4. sınıflar - Online (İkinci Ders)

Konu: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Ptsi Mayıs 23, 2011 12:38 am

Ders Konusu: Ölümsüzlüğü lanet yoluyla elde eden yaratıklar
Ders Zamanı: Cuma, öğle yemeğinden hemen sonra.
Liste:

Spoiler:

Midesi dolu şekilde dersliğe giren öğrencilerin hemen hepsi, kapalı bir kafes içerisinde duran, günlerce beslenmesine izin verilmemiş, kanı alınarak güçsüz düşürülmüş ve büyü etkisindeki vampirin ufak hırıltılarını duyuyor. Yaratığın öylece durmasının sebepleri, tüm öğrencilerin tamamlanmasının ardından profesör tarafından açıklanacağından, şimdilik yalnızca tatlı gülümseyişi ile her şey oldukça olağan gibi davranan Elicia göze çarpıyor. Laboratuarın tek kişilik masaları, çift kişilik inceleme masaları ile değiştirilmiş. Her masa bir buçuk metre genişliğinde ve her birinin oturmak için yüksek birer taburesi mevcut. Beyaz ve koyu yeşil karışımı laboratuar ortamında pencereler kapalı ve içeri en ufak güneş ışınının dahi girmesi engellenmiş. Hoş sürprizleri daha sonraya saklayan profesör, göz ucuyla sürekli vampiri gözetirken, öğrencileri tek tek sıralara yönlendiriyor. Daha çok teorik olacak dersin ana materyali için yapacağı ilk duyuruyla, derse başlamak üzere ilk gelenlerin yerleşmesini bekliyor.

‘’ Daha hızlı yerleşin. Misafirimiz sonsuza kadar bekleyebilir ;ama ben değil.’’

Sıralara geçip ilk izlenimleri alayım arkadaşlar. Ders online, bu sebepten kurgusal anlamda her şey olabilir. Soru sormaktan, hareket etmekten çekinmeyin karakterlerinizle. Absürt bir hareket olmadığı sürece, her türlü kurguya katılım kabulümdür.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Ptsi Mayıs 23, 2011 3:55 pm

Bir önceki dersin silsilesinden ve profesörün öğrencileri geç bırakmasından dolayı, öğlen yemeğine geç kalmıştım. Ayaküstü birkaç lokma atıştırdıktan sonra ta yedinci katta olan Simya Dersliği’ne tırmanacaktım. Bir an evvel hedefime yönelmek ve sınıfta gidince sıralarda bacaklarımı dinlendirme düşüncesi bile beni büyülüyordu. İki, üç, beş kat derken sonunda yolunu bulup durmuştu ayaklarım. Yedinci kata geldiğimde, Simya Dersliği’ne doğru ilerledim. Bu ders Profesör Aznavour’un bize ne yaptıracağı merak konularımdan biriydi. Açıkçası derse gelirken dersin konusuna hiç bakmamıştım. Sınıfta öğrenmem benim için daha iyi oluyordu. Kapıdan içeriye girince, dikkatimi çeken ilk şey kafes içinde duran bir insandı. Muggle tabiri ile bir deri bir kemik kalmıştı. Güçsüz gibi duruyordu. Gülümsedim. Öndeki sıralara doğru birkaç adım attıktan sonra, onun bir vampir olduğunu o zaman anladım. Kesik kesik hırıltıları kulağımı tırmalıyordu. Profesörün ise yüzünde sadece ışıltılı bir gülümseme vardı. Her zamanki gibi göz kamaştırdığını söyleyebilirim. Öndeki çift kişilik masalardan bir tanesinin arkasına geçtim ve yüksek taburelerden bir tanesine oturdum. Sıraya iyice yerleştikten sonra, Profesöre hafifçe sırıttım. ”İyi öğlenler Profesör.” Dedim. Sınıf yavaş yavaş doluşmaya başlarken, herkes gözünü kafes içerisindeki vampirden ayırmıyordu. Bazılarının korktuğunu seziyordum. Zaten kafesinden çıksa bile, kimseye bir şey yapamazdı ya. Orası da ayrı bir mevzuydu. Profesör sıkılmış olacaktı ki, tek bir cümlelik uyarısı ile herkes daha da hızlanmaya başladı. Biraz sonra ise, derse geçmeyi başarmıştık.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Ptsi Mayıs 23, 2011 6:33 pm

Yemeklerini sindirmek için çıktığı, bahçe turundan derslerin başlayacağını görünce baktığı saat sonucunda, ortak salondaki simya kitaplarını almak için karanlık ve yuvasının bulunduğu zindanlara yönelmişti. İçerideki gürültüden rahatsız olarak küçükleri uyarmış ve kitaplarını asası ile birlikte kaptığı gibi atmıştı gürültülü salondan kendini dışarı. Zümrüt yeşili cübbesi ve siyah cübbesinin adımları ile havalanmasıyla ilerliyordu dersliğin bulunduğu kata doğru. Temkinli ve asi bakışlarının ardında buz bir duvar örülüydü adeta büyücünün. Kimseyle görsel temas kurmuyordu. Sadece dersine odaklanmıştı şimdilik. Dersliğin kapısından girdiği gibi profesör ve bir kafes dikkatini çekse de bir tepki vermemişti. Hırıltıların kaynağı olan kafesin içerisinde ne olduğunu hemen tahmin edebilmişti büyücü. Bir vampir… Güçlü ve kan şehveti bol bir vampirden gelen bir sese benzemiyordu fakat bu hırıltılar. Vampirin gücü elinden alınmış ve adeta toprağa karışmak üzere olduğunu hissedebilmişti büyücü. Profesöre selam verdikten sonra gözüne kestirdiği yer olan güzel bir cadının yanına yerleşmişti kitapları ve asasıyla birlikte. Nitekim çevirdiği gözlerinin ardından güzelliğinden etkilenen büyücü konuşmuştu dudaklarını aralayıp soğuk tonuyla.

“Merhaba tatlım.”

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Salı Mayıs 24, 2011 5:58 pm

Gözü, kanının bir kısmı çekilerek güçsüz bırakılmış vampirin üzerinde, alabildiğine rahat görünmeye ve öğrencilerini rahatlatmaya gayret eden Elicia, kendisini selamlayan Floja'ya karşılık verdi. '' İyi öğlenler Floja.'' Başını çevirdi. '' Quentin.'' İkisinin de derse ilk girmiş olmalarından ötürü duyduğu memnuniyeti anlamalarını istediğinden, hoşlanacaklarını düşündüğü görevlerini söyledi. '' Yeterli çoğunluğu sağladığımız zaman bana yardım edecek iki asistanım sizler olacaksınız. Konuğumuzun bazı özelliklerini incelerken, asalarınızı kullanmanızı ve benim için ufak örnekler almanızı isteyeceğim. İtirazı olan yok sanırım? Ufak bir iki kesik sadece.'' Derin bir nefes aldı kıskançlığını belli ederek ve yavaşça geri verdi. Gözleri vampirin üzerinde, sakince söyledi sözlerini. '' Ölümsüzlüğün kanında gizli olduğu bu yaratığı inceleme fırsatını bize verdiği için Profesör Wood'a teşekkür etmelisiniz.''

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Salı Mayıs 24, 2011 6:19 pm

Cadıdan bir cevap beklerken profesörün sözleriyle gözlerini profesöre çevirmişti. Nefes almak için ara verdiğinde profesör büyücünün yüzü gülmüş ve bu görevi bahşettiği için minnet duymuştu. Ardından cadıya da uğrattığı gözleri cadının da bu duruma sevindiğini görmüştü tebessümü sayesinde. Ardından vampire çevirmişti profesör gözlerini. Ağzından dökülen kelimeler sakin bir tonda yayılmıştı derslikte. Profesör Wood gerçekten güçlü bir büyücüydü Q için. Her zaman emin ve kararlı da görünmüştü büyücüye. Onu örnek alıyordu okulda büyücülük konusunda. Gerçekten takdire layık bir güçte olan Profesör Wood’u seviyordu. Gözlerini profesör gibi vampire dikmişti. İyice süzdüğünde vampirin gerçekten berbat bir halde olduğunu görmüştü. Acımasız bakışlarıyla birkaç şey planladıktan sonra dudaklarını aralayarak soğuk ve meraklı bir tonda konuşmuştu. “Profesör… Kanını mı inceleyeceğiz yani, ölümsüzlüğün damarlarında aktığı bu bedenin?”

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Salı Mayıs 24, 2011 7:18 pm

Yanıma gelen çocuğu, bana selam verdiğinde fark etmiştim. Ona cevap vermeden önce, Profesörün geriye yolladığı selamı bir baş eğişle kabul etmiştim. Gözlerim bir ara profesörden yanımda oturan çocuğa kayıp tekrar profesörü buldu. Onun bana-bize- verdiği görev sayesinde, dudaklarımı kenarları iyice kıvrılmıştı. Görev almayı seviyordum. Özellikle bu ders için. Ve Vampir için. Bunun için gerçekten Profesör Wood'a teşekkürlerimi sunmalıydım. Gerçek bir kobay ile deney yapabildiğimiz, yaptırabildiği için. Profesörün ardından Quentin'in -biraz önce profesör ona böyle hitap etmişti- sözlerini de dinledikten sonra, hafifçe boğazımı temizledim. "Böyle bir göreve beni seçtiğiniz için çok teşekkürler Profesör. Gerçek bir kobay-ki vampirin hayvandan bir farkı olduğunu sanmıyorum- üzerinde çalışmak benim için eşi benzeri bulunmaz bir deneyim olacaktır." Evet, kobayın üzerinde deney yapacağım için gerçekten sevinmiştim. Utanmasam kahkaha atacaktım. Boğazımdan hafif bir hırıltı yükseldi. Yanımdaki çocuğun bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Oturduğum yerden hafifçe çocuğa döndüm. Yeşil gözleri gerçekten derin bakıyordu. Ve biraz önce verdiği selamı almazsam, kabalık olurdu ki buda hiç hoş bir şey değildi. Sırıtarak konuştum. "Sana da merhaba.

Simyager Mesaj Sayısı : 3172 Kayıt tarihi : 14/05/11

"Gerçekten acıyor Dora."
"Pam, bana anlatmak yerine hastane kanadındaki şifacılara anlatsan?"
"Kolumu ağaca tırmanırken boylu boyunca çizdirip kanattığımı mı? Asla."
"O halde git yıka gel. On saniyede bir acıyor Dora deyişini çekemeyeceğim."

Pamelia sinirli bakışlar fırlattı ikizine ve ondan üçüncü kat koridorunda ayrılıp değişen merdivenlere yöneldi. Bir yandan cüppesinin yırtılmış kolundan boşalan kanı siliyordu eline ilk geçen nesne -Eleadora'nın fuları- ile, bir yandan da kan lekesi çıkar mı çıkmaz mı diye düşünüyordu; zira çıkmayacak ise ikizinin onu elleri ile boğma ihtimali hiçtendi. Elindeki bezi havaya kaldırıp gözlerini üzerine dikti ve merdivenler değişirken konuşmaya başladı "Omo'm var ve kullanmaktan çekinmem. Yani, benim yok aslında ama, okulun çamaşırhanesinde ona benzer birşeyler olduğuna eminim." ikna edici bakışlarını fulardan çekip önüne baktı. Dördüncü katta kütüphaneye yakın bir girişte duruyordu fakat geniş koridorlara geçmek yerine üst üste iki defa daha değişen merdivenleri kullanarak yedinci kata vardı. Eleadora'nın sinirli hali ona kolunu yıkaması gerektiğini unutturmuş, kızlar tuvaleti yerine doğruca Simya Dersliğine gitmesine sebep olmuştu.

Dalgın dalgın dirseğinden itibaren cüppesi ve gömleği yırtılmış açık duran sağ koluna bakıyor, sol elinde tuttuğu fuları pek derin olmasa da hala kanayan yaraya bastırıyordu. Profesörün sınıfta olmayacağı düşüncesi ile içeriye girdi ve başını kaldırmadan sınıfın ortalarına doğru yürümeye başladı ancak sınıf öyle karanlıktı ki boşluğa attığı beş ya da altı adımdan sonra daha fazla ilerlemek için başını kaldırması gerekti ve gördüğü ilk şey en fazla yarım metre ilerisindeki kafesin parmaklıklarına yapışmış delicesine ona uzanan bir deri bir kemik kalmış kollardı. Kaşları şaşkınlık ile çatıldı ve kanla kaplanmış fuları kolundan çekmeden kafese iyice baktı; kısa bir süre içinde karşısındakinin bir vampir olduğunu anladı. Neden ona uzandığı da aşikardı; kan. Lady rahatsız bir tavırla "Hey," dedi, "aklından bile geçirme. Az sonra sınıfa kanı değersiz bulanıklar gelecekler, onlardan birini üzerine fırlatacağıma söz veriyorum." ardından yanına yaklaşan profesörü gördü ve afalladı "Afedersiniz profesör." Yavaş yavaş sıralara ilerlerken gördüğü iki öğrenciden uzun saçlı kıza bakıp "Merhaba Floja. diye selam verdi, ardından da yanındaki oğlana bakarak "Ve... Sana da merhaba sakal-traşını-unutmuş-çocuk."

Slytherin'li cadı ve büyücüye bakarak memnuniyetini ifade etti yine aynı sade gülümseme ile. Büyücünün sorusunu cevaplarken, biraz daha heyecanlandırmak adına ufak ipuçları vermeyi uygun buldu. '' Evet Quentin. Kanını inceleyeceğiz. Bu şekilde virüsün nasıl bu ölümsüz ceset içerisinde durduğunu anlamaya çalışacağız. İnceleme için gerekli malzemeye ulaşmamı da siz sağlayacaksınız.'' Kafa karıştırmayı seviyor olsa da, öğrencilerinin canını sıkmak istemedi. '' Zevkli olacak, dert etmeyin.''

Normal seyreden derse yeni katılımcılarını beklerken, içeri giren ve birkaç adımını dikkatsiz atan cadının yanına geçti hızlı adımlarla. Yaşadığı diyalogdan sonra cesaretini takdir etse de, güven dolu mizacını az da olsa kafese borçlu olduğunu hatırlatma ihtiyacı duydu. '' Rica ederim Pamelia.'' Cadı çift kişilik inceleme masalarından birine geçerken, ardından gitti. Arkadaşlarıyla selamlaşmasının arasında, kolunu tutup ufak yarasını incelerken, asasını kaldırdı. '' Accio geyikotu.'' Gelen iksiri cadının çevirdiği koluna damlattı. Yara hatrı sayılır derecede kapanırken, ifadesiz yüzünde beliren anlayışla konuştu. '' Sar bakalım üzerini.'' Diğer öğrencilere de hitap ederek vampire yaklaştı. '' Dostumuz ciddi anlamda güçsüz bırakılmış olmasaydı, sanıyorum şu anda şanslı olanlarımız hayatta olurdu. Bir daha haberim olmadan kafese yaklaşmamaya gayret edin. Eğer olası bir tehlike söz konusu olursa yapacağınız ilk büyü, beden kilitleme olsun.'' Asasını vampire doğrultup, hırıltısını yarıda kesecek laneti fısıldadı. '' Petrificus Totalus.'' Alt dudağını ısırıp sınıfa döndü. Gülümsemeyle yer değiştiren mimiklerinin sonunda havayı yumuşatmaya çalıştı. '' Bir cesetten farkı kalmadı ha? '' Uzunca bir süre tehlike yoktu.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Perş. Mayıs 26, 2011 1:59 pm

Mavi ve gümüş rengin egemenliğini sürdürdüğü yatakhanede Simya kitabını aramakla geçiyordu zamanı ve bundan hiç hoşlanmadığı mimiklerine de yansımıştı. Tahmini olarak altıncı defa aynı yeri, yatağının altını, kontrol etmesine rağmen hâlâ lanet olası kitabı bulamamıştı. Başını, sinirle kaldırdığında yatağın kenarına çarpmış olması da okkalı bir küfür savurmasına yetmişti. Fakat en sonunda Simya kitabının nerede olduğunu bulabilmişti: yatağının üstü. Gözünün önünde olan bir şeyi dakikalardır arıyordu demek ki. Eh, aptal bir çocuk olma yolunda büyük bir adım atmıştı doğrusu. Büyük bir hışımla ortak salondan ayrılırken dersliğin olduğu yere doğru hızlıca yürümeye başladı. Cübbesinin yakasını çekiştirip düzeltmeye çalıştığında derslik kapısından içeriye girmişti. Gördüğü manzara karışısında gözleri fal taşı gibi açılmış ve içeriye girmeye tereddüt etmişti. Aznavour'un tuhaf biri olduğunu biliyordu fakat derse bir vampir getirmek de neyin nesiydi? Yine de kendini simyanın derin dünyasına bırakabilirdi. "Sanırım bu aç." Fevri davranışını yadırgamayı bırakmıştı genç büyücü. Çehresine daha deminki lafına göre tamamen zıt bir gülümseme yerleştirip hiçbir şey olmamış gibi davranmayı tercih etmişti. "İyi günler Profesör Aznavour." Ardından başını sınıftakilere çevirmişti. "Size de adlarını bir türlü hatırlayamadıklarım." Büyü yemiş vampirden gözlerini alamayarak herhangi bir sıraya oturmuş ve profesörün talimatlarını beklemeye başlamıştı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Perş. Mayıs 26, 2011 4:45 pm

Yüzüne yerleştirdiği çekici gülümsemesine eşlik eden zümrüt yeşili gözleri kızı süzüyordu. Yavaş yavaş dolan sınıfa karşın gözleri halen istemsizce cadıyı süzüyordu. Uzun kumral saçları beline kadar uzanırken belirgin yüz hatları cadıya model havası veriyordu ki Profesörün büyücüye açıklama yapmasıyla gözlerini çevirmişti. Birkaç cadı ve büyücünün selamına cevap vermezken cadının cevabı ile bu sefer cadıya çevirmişti gözlerini. Dudaklarının uçlarının gerilmesine neden olan tebessümüne karşılık vermişti. Ardından tekrar profesöre dönüp dersin başlamasını beklemeye başladı büyücü…

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Perş. Mayıs 26, 2011 7:30 pm

Genç büyücünün kendisini süzdüğünü gören cadı önüne çoktan dönmüş, profesörü pür dikkat dinlemişti. Gözü birden kafesin içerisindeki vampire takıldı. Vampirin hal ve hareketleri değişmişti. Birden vampir huysuzca ileriye doğru atıldı. Floja nefesini tutmuş, kıpırdamadan vampirin yeni gelen kızın elindeki kanlı beze uzanması ve hırıltılar çıkarmasını dikkatle inceliyordu. Vampirin açlıktan kıpkırmızı olan gözleri kan için yanıp tutuşuyordu. Kan olmayınca, vampirlerin bir anlamı kalmıyor vampirlikten çıkıyorlardı adeta. Vampirin bu halini gören cadı yüzünü ekşitti. Hafifçe omuzlarını silkti. Profesörün yaralı kız ile ilgilenmesini izlemiş, vampirin bedenini de kilitledikten sonra aklına gelen ani bir soruyu pat diye soruvermişti. "Profesör, bir yerde bir yazı okumuştum. Vampir bize kanını verirse ve o kan bedenimizde iken ölürsek, vampir oluyormuşuz. Aslında ilk önce inanmadım uydurma olduğunu düşündüm. Ama günlerdir aklımda dolanıyor. Cevaplarsanız eğer, çok memnun olurum." Vampirler hakkında okuduğu romanlar gerçekten ilgi çekiciydi. Muggle yazarlar gerçekten büyücüler ve vampirleri hafife alıyor gibiydiler. Romanlarda onlarında değişebileceği yazılıydı. Ve daha bunun gibi birçok ıvır zıvır. Genç cadı, profesörün sorusunu cevaplamasını sol ayağını hızlıca sallayarak beklemeye başladı.

Gölge Ruh Sahibesi Mesaj Sayısı : 642 Kayıt tarihi : 14/05/11

"Tamam, benim dersim boş. Sen ne duruyorsun, Anastazie?"
Ağzımın kenarlarındaki elmalı turta kalıntılarını parmaklarımla zapt etmeye uğraşırken yüzüme yadırgar bir biçimde bakan binadaşımın gözlerinin hiç de iyi şeyler söylemediğini kestirebilecek kadar kendimdeydim. Kendimi, hazırlamak için ömrümü verecekmişim gibi gelen parçaya o denli kaptırmıştım ki birkaç dakika öncesinde dek kemanımı kaldırıp öğle yemeğine gitmek aklımın ucundan dahi geçmemişti. Yatakhaneden koşar adım indiğimde koltuk altıma sıkıştırdığım Simya kitabını bir tarafa fırlatıp, öğrenci temsilcimizin kitaplığın altındaki dolapta her zaman bulabileceğimizi söylediği turtalara doğru hızlı bir atılım gerçekleştirdim. Dördüncü turtam da henüz, konuşmamı bir hayli güçleştirecek kadar diriyken cevap vermeye yeltendim. "Ne var... Açım..."
Tam da bir hanımefendiye yakışacak şekilde hareket ettiğime dair inancım sonsuz bir vaziyette gözlerini devirerek bana bakan cadıyı daha fazla kızdırmamam gerektiği düşüncesiyle hareketlendim. Simya kitabımı kapıp adımlarımı hızlandırırken omzumun üzerinden turtalara bakıp kaşlarımı acı çekiyormuşçasına bükerek feryat ettim. "Hoşçakalın bebeklerim, sizi seviyorum..." Rol yeteneğimin dibine vurmuş bir vaziyette merdivenleri son hızla tırmanıyorken yatakhanede unuttuğum parşömen demetim ve tüy kalemim yüzünden, Profesör Aznavour'un bu dersi not almamı gerektirecek tarzda işlememesini diliyordum. Simya dersliğinin kapısını arşınlamayı nefes nefese bir hâlde becerdiğimde, görüp görebileceğim en sıkı simya dersine hazırlıklı olmam gerektiği düşüncesi zihnimde belirdi. Floja, tam sözünü bitirmişti ki kendimi boş sıralardan birine attım ve Profesör Aznavour'a mahçup bir gülümsemeyle bakarak mırıldandım. "Geç kaldığım için üzgünüm, efendim." Sınıfa göz gezdirdim, selam vermemi gerektirecek tek bir kişi vardı fakat onunla mesafemi de, Inés yüzünden korumam gerektiğini biliyordum. Dersliği dolduranlardan ziyade gözlerinin feri sönmüş vahşi yaratığın tüylerimi diken diken etmek yerine acıma duygusu uyandırışını tartmaya kalktım. Lanetli olabilirdi, ama böylesi bir ızdırabı hak ettiğini düşünmüyordum.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Paz Mayıs 29, 2011 8:46 pm

Dersliğindeki ufak tefek aksaklıkları düzenleyen cadı, öğrencilerinin bir bir içeri girmesiyle keyiflenmeye başlmıştı. Hafifçe üzerindeki önlüğü düzeltti. Laboratuar çalışmalarının hemen hepsinde başka bir önlük giyiyor, hepsi birbirinin aynısı görünse de, her biri sihirle iliştirilmiş kolaylıklar içeriyordu. Dersliğe giren bir başka öğrencisine selam verdi. '' İyi günler Briareus ve evet, vampir aç.''

Sınıfa giren bir diğer dördüncü sınıfın saygı dolu özrünü kabul etti. '' Masalardan birine geç Anastazie. '' Derse başlamadan önce elindeki materyale baktı ve son iş olarak öğrencisinin sorusuna cevap verdi.

'' Aslında bütün bunları altıncı sınıfta öğrenecek olsanız da, size biraz bahsetmemde sakınca yok sanırım Floja. Vampirler, dönüşüm için kurbandan beslenmek ve aynı döngü içerisinde kurbana kanını içirmek zorundadırlar. Bu kan içiminden sonra, vücutta yeterli miktarda vampir kanı varsa, ölümden sonra, ölümsüz olarak doğulur. Eski usüllere göre, dönüşüm toprak altında vampir ve kurbanının bir sonraki yirmi dört saati beklemesi şeklindedir; ancak günümüzde dönüşümlerde bu yöntemi tercih eden vampir sayısının son saldırılardan sonra çok fazla olduğunu sanmıyorum.''

Dersliğin ortasına doğru yürüdü. İkili laboratuar masalarına yerleşmiş olan öğrencilerine baktı ve dersin konusunu açıkladı. '' Bugün, simyanın ilgilendiği en önemli konulardan biri olan ölümsüzlüğü konuşacağız. Bir şekilde, lanetli veya değil, bu hayatı elde eden yaratıklardan ilk olarak vampirleri inceleyeceğiz. Vampir kanı, içeriğindeki virüs sayesinde, bu hayatı sürekli iyileşmesine yardımcı olarak içinde bulunduğu bedene sağlar. '' Dönüp dersin asıl konusunu gösterdi, kafesin içindeki vampiri. '' Dostumuzun bugün burada bizimle olmasının sebebi, onun kanındaki bir takım değişiklikleri ve içeriği daha yakından inceleyecek olmamız. ''

Kötü muamele hakkında endişe edecek birkaç öğrencisinin olabileceğini düşünerek ekledi. '' Kafes içerisinde tutulmasının sebebi, vampir yasalarına ve bizim de benimsediğimiz, İngiltere Sihir Bakanlığı'nın çıkarıp uyguladığı yasaların her ikisine de ters düşüp ölüm cezası almış olması. Kendisi, bugünkü altıncı sınıfların dersinde kaderiyle karşı karşıya kalacak. Bu yüzden, içinizden herhangi birisinin bu vahşi yaratığa acımasını istemiyorum. Yasaların ve toplum iradesinin bile acımasız olmaktan keyif alacağı zamanlar vardır çünkü. '' Boğazını temizledikten sonra devam etti. '' Tüm incelemeleri size canlı olarak gösterip anlatmak istediğimden, önce gerekli örneğimizi alalım. Floja ve Quentin, asalarınızı alıp buraya, kafesin yanına gelin.'' İki Slytherin'i beklerken sabırsızlanıyordu. Kafesin arkasına geçip vampirin bedenini öne doğru ittirdi. Kolları ve gövdesi asaların erişebileceği kadar yakın duran yaratığın kaskatı bedenini kontrol etti. Büyüyü oldukça kuvvetli yaptığından sıkıntı yoktu. Yine de tetikte bekleyerek yapmaları gerekeni söyledi.

'' Asalarınızı kullanarak ya da masamdaki neşterlerden biriyle, yaklaşık yarım tüp kan örneği almanızı istiyorum her ikinizin de. Yarım tüpten fazlası değil. Ardından geri çekilip öncelikle yaraların yavaş yavaş kapanışlarını izleyeceğiz ve kan örneklerini inceleyeceğiz. Örnekleri tüplere doldurun ve kesiklerin iyileştiğini herkesin görebilmesi için kenara çekilin.'' Vampirden gelecek hırıltı için mırıldandı asasını doğrultup. '' Silencio.'' Sınıfa dönüp gülümsedi ve iki öğrencisine yüzündeki tüm gülümseyişi silerek rica etti.

'' Başlayın.''

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Paz Mayıs 29, 2011 9:08 pm

Sınıf tamamen dolduktan sonra profesör yanındaki cadının -adı Floja'idi- sorusuna cevap vermişti. Bu sırada zümrüt yeşili gözleri Floja'daydı. Profesör sözünü tamamladıktan sonra dersliğin ortasına geçmişti. Ardından çok kalın olmayan dudaklarını araladıktan sonra dersin konusunu anlatan cümleler dökülmüştü. '' Bugün, simyanın ilgilendiği en önemli konulardan biri olan ölümsüzlüğü konuşacağız. Bir şekilde, lanetli veya değil, bu hayatı elde eden yaratıklardan ilk olarak vampirleri inceleyeceğiz. Vampir kanı, içeriğindeki virüs sayesinde, bu hayatı sürekli iyileşmesine yardımcı olarak içinde bulunduğu bedene sağlar. '' Gözlerini profesöre çevirdiğinde kafesteki vampiri gösterdiğini görünce yüzümde istemsiz ve saçma bir gülümseme yerini almıştı büyücünün. '' Dostumuzun bugün burada bizimle olmasının sebebi, onun kanındaki birtakım değişiklikleri ve içeriği daha yakından inceleyecek olmamız. Kafes içerisinde tutulmasının sebebi, vampir yasalarına ve bizim de benimsediğimiz, İngiltere Sihir Bakanlığı'nın çıkarıp uyguladığı yasaların her ikisine de ters düşüp ölüm cezası almış olması. Kendisi, bugünkü altıncı sınıfların dersinde kaderiyle karşı karşıya kalacak. Bu yüzden, içinizden herhangi birisinin bu vahşi yaratığa acımasını istemiyorum. Yasaların ve toplum iradesinin bile acımasız olmaktan keyif alacağı zamanlar vardır çünkü. '' Şuan altıncı sınıfların yerinde olmayı isterdi büyücü. Onun kanı yerine canını almayı... Profesör boğazını temizledikten sonra yanındaki cadıdan ve kendisinden yardım almak için konuşmuştu bu sefer. '' Tüm incelemeleri size canlı olarak gösterip anlatmak istediğimden, önce gerekli örneğimizi alalım. Floja ve Quentin, asalarınızı alıp buraya, kafesin yanına gelin.'' Cadıda bir gariplik hissetse de bir şey belli etmeden yeriden kalkmıştı cesurca. Asasını da yanına alıp kafesin önünde durmuştu cadı ile beraber. Profesör bu sırada bedeni ileri doğru ittirmişti destek amaçlı. '' Asalarınızı kullanarak ya da masamdaki neşterlerden biriyle, yaklaşık yarım tüp kan örneği almanızı istiyorum her ikinizin de. Yarım tüpten fazlası değil. Ardından geri çekilip öncelikle yaraların yavaş yavaş kapanışlarını izleyeceğiz ve kan örneklerini inceleyeceğiz. Örnekleri tüplere doldurun ve kesiklerin iyileştiğini herkesin görebilmesi için kenara çekilin.'' Yaratağın canın acımasından dolayı çıkaracağı sesleri anlayabilmişti ki silencio büyüsü yaparak yaratığın sesini kesmişti. Cesaretinin göstergesi olarak bunu asası ile değil meşter ile yapacaktı. Asasını profesörden izin alarak profesörün masasına bırakmış ve ardından büyük bir cesaretle meşteri alıp kollarını sıvamıştı iş için. Cadının asası ile yapacağını tahmin ettiği işi onu beklemeden yapmaya başlamıştı. Kaskatı kolda meşter ile açtığı kocaman yaradan akan kanın tüpün yarısını doldurmasını beklerken elide kana bulanmıştı. Bundan iğrenmemişti büyücü. İğrenenlerin seslerini duyar gibi de olsa bu umurunda değildi... Tüpün yarısı dolduğunda geri çekilmişti.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Perş. Haz. 02, 2011 1:49 pm

Profesör sorduğum sorulara cevap verirken, dikkatli bir şekilde onu dinliyordum. Bir yandan da gözüm yanımdaki Quentin'de idi. Profesörün cevabında en fazla hoşuma giden yer dönüşüm geçirmekti. Gerçi toprak altında nasıl dayanabiliyorlarsa... Düşüncelerimden sıyrılıp, sınıfın ortasına doğru yürüyen profesöre odaklanmıştım. Bu derste profesörü her zamankinden daha iyi dinlemeliydim. Yardım etmek için seçilmiştim ve elimden gelenin en iyisini yapacaktım. " Bugün, simyanın ilgilendiği en önemli konulardan biri olan ölümsüzlüğü konuşacağız. Bir şekilde, lanetli veya değil, bu hayatı elde eden yaratıklardan ilk olarak vampirleri inceleyeceğiz. Vampir kanı, içeriğindeki virüs sayesinde, bu hayatı sürekli iyileşmesine yardımcı olarak içinde bulunduğu bedene sağlar. Dostumuzun bugün burada bizimle olmasının sebebi, onun kanındaki bir takım değişiklikleri ve içeriği daha yakından inceleyecek olmamız." Profesörün kanı daha yakından inceleyeceğimiz söylediği an içimde birden mutluluk havası oluştu. Kan severdim, daha doğrusu kan çıkartmayı severdim. Aslında eskiden, çok eskiden mazoşistçe davranışlarımda olmamış değil. Acı duygumu kapatmak için acı çektiğim çok olmuştur. Düşüncelerimin arasından sıyrılan profesörün sesi, karşımızdaki vampirin ölüm cezası almış olup altıncı sınıflar tarafından sonuna ulaşacağıydı. Şu anda altıncı sınıf olmak çok isterdim. Önümüzdeki bir deri bir kemik kalan vampirin sonunu getirmek isterdim doğrusu. Huysuzca omuzlarımı silktim.

" Floja ve Quentin, asalarınızı alıp buraya, kafesin yanına gelin.'' Adımı duyunca hızlıca yerimden kalktım ve Quentin ile aynı anda profesörün yanına vardık. Profesörün vampiri kontrol etmesiyle benden önce neşteri alan Quentin'i izledim ve neşter ile işi bitince elinden neşteri yavaşça aldım. Vampiri şöyle bir süzdükten sonra, elini tuttum. Soğuk ve pürüzsüzdü. Sol elimdeki neşteri vampirin sağ bileğine dayayarak kendime doğru çektim. İncecik bir çizgi halini alan yarık kanarken neşteri bırakıp tüpü aldım ve yarısını geçmeyecek şekilde doldurup kenara kaydım. Heyecanlı ve meraklıydım. Dudaklarımın kenarları memnun bir ifade ile kıvrılmıştı. Nasıl bir kan, beden böyle kendi kendine iyileşir merak ediyordum.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) C.tesi Haz. 04, 2011 5:06 pm

Yemek salonunda yemeğini yerken yine kendinden geçmişti. Bir kızın ona çarpmasıyla dünyaya ayak bastığında saate baktı. Yine geç kalmıştı. Hızla ağzına bir şeyler tıkıştırdıktan sonra koşar adımlarla yedinci kata çıkarken merdivenlere yapışıverdi. Rezillik! Çevresine bakındığında iki Hufflepuff'lu kızların ona kıs kıs güldüklerini görünce sinirli ve sinsi bir bakış attı. Kızlar yanından geçerken bir çelme ile onların yuvarlanmalarını izlerken iyice geç kaldığını anladığında koşmaya tekrar başladı. Yedinci katın merdivenlerini ölürcesine çıkıyordu ama koşmalıydı. Dersliğin kapısına geldi ve kapıyı çaldı. İçeri direk daldığında Profesör'ün bakışlarıyla karşılaştı. "Özür dilerim Profesör. Ben.. ben dalmışım yemeğe ve saatin kaç olduğunu farkedemedim. Üzgünüm." Başını önüne eğerek değişen sınıfa şöyle bir baktıktan sonra arkadaki boş ikili yere geçti. Ne yaptıklarını anlamadan önce sınıfın ortasına doğru baktığında zayıf düşmüş bir kişinin kafese koyulduğunu gördü. Bir şaşkınlık sonrası ne olduğunu anladı. Bu vampirdi! "Profesör izninizle ona dokunabilir miyim?" Birinci sınıflar gibi davranmıştı ama merak ediyordu. Meraktan gözleri açılırken yarasına şöyle bir baktığında azıcık bir kesiğin hızla iyileşmekte olduğunu gördü. Bendis'in bu konuda bir araştırma yaptığını biliyordu. Yerinden hızla kalktı ve Profesör Aznavour'un yanına doğru yavaş adımlarla gitti.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Ptsi Haz. 06, 2011 9:23 pm

Ellerine aldıkları tüplerin içini dolduran iki Slytherin de kenara çekildiğinde, laboratuardaki herkesin vampirin nasıl iyileştiğini görmesini istedi. ‘’ Dikkatli bakın. Her bir katman diğerinin üzerine yavaş yavaş nasıl kapanıyor. Sanki bir iyileştirme mekanizması hızlı çekimde çalışıyor gibi.’’ Öğrencilerin görmesini istediği manzara yavaş yavaş kapanan deri katmanlarıyla gözler önüne serilirken, profesör ufak bir asa hareketiyle vampirin kanının olduğu şişeleri öğrencilerinden aldı ve sınıfta herkesin masasında daha önceden konulmuş örnek kaplarına, birer damla damlaması için yönlendirdi. Herkesin laboratuar masasının önündeki örnek kaplara birer damla kan akıtılırken, Elicia yavaşça olduğu yerde döndü ve vampirden aldığı bakışlarını sınıfa yöneltti.

‘’ Örnekleri alabildiğine büyütün. İçerisinde göreceğiniz normal kandan farklı olarak hareket eden virüs hücrelerini iyice incelemenizi istiyorum. Normal kanla kıyaslayabilmeniz için parmağınıza ufak bir çizik atın. Sorun yaşayan olursa fedakar bir arkadaşından yardım isteyebilir. ‘’ Hala yanında olan Aurora’nın yüzüne baktı. ‘’ Ona dokunmandan fazlasını yapıyoruz zaten. Yerine geç şimdilik Aurora. Altıncı sınıfa kadar bekle.’’ En ufak riski göze alamazdı. Kendisine yardım eden iki öğrencisine yerlerine geçmelerini işaret etti. Tüm öğrencilerin, kendi kanları ve vampirin kanını karşılaştırarak, büyümüş örneklerde hareket eden virüsü görmelerini istiyordu şimdilik. Sabırsız savaşçılar gibi kan hücrelerinden bağımsız hücre duvarlarına çarpan çekirdekler, vampirin kan örneğini daha dehşetengiz kılıyordu.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Salı Haz. 07, 2011 11:04 am

"Dikkatli bakın. Her bir katman diğerinin üzerine yavaş yavaş nasıl kapanıyor. Sanki bir iyileştirme mekanizması hızlı çekimde çalışıyor gibi."

‘’ Örnekleri alabildiğine büyütün. İçerisinde göreceğiniz normal kandan farklı olarak hareket eden virüs hücrelerini iyice incelemenizi istiyorum. Normal kanla kıyaslayabilmeniz için parmağınıza ufak bir çizik atın. Sorun yaşayan olursa fedakar bir arkadaşından yardım isteyebilir.

Ona dokunmandan fazlasını yapıyoruz zaten. Yerine geç şimdilik Aurora. Altıncı sınıfa kadar bekle.’’

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Çarş. Haz. 08, 2011 1:40 pm

Gözlerim kısılmış, merakla vampirin kesik yerlerine odaklanmıştım. Profesörün söylediklerini de onaylarmışçasına başımı salladım. Dikkatle vampirin katman katman kapanan derisine bakıyordum. Bu... bu gerçekten inanılmaz bir şeydi. Öyle bir durum bizde olsaydı, en büyük ve en güçlü büyücüler bizler olabilirdik belki. Ölümsüz olabilirdik, her büyünün etkisinden sonra yeniden ayağa kalkabilirdik. Saçma salak düşüncelerime kıkırdadım. Profesörün şişelerden birer damla herkesin önüne damlatmasını izledim ve işareti ile bir hışımla yerimden fırlayıp masama, Quentin'in(ciğimin) yanına tekrar oturmuştum. Yan gözle Q.'a baktığımda onu kanı incelerken transa girdiğini falan sanmıştım. Yüz ifadesi sürekli olarak görükleri ile değişiyordu. Önümde duran bir damla kana baktım ve mikroskop'u daha da yakınlaştırarak izlemeye koyuldum. Hücreler sanki halay çekiyor gibi yerli yerinde durmuyorlardı. Gözümü mikroskoptan çektim ve sıranın alt bölmesinde olan minik bıçaklardan bir tanesini aldım ve parmağıma minik bir çizik attım. Kanın çıkması içinse parmağımdaki kesiğin alt tarafından tutup sıktım ve yukarı doğru çektim. Kan çıktığında ise, diğer kanın yanına bir damla akıtıp mikroskop başına tekrar geçtim ve kendi kanımın işleyişine baktım. Diğer kanın yanında sanki benim kanım ağırlaştırılmış, minim minim hareket ediyorlardı. Diğer kan ise halay çekiyormuş gibi yada diğer bir tabiler motor takmış gibi hareketlerine devam ediyorlardı. "Bu...bu inanılmaz bir şey." Kendi kendime söylenirken buldum kendimi.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Çarş. Haz. 08, 2011 2:22 pm

'' Floja, mikroskobu bırak. Asalarınızla büyütüp görmenizi istiyorum. Herkes asasıyla hemen önünde örnekleri büyütsün. Kullanmanız gereken büyüyü biliyorsunuz artık.'' Öğrencilerinin muggleların araçlarına yakın olmasına bayılan cadı, yine de büyüyü kullanarak daha net görüntüler elde etmelerini istiyordu. Parmağını ilk kesen kendi binasının öğrencilerinden biri olduğu için keyifle gülümsedi. '' Buraya gel.'' Yanına çağırdığı cadıya, geçen gece cezalandırdığı üç öğrencisinin yardımıyla yaptığı kremden sürmek üzere bekledi. Cadı yanına geldiğinde, parmağının ucuna değdireceği kremle açtığı küçük yara, tıpkı vampirinki gibi hızla kapanacaktı.

Çağırdığı cadı yanına gelirken, sınıftakilere seslendi. '' Herkes, kendi kanının ve vampirin kan örneğini büyütüp hücrelerdeki hareketi incelesin. Virüsün vampirin kan hücresindeki hareketine dikkat edin. ''

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Çarş. Haz. 08, 2011 5:19 pm

'' Floja, mikroskobu bırak. Asalarınızla büyütüp görmenizi istiyorum. Herkes asasıyla hemen önünde örnekleri büyütsün. Kullanmanız gereken büyüyü biliyorsunuz artık.'' Profesörün sesiyle gözümü önümdeki aletten kaldırmıştım. Profesörün söylediklerini anlamam beş dakika kadar sürdü. 'Ha!' sesi ile önümdeki mikroskopu kenara ittim."Özür dilerim profesör."

'' Buraya gel.'' Profesörün beni yanına çağırması ile yavaşça yerimden kalktım ve yanına doğru gittim. Yanına giderken, sınıfa doğru seslendi. '' Herkes, kendi kanının ve vampirin kan örneğini büyütüp hücrelerdeki hareketi incelesin. Virüsün vampirin kan hücresindeki hareketine dikkat edin. '' Yanına gittiğimde yaramın üzerine sürmem için verdiği kremi aldım ve çok az parmağıma değdirdim. Sadece birkaç saniye içerisinde yaradan eser kalmamıştı. Bu, tıpkı vampirin bedeninde olduğu gibi bir şeydi. Hayretle parmağıma baka kaldım ve diğer elimle yokladım. Gerçekten gitmişti. "Teşekkür ederim profesör." Dedikten sonra sırama geri dönmüştüm. Sandalyeme tekrar oturup mikroskopu az daha kenara ittikten sonra, asamı elime aldım ve kaplardaki kana doğru yönelttim. "Engorgio" Kap yavaş yavaş büyürken, bende büyüyen kandaki hücrelere odaklanmıştım.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Çarş. Haz. 08, 2011 8:28 pm

Hızla yerine geçtikten sonra vampir kanına baktı Aurora. Yakınlaştırmayı Profesör dedikten sonra yaptığında da bir şey görememişti. Karşılaştırma yapmak için parmağını çizdi, kanattı ve bir deney kabına damlattı. Kendi kan görüntüleri ile vampirin kanının görüntüleri arasında dünya kadar fark vardı. Kendi kanı sanki mayışmış gibi yavaş hareket ediyordu diğeri nazaran. Vampir kanı ise kendi kanına göre sanki ışık hızını kullanıyordu. Ağzı açık izleyen Aurora elini kaldırıp soru sormak istedi. Profesör kafasını şöyle bir salladıktan sonra hızla ayağa kalktı.
"Profesör? Peki Bendis.. o bu konuda araştırma yapmıştı. Hatırlıyorum. Şu doğru mu? Bir vampirin kanından 1-2 damlası öldürür, fakat seni dönüştürmeye yani kan rezervini sağlayacak kadar kan alırsan vampir olursun. Yani bilmiyorum doğru mu ama ben de yanlış anlamış olabilirim."

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Perş. Haz. 09, 2011 11:20 am

Gözlerini hayranlıkla mikroskoptan kaldırırken yanındaki cadıya kaymıştı gözü. Elinden bir iki damla kan akan cadıyı profesör yanına çağırırken gülümsemişti. Sırasından kalkan cadı profesöre doğru ilerlerken profesörde sınıfa seslenmişti. Cadı profesörün yanına vardığında, büyücü onları meraklı gözlerle süzüyordu ki cadının eline kreme benzettiği bir şey sürmüştü profesör. '' Herkes, kendi kanının ve vampirin kan örneğini büyütüp hücrelerdeki hareketi incelesin. Virüsün vampirin kan hücresindeki hareketine dikkat edin. '' Profesörün ilk önce yapmalarını istediği şeyi şimdi yapacaktı. Sonra diğer isteğine geçmeyi planlıyordu çünkü. Asasını kaba çevirmişti. "Engorgio." Büyücünün dudaklarından serinkanlılıkla dökülen kelimeler asanın itaat etmesini sağlayarak kabı büyültmüştü. Büyüyen kaptaki kan hücrelerine soğukkanlılığını bozmadan ama içinde bir garip hayranlılıkla bakarken kap tamamen büyüdüğünde kendine gelmişti. Yanına geri dönen cadının da büyücü gibi kapı büyülttüğünü görmüştü. Ardından kendi kanı ile vampirin kanını karşılaştırmak için elini keserek kanını dökecekti. Asasını bileğini doğrulttuğunda gözlerini kapadıktan sonra tekrar dudaklarını aralamış ve fısıltı şeklinde dökülmüştü soğuk dudaklarından kelimeler. "Dawod." Bileğinde uzun bir şekilde açılan yaradan dökülen kanı kaba dökerken acı içinde yüzünü ekşitiyordu. Profesörün büyücüye kızacağını tahmin edebiliyordu ama bu büyü gelmişti sadece aklında. Acı artarken halen belirtmemeye çalışıyordu durumunu. Bunu başaramamıştı ama. Daha doğru yanındaki cadıya karşı...

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) C.tesi Haz. 11, 2011 2:25 pm

İncelemeye başlayan dördüncü sınıfları izlerken keyfi yerindeydi. Freja'nın krem için ettiği teşekküre başını sallayarak cevap verdi. Ardından gelen Aurora'nın sorusuna cevabı netti. '' Sisteminde yeterli miktarda kan bulunmalı Aurora. Bir iki damla kanla dönüşüm gerçekleşecek kadar onarım sağlanamaz ve sonunda vampir yanı başındaki cesetle kalakalır.'' Cadının merakı Elicia'yı keyiflendirse de, araştırmaların yanlış bilgilerle dolu olması simya profesörünü kızdırıyordu. Okuldaki kaynaklardan yararlanmak yerine kulaktan dolma bilgilerle yetinen büyücü ve cadıların sağlam bir araştırma ödevine ihtiyaçları olduğunu düşünerek ağzını açacaktı ki, ardından her birini okumak zorunda kalacağını düşünüp, vakit kaybını öngörerek vazgeçti söyleyeceklerinden.

'' Virüs, bir çeşit onarıcı görevini görür. Vampir vücudu içerisinde normal insan kanıyla birleştiğinde, vampir kanına dönüşme sürecinde açığa çıkardığı onarıcı etki ve enerji, ölü olarak tabir edilen bedeni ayakta tutar. '' Bileğini hafifçe kesip, kolunu kafesin içerisine sokmadan önce, yaratığı çözüp, lanetleyerek etkisi altına aldı. '' İç.'' Sinir bozucu görüntü saniyeler içerisinde sona erdiğinde, yaşayan ölünün yüzüne ve dudaklarına gelen rengi herkesin gördüğünü varsayıyordu. Yeniden petrificus lanetiyle kilitlediği bedenden uzaklaşıp, kendi kreminden bileğine sürdü. '' Ölüm mucizelerle doludur; eğer onu da doğru değerlendirmeyi bilirseniz...'' Sözlerinin özdeyiş kitaplarına geçmeyeceğini biliyor olsa da, birkaç aklıselime birşeyleri farkettirmeyi amaçlıyordu profesör. '' Son olarak, vampirdeki değişiklikleri görebiliyorsanız daha dikkatli bakın. İnsan kanı, yaralarının daha hızlı kapanmasını sağlar, Yenilenme daha seri tamamlanır.'' Vampirin kolunda açtığı yarık bir önceki seferden daha hızlı kapandığında, herkesin bunu görmüş olmasını umarak sınıfa döndü. '' Görüldüğü gibi.'' Boğazını temizleyip devam etti. '' Şimdi, kendi kanınız ve vampirin kanını birbirine karıştırın ve virüsün insan kanını nasıl ele geçirdiğini ve vampir kanının baskınlığını görün. İşte bu yüzden bizler onların besin kaynaklarıyız.''

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) C.tesi Haz. 11, 2011 2:49 pm

Profesör cevap verdiğinde Bendis'in yanlış yolda olduğunu anlamıştı. Ahh Bendis. Yanlış yolda olduğunu bilse kesin kendi kendini öldürürdü. Profesör vampiri doyurduğunda -biraz da olsa- merak etmişti yine. Ona dokunmayı şuan fena şekilde istiyordu. Profesör Aznavour'a söylese kızacağını ya da ceza vereceğini bildiğinden bir şey söylemeden tekrar oturdu ve kanları izlemeye devam etti. Profesör kanları karıştırın dediğinde kendi kanından tekrar akıttı. Diğeri eskiydi olmazdı heralde. Bu sefer bileğinde küçük bir çizik açtı ve damlattı. Sonrasında tekrar asasını salladı ve baktı. İnanılmazdı! Vampir kanı, kendi kanını resmen içine alıyordu. Şaşkınlığını üzerinden atamadan bir vampire bir kanına bakıyordu.
'Profesör bu virüsler gerçekten inanılmaz. Vampir kanının tadı var mı peki?'
Çok soru sorduğunu biliyordu ama gerçekten merak etmişti.

» VI.Sınıflar | Online Ders
» 4. Sınıflar//Ders-1 Online
» 6. sınıflar - Online(İkinci Ders)
» V. Sınıflar I. Ders
» IV. Sınıflar II. Ders