Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 4. Sınıflar//Ders-1 Online

Aşağa gitmek 
5 posters
YazarMesaj
Novack Levin
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Novack Levin


Mesaj Sayısı : 20
Kayıt tarihi : 24/08/10
Lakap : Stew

4. Sınıflar//Ders-1 Online Empty
MesajKonu: 4. Sınıflar//Ders-1 Online   4. Sınıflar//Ders-1 Online EmptyC.tesi Ağus. 28, 2010 5:24 am

Dersin Konusu: Kriptografi Bilimine Giriş

Dersin Profesörü: Julian Caine; Yeni bir Profesör ve ilk defa derste görüyorsunuz. Ciddi bir tavrı var ve bu tutumu sizi susmaya itiyor.

Ders Zamanı/Hava Durumu: Haftanın son günü ve son dersi, hava kapalı, yağmur neredeyse kendini bıraktı bırakacak.

Dersin İşlendiği Yer: Derslik pek fazla hareketin olmayacağını varsayınca derse göre fazla büyüktür. Bunu fırsat bilen Profesör öğrencilerin dikkatini çekmek ve daha akılda kalıcı olabilmek için dersliği büyüler ve dersin konusuna uygun değişik bir oyun hazırlar. Dersliğe giren öğrenciler ilk olarak yanlış geldiklerini düşünmektedirler; çünkü derslikten çok baykuşhaneye benzemektedir. Yuvarlak sınıfın tüm çevresi baykuşlarla ve onların tünekleriyle kaplıdır. Tüneklerin altında baykuşların numaraları yazmaktadır. Öğrenciler derslikten içeri girdiği anda yüksek ve büyük çift kanatlı ahşap işlemeli kapı ortadan yok olur. sıralar bir kenara itilmiş onların önünü de kara bir tahta kapatmaktadır. Dersliğin zemini de diğer sınıflar gibi değildir; nemli ve yumuşak bir toprakla kaplı olan zemin yumuşacıktır. İleri de duran kazma aletlerinin gerekliliğini göstermektedir.

Dersin İşlenişi: Dağınık bir şekilde dizilmiş olan sıralarına oturan öğrenciler önlerinde bir parşömen bulurlar. Profesör gelmeden kağıda göz atan öğrenciler pek de bir şey anlayamamışlardır. Çünkü belli bir şifreyle yazılmıştır. Herkes arasında dersliğin bu halini ve ellerindeki kağıdı tartışırken Profesörün girdiğini fark etmemişlerdir. Profesör içeri girip tüm öğrencilerin susmasını beklerken her birine sert bir ifadeyle süzmektedir. Konuşmaya başladığında net bir sesle konu hakkında bilgi vermeye koyulmuştur.

- Konu hakkında bilgilendirme "Kriptografi, gizlilik, kimlik denetimi, bütünlük gibi bilgi güvenliği kavramlarını sağlamak için çalışan matematiksel yöntemler bütünüdür. Bu yöntemler, bir bilginin iletimi esnasında karşılaşılabilecek aktif ya da pasif ataklardan bilgiyi -dolayısıyla bilgi ile beraber bilginin göndericisi ve alıcısını da- koruma amacı güderler.
Bir başka deyişle kriptografi, okunabilir durumdaki bir bilginin istenmeyen taraflarca okunamayacak bir hale dönüştürülmesinde kullanılan tekniklerin tümü olarak da göterilir."

- Ayrıntı ve püf noktalar; Öğrenciler ellerindeki parşömende şifre olduğunu artık bilmektedirler ama nasıl çözüleceğini bilmemektedirler. Meraklı gözlerle kağıttakilere bakarlar. Profesör dersin devamında o kağıttakilerin işine yarayacağını söyler

Kağıtta herkese özel bir not yazmaktadır. Notta ulaşmaları gereken baykuşun yerini ve tarifini yazan kısa bir pusula yer almaktadır. Baykuşa ulaşıp en sondaki parolayı söyleyebilirlerse baykuş uçacak ve altından bir başka pusula çıkacaktır. Bu daha çok harita gibidir ama üzerindeki işaretler ve sayılar şifrelenmiştir.



Dipnot: Sizden ilk önce istediğim en az 20 satırlık bir giriş Rp'si, ondan sonraki Rp'ler en az on beş satır olmalı. Giriş Rp'sini sonlandırma noktanız Profesörün ders hakkında açıklama yapmasıdır. Giriş Rp'lerinden sonra şifreleme yöntemini ben anlatıcam ve herkese özel şifrelerini yazıcam. Sizde o şifreleri çözerek baykuşlarınızı bulmaya çalışacaksınız sonrasında. Arkadaşlarınızla kişisel kurgular yapabilirsiniz ama kimse kimsenin şifresine elini sürmeyecek. Dersin akışını ara mesajlarla ben aktarmaya devam edicem. Derse yazmadan önce mutlaka kurallar bölümünü okuyun..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jarina Boudlaire
Gryffindor IV.Sınıf
Gryffindor IV.Sınıf
Jarina Boudlaire


Mesaj Sayısı : 242
Kayıt tarihi : 17/08/10

4. Sınıflar//Ders-1 Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar//Ders-1 Online   4. Sınıflar//Ders-1 Online EmptyÇarş. Eyl. 01, 2010 3:44 pm

"Lanet olası Aritmansi!"


Haftanın son günü ve dersi olmasına rağmen huzursuzum, çünkü; ders Aritmansi. Oldum olası bu dersi sevmiyorum. Aritmansi bana göre derinliği belli olmayan bir göl ve o gölün içerisine bile bile girmek ise aptallık. Ama lanet olası sınıfı geçmem için o ders şart. Profesörünü tanımamam bana dezavantaj sağlarken dersin sıkıcılığı şimdiden ruhuma işliyordu. Hoş, profesörü tanımama gerek yok. İksir profesörleri nasıl yaşlılar ve yavaşlarsa Aritmansi profesörleride sinir varlıkların teki. Her Aritmansi lafı geçtiğinde içten içe küfretmem anormal bir şey, kabul ediyorum. Ama ne yapabilirim, dersi sevmiyorum. Okul hayatımdan bu yana sürekli profesörüyle kavga ettiğim, derslerinde hep kaldığım ve dersliğinin kapısından dahi geçmek istemediğim tek ders dalı bu! Mugglelerin çoğunun nefret ettiği bir ders olduğunu duymuştum. Adı neydi? Imm, buldum. Matematik. Onların çoğuda o dersi benim Aritmansi dersini sevmediğim kadar sevmiyormuş. Sanırım iki dersinde sevilmeme nedeni aynı; zorlar. Sinirden saçmaladığımın farkındayım, elim ayağım titriyor diyebilirim. Belki de fazla büyütüyorumdur, bu profesör iyi huyludur ha? Böyle olmasını umarak merdivenleri çıkmaya devam ediyorum. Kara bulutlar gökyüzünde krallıklarını ilan ederlerken yandaşları şimşek yavaştan kendini belli etmeye başlıyor. Köleleri su damlaları ise bulutların içinden yarışa başlamak için hazırlanıyorlar. Havadan mıdır bilmem ama bugün Hogwarts pek bir sessiz ve durgun. Sanki burada barınanlar bir daha hiç mutlu olamayacaklarmış gibi bir halleri var. Bu huzursuzluğu daha önce hiç yaşamadım diyebilirim, yanlarından geçtiğim öğrencilerin yüzlerinden düşen bin parça. Aman banane, bunlardan. Kendi sorunum bana yeter. Başımı iki yana sallayıp yedinci kata ulaşmak için katlettiğim merdivenlerin sonuna gelişim beni hem rahatlatıyor hemde iyice huzursuz ediyor. Yedinci kat her zamanki gibi sessizliğini koruyor, burada Aritmansi dersiyle ilgilenenlerden başka kimse olmaz zaten. Koridorun sonunda olan dersliğe şöyle bir bakış attıktan sonra ihtiyaç odasıyla müdür odasının kapılarını süzüyorum. Hogwarts müdürünü bir kaç kez görmüş olmama rağmen beni kendine hayran bıraktı diyebilirim, sorumluluğuna karşılık gerçekten çok çekici. Şu an havalı, şımarık ve platonik aşklara tutkun bir kız gibi göründüğüme eminim ama müdür öyleyse ben ne yapabilirim değil mi? Sinsi gülümsemem suratımda belirlenirken adımlarımı koridorun sonuna doğru atmaya başlıyorum. Dersliğe ulaşınca, dersliğin şeker görünümünün içindeki eşyalarla üstünü kapattığı kesinkes. Zeminin yumuşak oluşu bir anlığına beni afallatsa da dağınık sıralardan en ücra köşesine kuruluyorum ve önümdeki parşömene göz atıyorum. Yazılanları anlamayınca yüzümü buruşturarak gözlerimi tavana dikiyorum. Sınıfa ilk gelen benim ve birazdan diğerlerinin gelmesiyle oluşacak gürültüyü tahmin edebiliyorum. Sınıf doluyor ve profesörün girmesiyle ciddiyet başlıyor. Soğuk bakışlarıyla 'Ben Aritmansi profesörüyüm' diye bağırıyor. "Kriptografi, gizlilik, kimlik denetimi, bütünlük gibi bilgi güvenliği kavramlarını sağlamak için çalışan matematiksel yöntemler bütünüdür. Bu yöntemler, bir bilginin iletimi esnasında karşılaşılabilecek aktif ya da pasif ataklardan bilgiyi -dolayısıyla bilgi ile beraber bilginin göndericisi ve alıcısını da- koruma amacı güderler.Bir başka deyişle kriptografi, okunabilir durumdaki bir bilginin istenmeyen taraflarca okunamayacak bir hale dönüştürülmesinde kullanılan tekniklerin tümü olarak da göterilir." Hı? Anlamadım? Hoş, ne zaman anladım ki bu dersi. Neyse, sessiz durup dinliyor gibi yapmalıyım. Sende aynısın lanet profesör.


Birinci şahıs ağzı kullanmanın avantajını sergilemişsin Rp'de. Düşücelerin açık bir dille anlatımı mevcut ve bunu okumak eğlenceliydi. Daha geniş çaplı bir yorum yapacak olursak; dili basit bir şekilde kullanmana rağmen yaptığın betimlemeler oldukça yerinde. Tabi yaptığın kadarı; bir yeri tasvir ederken gayet hoş ama pek de tasvir yaptığın söylenemez. Sanki okulda bir derse girerken arkadaşınla konuşuyor gibi. Biraz daha ciddive betimleyici bir anlatım kullanmanı yeğlerim. Rp Puanı: 25 üzerinden 19

Derse ilk giren öğrenci olduğu için +10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kenny Maria Frank
Gryffindor V.Sınıf
Gryffindor V.Sınıf
Kenny Maria Frank


Mesaj Sayısı : 24
Kayıt tarihi : 28/08/10

4. Sınıflar//Ders-1 Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar//Ders-1 Online   4. Sınıflar//Ders-1 Online EmptyÇarş. Eyl. 08, 2010 1:05 pm

Sabah uyandığında haftanın sonu olduğu aklına geldi ve derin bir nefes aldı. Hafta sonunda bir dersinin olmadığını düşünüyordu. İki elini havaya kaldırdı ve uykusunun açılması için güzelce bir gerindi. Sonra gözü birden tam karşısındaki kıyafet dolabının üzerindeki ders programına baktı. Gözlerini kapattı, nefesini tuttu ve yüksek sesle "Off!" dedi. Bugün unuttuğu Aritmasi dersini gördü. Hemen kalktı ve hızlı bir şekilde kıyafetlerini giyerek odasından çıktı. Aritmasi dersine doğru ilerlerken koridorda bir öğrenci ona çarptı ve elindkei kitaplar elinden etrafa değıldı. "Lanet olsun!" dedi ve kaşlarını çatarak eğilip yerdeki kitapları topladı. Sonra elindeki kitapları boynunda asılı olan çantasıne yerleştirdi. Bu sırada kendi kendine söyleniyordu. Karşısına ablası Kristen çıktı koridorda. Abla olabilirdi ama okulda o bir Profesördü. "Günaydın Ab.. Yani şey, Profesör." dedi ve kafasını öne eğip yürümeye devam etti. Sonunda dersliğe gelmişti. Kapıyı açtı ve içeriye girdi. Sınıfa bakmadan tekrar kapıyı kapattı ve kafasını çevirdiğinde bir adım geriye attı. İçerdeki profesörü görünce "Pardon profesör sanırım yanlış geldim. Lütfen kusuruma bakmayın!" dedi ve arkasını döndü kapıyı açmak için. O sırada orda kapının olmadığını gördü ve "Neler oluyor burda böyle?" diyerek profesöre geri döndüğünde sınıfın her tarafında baykuşların olduğunu gördü. Bir an demin Profesörüm dediği adamın profesör olmadığı hissine kapıldı. Çünkü burası bir derslikten çok baykuşhaneye benziyordu. Baykuşların altında numaralar yazılıydı ve zemin nemli, yumuşak kumla kaplıydı. Önüne bir tahta belirdi ve kenarlara çekilmiş sıralar yerlerine geçmeye başladı. Kafasını öne eğerek, mahçup bir durumda geçip profesörü iyi görebilecek önlerden bir masaya oturdu. Önünde duran parşömene baktı. Üzerindeki yazıların bir şifre olduğunu anlayabiliyordu artık. Ancak bunları bir türlü çözememişti. Sınıf iyice dolmaya başlamıştı ve demin içerde olan adam olduğu yerden kaybolmuştu. Ken, kafasını kaldırdığında tüm sınıfı izleyen, yakışıklı fakat ciddi bir beyefendi gördü. Bunun profesör olabileceğini düşündü. Ama bu seferkininde deminki kadar rezil olmasını istemiyordu. O adama nasıl da Profesör diyebilmişti. Bu yakışıklı adamla uzaktan, yakından alakası yoktu oysaki. O yakışıklı beyefendi geçip profesör masasına oturmuştu. Ken onun arıtk gerşekten bir profesör olduğuna emindi. Tüm sınıf profesörün geldiğinin farkına varınca bir sessizlik hakim oldu derslikte. Sınıf sessizleşince profesör oturduğu yerden ayapı kalktı ve tahtaya adını yazdı. Pek bir açıklama yapmadan konuyu anlatmaya başladı.
"Kriptografi, gizlilik, kimlik denetimi, bütünlük gibi bilgi güvenliği kavramlarını sağlamak için çalışan matematiksel yöntemler bütünüdür. Bu yöntemler, bir bilginin iletimi esnasında karşılaşılabilecek aktif ya da pasif ataklardan bilgiyi -dolayısıyla bilgi ile beraber bilginin göndericisi ve alıcısını da- koruma amacı güderler.Bir başka deyişle kriptografi, okunabilir durumdaki bir bilginin istenmeyen taraflarca okunamayacak bir hale dönüştürülmesinde kullanılan tekniklerin tümü olarak da gösterilir."
"Ne dedi bu böyle?" dedi Ken içinden. Çünkü bu sefer ilk defa bir profesörün anlatışından hiçbirşey anlamamıştı. Umuyordu ki dersin geri kalanında anlayabileceği şeyler anlatılırdı.


(İlk defa online derslere giriyorum. 3. kişiden mi yoksa 1. kişiden mi yazılacak bilemedim. Lütfen kusuruma bakmayın. Eğer yanlışsa rica etsem beni bilgilendirir misiniz? RP'imi değiştirip tekrar yazayım.)

~ 14
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Syrinx Aethra Rouvas
Cadı
Cadı
Syrinx Aethra Rouvas


Mesaj Sayısı : 1987
Kayıt tarihi : 21/06/10

4. Sınıflar//Ders-1 Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar//Ders-1 Online   4. Sınıflar//Ders-1 Online EmptyPaz Eyl. 12, 2010 2:22 pm


    Ayaklarımı şiddetli bir biçimde sallıyordum. Oturduğum sandalyenin neredeyse kırılacak olması ise cabasıydı. İleri geri gittikçe menteşeleri gevşemişti. Ablam Artemis ise öylece bana bakıyor ve inadımın ne zaman kırılacağını büyük bir sabırla seyrediyordu. Ve ben sonunda pes ettim. “ Tamam pes ediyorum. Şimdi Aritmansi’ye giriyorum ve seni bu mahrur gösteriden kurtarıyorum.” Evet, şu an için yaşıtlarımdan beklenmeyecek bir olgunluk suretine bürünmek iki saniyemi bile almıyordu. İki kaşımı alaycı bir biçimde kaldırdım. Onu dünyadaki küçük bir toz bulutu olduğuna inandırmaya çalışır gibi baktım. Ablamın dudaklarındaki gülümsememeyi görmemek içinse hızla arkamı döndüm. İçimden söylenecek tüm kelimeler sıralanırken Artemis’in bir şey unutup unutmadığıma dair ağzından çıkan sözcüklerinin makamını duymamaya çalışarak kendimi dışarı attım. Serpent ve Fia yanyana durmuş bir biçimde diyeceklerimi bekliyordu. İkisini birlikte aynı anda süzdüm. Slytherin cübbesi ikisininde ayak bileklerinde bitiyordu ve yaklaşık olarak aynı yere armaları dikilmişti. Biri kızıl, diğeri sarı olan iki genç gözlerini kocaman açmış bana bakarken onaylanmayan iğrenç bir gülümseme salıverdim. Söz giren Fia oldu. “ Ne oldu, izin verdi mi?” İkisini birbirinden ayırmak ister gibi ortalarına doğru yöneldim. Fia ile Serpent birbirinden uzaklaşırken aralarından geçip yürümeye devam ettim. Arkamdan gelen iki çift ayak sesinin sahiplerine bakmadan bağırdım. “ Sence?” Elbette Artemis, Aritmansi dersine girmeyip cezaya gideceklerine ve hatta bunak Rufus’un cezaya bıraktığına inanmamıştı. Birbirleri arasındaki ilişkiye hayrandı. İnsan kız kardeşini cezaya bıraktığında elbette ablasına haber vermeyi düşünmezdi. Belli ki bunak Rufus verdiği cezaları Artemis’e bildirmeyi adet edinmişti. Omuz silkerek kuleden inerken o kadar yolu teptiğime lanet ettim. Üşenmemiş kuleyi bile tırmanmıştım, mükafatı bu muydu? Bir kahve bile koymaya tenezzül etmemişti. Güzel güzel odasını kokutmuş ve ona içirmemişti. Bunu düşününce merdivenlerin bitimine iki basamak kala geri döndüm ve sinirimi arkamdan gelen iki insandan çıkarır gibi asabi tavırla söylendim. “ Ah, ne kadar yavaşsınız!” Cevaplarını duymadan Aritmansi dersinin işlendiği koridora daldım. Nazımın çekilmesi gereken zaman olduğunu Fia’da, Serpent’te biliyor gibi davranmış olabilirlerdi ama onları duymadığım için umursamadım. Arkamdan söylenecek hiçbir kelimeye şimdilik kendimi kapamıştım. Koridor boyunca bana yetişmelerine izin vermeden hızla ilerledim. Belki Lómadriethiel görmek işte tam şu anda işe yarayabilirdi. İkisinin dikkati benim yerine Hell kızlarının diğerine kayardı. Nedense tüm istediklerim bugün tersine işliyormuş gibi kapıda Ravenclaw Bina Başkanı Kevin’ı gördüm. Yüzüme uyduruk bir gülümseme yerleştirip onun önünden dersliğe girdim. “ Çekil önümden!” Öylece kalakalmak bu olsa gerekti ki; dersliğe adım attığım gibi kapının ağzında çakılı kaldım. Yanlış yere gelmiş olabilir miydim? Bana yetişen Fia ve Serpent’i iki yanımda hissettiğimde gözlerimi yeşil gözlerin sahibine çevirdim. “ Sanırım burası baykuşhane ya da sera!” Ardımdan durumu onaylayan Fia önden dersliğe girdiğinde baykuşlardan birine gözlerim takıldı. O kadar griydi ki, parlak tüyleri onca uzaklıkdan onu dikkat çekici kılıyordu. Fia’yı takip ettiğim yönün o tarafında olması ile Serpent’in bileğini kavradım ve onunda benimle aynı tarafa gelmesini sağladım. Bana seraları hatırlatan zeminden iğrendim. Bastıkça ayakkabımın tabanına yapışan bir şeyler varmış gibi hissediyordum. Tüm bunlar baykuş b.klarından kaynaklanıyor olabilir miydi? Gözlerimi kocaman açarak hiçbir baykuşun altına gelmeyen düzensiz sıraların birine oturdum. Masaların önünde duran parşömenleri hemen fark etmemle elime almam bir oldu. Parşömende yazılanlar oldukça kafa karıştırıcıydı. Ne oldu çıkarmak için dört sene daha Aritmansi okumam gerektiğini anladım. Gözlerimi kocaman açıp başımı sağa sola sallayarak neredeyse kilometrelerce uzağıma oturmuş Ravenclaw’ın hınzır ikizlerinden Darja’ya doğru başımı salladım. Bu durumdan hiç hoşlanmadığımı işaret ediyordum. Kız omuz silkip ne yapalım der gibi baktığımda yüzüme iyi bir gülümseme kondurdum. Öyleydi ya ne yapabilirdim? Dinleyecek ve verilen görevleri yerine getirecektim. Elimdeki parşömeni ondan kurtulmak ister gibi masaya sıpıttığımda gözlerim profesörler masasında bile görmediğim yakışıklı olup çekici gözükmeyen yüzü kavradım. Yeni gelen profesör gözlerini kısmış bir biçimde bize bakarken, herkesin yavaş yavaş sesi kısıldı. Sesi yankılanmaya başladığında baykuşların birkaçı havada uçtu. Ders hakkındaki bilgilendirmeye karşılık kısa kısa başımı sallarken biliyoruz demek adetimdi. Çok işime yarayan bir süreç olduğunu kabul ediyorudum. Öğrenmesi oldukça zordu; onu da biliyordum. Gözlerim yazı kısmı açık olan saman sarısı parşömene takıldı. Üzerindeki şifre ne anlatıyordu? Merak uyandırıcı olduğu aşikardı da baykuşların, kazma, küreğin derslik de ne işi vardı? Derin bir soluk alıp kendini tanıtmayı unutan adamın suratına aman ne iyi der gibi baktı. Parşömendekileri çözmeye hiç niyetim yoktu.
* Yazımda adı geçen karakterler; Prof. Artemis, Serpent, Fia, Prof. Horace, Lómadriethiel, Kevin, Darja

~ 24
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alessia Ida Harhoff
Gryffindor VI.Sınıf
Gryffindor VI.Sınıf
Alessia Ida Harhoff


Mesaj Sayısı : 163
Kayıt tarihi : 20/06/10
Lakap : Ona 'düzen kız' derlerdi, çok düzenli olduğu için asdfh

4. Sınıflar//Ders-1 Online Empty
MesajKonu: Geri: 4. Sınıflar//Ders-1 Online   4. Sınıflar//Ders-1 Online EmptyPaz Eyl. 12, 2010 7:31 pm


    Pıt pıt pıt...
    Göl kenarındaki kayalığın üzerine oturma fikri neden cazip gelmişti bilmiyorum ama kesinlikle yağmur damlalarının göle düşerek çıkarttığı o ritmik ses kulaklarımı fazlasıyla rahatsız ediyordu. Bunun nedeni kara bulutların çöreklenmiş olmasından dolayı neredeyse herkesin ders saatleri dışında Hogwarts içinde bir yerlere saklanıp, bahçenin mutlak sukunete bürünmesinden kaynaklanıyordu ve su damlalarının düşüş seslerinden başka çıt sesi yoktu ortalıkta. Sessizliği sevenler için müthiş bir ortam yaratılıyordu fakat bu durum benim tarafımdan pek hoş sayılmazdı. Kütüphane ve ortak salonlar yığınla öğrenci barındırıyordu ve her birinin nefesiyle beslenen ortam gitgide boğuklaşıyordu ki boğuk ortamlar en son tercih edeceğim mekanlardı. Bu yüzden ki burnumun pembeleşmesini, dişlerimin tıkırdamasını ve gözlük camlarımın buğulanmasını sağlayan havaya karşın bir kayalık üzerini Xavier ile buluşmak için daha uygun bulmuştum. Günün tüm yorgunluğu üzerime yapışmış, başbaşa kaldığım yalnızlığımla vakit geçirmekle meşgulken Xaiver'ın karşıdan geldiğini görmekle ayağa kalkıp, hızlı adımlarla onun yanına doğru ilerledim. Gelir gelmez; "Beni neden çağırdın Ida?"diye sormasında hiçbir sakınca bulmamıştım. Çünkü onu böyle özel yerlere çağırmıyor, genelde ne sorunum varsa arkadaş çevresinde paylaşıyor ve o da bunu öğrenmiş oluyordu. Ama bu seferki olay biraz farklıydı ve nedense bunun için sadece ona güvenmiştim. Hani bir sır saklarsınızda bunu ailenizden yalnızca bir kişi bilir ya bu onun gibi birşeydi. Benim ailem kayıplara karışmıştı ve bu işi o kadar iyi becermişlerdi ki karda dahi iz bırakmayacak kadar başarılı olmuşlardı. Onları bulma umutlarım kaybolduğunda ailem olmaları adına arkadaşlarım sığınak yerim olmuştu. Fakat son birkaç gündür onları epeydir boşlamıştım ve bunu yaptığmı benden önce düşmanlarım farkedip beni dipsiz bir kuyuya iteklemek adına çoktan iş başına koyulmuşlardı. Günlerdir aptalca tehditler alıyor, anlamsız yazıların bulunduğu mektuplarla karşılaşıyordum. Kim? Ne yapmaya çalışıyordu? Uzun, kadife cübbemin devasa büyüklükteki ceplerine elimi attığımda, küçük tarçınlı kek poşeti elime çarptı. Bir önceki dersten çıkarken atıştırmıştım ve yanılmıyorsam bir tane daha olacaktı. Onu bulduğumda çıkartıp Xavier'a uzattım, ikimizde tarçınlı keke bayılırdık. Yeniden elimi cebimin içinde gezdirdim ve bu sabah yastığımın başında bulduğum açık kahverengi zarfın içindeki mektubu Xavier'ın gözlerinin içine sokarcasına gösterdim. Dolu ağzından gelen boğuk bir sesle; "Bu nedir?" diye sordu. "Günlerdir tehdit ve mektup alıyorum ve her bir gün daha da korkutucu oluyorlar. Ve her mektubun sonunda anlamsız şekillerle karşılaşıyorum. Hey, bunlarda ne böyle? Biri bana şaka yapıyor olmalı, öyle değil mi?" diye cevapladım onun sorusunu. O ise anlamsız bir surat ifadesiyle okuyordu mektubu ve kafasını sağa sola sallayarak kafasını bana çeviriyordu. Sessizliği beni korkutmaya başlamıştı ki biran sessizliğinden vazgeçip, aklına bir fikir gelmişcesine elimden tuttu ve; "Yürü, Lumi'nın yanına gidiyoruz. O şifreleri çözmede ustadır." dedi bir çırpıda. Evet Lumi'nin bu özelliğini epey duymuştum fakat şuanda çok daha büyük bir sorun vardı ki eğer uzun süre Lumi'yi bulamazsak son derse geç kalacaktık. Biran durup, Xavier'a dersliğe gitmemiz gerektiğini hatırlatacaktım fakat bunun yerine onu takip etmeyi yeğledim. Merdivenleri hızla çıkıyorduk ve bu yorgunluğumu katbekat arttırıyordu. Neyseki ikinci katta bulabilmiştik Lumi'yi. Xavier ile birkaç dakika öpüşüp koklaştıktan sonra Lumi bana dönüp; " Sana yardım edeceğim Ida." dedi. Anlaşılan Xavier bir çırpıda olanları ona anlatmıştı. Ona gülümseyerek teşekkür etmemin hemen ardından dersi hatırlattım. Üçümüz aynı yöne doğru ilerlerken hep bu mevzu konuşuldu aramızda; Kim? Neden? Niçin? yapmıştı bunu.
    Yedinci kata geldiğimizde nefes alıp vermekte zorlanmaya ve art arda öksürmeye başlamıştım. Burnumdaki pembelik, okulun içindeki sıcaklıkla kaybolmuştu ve az önce üşüyen bedenim artık ılık rüzgarlar içinde savruluyordu. Koridordan dönerken, Leonard'ın odasının önünden geçmemiz içimde kelebeklerin uçuştuğunu hissetmeme neden oldu. Herkes biliyordu ki genç müdürümüze karşı büyük hayranlık hatta kendi hislerime göre aşk besliyordum. Gözlerimi onun odasına dikmiştim ve adeta Leonard oradan çıkacak diye bekliyordum. Bakışlarımı farkeden Lumi ve Xavier aralarında kıkırdaşmaya başlamışlardı ve yaklaşık beş dakika sonra dersliğin önündeydik. Fakat bir sorun vardı. Olduğum yerde kalakaldım. Beynim bir süre olanları algılamakta güçlük çekti ve bataklığa basıyormuş hissine kapıldım. Baykuşhane ve sera karışımı bir yerdeydik, bu beni tehdit eden birilerinin bana bir oyunu muydu? diye düşünmeden edemedim bir an için. Sonrasında tek tek baykuşları süzdüm, hepsinin altına bir numara verilmişti. Xavier ve Luminary'nin hizasına geçtim ve tek bir adımda devasa büyüklükteki ahşap kapıdan bir gıcırtı sesi geldi ve kapının yok olmasıyla işin profesör tarafından yapıldığı dank etti. Gelişi güzel dizilmiş sıralardan birine geçerken, masanın üzerinde duran parşömen dikkatimi çekti. Hemen büyük mercekli, kenarları kalın lacivert çerçeveli gözlüğümü çıkarıp, taktım. Gözlerimde hiçbir sorun yoktu fakat kendimi bu şekilde derse çok daha bağımlı hissediyordum. Parşömeni gözlüğümle aralarında iki-üç cm kalacak şekilde yakınlaştırdım kendime. Üzerindeki anlamdıramadığım, ilginç şekilleri incelemeye başladım. Eğer bir gün boyunca onları inceleyecek olsaydım yine hiçbirşey anlamayacağımdan emindim fakat birilerinin yardımıyla bunları çözmek hoşuma gidiyordu. Bu yüzden Aritmansiyi seviyordum, her Aritmansi dersine giderken o derste işleyeceklerimize dair içimde ayrı bir merak oluşuyordu. Şimdisinde ise derse girerken olanlar ve aldığım duyumlara göre yeni bir profesörün gelmesiyle merakım iki kat fazlalaşmıştı. Ben önümdeki parşömene odaklanmışken sert, güçlü bir ses irkilmeme ve elimdeki parşömenin masaya düşmesine neden olmuştu. Şaşkın ve irdeleyici bakışlarla ilk iş profesörü süzmeye koyuldum ki bu işi yeni tanıştığım her kişiye yapardım. Sesi kadar yapısıda sert görünüyürdu. Omuzlarımı dikleştirip, çenemi yukarı kaldırdım ve söylediklerini kafama yerleştirmeye çalıştım. Kriptografi hakkında bilgi veriyor, bilgi güvenliğini sağlamak için kullanılan matematiksel bir yöntem olduğunu söylüyordu. Ve anladığım kadarıyla bir bilginin saklanması için kullanılan bir yöntemdi. Yani bir yazıyı birinden gizlemek istiyorsanız kriptografiyi kullanabilirdiniz. Profesörün kullandığı aşina olmadığım kelimeler kafamda birkaç yanılgı yaratıp, anlamakta zorluk çektirsede yinede kriptografinin ne demek olduğunu az çok anlamıştım. Ama bunun asıl konu değilde bir başlangıç konusu olduğunu bildiğim için beynimde netleşmemesini kafama takmıyordum. Tehdit meselesi de uçucu bir madde gibi o an aklımdan çıkmıştı ve şimdisinde tek birşeyi merak ediyordum; o parşömende ne yazıyordu?


~ 23


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
4. Sınıflar//Ders-1 Online
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» VI.Sınıflar | Online Ders
» 4. sınıflar - Online (İkinci Ders)
» 6. sınıflar - Online(İkinci Ders)
» III. Sınıflar I. Ders
» II.Sınıflar I.Ders.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Ders Arşivleri-
Buraya geçin: