüne geçmişti. Burnuna gelen küf kokusuyla karışık yanmış et kokusu tiksindirici dereceye gelmişti ki, elindeki işlemeli ipek mendili burnuna götürüp, birkaç kez rahatça nefes aldı. Önünde anlam veremediği ögeleri kafasında sınıflandırmaya çalıştıysa da somut bir sonuca varabilmiş değildi. Mendili kitaplarının üstüne koyup, meraklı gözlerle başını profesörün olduğu yöne doğru çevirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chloe Fitzherbert
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Chloe Fitzherbert


Mesaj Sayısı : 171
Kayıt tarihi : 17/11/10
Yaş : 35

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPtsi Ekim 24, 2011 11:43 pm

Çoraplarını kemiren bir şey onun uyanmasına sebep olduğunda yastığa gömmüş olduğu başını kaldırarak ayak ucuna bakındı. "Olamaz Rudy, yine mi?" Bukalemunu Rudy kahverengi çorabının rengine bürünmüş bir şekilde Chloe'nin ayak baş parmağını kemirirken kız bir yandan kalkıp bukalemununu omzuna almış bir yandan da tekrar yırtılmış olan çorabından fırlayan ayak baş parmağına bakarak içinden lanetler okumaya başlamıştı. Kız bukalemununa dönerek tekrar onu avuçlarının içine aldı. Bu sefer zar zor ten rengine bürünen Rudy kız tarafından sonunda kavuşmak istediği yere girmek için ona yalvararak tek bir gözle bakınıyordu adeta, bukalemunun diğer gözü ise kızın giysilerinin rezil bir şekilde içinden fışkırmış olduğu dolabına kaymıştı. Her zamanki gibi yine bir derse geç kalmış olduğunu anımsayarak apar topar hazırlanıp ortak salonuna indi. Elindeki parşömenler ne ara eline geçmişti ve ne ara okul elbiselerini bu kadar çabuk giyinerek yatakhanesinden çıkmıştı hatırlamıyordu. Şu anda umarsızca farkında olduğu şeyler vardı; saçı başı aceleciliğin vermiş olduğu düzensizlikle darmadağınıktı, tıkış tıkış olan dolabından çıkarmış olduğu buruşuk cübbesini de ters giymişti üstelik. Fakat buna rağmen elindeki parşömenleri buruşturacak derecede sıkı tutarak bir hışımla ortak salondan çıktığı gibi dersliğin yolunu tuttu. Hava çiselemeye başlamışken ortam soğuk havanın etkisiyle bulanıklaşmaya başlıyordu gözünde. Derslikler için koşuşan kendisi gibi binlerce öğrenci etrafta kol geziyordu. Kız cüppesini bir o yana bir bu yana çekiştirip dururken garip bulduğu o meşhur dersliğine sonunda gelmeyi başarmıştı. Sınıfın gıcırtılı kapısından içeriye girmeden önce saçma bir durum sergileyerek kapıdan kafasını uzattı içeriye doğru, daha sonra sahte bir toparlanma öksürüğü ile bir elini saçına kaydırdı. Saçını kulağının arkasına iterken, sanki nedense içerideki bir kaç öğrencinin gözlerini üzerinde hissetti. Masalardan birine doğru yaklaşırken ise gözleri masalar üzerinde bulunan anlamsız bir kaç parça ders materyaline kaymıştı. Profesörün gözlerine bir uysal kedi misali baktı ardından. "Merhaba Profesör!" Sözlerin hızla ağzından çıkışına bir anlam veremediğini düşündüğü için mi hava bu kadar bulanıktı yoksa? Başka bir şeyler dönüyordu ortada. Çünkü yanında oturan bazı öğrencilerin kırkırdaşmalarını duyar gibi olmuştu. Üzerini işaret eden bir kaç elin gittiği yöne baktı. Olamaz! Tabi ya! Cübbesini ters giymişti. Chloe telaş içinde ve çaktırmadan cübbesini düzelterek düzgün haliyle yeniden giyiverdi. Bu ders kötü başlamıştı onun için. Tabi bu erken tanı da olabilirdi. Ama şimdilik sadece önüne dönüp sabırla beklemeye koyuldu. Masasında duran o garip sıvıdan gözlerini alamazken Profesörün diyecekleri için dikkatli görünmeye çalışıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elena Pearl
Hufflepuff V.Sınıf
Hufflepuff V.Sınıf
Elena Pearl


Mesaj Sayısı : 644
Kayıt tarihi : 02/01/11

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptySalı Ekim 25, 2011 1:17 pm

    Hareketli ve olaylı geçen yaz tatilinin ardından işte yine Hogwarts'taydı Elena.Tren savaşından aldığı yaralar yavaş yavaş geçerken acısını hala hissediyor olması moralini bozmaya yetmiyordu.Cadı kendini toparlamıştı ama yaşadıklarını unutması uzunca zaman alacağa benziyordu.
    Yağmur gün boyunca yağmıştı ve Hogwarts'ın pencerelerini döven yağmur damlaları inatla düşmeye devam ediyordu.Elena haftanın yorgunluğunu Simya dersinde pekiştirmek için dersliğin yolunu tutmuştu bile.Kafasında derse odaklanmaktan başka bir düşünce yoktu, kendini zorlamak zorunda dahi kalsa bu dersi sevmek ve geçmek zorundaydı.
    Yüzünde yorgun bir gülümsemeyle dersliğe girdi ve profesöre baktı "Merhaba Profesör.." İki kişilik beyaz masaların üstü ıvır zın-vırlarla doluydu.Ivır zıvır olmasa bile Elena için şu an öyleydiler.Chloe 'nin yanı boş görünüyordu.Cadının yanında yerini alıp derin bir nefes aldı ve bakışlarını profesöre çevirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dwayne Wilkinson
Ravenclaw IV.Sınıf
Ravenclaw IV.Sınıf
Dwayne Wilkinson


Mesaj Sayısı : 162
Kayıt tarihi : 28/03/11

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptySalı Ekim 25, 2011 1:50 pm

    Dwayne oturduğu sandalyeden oldukça rahatsız olmuş bir durumdaydı. Bitkibilim dersinin bitmesine çok az bir süre kalmıştı ve bundan sonra bir derse daha katılması gerekiyordu. Sonrasında da güzel bir akşam yemeğinin ve hafta sonunun keyfini çıkarabildi. Gözleri çoktan güzel bir uykunun hasretiyle mayışmaya başlamıştı. Sabahları erken kalkma fikri bile genç büyücü için sorun teşkil ediyordu. Ki şu sıra beyni bile zonkluyordu, bu kadar dersi bir arada görmenin kimseye bir faydasının olmadığını söyleyerek kandırıyordu kendini. Ama Dwayne’in elinden pek bir şey gelmezdi bu durumda. Kendisinden çok daha iyi pozisyonda bulunan kişilerin bildikleri bir şey vardı demek ki. Bitkibilim dersinin bitişiyle hissetmemeye başladığı sandalyeden kalkınca büyük bir mutluluk doldurdu içini. Binadaşlarını beklerken, sınıf içerisinde bir iki dakikasını daha harcamak zorunda kaldı ve üç kişi koştura koştura Simya dersliğine yetişmek için kan ter içerisinde kala kala ilerlediler. Zaten sağanak yüzünden yeterince ıslanmış olmaları üşümelerine neden olmuştu. Ama dersliğin içerisi düşündüklerinin aksine oldukça sıcaktı. Masalara yerleşmiş birkaç öğrencinin ardında profesör duruyordu ve içeriye giren kişilere canayakın bir gülümseme sunuyordu. Dwayne’nin sandalyelerden birine yerleşirken fısıltı halinde çıkardığı selamlamayı da duymuşa benziyordu. Genç büyücünün masanın üstünde bulunan şeyleri devirmemesi için temkinli davranması gerekmişti. Ayrıca geçen dersten daha rahat bir yere oturduğu için de sevinmişti. Başka bir saatin daha işkenceyle geçmesini hiç istemezdi doğrusu.

    Genç büyücü dikkatini masadakilere yöneltirken burnuna gelen şeyin ne olduğunu merak ediyordu. Çünkü hiç de yabancı gelmeyen bir kokuya benziyordu bu. Daha önceden iksirde kullanmış olabilirdi belki de ama bundan hiç emin değildi. İyotu hemen tanımıştı ama sarı renkli sıvının ne olduğunu tam olarak çözememişti. Aklına bin bir türlü kötü şey geldiğinden dolayı onu masanın en ucuna koyma fikri de mantık çerçevesinde görünüyordu ona. Zaten kulaklık, eldiven ve gaz maskesi kullanacaklarına göre tanınmayan bu sıvı iyi bir şey olmasa gerekti. Diğer eşyaların hepsini daha önceki simya derslerinde de görmüştü, bu yüzden onları yadsımadı. Bakışlarını profesöre çevirirken dersin çabucak başlayıp bitmesini istiyordu, karnının guruldamaya başladığını hissedebiliyordu çünkü.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aurora A. R. Octavianus
Slytherin IV.Sınıf
Slytherin IV.Sınıf
Aurora A. R. Octavianus


Mesaj Sayısı : 145
Kayıt tarihi : 03/04/11
Yaş : 29
Lakap : Aurora. Yazıldığı gibi okunur bebeğim :)

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptySalı Ekim 25, 2011 4:45 pm

    "Lanet olasıca sıçanlar!"
    Yine birinci sınıfların tuzağına düşmüş ve yüz kızartıcı şeker yemişti. Bir yıl kalmamış olsa onlara süper büyüler yapardı ama hem şuan Simya dersine geç kalıyor hem de zaten müdürün gözü onun üzerindeydi. Sınavlara girmek yerine bütün yıl aylak aylak dolanmıştı. Derslerle de pek alakasının olduğu söylenemezdi. Bu yıl daha sıkı çalışıp artık geçmeliydi sınıfını. Ama bunu gerçekten istiyor muydu? Hogwarts'dan ayrılmaya bir yıl daha yaklaşmayı gerçekten diliyor muydu? Bunun cevabını vermeden önce girmesi gereken bir Simya dersi olduğunu hatırlaması için birinin ona çarpması gerekmişti. Öylece dalgın dalgın dururken birisi koşar adımlarla gelmiş ve çarpmıştı. Tam ağzını açıp laf söyleyeceği sırada Simya dersinin aklına gelmesi ne kadar müthişti. Normalde bu derse tapardı. Hele Profesör Aznavour'a... Ama bu yıl da onu IV. sınıflarla görünce ne tepki vereceğini merak etmişti doğrusu. Koşar adımlarla merdivenlerden yedinci kata çıkarken bir yandan da geçen yıl olanlar geliyordu aklına. Ne çok anısı vardı burada. Buradan nasıl ayrılacaktı? Sorulara cevap ararken çoktan sınıfın kapısına gelmişti bile. Kapıya hafifçe vurdu ve içeri girdi. Nefes nefese bir halde en arka ikili laboratuar masalarından birisine geçti ve çantasını yanına koydu. İçinden parşömeni, tüy kalemi, asasını ve önlüğünü çıkardıktan sonra önlüğe bakarak yere tükürdü. Muggleların dünyasından bir mağazadan almıştı ve alırken de nefret etmişti ve hala nefret ediyordu. Masasına oturması ile Profesör Aznavour'a selam vermediğini farketmesi aynı anda olmuştu. Yüzüne Slytherinlilere has bir gülümseme astıktan sonra dudaklarına katıksız alaycılık kondurdu.
    "Profesör Aznavour. Sizi yeniden görmek çok güzel bir duygu efendim."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Fraise Arachide
St. Mungo Şifacısı
St. Mungo Şifacısı
Fraise Arachide


Mesaj Sayısı : 108
Kayıt tarihi : 27/08/11
Lakap : Çilek.

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptySalı Ekim 25, 2011 8:40 pm

Masasında oturmuş, kitabının en heyecanlı bölümünü meraklı gözlerle okurken sol kulağını gıdıklayan bir tutam sarı saçı kulağının arkasına iliştirmesinin akabinde kitabının sayfalarından sıyrılan gözleri, camı düzenli aralıklarla döven yağmur damlalarının süzülüşüne kaydı bir süre. Karalamak için masasında bulundurduğu parşömen kağıdını o güzel el yazısıyla doldururken boğazını gıdıklayan öksürüğü hafifçe havadaki serinliğe bıraktı sarışın cadı. " Geliyor musun? " Omzunun üzerinden bakışlarını sesin geldiği yöne doğru yönelttiğinde dudakları görülmeye değer bir şekle bürünmüştü adeta. " Şaka mı ediyorsun? Tabii ki. " Sadece bir saniyeliğine gözlerinden sevgi ışıltısı geçtiğine bir tek odanın sessizliği tanıklık etmişti. Sıcak tutan cüppesini zarif bedenine geçirdiğinde altta kalan dalgalı sarı saçlarını, beyazın en açık tonunun hâkim olduğu elleriyle cüppesinin dışından dökülmesini sağlarken hızlı adımlarla bulunduğu yeri terk etti. Ayakları taş merdivenlerin basamaklarına temas ederken parmakları dans eder misali zarifçe trabzanlarda kayarak ayakların istikâmetini takip etmekteydi. Merdivenlerin son basamaklarından ayrılıp uzun koridora adım attığında trabzanlardan sıyrılmak üzere olan parmaklarından çıkan ses oldukça kulak tırmalayacı idi; çevresindeki birkaç öğrencinin rahatsız olduğu suratlarının ekşi ifadelerinden anlaşılmasına rağmen Ravenclawlu cadıda tık yoktu. Sınıfa meraklı gözlerle girerken pencere yakınlarına istiflenmiş iki kişilik masalardan birini gözüne iliştirdi hemen. Profesörün yanından geçerken fısıltı denilebilecek düzeyde bir ses tonuyla selam verirken zoraki gülümsedi. " Profesör Aznavour, merhabalar. " Masanın pencereye yakın olan kısmına geçerken camda iz bırakan yağmur damlacıklarına büyülenmiş gözlerle bakakaldı genç cadı. Gözleri ancak, parmaklarının kapla temas etmesi üzerine çıkan sesle masaya çevrildi. Dokunmadığı malzeme kalmadığında gözleriyle sınıfı hızlı bir şekilde taradı ve ardından profesörün çekici suratında duraklattı gözlerini.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Acron Oedipus
Hufflepuff IV.Sınıf
Hufflepuff IV.Sınıf
Acron Oedipus


Mesaj Sayısı : 48
Kayıt tarihi : 25/09/11

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyCuma Ekim 28, 2011 6:02 pm

    “Hey bir dakika dursana! Ulf! Bir saniye dostum.”
    Koridorun krem rengindeki taşları üstünde kasılıp gevşeyen bacakları onu hızlı bir şekilde arkasından yaklaştığı genç Ravenclaw’lı büyücüye götürüyordu. Aklındaki bir çok düşüncenin şekil alıp, önünde arkası dönük olan büyücüyü tanıma isteğini yinelemişti bedeninde. Onun hakkında söylenenler, o çocuğa karşı bir sempatisinin oluşmasına sebep olmuştu. Asosyal olması onun kişiliğine tamamen ters bir yapıyı sergiliyordu. Ama gene de onunla tanışmak için can atan bir ruh hali içindeydi. Göğüs kafesi içindeki organının ani baskısı, nefes alışverişini tamamen bozmuştu. Soluk alıp verirken genzi ani bir biçimde yanıyordu. Büyücü, Acron’un dudaklarını terk eden sözcüklere tepki olarak önce omzunun üstünde ona doğru şaşkın bir bakış fırlattı. Ardından bedenini ona doğru çevirerek ona yaklaşan bedeni beklemeye başladığını ifade etmişti. Acron, onun önünde ani bir şekilde durduğunda, kasılıp gevşeyen kasların bacaklarında garip bir kasıntının doğmasına sebep olmuştu. Damarlarına zerk edilen sıcak sıvının aracılığı ile laktik asit Acron’un bedenine yorgunlu davet etmişti. Ellerini dizlerinin üstüne götürdüğünde, siyah kumaş pantolonuna baskı uyguladığı için kumaş gerilmişti. Doğrulup soluk soluğa sözcükleri dudakları arasından serbest bırakmıştı.
    “Çok hızlı yürüyorsun dostum. Uhhh… Ben Acron. Namım benden önce ilerliyor biliyorum. Ama Laios ile beni karıştırıyorlar sürekli. Ayrıca senin namını da duymadım değil.”
    “Memnun oldum Acron… Sanırım beni böyle ani bir şekilde durdurmanın sebebi son ders saatine beraber gitme fikrin?”
    Sözcüklerinin bitimi ardından duyduğu sakin ses tonu tüylerinin ürpermesine sebep olmuştu. Mavi gözlerin ifadesizliği bedenine kilitlenmiş bir hal almıştı. Şaşkınlık ile gülümseyerek başını sallamakla yetindi.Boyu ona göre biraz daha kısaydı. Saçları onunkilere göre daha dağınık ve uzundu. Krem rengindeki koridoru yavaş ve emin adımlarla arşınlamaya başlamıştı. Kasılmış olan bacaklarını taşların üstünde zorla hareket ettiriyordu. Gözleri bir an için yanındaki sessiz bedene gitmişti. Dudaklarına sanki mühür vurulmuş gibiydi. Hapishanelerde sesini satan hükümlüler gibiydi. Aynı yaşta olmalarına rağmen onun daha olgun durduğunu kabullenmişti. Okulda onun hakkında dolaşan dedikoduları kanıtlar nitelikte davranıyordu adeta. Dersliğin ılık havası suratını yalayıp geçtiğinde gözleri tanıdık iki simayı gördü. Kardeşinin ondan önce gelip oktan bir yer edinmesi hoşuna gitmişti. Doğruca ona doğru adımlamaya başladığında, Ravenclaw’lı genç büyücünün omzuna dostça vurmuştu. Kardeşine yanına yorgun bir biçimde sokulduğunda masadakileri görmezden geldi. Omzuna sert bir yumruk patlattığında gülümsedi. Derin bir nefes alıp verdikten sonra dersin hemen başlayıp bitmesini diliyordu içinden.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jean Roussillon
Kurtadam
Kurtadam
Jean Roussillon


Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 14/05/11

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyCuma Ekim 28, 2011 6:03 pm

    “Hey bir dakika dursana! Ulf! Bir saniye dostum.”
    Krem rengindeki koridorun içindeki ılık hava dışarıdaki sağanağın soğuk havası, sol tarafında damlaların hüzün ile yol aldığı camı buğulandırmıştı. Kalabalığın telaşı içerisinde ilerlerken, arkasından ona yetişmek isteyen bedenin, çaresiz ve yorgun ses tonunu işitmişti. Omzunun üstünden kendisine doğru gelen bedeni gördüğünde, arkasına döndü yavaşça. Aklında haftasonu okuyacağı kitapların listesini tutmaya çalışıyordu. Mavi gözleri tam önünde duran, siyah cübbesini süsleyen gümüşi sarı renkteki arması dikkatini çekmişti. Hufflepufflı bir çocuktu. Turuncu saçları dağınık bir şekil almıştı. Ellerini dizlerin üstüne koyarak düzeni bozulan nefes alışverişini tekrar kazanmak için solumaya başladı. Yorgunluk yüz hatlarına yapışmış bir maske gibi belli oluyordu. Aklında beliren bir şey karşısındaki bedenin okula yeni geldiklerini fısıldamıştı ona. Muziplikleri ile tanınan ikizlerden birisiydi.
    “Çok hızlı yürüyorsun dostum. Uhhh… Ben Acron. Namım benden önce ilerliyor biliyorum. Ama Laios ile beni karıştırıyorlar sürekli. Ayrıca senin namını da duymadım değil.”
    “Memnun oldum Acron… Sanırım beni böyle ani bir şekilde durdurmanın sebebi son ders saatine beraber gitme fikrin?”
    Hızlı ve soluyan bir şekilde konuşan genç büyücünün saçları, beyaz teni ile kaplanmış alnında amaçsız bir şekilde dağılmasına sebep oluyordu. Ulf, sakin bir biçimde telaffuz ettiği kelimelere gülümseyerek başını sallayan beden ile koridoru tekrar adımlamaya başlamıştı. Sessizliğini tekrar üstüne giydiğinde ise abisinin düşüncesi sızmıştı zihnine. Ukala kahkahası ile morallinin ani bir biçimde bozan, çarpık gülümsemesini umursamamaya çalışıyordu. Dersliğin kapısını açtığında, bedenleri selamlayan ılık havayı ciğerlerine çekti. İçeride bir çok öğrencinin gözleri üstlerine çevrildiğinde, gözlerini direk olarak profesöre dikti. Başı ile selam verdikten sonra, omzuna inen dostça bir elin baskısına karşılık olarak Acrona’a gülümseyerek başını salladı. Sanki tekrar görüşürüz demek istercesine yapışmıştı bunu. Boş bir masaya hemen sahiplendiğinde masanın üstündeki araçların üstünde gezdi mavi gözleri. Düzensiz saçlarına elini daldırdığında, masanın üstünde bugün yapacakları şeye dair bir şey arıyor gibiydi. Yapacakları şeyin ne olduğunu düşünmeye başladığında, etrafta bu ders hakkında tek bilgisi olan bedenin profesör olduğunu anlamıştı. Ellerini göğsünde kavuşturarak yapacakları şeyi düşünerek beklemeye başlamıştı. Tek istediği dersin çok çabuk bitmesiydi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Phaedra Euphraeus
Hufflepuff IV.Sınıf
Hufflepuff IV.Sınıf
Phaedra Euphraeus


Mesaj Sayısı : 56
Kayıt tarihi : 21/05/11
Yaş : 33
Lakap : S

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPaz Ekim 30, 2011 11:55 pm

Hogwarts arazisinin yeraltı dünyasının kralı tarafından ele geçirildiğini düşündürecek kadar yavaş ilerliyordu zaman. Kendi dâhil çevresindeki her şeyin yavaşlayarak sonsuzluğa yuvarlandığını duyumsuyordu, hızlandırmaya çalıştığı her adım, aldığı her nefes, çevresindeki her hareket bir öncekinden daha yavaştı, Dünya üzerinde geçerli olan zaman boyutu esnetilerek Plüton’a uydurulmuş gibi. Zamanın durağanlaşması yahut hızlanması olguları daha iyi ya da daha kötü yapmazdı şüphesiz, o bir boyut olarak var oldukça her şey biraz daha kötü olmaya devam edecekti. Nihayetinde kavramsal olarak iç içe geçmiş olduğu yaşam gücünün yettiklerine fahişesiymiş gibi muamele yapmaktan hoşlanırdı. Henüz dersliğe birkaç metre yolu vardı ki gözlerinin karardığını hisseden cadı ayaklarının boşluğa düşmesine izin vermeksizin yanındaki duvara tutundu, lâkin kucağında taşımakta olduğu kırmızı, oldukça eski cilde sahip tozlu kitabın konumunu tek elle muhafaza edemediğinden ağır cismin sol elinden kaymasına engel olamadı. Bakışlarını parmaklarından yavaşça ayrılmakta olan nesneye sabitledi, dururcasına yavaşlamaya karar vermiş zamandan o da nasibini almış olacak zeminle buluşması için gereken yaklaşık bir buçuk metreyi dakikalar boyunca kat etmesi gerekmişti. Mermere çarptığında ise yaklaşık yarım metre sürüklenerek bir çift siyah ayakkabının önünde durmayı başardı. Gözleri, bu ayakların sahibini aramak için yukarı doğru kayarken siluetin beline uzanan sarı saçlarıyla buluştuklarında, karşısındaki erkek bedeninin Dionys’e ait olduğunu biliyordu.
“Epikür ha? Sence de yere atmak için fazla değerli değil mi balarısı?”
Mimiklerinden zoraki olduğu rahatça anlaşılabilecek bir gülümsemeyle kendisininkilerin eşi gözlere bakmakla yetindi. Ne kadar süredir konuşmadığını bilmiyorduysa da kendini ifade etmek gibi bir gayesi de yoktu. Abisi de herkes ve her şey gibi yavaş jestlerle kitabı almaya eğildi, onu tutuşundan geri vermek gibi bir niyeti olmadığını anlaması yeterliydi. Bende kalsın, gibi bir şeyler mırıldandığında da yanıtlamaksızın yürümeye koyuldu. Dersliğin kapısına varması için kaç asır geçtiğinden emin olmayan cadı, sınıfın ahengiyle karşılaştığında göreli zaman kendisine daha az işkence etmeye karar vermiş görünüyordu. Kapıdan içeri girerken canlı görünebilmek adına suratına deminkinden daha gerçekçi bir gülümseme oturtmayı başarmış da olsa ne bedenini ne de ruhunu taşıyacak gücü kendinde bulamıyordu.
“Günaydın Profesör!”
Kafasının içindeki sesle sahip olduğu ses arasındaki fark nedeniyle bir anlık şaşkınlığa düştü, verdiği selam dudaklarından oldukça neşeli bir tonlamayla çıkmayı başarmıştı zira. Kendimiz olarak yaşayamayız, daima maskelere ihtiyacımız vardır. Derse girmek için bir tane, girdiğimiz sosyal çevreler için birkaç tane, sevgilimiz ve ailemiz için birer tane… Ne kadar çok maske türetebildiyseniz o kadar olgun olursunuz. Kimliğini sahte yüzlerinin arasında tamamen yitirmek günümüzde büyümek olan adlandırılan şey aslında… Dersliği hiçbir sebep yokken çığlık atarak terk edemezsiniz, dersin ortasında kahkahalarla gülemezsiniz, ne istediğinizin hiçbir önemi yoktur. Önemli olan normlara uyum sağlama kabiliyetinizdir. Eğer bunu başaramazsanız yeriniz Zihinsel Hastalıklar departmanı olacaktır, ya da ölüme terk edileceğiniz bir sokak köşesi. İlerlemekte olduğu masaya varana dek geçen sürede düşünceleri arasında boğulmuş da olsa, pencerenin hemen yanındaki yerini aldığında bulunduğu mekâna adapte olmaya hazırdı. Muhtemelen sabahtan beri yağmakta olan yağmuru ilk defa o an fark ettiğine şaşırdı. Pencerenin buğusunu eliyle hafifçe temizleyerek en az kendisi kadar kasvetli görünen araziye kaçamak bir bakış fırlattıktan sonra gözleri masanın üzerine yönlendiler. İnce, uzun parmaklarından birini kâğıdın üzerine götürerek dokusunu hissettiğinde onu filtre olarak kullanabileceklerini düşündü. Siyah, yapışkan iyot daha önce pek çok sefer görmüş olduğundan pek dikkatini çekmemişti, lâkin sınıftaki nahoş kokunun ondan geldiğine emin olduğu sarı sıvının ne olduğuna dair hiçbir bilgisi olmadığından onu incelemeye değer bulmuştu. Aslında, malzemelerin tamamını içeren bir perspektif kullanıldığında, abisinin Phaedra’ya kötü bir şaka yapmak için kullanacağı türden maddelerin tümü sıralanmışa benziyordu. Bu sefer dudakları içten bir gülümsemeyle kıvrıldı. Bakışlarını masadan ayırıp ders başlayana dek arazinin kuşbakışı görüntüsüne sabitledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nona Ambrosia
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Nona Ambrosia


Mesaj Sayısı : 885
Kayıt tarihi : 25/09/11

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPtsi Ekim 31, 2011 12:48 pm

Bu gün kendini çokta iyi hissettiği söylenemezdi, bu yüzden o sıcacık yatağından kalktığı ilk saatlerden beri üzerinde tipik bir durgunluk vardı genç kızın. Zaten çok sık gülmeyen yüzü bu gün biraz daha asılmış gibiydi. Yataktan kalkar kalkmaz aynalardan birinin karşısına geçip de siyah perçemlerini düzelttiğinde hareketlerindeki isteksiz tavırlar o günün iyi geçmeyeceğinin bir göstergesi gibiydi. Öyle de olmuştu, üzerinde o derece bir dalgınlık vardı ki girdiği dersleri dahi dinlemez olmuştu, neyse ki günün son dersine az sonra girecekti ve içinin biraz olsun rahatladığını hissedebiliyordu. Üvey babası Tim derslere bu kadar isteksiz olduğunu öğrenseydi eğer büyük bir ihtimal Noreen’e kızar ve bu tavırların ona hiç yakışmadığını söylerdi. Bu yüzden az daha gayret etme çabası ile isteksizce ve salınarak yürümekten vazgeçip adımlarını hızlandırdı. Zemin üzerinde yürürken ayakkabılarının çıkarttığı yankı dolu sese dikkat kesildi. Cam kenarından gökyüzündeki o gri lacivert bulutları gördüğü ilk andan beri sıkıntı ile iç geçirip duruyordu. Bu gri bulutlar genç kızın hayatından hiç eksik olmayacak gibi görünüyordu. Yağmuru her ne kadar seviyor olsa da bu gün pek havasında olduğu söylenemezdi, ruhunun tam zıttı bol güneşli ve açık bir hava beklemişti lakin hava bile o günkü ruh haline uyum sağlama konusunda diretiyordu. Omuzlarına serbestçe saldığı kuzguni karası saçlarını elinin küçük dokunuşlarıyla düzeltti ve Raveclaw armasını taşıdığı cüppesinin açık kapıdan esen tipik hava akımı ile dalgalanmasına sebep olacak şekilde kapıyı iteleyip simya dersliğine girdi. Çok erken geldiği söylenemezdi, çok geçte kalmamıştı, boş sıralardan birine yerleşti ve kollarının arasında sıkıca tuttuğu kitabı masanın üzerine bırakıp diğer eşyaları da yerleştirdi, etrafında kendi döneminden birçok kişi olmasına rağmen. Fiona dışında hiçbirini tanımıyordu, belki de bu çok fazla insancıl ve sıcakkanlı biri gibi gözükmediği içindi, bu konu üzerinde çok fazla düşünmemeye gayret gösterdi, açıkçası birçok insan tarafından sevilip popüler olmak umurunda değildi yinede üzerinde büyük bir dalgınlığa sahip olan bir tek kendisi değilmiş gibiydi. Fiona geldiğini fark etmemişti bu yüzden defterinin arasından yırttığı küçük kâğıt parçasını iki avucu arasında buruşturup küçük bir top haline getirdi ve profesörün dikkati başka bir yöne odaklandığı ilk anda elindeki kâğıt parçasını genç kızın kafasına fırlatıp hızla kendi önüne döndü. Bu birazda olsa neşesini yerine getirmişti, dudak kıvrımlarında alaycı bir gülüş izi belirip geçti. Böyle tipik munzurluklar yapacağına işine bakmalıydı belki de.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lessien
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Lessien


Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 29/08/11
Lakap : Less

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPaz Kas. 06, 2011 5:32 pm

    Şiddetli bir şekilde yağan yağmur camları dövdüğü gibi huzur verici sessizliği bozup kulaklara da saldırıyordu. İnsanoğluna nefretini kusan doğanın saldırısı karşısında kimse cesaret edip de dışarı çıkamıyor, yağmurun gazabına uğramak istemiyordu. Bu yüzden koridorlar daha kalabalık ve yürünmesi zor bir hale gelmişti Ares için. Bedenini etraftaki diğer öğrencilere rahatsızlık vermeyecek şekilde sıyırmaya çalışsa birkaç kişiye omuz atmaktan kurtulamamıştı. Yüzüne yerleştirdiği pardon ifadesini hiç bozmadan kendini merdivenlere attığında rahat bir nefes almış ve ağır ağır çıkmaya koyulmuştu. İlk haftanın yorgunluğu son günün son dersinde daha hissedilebilir bir hal aldığında her ne kadar çok sevse de dersin bir an önce geçip gitmesini istiyordu. Öğrenci kalabalığının içinde nihayet adımlarını yedinci kata dersliğin olduğu yere getirebilmişti. Dersliğe yaklaştıkça burunları esir alan rahatsız koku ile yüzü buruşan büyücü, ders boyunca bu kokuya maruz kalacağını düşündüğünde bir anlığına geri dönüp gitmek istedi; lakin çoktan sınıfın içine doğru birkaç adım atmış ve Bayan Aznavour ile göz göze gelmişti. Başını hafifçe öne eğerek selam verdi. “Bayan Aznavour.” Selamına ufak bir tebessüm ile karşılık aldığında gözlerini sınıfta öğrencilerin bulunduğu tarafta gezdirdi ve bakışları aradığı kişiyi kısa sürede bulduğunda emin adımlarla ilerledi. Cam kenarında en ön sıraya konumlanmış arkadaşının yanına geldiğinde burnuna hücum eden kokunun kaynağını da bulmuştu. Arkadaşının yanına otururken ince dudaklarını da araladı. “Fredic. Oğlum her yerde seni aradım. Ortalıktan kaybolma işini iyice alışkanlık haline getirdin.” Arkadaşı gözlerini masanın üzerindeki malzemelerden alıp ona hitaben konuşan büyücüye döndüğünde bu kez de o malzemeleri incelemeye koyulmuştu. Küçük bir şişenin içerisine konulmuş sarı solüsyonu başparmağı ve işaret parmağı arasında sıkıştırıp havaya kaldırdı. “Bu küçücük şey bomba misali kullanılabilir.” Şişeyi masaya koyduğu esnada gözüne ilişen eldiven, gaz maskesi ve kulaklık bu dersin kolay kolay geçmeyeceğini işaret ediyordu adeta. Gök mavisi gözlerini geri kalan malzemelerde hızlıca gezdirdikten sonra profesörün dersi başlatması için beklemeye koyuldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Editta Remedios
Kurtkadın & Şifacı
Kurtkadın & Şifacı
Editta Remedios


Mesaj Sayısı : 37
Kayıt tarihi : 09/09/11
Lakap : Carnifex

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPtsi Kas. 07, 2011 12:40 am

    Yağmur yüklü bulutlar anlatıyordu ona hayatı, kendi içine akıttığı gözyaşları gibiydi onlarda. Dur durak bilmeden devam ediyor, biraz daha yakıyordu insanın içini. Küçücük bedenine ilk günden beri hapsettiği gerçekliği bulutlarda arıyordu. Ama bulamayacağını kendisi de biliyordu fakat gene de içindeki umudu yitirmiyordu. Sürekli aklında tek bir gerçek vardı; belki, belki, belki… Elindeki kitabı sıkı, sıkıya tutuyordu belki de hıncını ondan çıkarmaya çalışıyordu, ama nafile, içini bürüyen şeyi hiç kimse çıkaramazdı, adeta ruhunun bir parçası olmuştu. Ve yağmur her yağdığında içindeki şey büyüyordu. Merdivenleri çıkarken kulaklarına dolan yağmurun sesinden nefret ediyor belki de zaman, zaman korkuyordu. Her adım attığında düşecekmiş gibi hissediyor, tırabzanları tutarak ilerliyordu. Korkması belki saçmaydı ama yapamıyordu, buna engel olmaya çok çalıştı fakat başaramadı. Yağmur onu korkutuyordu…

    Merdivenleri çıkması kaç dakika sürdü hatırlamıyordu ama sınıfın kapısına geldiğinde çok mutlu oldu. Zaman çünkü merdivenlerde yavaşlamıştı adeta. Sınıftan içeriye adım attığında sınıfın çok olmasa da kalabalık olduğunu gördü, gözleri sevgisini arasa da bulamadı. Profesörün masasında oturduğunu fark ettiği an
    “ Profesör Aznavour, merhaba.” Profesörün gülümsemesi ve ardından eliyle masaları işaret etmesinden sonra arkalarda gördüğü bir masaya oturdu. Masaya ilk oturduğu anda burnuna garip bir koku geldi, tiksinti ile burnunu kapatırken kokunun kaynağının masadaki sarı çözelti olduğunu fark etti. İlk oturduğunda masadakilere çok dikkat etmemişti ama şimdi masanın üstündekiler oldukça dikkatini çekiyordu. Ne olduğunu ne kadar merak etse de, arkasına yaslanıp yağmurun sesini duymamaya çalıştı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bertrand Carlens
Slytherin IV.Sınıf
Slytherin IV.Sınıf
Bertrand Carlens


Mesaj Sayısı : 22
Kayıt tarihi : 09/09/11

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPtsi Kas. 07, 2011 12:43 am

    Bedeni kadavrayı andırıyordu; soğuk ve hissiz.

    Simya sınıfının kapısına geldiğinde zamanın nasıl geçtiğini anlamadı. Koridorda gelirken sohbet ettiği kişiler, dalga geçtiği birinci sınıflar ve küçümsediği başka öğrencilerle oldukça keyifli bir yolculuk yapmıştı. Tabi merdivenlerdeki tablolarla dalga geçmesi de keyfine keyif katmıştı. Sınıfın kapısının önünde ani bir duraksama yaşadıktan sonra emin adımlarla sınıfa adım attı. Gördüğü ilk kişi profesör olmuştu, masasının ardında oturmuş sınıftaki öğrencileri izliyordu. Bertrand hemen kafasını hafifçe eğdi ve
    “ Merhaba Profesör.” Dedi. Profesörün gülümsemesinin ardından kendine yer bulmak için sınıfın içine bir göz attı. Arka sıralardan birinde dalgın, dalgın oturan sevgilisini gördüğünde hızlı adımlarla ona yaklaştı. “Güzel bayan, acaba buraya oturabilir miyim?” Mavi ışıl, ışıl gözleriyle kendine bakan cadıya hafif bir tebessümle karşılık verdi. Afallamışa benzeyen cadı ilk başta ne diyeceğini şaşırsa da daha sonra “Tabiî ki de otur sevgilim.” Dedi. Sevgilisinden aldığı izinle oturan Bertrand onun yüzündeki dalgın ifadeyi görünce her şeyi anladı aslında, bugün hava yağmurluydu ve sevgilisi yağmurdan korkuyordu. Çok fazla üstüne gitmemeye karar verirken burnuna gelen koku ile kendini soru sormaktan alamadı. “Bu iğrenç şey de neyin nesi?” Sevgisi ona bilmiyorum dercesine baktıktan sonra o da arkasına yaslandı ve önündekilere göz gezdirmeye başladı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cintia Lauwens
Ölü
Cintia Lauwens


Mesaj Sayısı : 1503
Kayıt tarihi : 28/10/11
Lakap : Camila Vallejo

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPerş. Ara. 01, 2011 2:42 am

      "Kiminin sözleri iğne gibidir, kulaklarını tırmalaması yetmediği gibi kalbini parçalar. Güvendiğin kişiyi gözünde öyle büyütürsün ki zihninde var olmayan birini seversin. Hayaller, işte bu yüzden tehlikelidir."


Kalabalık koridorlardaki insan sürüsünü takip ederek Simya dersliğine henüz varmıştı. Yedinci kat koridorları aşina olduğu yerlerdi, zira kulelere çıkmak için her gün bu zemini arşınlamaz mıydı? Kapıdan içeri girerken içerideki kalabalığa şaşkınlıkla baktı, her binadan öğrenci ortak Simya dersi için beyaz masaların arkasında yerini almıştı. Laboratuvar vasfı açısından İksir zindanlarına daha yeğ idi Simya dersliği. O insanın kemiklerine işleyen nemli hava ve küf kokusu burada yoktu. Yedinci katta olmasına rağmen derslik Sytherin Bina Sorumlusu Profesör Aznavour esintileri taşımıyor değildi. Tüm bunları düşünmek boşuna değil miydi? Nihayetinde Hogwarts derslikleri, her biri kurucular tarafından birbirinden farklı olmayan amaçlar için oluşturulmuş dersliklerdir. Bu derslikler pek çok mutluluğu da paylaştırır, çok insanın kalbine nifak tohumları da eker. Hangi tarafı seçeceğinize okula gelir gelmez karakteriniz karar verir. Cintia da yaptığın seçimin kutsallığının farkındaydı. Kendinden emin bir şekilde sınıfa girdi, boş masa olmayışının verdiği yıkım ile ilk gözüne kestirdiği öğrencinin masasına yürüdü. Düzgün diksiyonuyla şu cümleyi kurdu: “Boşsa oturabilir miyim?” Olumlu yanıt karşısında çantasını beyaz masanın üstüne koyup bir güzel yerleşti. O dakikadan sonra gözleri içerideki öğrencilere takıldı. Parmakları dudaklarının üzerinde, eli çenesinde olacak şekilde masaya yaslandı.

Sarışın, Slytherin arması taşıyan genç kız tipik “aşağılama” ifadesiyle diğer öğrencilere bakıyordu. Cintia’nın gri gözleri ağır ağır kısıldı, genç kız onları kırpmaya dâhi tenezzül etmiyordu. Takip ettiği bu küçümseme ifadesinden hiç hoşnut değildi, yoksa bu kız küçük dağların tanrıçası mı olduğunu var sayıyordu? “Kendini güçlü gördükçe ufalıyorsun.” Aklından geçenlerin kendisini tetiklememesi adına anlık beleğini sıfırladı. Bu derste uslu olacak, çıkışa olay çıkarmayacaktı. O halde masadakileri incelemenin vakti gelmemiş miydi?


‘Sınıfın kalabalık havası dikkatimi dağıtmakla birlikte, bu senenin zor olacağı hissiyatı aklımı tedirgin ediyor. Bu sene pek çok dersi almak isteyişim belki de hedefimi netleştiremeyişimden kaynaklanıyor. Kendi yolumdan gitmekle ailemin hayatım hakkında yaptığı seçimler beni bu büyük sorumluluğun altına iten şey. Uyku düzenimi ve sosyal yaşamımı neredeyse kaybettim. Frank’e kızıyor olsam da buna aslında hakkım olmadığının bilincindeyim. Onu da kendim için hazırladığım karadeliğe sürükleyemem. Henüz derse gelmediğine göre, dikkatimi toparlamalıyım. Bu migrenimi azdıran berbat koku şu kapalı tüpten geliyor olabilir mi? Rengi itibariyle de garip bir şekilde idrarı andırıyor. Şu küçük siyah taşların ne olduğunu oldukça merak ettim. Aslında ışık değiştikçe rengi bana çok koyu bir mormuş gibi geliyor. Belki de bu şeyi tanıyorum, ancak ismini bir türlü anımsayamıyorum. Masanın üzerindeki diğer şeyler, kullanımını düşündüğüm zaman değişik bir ders işleyeceğimizi düşündürüyor. Bu kulaklığın ne işe yarayacağını merak ediyorum. Bunun dışında bir adet gaz maskesi bütün masalarda mevcut. O halde bir etkileşim sonucu büyük veya rahatsız edici bir ses ve nefes alışverişimizi etkileyecek bir gaz elde edeceğiz. Aslında şu sarı çözeltilerden bir tanesinin açılması bile tüm sınıfın bayılması için yeterlidir.’

Bakışlarını kapıdan giren son öğrencilere kaldıran Cintia dersin birazdan başlayacağı izlenimine kapılmıştı ki pek çok öğrencinin davranışlarında sabırsızlık gözlemlemişti. Elindeki kulaklıkla oynarken kendisinin de gereksiz, sunî bir gerilime kapıldığını; heyecan ile tez canlılık arası saçma bir duygu yaşadığını fark etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Briseis Irma Silimauré
Balerin
Balerin
Briseis Irma Silimauré


Mesaj Sayısı : 143
Kayıt tarihi : 19/12/11
Yaş : 32

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyCuma Ara. 23, 2011 7:54 am

    "Tatataraam, gümgamgaraaam." Hogwarts'ın bir o yana bir bu yana salınan sarhoş merdivenlerinin üzerinde kaba bir mırıltı eşliğinde hoplaya zıplaya yedinci kata adımını atan genç kızın neşesi, gamzelerine kendini resmediyordu. Dışarıdaki sağnak yağmurun içini ferahlatan şıngırtısı ise ona enerji aşılıyordu. Coşkulu adımlarını sınıfa daldırırken yumuşak bir siyahlık önünden geçti kendini çok belli etmişti. Düşman çok yakındaydı ama tam olarak nerede? Beyin dalgalarını harekete geçirdi tuhaf olabilecek herhangi bir titreşim arıyordu. Daha sonra siyahlığın geçtiği yöne başını kuşkuyla çevirerek sınıfın sol kanadına göz gezdirdi. Kalabalığı göz radarlarından geçirdikten sonra kalçasının yarısıyla sıraya oturmuş, kalçasının diğer yanı havada duran genç bir çocuğa dikti gözlerini. Çocuk, yeşil bir perşömene bir şeyler çiziktiriyordu. Sonuç olarak tuhaf ya da olmaması gereken hiçbir durum yoktu ortada. Bir yandan düşünüyor bir yandan da gözlerini kocaman kocaman açmış, Cintia'yı bulabilmek adına kalabalığı tarıyordu. Aniden genç cadının gözbebekleri Cintia'nınkilerle buluştu ve içinde bastırdığı korku ve tehlike çanları yerini huzura bıraktı. Gamzelere boğulan gülümseyişiyle Cintia'ya doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Birden Cintia'nın yanının dolu olduğu dikkatini çekti ve istikametini genç cadının yanındaki fazlalığa doğru çevirdi. Fazlalık olarak adını damgaladığı öğrencinin tepesinde dikildi. Fazlalık'tan bir kıpırtı göremeyince, rahatsız edici bir şekilde öksürdü Irma. Fazlalık aniden Irma'ya döndü ve ne istediğini sorarcasına gözlerini genç cadıya dikti.

    "Hadi yine iyisin dünyalı, bugünde güneş doğdu, herhangi bir meteor tehlikesi yok. Yaşadııııın!" diye kıkırdadı Fazlalık'a. Fazlalık, anlamsız ifadelerle Irma'ya bakakaldı. "Demem o ki ben seni herhangi bir meteor tehlikesine sokmadan buradan yaylan ama yandan yandan. O zaman severim seni candan." diyerek sırıttı muzipçe. Fazlalık, Irma'nın ham maddesini emirden döşediği ama üstünü mizahla örttüğü sözlerine ortak salonda hergün kulak misafiri olduğundan kızın sözlerine peki dercesine gülümseyerek, eşyalarını toparlayıp sıradan kalktı. Irma, teşekkürünü ifade eden sıcak bir gülümsemeyle kızı arka sıralara postaladı ve Cintia'nın yanına gömüldü. "Ortak salonda aşinalığım var bu kıza, ama resmi olarak tanışmışlığım yok. Bende adını Fazlalık koydum." diyerek Cintia'ya kıkırdarken, yüzünü buruşturarak aniden sustu. İçinden nefesini tutarak gözlerini masaya doğru çevirdi. Gözlerine ilk ilişen, yüzünün ekşimesine neden olan irili ufaklı sarı bir çözeltiydi. Kaşlarını çatarak çözeltiyi süzdü. Ardından iyot, beher, huni ve filtre kağıdı gibi tanıdık malzemelerde genç cadının göz hapsine eşlik ettiler. Tüm bunlardan ancak berbat kokulu sarı çözeltiyle karşı karşıya kaldıktan ve iğrenç kokusu burun deliklerinden içeri süzüldükten sonra haberdar oldu. Gözleri, masanın köşesinde duran kocaman kulaklıklara, gaz maskesine ve eldivenlere iliştikten sonra ise yüzündeki ekşi ifade yerini merak dolu mimiklere bıraktı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Brastias U. Marshall
Gryffindor V.Sınıf
Gryffindor V.Sınıf



Mesaj Sayısı : 81
Kayıt tarihi : 21/05/11
Yaş : 31
Lakap : Bras, Ulfius

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyCuma Ara. 23, 2011 11:33 pm

    'Sırlarla dolu bir dünyanın canı cehenneme!'

    Rüyasında gördüğü her şey onu daha da cesaretlendiriyordu. Gecenin en sessiz dakikalarında bile dudaklarından dökülen bir kaç kelime belki de bir kaç arkadaşının uykusunu kaçırmıştı. 'Ölüm.' Bu sözcük birçok kez kulağında yankılandı. Kendini bir ormanın içinde bulmuştu ve etraf oldukça sisliydi. Bulutlar sanki lanet okuyorlardı, su damlacıklarını yeryüzüyle buluştururken birden etraf kararmaya başlamıştı. Yerdeki yosun yeşili çimenler bir anda sararıvermişti ve her şey çok çabuk olmuştu. Güneş büyük bir hainlik yapıp yüzünü büyücüden saklamıştı. Karanlık bastırıyordu ve belinde duran asası artık büyücüye hizmet etmiyordu. Sözcük tekrardan yankılandı. 'Ölüm.'

    Büyücü yatağından bir hışımla kalkarak oturur pozisyona geçti ve gözleriyle bir süre etrafı inceledi. Etrafta kimse yoktu, haftanın son günü olmasına rağmen kimsenin yatakhanede olmayışı büyücüyü biraz şaşırtmıştı. Su damlacıklarının pencerede yarattığı o muhteşem görüntü belki de bir kaç cümleyle süslenmeliydi. 'Hayat her şeye rağmen güzel.' Büyücü pencereden bir süre dışarı baktı, sabahtan başlayan yağmur hala devam etmekteydi. Her geçen saat yağmur belki de hızını daha da arttırıyordu. Yatağında bir kaç dakika daha bekledikten sonra kolundaki gümüş saatine baktı. Günün son dersine yetişebilirdi, simya. Her ne kadar simya dersinde anlatılanları karmaşık bulsa da dinlemeyi ve bir şeyler öğrenebilmeyi seviyordu. Yatağından hızla kalkarak yastığının altına koyduğu asasını beline geçirdi. Sabah verilen derslerin bedeninde yarattığı yorgunluğu güzel bir öğle uykusuyla üzerinden attıktan sonra yatakhaneden hızla çıktı ve simya dersliğine doğru yürümeye başladı. Büyücü, Denise ile sınıfta buluşacaklarını daha dün kararlaştırmıştı, onun çikolata kahvesi saçlarını izlemek ve sınıfta yapacağı haylazlıkların sonucunda cadının o muhteşem tebessümünü bütün ders izleyecekti. Kulelerden aşağıya inerek şatonun yine o kasvetli havasıyla buluştu ve yedinci kata doğru yürümeye başladı. Kafasında yankılanan sözcüğü bir kenara bırakarak, bugün ne gibi haylazlıklar yapacağını düşünüyordu, genç büyücü.

    Yedinci Kat - Simya Dersliği

    Büyücü yedinci kata geldiğinde uzun koridordan hızlı adımlarla ilerleyerek sonunda dersliğe ulaştı. Sınıfın kapısını yavaşça içeriye doğru iterek etrafına şöyle bir bakındı ve temkinli adımlarla sınıfın içerisinde yürümeye başladı. Profesör Aznavour, masasının arkasından öğrencilerine bakıyordu, yüzündeki gülümseme oldukça hoştu. Brastias, sınıfın en arkasında bulunan çift kişilik masaya geçtikten sonra kendini sanki muggleların bir laboratuarında gibi hissetmişti. Malzemeler oldukça karışıktı. Büyücünün gözüne çarpan tek malzeme, çözeltiydi. Çözelti her ne kadar berbat koksa da bu çözeltiyle muhteşem şeyler yapabilirdi. Kafasında bir süre bir plan kurduktan sonra gözlerini profesöre çevirdi. Büyücü dersin başlamasını bekleyecekti, plan ancak o şekilde gerçekleştirebilirdi. Yanına gelen cadıyla beraber gözlerini bir süreliğine Denise'ye odakladı, gülüşü o kadar tatlıydı ki. ''Hoş geldin, sevgilim. Bu dersi şimdiden çok sevdim.'' Büyücü sözünü bitirdikten sonra gözleriyle cadıya çözeltiyi işaret etti ve hafif bir kıkırdamanın ardından gözlerini profesöre çevirdi. Ders başlamak üzereydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Dora
Gezgin
Gezgin
Dora


Mesaj Sayısı : 393
Kayıt tarihi : 04/05/11
Lakap : Dora.

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyC.tesi Ocak 07, 2012 12:16 pm


    Koskoca bir eğitim yılının umarsız davranarak geçirilmesinin ardından size verilen ödül sil baştan yaparak zaten sıkıldığınız için önemsemediğiniz dersleri tekrar görmektir. Bir haftadır profesörlerin aynı şeyleri yine hiçbir değişiklik yapmadan aynı şekilde anlatmasına maruz kalması cadıyı hayli sıkmıştı, bir şeylerin değiştiğini umarak adım atmıştı her bir dersliğe. Yaşadığı hayal kırıklığının boyutu büyük olmasa da tüm zamanını somurtarak geçirmesini sağlamaya yeterlilik göstermişti. Günün ilk saatlerinde başlayan yağmur, hızını kaybetmeden aksine daha da arttırarak günü iyiden iyiye mahvetmişti. Girmek zorunda olduğu derslerin arasında olan birkaç saatlik boşluğu kendisini dışarı atarak katlanılabilir hale getirmesini engellemişti. İnsanlardan uzaklaşamadığı için camları döven su damlaları Dora ile dalga geçme girişiminde bulunmaya çalışan birkaç kendini bilmeze fırsat vermişti. Birkaç cadının soytarısı olmayı kabul edemeyecek oluşundan kaynaklı olarak kısa bir sürede bulunduğu yerden uzaklaşmış, uzun yıllara tanıklık yapmış merdivenlerden duraksama yaşamadan hızlı adımlarla çıkmıştı. Azımsanamayacak sayıda çok basamağı geride bırakmış, mavi ve gümüşi renklerin hakimiyeti altına alınmış olan kuzgun yuvasının birkaç metrelik uzağında yer etmiş olan Simya dersliğinin yakınlarına gelmişti. Dersinin başlamasına fazla bir zaman kalmamasından dolayı uzun saatler boyunca iki ayağının üzerinde dikilip kalmayacağı için duyduğu küçük mutluluk pek tatlı sayılmayan yorgunluğunun hissedilmesini engellemişti. Günü kurtaracak, en azından olağandan daha az sıkıcı hale getirecek olan dersin başlaması için saniyeleri saymaya başlamıştı kuzgun.

    Doğru anın geldiğinden emin olduğunda sınıfın kapısını iterek açtı ve onunla birlikte birkaç kişiye içeriye girdi. İlk defa girdiği sınıf bir anda dikkatini çekmeyi başarmıştı. Büyücülere has bir dizayndan uzaktı. Zira iksir derslikleri böyle değildi. Muggleların mekanlarını andıran bu laboratuar hayli garip gözükmüştü gözüne. Alışılmışın dışında gibiydi. Dersliğin neye benzediği üzerine düşünmeyi bırakıp kafasını profesörün olduğu yöne doğru çeviren kuzgun Bayan Aznavour'un sevgiyle bakan gözleriyle karşılaştı. Gülümseyerek karşılık verdiği bakışlarla uzun süre karşı karşıya kalmadan kendisi için seçtiği yere geçti. Laboratuar masasının arkasına geçmesiyle üzerinde bulunan malzemeler dikkatini çekmeyi başarmıştı. Burnuna dolan koku çözeltinin bulunduğu kaptan uzak durma isteğiyle sarmalanmasına sebep olmuştu. Her ne kadar bununla yapacağı muzurluklar zihnine hücum etse de koku bunları yadsımasını sağlayacak kadar iğrenç kokuyordu. Diğer malzemelerin üzerinde de göz gezdirdikten sonra kulaklık, gaz maskesi ve eldivenleri daha yakınına çekti. Bunlarla ne yapacaklarına dair bir fikri bulunmasa da bu üçlüye ihtiyaç duyacağından adı gibi emindi. Merakı kendisini cadının ince ve hoş sesiyle ifşa etti. "Bunlarla ne yapacağız, profesör?" Sesinin tınısına her ne kadar merak aşılamaya çalışsa da daha çok tiksinir gibi bir eda vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Denise C. Stark
Gryffindor VI.Sınıf
Gryffindor VI.Sınıf
Denise C. Stark


Mesaj Sayısı : 379
Kayıt tarihi : 27/06/11

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyC.tesi Ocak 07, 2012 4:34 pm


    Yalnızca bir tane yakın arkadaşa sahip olmak zordur kimi insan için. Ancak bu sahip olunan arkadaş için daha da zordur. Denise bu durumun cefasını çekmeye başlayalı uzun zaman olmuştu. Yatağında her gözünü açtığında 'Bugün daha kolay geçecek. Lucy'ye katlanmak benim için daha az yorucu olacak bugün.' diyerek ayaklanmıştı, lakin hiçbir zaman aklında kurguladığı gibi seyretmemişti yaşadıkları. Alışmaya başladığını düşündüğü her an bir şeylerden emin olmaya başlamakta pişmanlık duyar hale gelmesini sağlamıştı, İtalyan cadı. Lucy, Denise'in sabrını sınamayı kendisine görev edinmişti adeta. Ve yine bunun üzerine çalışmalar yapıyordu. Dersten çıktıkları andan itibaren çenesini kapatmaya gerek duymayan İtalyan dişi aslan susmayı düşünmüyor gibi gözüküyordu. Onu dinliyormuş gibi görünüp aslında ne dediğine dair hiçbir şey bilmemek zor bir durumdu. Çünkü cümle aralarına sorular serpiştirip onay bekliyordu ve hiçbir fikri olmaksızın bunu doğru şekilde yapmak biraz güçtü. Garip aksanı ve telaffuz edemediği kelimeleri kullanışı bir araya gelince anlaması da biraz zorlaşıyordu. Kulağına dolan tiz ses her ne kadar sinir bozucu olsa da sakin kalmaya çabalıyordu, Denise. Lucy'nin kötü bir amacı olmadığının bilincindeydi, fazla saftı. Onu kırmak, arkadaşlığından yoksun bırakmak da istemiyordu. Başını sürekli evet anlamında aşağı yukarı sallıyordu, bu esnada aklındaki düşünceleri savmak, bu şekilde düşünmemek için de çaba sarf ediyordu. Lucy'yi dinlemek, ona yardımcı olmak istiyordu.

    Düşüncelere öylesine dalmıştı ki derse yetişmesi gerektiği aklında çıkıvermişti. Cadının son sözlerini işitmişti bu sayede. "Hey, Denise! Bir şey var canını sıkan? Beni dinlemiyorsun gibi gözüküyor." Vereceği cevap konusunda bir fikri olmayışı bocalamasına neden olurken onunla birlikte dersliğe yürümeme isteği bedenini sarmalamıştı. Bir anda zihninde bir ampul parlamış, onu yanında uzaklaştırmasını sağlayacak yalan belirivermişti. İnandırıcılığı aşılamaya çalıştığı sözcükler dudaklarının arasından çıkarken Lucy'nin dediğini yapmasını umuyordu. "Ailevi meseleler Lucy, benim için Pamelia'ya o dediğinin olmayacağını söyler misin? Ders öncesi Brastias ile buluşacağım da, sen hemen yetişirsin. Uygun mu senin için? Bras'ı bekletmek istemiyorum da..." Gerçekten rezil bir yalancıydı, Allison kızı. Kendisi bile inanmamıştı söylediğine. Ancak İtalyan cadının saflığı devreye girmiş ve gülümseyerek kabul etmişti Denise'in isteğini. Lucianna'nın arkasını dönüp uzaklaşmasıyla Allison kızının biraz olsun rahatlaması eş zamanlı gerçekleşmişti.

    Merdivenleri geride bırakmış, dersliğin kapısının önüne gelmişti nihayet dişi aslan. Okul gibi yıllanmış olan kapıyı hafifçe itti ve açılmasıyla arasından süzülüp dersliğe girdi. Muggle laboratuvarlarını andıran dersliğin görünüşü üzerine fazla kafa yormadan profesörü selamlayarak arka sıralarda yer tutmuş olan sevgilisinin yanına ilerledi. Kısa sürede ulaştığı çift kişilik masanın arkasında duran oğlan tarafından güler yüzle karşılanmak cadıyı hoşnut etmişti. Gözleriyle işaret ettiği kaba kafasını çevirip baktığında yüzündeki ifade değişen cadının sözler bilinçsizce döküldü dudaklarının arasından. "Planın nedir, sevgilim? Umarım birilerinin canını yakacak değilsindir?" Sözlerinin noktalanmasıyla masada bulunan diğer malzemelere göz gezdirdi ve zihninde büyük bir soru işareti oluştu. Bu şeylerle ne yapılacağına dair bir fikri yoktu. Simya'nın yalnızca bir şeyleri altına çevirmekten ibaret olmadığını biliyordu lakin bu tür malzemelerle de karşılaşacağını düşünmemişti. Meraklı gözlerini önce Brastias'a sonra da profesöre çevirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elicia Aznavour
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Elicia Aznavour


Mesaj Sayısı : 686
Kayıt tarihi : 06/11/10

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPerş. Ocak 12, 2012 4:13 am

Sınıf, bir Hufflepuff öğrencisinden sonra dolmaya başlamıştı. İlk anda boş bulunsa da, ikinci öğrenci içeri girerken selamını verdi. ‘’ Merhaba Oedipus.’’ Porsuğun arka sıralara kaçması dikkatini çektiyse de, işleyecekleri konu için akıllıca olacağını düşündü. Hemen ardından havanın güzelliğini cüppesinde gezdiren Clifford içeri girmişti. ‘’ Öyle, gerçekten öyle.’’ Öğrencisi önlerdeki masalardan birini seçtiğinde, dudağının köşesi yumuşak bir gülümseme ile kıvrılıp hemen eski haline döndü. Valenti’nin sınıfa girişiyle birlikte baş selamına karşılık veren Elicia, kalabalık bir ders saati olacağına emindi. Sınıfa dalan bir porsuğun ters giyilmiş cübbesine, ardından da sarı saçlarına dikkat etti. İğnelememeye çalışarak selam verdi. ‘’ Merhaba Fitzherbert. Sıranın düzünü bulmaya çalış.’’ Cadının toparlanmasını seyrederken ortalığa çarpabileceğinden şüphe duyarak o sırada içeri giren Elena’ya selam vermek yerine ufak bir talepte bulundu. ‘’ Chloe’yi uyanık tut Elena. Bu derste uyuyan güzeller sadece benim için değil, kendileri için de tehlike.’’ Son cümleyi kendi kendine söylemişti. Dersliğe girmeye devam eden öğrencilerinden bir Ravenclaw’ın arkadaşlarıyla sıralarını bulma çabasına aldırmadı. O sırada, başkanı olduğu binanın başarılı simya öğrencilerinden Aurora’nın selamıyla arkasını döndü. ‘’ Seni yine bu derslikte görmek o kadar hoş değil Octavianus. Beşinci sınıflar ile birlikte burada olmalıydın. Her neyse…’’ Kalanı anladığına emin olarak başını salladı.
Öğrenciler sınıfa gelmeye devam ettikçe benzer kelimeye farklı soyadları ekler oldu. ‘’ Merhaba Vareck. Günaydın Euphraeus. Bay Allison. Bayan Remedios, bir yer seçin.’’ Binasının öğrencileri de gelmeye başlamıştı. ‘’ Carlens, kendine bir yer seç.’’ İçeri giren öğrencilerle sesler de yükselmeye başlamıştı. Çok huzurlu ortamlarda ders yapmak gibi bir alışkanlığı olmayan cadı, yadırgamadan devam edecek olsa da, herkesin kendisi kadar rahat olamayacağını düşünerek sesinin en bas telini kullanarak mırıldandı. Hala kadınsı kadifelik bağırtısında dahi peşini bırakmıyordu. ‘’ Sessiz olun. Kimseye ceza olarak masadakilerden birini yedirmek istemiyorum.’’ İçeri gelenlerle neredeyse tüm laboratuvar masaları neredeyse dolmuştu. Bir kuzgunun sorduğu soruyla kaşlarını kaldıran Elicia sabırla derin bir nefes aldı kokuya rağmen. ‘’ Biraz gürültü yapacağız Bayan Cauas.’’

Sırasının ardından çıkıp öğrencilerin ortasına geldi. Hala dikkatini tam olarak toplayamamış birkaç kişinin de dikkatini çekmek adına hafifçe öksürdü. Devam etmekte ısrarcı olan gürültü yüzünden asasını hafifçe oynatarak konuşan birkaç kişinin etrafında ufak şimşekler çakmasını sağladı. Şaşkınlık belirten kısa tepkilerden sonra boğazını temizleyip devam etti. ‘’ Sıralarınızın üzerinde duran katılar iyot, şu kötü kokulu çözelti ise derişik amonyaktır. Yüzde yirmilik sulu bir çözeltidir. Emin olun öyle olmasa sınıfta duramazdık. Henüz kimse kapların kapağını açmasın!’ ‘ Arka sırada birkaç kişinin çözeltilerin kapağını açmasıyla sınıfı keskin bir koku kaplamıştı. Sinirden hafifçe dudaklarını birbirine bastıran cadı, başka jest belli etmeden devam etti. ‘’ Hayır, maskelerinizi henüz takmayın. Bu kokuda devam edeceğiz.’’ Söylenmediği sürece merakına yenik düşen öğrencileri sempatik bulsa da, ellerindeki maddelerin sağı solu belli olmayan çözeltiler olduğunu görerek daha rasyonel davranmalarını umuyordu. Kokuya alışık olan Aznavour, ufak nutkuna başladı.

‘’ Elimizdeki iyotu, amonyakla birlikte söylediğim miktarlarda karıştıracaksınız. Ardından çözeltideki iyotu süzeceğiz. Süzdüğünüz iyotun dökülmesine izin vermemelisiniz. ‘’ Daha fazlası için henüz erken olduğunu düşünen cadı, sıraların arasında gezerken bağırarak devam etti. Masasına doğrulttuğu asası birden bire kürsüden biraz yukarda, havada süzülen bir kum saati belirmesini sağladı. İçerisinde yeşil fosforlu bir kumun yavaş yavaş aşağıya doğru akmaya başladığı kum saatinden gözlerini çeken cadı, devam etti. ‘’ Eldivenlerinizi takın hemen. Ardından gaz maskeleri de takılsın. Nasıl takacağını bilmeyenler için hemen yanınızda gerekli görsel rehber var. Malzemelere çıplak elle dokunmayın. Beherin on beş mililitresini amonyak ile doldurun. Ardından da baş parmağınız ve işaret parmağınızın ucuna sığacak bir tutam iyotu sıvıya ekleyip karıştırmak için sıraların altında sürekli duran tahta çubukları kullanın.’’

Gaz maskelerinin düzgünce takılmasını, kimsenin olduğu yeri kusmuk içinde bırakmamasını umuyordu. İyotun çözeltiyle karışmasından sonra herhangi bir öğrencinin bir tarafına yapışıp kalmamasına da dikkat çekmeyi unutmadı. ‘’ Amonyak ile karışan iyotun asla üzerinize yapışmasına izin vermeyin. Asla. Temiz çalışın.’’ Kimsenin yolda yürürken aniden patladığını duymak istemiyordu. O anda öğrencilere ne yaptıklarından bahsetmediğini hatırladı. Haksızlık etmemek için tüm sınıfın sessiz anını kolladı. Gülümseyerek cümleyi bir çırpıda söyledi.

‘’ Ses bombası yapıyoruz.’’



Çoğunuzla iletişim halindeyim arkadaşlar. Profesör ile sürekli konuşabilir, sınıftaki diğerlerine sataşabilirsiniz. Kendi aranızda yaptığınız garip kurgular olursa haberim olsun yeter. Üzerine farkında olmadan parça iyot yapışan biri, üzerindeki parça kuruduğunda gürültülü bir patlamaya maruz kalacaktır. Uzuvlarına hiçbir şey olmaz; ancak kulakları uğuldar. Bunu dersin çıkışına yakın ya da daha sonra ayarlayabilirsiniz. Bilginiz olsun istedim. Herkes adım adım neler yaptığını yazsın bakalım şimdi.Profesörün dediklerini yaptım şeklinde kestirip atılmasın. Zaten beş altı satır yazıyoruz. Kolay gele! Sürprizim bitmedi benim daha.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Editta Remedios
Kurtkadın & Şifacı
Kurtkadın & Şifacı
Editta Remedios


Mesaj Sayısı : 37
Kayıt tarihi : 09/09/11
Lakap : Carnifex

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPaz Ocak 15, 2012 9:21 pm

    “Gökkuşağıydın sen neden bütün renklerin soldu.” Bedenini yağmur kaplamıştı adeta; sırılsıklamdı ve üşüyordu. Gözleri buğulanmış görmekte güçlük yaşarken gözünden süzülen bir damla yaşa dudaklarına ulaşmadan engel oldu. Sessizce baktı; uzun, uzun baktı. Görmek istediklerini göremedi, içindekileri göremedi sadece koca bir hiçliğe baktı. Tam o sırada profesörün sesi ile hiçlik yok oldu tekrar sınıfa döndü. Burnuna gelen garip kokulara engel olurken yanındaki insanın ona verdiği güçle kendisini toparladı. Dik durmak zorunda olan bedeni bütün uzuvlarını harekete geçirerek dikleşti, dikleşti. Daha önce duyamadığı ses şimdi kulaklarından beynine bir emir edasıyla süzüldü. Önündeki kaplara bakarken bir yandan da profesörü dikkatlice dinledi. Uygulama yapmak için hazır bekliyordu, şu güne dek her şeye hazır olduğu gibi. Çevresindekilere bakarken içinden kahkahalarla gülmek geliyordu, çünkü hepsine acıyordu. Çünkü hepsi acınacak birer yaratıktı onun gözünde.

    Profesörün talimatlarını bir, bir yerine getirmek isteyen cadı profesörün dediğini yapıp eldiveni eline taktı. İlk başta ellerinde hissettiği karıncalanma eldiveni taktığında geçmişti. Daha sonra gaz maskesini taktı, nasıl takılacağını bilse de göz ucuyla yanındaki rehbere baktı. Gaz maskesini de taktıktan sonra elini yavaşça behere uzattı ama eli öylesine çok titriyordu ki bir anlığına tutamayacağını düşündü. Derin bir nefesin ardından elini tekrardan uzattı bu sefer eli titremiyordu beheri eline aldı ve tam önüne koydu. Amonyağı eline alıp dikkatlice beherin on beş mililitresini doldurdu. Bunu yaparken gözlerini bir anlığına olsun başka tarafa yöneltmiyordu en ufak bir şeyi kaçırmak hata yapmak istemiyordu. Daha sonra eline aldığı iyodu dikkatlice beherin içine koydu. Herhangi bir şey olmadığını anladığında sıranın altında duran çubuğu aldı ve çözeltiyi karıştırmaya başladı. Ses bombası fikri kulağa çok hoş geliyordu çünkü daha sonra kesinlikle kullanması gerekecekti. Cadı daha sonra üstüne dikkatlice baktı herhangi bir yerine gelmesini istemiyordu, hem üstünün kirlenmesini istemiyor hem de ufak bir patlamaya yaşayıp rezil olmak istemiyordu. Bir yandan önündeki çözeltiye bakarken bir yandan da sınıfa göz gezdiriyordu ve tahminince ilk o bitirmişti, tabi gözden birilerini kaçırmadı ise. Yanında oturan sevgilisine bakıp hafifçe tebessüm etti.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bertrand Carlens
Slytherin IV.Sınıf
Slytherin IV.Sınıf
Bertrand Carlens


Mesaj Sayısı : 22
Kayıt tarihi : 09/09/11

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptyPaz Ocak 15, 2012 9:27 pm

    Sınıfta yükselen seslere aldırış etmeksizin yerinde sessizce oturuyordu büyücü. Yavaş, yavaş sabırsızlanmaya başlamıştı dersin bir an önce bitmesini istiyordu. Daha sonra ayağa kalkan profesörü görünce “ Oh sonunda.” Dedi sessizce. Profesörün sözlerini dinlerken burnuna gelen kötü kokuya içinden geçen bir küfürle karşılık verdi. Profesörün sert ikazından sonra dikkatlice dinlemeye devam etti. En ufak ayrıntıyı kaçırmak istemiyordu, her şeyi doğru yapması gerekiyordu özellikle kendi bina sorumlusunun dersinde. Profesörün anlattıklarının tam olarak ne işe yarayacağını merak ederek cümlenin sonunun gelmesini merakla bekledi. Zaman, zaman gözü yanındaki sevgilisine takılırken içinden muzip bir gülümseme geçiyordu. “Evet, işte budur. Tam bana göre oldu bu, bundan sonra o veletler benden biraz daha korksun.”

    Profesörün dediklerini bir, bir uygulamak için dikkatlice davranmaya özen gösterdi. İlk olarak eldivenini takan büyücü yanındaki rehbere ihtiyaç duymadan gaz maskesini taktı. Gaz maskesinin bunaltan yanını dikkate almamayı özen gösteren büyücü, önünde duran behere dikkatlice on beş mililitresini dolduracak kadar amonyak koydu. Bir yandan da maskeyi taktığına şükrediyordu, yoksa bunun kokusunu çekmesi imkânsız olacağını biliyordu. Amonyağı ekledikten sonra eline bir tutam iyodu etrafa saçılmamasına dikkat ederek beherin içine koydu. Daha sonra profesörün dediklerini hatırladı ve sıranın altından altığı tahta çubukla çözeltiyi yavaş, yavaş karıştırmaya koyuldu. Önünde patlayan havaya uçan bir şey olmadığı için sevindi ve yanında duran sevgilisine baktı. İkisi de aynı anda bitirmişti neredeyse.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elena Pearl
Hufflepuff V.Sınıf
Hufflepuff V.Sınıf
Elena Pearl


Mesaj Sayısı : 644
Kayıt tarihi : 02/01/11

4. Sınıflar Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar Online   4. Sınıflar Online EmptySalı Ocak 17, 2012 8:01 pm

    Elena gülümseyerek profesöre bakarken, profesörün talebi karşısında bakışlarını Chloe'e çevirdi ve sessizce kıkırdadı.Masasında duran malzemelere bakıp iç geçirdi.Bu dersi sevmiyordu ama bazen iksir dersine benzediği için hoşuna gidebiliyordu.Proseför Aznavour dersi ve malzemeleri kısaca özetlerken Elena gerekli gördüğü yerleri küçük defterine not almıştı.Her ne kadar sevmese de geçmek zorunda olduğu bir dersti.
    Profesörün anlattığı herşeyi Elena inceliyordu.Kapakları açılmaması gereken çözeltilere tiksintiyle baktı.Belli ki gerçekten mide bulandırıcı kokuyorlardı.Fakat fazla merak etmesine gerek kalmamıştı.Meraklı birkaç öğrenci kapakları açmış olacaktı ki sınıfı keskin ve iğrenç bir koku kaplamıştı.Elena burnunu tıkamak zorunda kalmıştı.Tam maskesine yönelecekti ki profesörün uyarısıyla eline aldığı maskeyi tekrar masaya bıraktı.Bu iğrenç koku eşliğinde tüm sınıf profesörün nutkunu dinlemişti.
    Havadaki kum saatiyle beraber nihayet uygulamaya geçilmişti ve Elena ilk olarak maskesine sarıldı.Maskenin o plastik kokusu ble sınıfın kokusundan çok daha iyiydi.Eldivenlerini de ellerine geçirip dikkatle beherin on beş mililitresini amonyak ile doldurdu.Belirtilen miktardaki iyotuda karışıma ekleyip tahta çubukla karıştırmaya başladı.Herkes işine öyle konsantre olmuştu ki kimseden çıt çıkmıyordu.Bu sessizliği bölen ise profesörün geç gelen ders konusunu söylemesiydi.Elena şaşkınca profesöre baktı.Ses bombası mı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
4. Sınıflar Online
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki
 Similar topics
-
» 6. sınıflar - Online
» 4. sınıflar - Online
» VI.Sınıflar | Online Ders
» 4. Sınıflar//Ders-1 Online
» 6. sınıflar - Online(İkinci Ders)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Ders Arşivleri-
Buraya geçin: