Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 IV. Sınıflar II. Ders

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Valeria Nerissa Hyxest
Sihirli Yaratıkların Bakımı Profesörü
Sihirli Yaratıkların Bakımı Profesörü
Valeria Nerissa Hyxest


Mesaj Sayısı : 580
Kayıt tarihi : 18/09/10

IV. Sınıflar II. Ders Empty
MesajKonu: IV. Sınıflar II. Ders   IV. Sınıflar II. Ders EmptyPtsi Mayıs 16, 2011 4:29 pm

Konu: Tehlikeli Düzeydeki Canavarlar - Çataliz
Profesör: N. Valeria Wesley
Ders Zamanı/Hava Durumu: Öğleden Sonra.
Dersin İşlendiği Yer: SYB Seraları

Çatalizler'in kökeni, bir Afrika ülkesi olan Burkino Faso'dur. Üç başlı bir yılan olan Çatalizler iki metreye kadar uzayabilmektedirler. Turuncu üzerine siyah çizgilere sahip olan Çatalizleri görmek oldukça kolaydır. Bu yüzden Burkino Faso Sihir Bakanlığı bazı bölgeleri onlar yaşabilsin diye işaretlenemez hale getirmişlerdir. Çatalizler yırtıcı olan yılan türlerinden değildir, zamanında karanlık büyücüler onları ev hayvanı olarak beslemekteydiler. Bunda şüphesiz ürkütücü ve çarpıcı görünüşleri büyük rol oynamıştır. Çatalizler tuhaf alışkanlıkları hakkındaki bilgilerimizi, onlara bakmış olan çatalağızların yazdıklarına borçluyuz.
Yazılanlara göre üç başın her biri farklı bir amaca hizmet etmektedir. Onlara karşıdan baktığımızı düşünürsek soldaki baş planmacıdır, ortadaki baş hayalcidir. Çatalizler gün boyunca hareketsiz kalıp kendilerini görkemli rüyaların ve hayallerin içinde kaybedebilirler. Sağdaki baş ise eleştirmendir. Çıkardığı sinir bozucu tıslamalarla, sol ve orta başın yaptıklarını değerlendirdiğini anlayabiliyoruz. Ve dişleri çok zehirlidir. Tek bir damla sizin için ölümcül olabilir. Çatalizler çok fazla yaşamazlar, çünkü başlar birbirini öldürme eğilimi gösterir. Bu başlar birbiriyle anlaşamayan üç kardeş gibidir adeta. Sağ başı kopmuş olan çatalizler çok fazla görülmüştür. Bu diğer iki başın bir araya gelip ona saldırdığı anlamına gelir. Isırıp, başını koparmışlardır.
Onları diğer yaratıklardan ayıran en ilginç özelliği ağızlarından yumurtluyor olmasıdır. Bu yumurtalar zihin kıvraklığını arttıran iksirler için çok değerlidir. Bu yumurta o iksirler için temel malzemedir diyebiliriz. Çataliz yumurtaları ve yılanların kendileri üzerine yüzyıllardır son bulmayan bir karaborsa vardır. Sonuçta kim böyle bir yılan istemez ki, değil mi?

* Derste herhangi bir aksaklık olmamıştır.
* Bir kişi derse geç girmiş olabilir. Ancak bu tek bir kişi olmalı. Diğer rpleri kontrol edip ona göre yazınız.
* Ödev verilmemiştir.



Derse Katılacak Olan Öğrenciler: Eva R. Ivanov, Shinji Okazaki, Markell Von Schweiger, Quentin Spencer Rodney, Elisha Qixinâ, Floja Feodora, Andrea Dieudonné, Steve J. Allison, Park Min Jae, Sayaki Sankaku, Agatha Ilja Lloyt, Elpis Mnemosyne, Briareus Rouvas, Akira Nakamura, Jean Christophé Grângé, Mabelle Agnes Garron, Anna Dieudonné, Gustave Lévesque, Sapphire Nylenia Demexas, Floja Feodora.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Floja Feodora
SFL
SFL
Floja Feodora


Mesaj Sayısı : 2826
Kayıt tarihi : 16/10/10
Yaş : 28
Lakap : Kötü Kurt.

IV. Sınıflar II. Ders Empty
MesajKonu: Geri: IV. Sınıflar II. Ders   IV. Sınıflar II. Ders EmptyPtsi Mayıs 16, 2011 5:54 pm

…Öğle yemeğinden sonra, ‘Sihirli Yaratıkların Bakımı’ dersi için ortak salona uğramış, yatakhaneden kitaplarımı almıştım ve şimdi de okul arazisinde dersliğe doğru yürüyordum. Adımlarım yavaş ve uyuşuktu. İlkbaharı seviyordum. Yeni biçilmiş çimlerin kokusu, hafif esen rüzgar ve etrafın sessizliği bulunması zor birkaç şey arasında yer alıyordu. Bunların hepsini aynı anda bulabilmiş olduğuma seviniyordum. Dudaklarımın kenarları kıvrıldı. Kendi kabuğuma çekilmemin vakti gelmişti. Ders çıkışında, kendimi gizlemeye can atıyordum. Bunu aklımın bir köşesine yazdım.
Sınıftan içeriye girdiğimde, içeride birkaç öğrenci vardı. Onlara aldırış etmeden, boş bulduğum sıraların bir tanesine çöktüm. Bugünkü derste ‘Tehlikeli Düzeydeki Canavarlar – Çataliz’ vardı. Konuyu duyunca sevinmiştim. Tehlikeli canavarlara ayrı bir ilgi duyuyordum nedense. Onlar yırtıcı ve tehlikeliler. Yaklaşık on-on beş dakika sonra profesör sınıfa geldiğinde, kimseden çıt çıkmıyordu. Sadece bir-iki kişi homurdanıyorlardı. Yerimde kıpırdandım. Sıralar gerçekten de sıkıcı ve rahatsız ediciydi. Profesör dersi anlatmaya koyulduğunda, pür dikkat dinliyordum. Önemli noktaları not defterime kısa kısa çizittiriyordum. Bunlardan bir kaçı şunlardı;
Notlar
* Çatalizler Afrika’nın Burkino Faso adında bir yerdedir.
* Üç başlı olan Çatalizlerin boyu iki metreyi buluyordu.
* Yırtıcı değillerdir.
* Üç başlıdırlar.
* Her başın farklı bir amacı vardır. Soldaki baş planlamacı, ortadaki hayalci, sağdaki ise eleştirmendir.
* Dişleri zehirlidir. Tek bir damla zehir sizi öldürebilir.
* Çok fazla yaşamazlar. (Kafa anlaşmazlığı)
* Çatalizler ağızlarından yumurtlarlar.
* Yumurtaların en önemli özelliği; Zihin kıvraklığını arttıran iksirler için çok değerli olmasıdır. İksirin temel malzemesidir.


Notlarımı tekrar gözden geçirirken, sondan ikinci not, midemi bulandırmaya yetmişti. Nasıl bir zihniyet yumurtayı ağızdan çıkarabilir. O yumurta nerede döllenir? Bunlar gerçekten sorulması gereken sorulardı, ama bir yandan da önemsizdi. Sanki milletin hiç işi gücü yok, yumurtanın nerede nasıl dölleneceğini bize anlatacaklardı. Yüzümü buruşturdum. Kafamı çevirdiğimde, dışarıdaki ağacın çiçeklerinin teker teker açtıklarını fark ettim. Pembe pembe çiçekler. Kafamı tekrar çevirdiğimde, ders çoktan bitmiş ve herkes yavaş yavaş sınıfı terk ediyordu. Kitaplarımı koluma alıp, dersin başında aklımın bir köşesine yazmış olduğum sözü uygulamaya geçirmek kalmıştı bir tek. Sınıftan çıktığımda okulun ters yön istikametinde gidip kendime sessiz ve sakin bir yer arayacaktım. Belki, günlerdir aklımda tilki gibi dolanan sorulara cevap alabilirdim…


|| 16 / Uygun ||
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anastazie Prochazka
Gölge Ruh Sahibesi
Gölge Ruh Sahibesi
Anastazie Prochazka


Mesaj Sayısı : 642
Kayıt tarihi : 14/05/11

IV. Sınıflar II. Ders Empty
MesajKonu: Geri: IV. Sınıflar II. Ders   IV. Sınıflar II. Ders EmptyCuma Mayıs 20, 2011 1:52 pm

Astronomi dersliğinden ortak salona gidişim o kadar sıkı bir koşuşturma içerisinde geçmişti ki nefes nefese kaldığımı ancak, kendimi yatakhaneye attığımda fark edebildim. Yatağımın üzerine bulutlarda yürüyormuş gibi tüm ağırlığımı fırlatıp omurgamdaki rahatsız edici acının kuş tüyü bir zemine temasla dinmesini ne kadar istediğimi düşünürken, bunun için zerre vaktim olmayışı derin bir iç geçirme sebebiydi. SYB'ye girmem gereken zamana dek o aralıkta sahip olduğum öğle arasını ve bir boş dersi geçirmek için kendime muazzam bir plan yapmıştım, keza zamanlamada en ufak bir hata yapmamak için elimin ayağımın birbirine dolaşması bu yüzdendi. "Tvoje máma!" Ranzamın sol köşesine dizimi çarpınca diğer cadılara nazaran cılız sayılabilecek bedenim ağırlığımı taşımayı reddederek vücudumu Inés'in yatağına fırlattı. Dudaklarımdan kurtulan anadilimden bir küfürse bazen kendi kendime tartıştığım şu, "iyi kız olma" mevzusunun gidişatına dair sağlam bir kanıttı. Sağ dizimi karnıma dek çekip iki elimle ayağımı delicesine bir kuvvetle sıkarken bedenimi bir sağa bir sola sallamaya başladım. Ayaklarım konusunda hassastım ki zaten bedenimde yeterince ters giden şey vardı. Kimyasal maddelere olan alerjim muggle usulü yapılan sabunlara dahi elimi sürmeme engelken, kilo alma konusunda ciddi problemler yaşıyorken ve tenim sarılık hastası bir yeniyetme kadar beyazken bir de vücudumdaki demir eksikliği yüzünden aldığım en ufak darbede canımın yanması fazla sinir bozucu oluyordu hâliyle. Yatağın üzerinde dakikalarca daha kıvranma potansiyelini kendimde görmeme rağmen kendi ranzamın altından bana göz kırpan koyu altın rengi, uzunca kutu acımı avuçlarımın arasında tuzla buz etmeme yeterdi. Doğrulup topallayarak kendi yatağıma kadar ilerlemeye yeltendiysem de an için yerde sürünmek daha kolay bir acı dindirme metodu gibi gözüktü; dizlerimin üstünde avuçlarımı parkelere sürterek yatağımın altındaki kutuya ulaştım. Kalçamın üzerine oturup sırtımı yatağımın hemen yanındaki komidine yasladığımda kutunun sıkışmış tokasını açmak için ciddi anlamda çaba sarf ediyordum. Gözlerim layık olmadığı bir zevki yaşayarak gül dalından oyma kemanıma kavuşurken çoktan ayaklarımın üzerinde dikilip, pozisyonumu almıştım. Kemanımdan dökülen ezgi asla bitmeyecek bir senfoninin en güzel melodisini yatakhanede çınlatırken içimi kaplayan huzuru ve mutluluğu hiçbir şeye değişemeyecek oluşum; fazla kusursuzdu.

***

"Lanet olsun, lanet olsun... Özür dilerim, özür dilerim. Acaba yol verebilir misiniz? Özür dilerim-" O kadar seri konuşuyordum ki adımlarımın birbirini delicesine kovalayışı bile dudaklarımın senkronizasyon harikası hareketlerini gölgede bırakamazdı herhalde. Nefes nefese bir şekilde okulun metrelerce yükseklikten bana gülümseyen kapısından fırlayıp okulun bahçesine, SYB seralarına doğru koşarken bir yandan cübbemin uçuşan yakasını düzeltmeye çalışıyor, bir yandan da kucağımda kontrol altına alamadığım ders kitabımı, not defterimi ve tüy kalemimi tutmaya uğraşıyordum. Fazlasıyla yetersiz bir çaba içerisine girmiş olmalıyım ki ders kitabım göğsümde kavuşturduğum kollarımın arasından kayıp düştü. Anadilimde argo bir sözcük tekrar dudaklarımdan kurtulduğunda bugün ne kadar çok küfrettiğimi zihnimin bir kenarına irice bir soru işareti şeklinde not düşerken kitabımı bana geri uzatan bir üçüncü sınıfa gülümsemeye çalıştım. "Çok çok çok teşekkürler, gitmeliyim." İlkbaharın temiz havasını fırsat bilip kendini okul bahçesine atan saygı değer Hogwarts haklının gözlerini üzerimde hissetmek bir hayli rahatsız edici olsa da eğlenen bakışları hak ettiğim için kendimi tekmelemek istiyordum. Parçayı yetiştirebilmek adına kendimi kemana o kadar kaptırmıştım ki saatin nasıl geçtiğini bilmeden gayet kusursuz bir şekilde işlemesi gereken planımı çöp etmiştim. Hem ayırdığım saati aşmıştım, hem de yemek yiyememiş ve astronomi ödevimi yapamamıştım. SYB'ye geç kalmam ve delicesine Profesör Wesley'den af dileyecek olmam bir kenara dursun; üstüne üstlük hâlâ sızlayan parmaklarımın acısından da kurtulamamıştım. Birkaç yüz tane lanet edişin ardından seralara varıp kendimi içeri attım ve dersin akışını bölmemek adına en arkada boş kalan iki sıradan kapıya yakın olanını seçip oturdum. Gözleri anında üzerime odaklanan Profesör Wesley'e kaşlarımı yardıma muhtaç bir kız çocuğu gibi birbirine yaklaştırıp boynumu yana kırarak karşılık vermeyi umduysam da, dudaklarımın kımıldadığını kulaklarıma dolan sesimden fark ettim. "Geç kaldığım için üzgünüm, Bayan Wesley."

Profesör bir daha olması dahilinde kontrolü eline alacağına dair bir bakış attıysa da anlayış dolu siması ona tapınabilmem için yeterli bir sebepti. Ben not defterimi açıp tüy kalemimi hazırladığımda sınıftakilerin de Profesör Wesley'e dönüp, yarım kalan cümlesini tamamlamasını beklediklerini görebiliyordum. Evet, bu gayet iyiydi. Hiç kimse bana derse geç kalıp huzuru kaçıran ucubeymişim gibi bakmıyordu. Profesör'ü yaratırken Tanrı'nın bir hayli uğraştığını düşündüğüm dudakları öğrencilerin göz hapsindeyken tekrar kımıldamaya başladı.
"...Çıkardığı sinir bozucu tıslamalarla, sol ve orta başın yaptıklarını değerlendirdiğini anlayabiliyoruz. Ve dişleri çok zehirlidir. Tek bir damla sizin için ölümcül olabilir. Çatalizler çok fazla yaşamazlar, çünkü başlar birbirini öldürme eğilimi gösterir. Bu başlar birbiriyle anlaşamayan üç kardeş gibidir adeta. Sağ başı kopmuş olan çatalizler çok fazla görülmüştür." Profesör Wesley'nin soluklanmak için verdiği saniyelik arada zihnime dolan düşünce elbette ki diğer iki başın gazabına uğrayan bir doğrucunun hazin sonu ile ilgiliyken, akabinde işittiğim cümle ile hüsrana uğramamış olmak güzeldi. Aldığım kısa notu tamamladığımda ders kitabını açıp bir Çataliz resmi aramaya koyuldum. Sihirli yaratıklara karşı o kadar büyük bir ilgim vardı ki Profesör Wesley'nin sarf ettiği her sözcüğü daha önceden en azından üçer kere duymuştum. Çatalizler benim için hayran olunası yaratıklar olmakla birlikte insan yapısını anlamakta zorlanan dar görüşlü yaratılmışlar için de iyi birer örnekti kanaatimce. Sonuçta hayat, akışına bırakmaya kalktığınızda binbir çeşit insanla doldurulabilecek kadar geniş bir mezheptir özünde. Bir melez olduğum için safkan takıntılı biri değilimdir ve hiçbir zaman büyücülerle muggleları kalın surlarla ayırmayı becerememişimdir. Her ne olursa olsun kimi insan doğuştan liderdir; emri altındaki binlerce aylağı düşünmekten bile zevk alan narsizmin dibine vurmuş megolomanlar da buna dahildir. Kimimiz eleştirmendir; söyledikleri doğrular baştakilerin işine gelmediğinden yahut hayalperestleri rahatsız ettiğinden susturulmuşlardır. Küçük bir azınlık ise benim de içinde bulunduğum azgörünengillerden, hayal dünyası her şeyi hâline gelmiş doğal yaratıklardır. Keza bu yönümle baş etmenin zorluklarını bildiğimden; üçü birden olabilen bir yaratığı hayran olunası bulmam gayet doğaldı. Profesör Wesley'e bakarken düşüncelerim yüzünden gülümsediğimi fark ettiğimde gözlerimi kaçırdım.

"Sonuçta kim böyle bir yılan istemez ki, değil mi?" Sınıfta yankılanan birkaç kıkırdamadan biri de bana aitti. Dersin bitmesine çok az bir süre kaldığını bildiğimden notlarımı toparlamaya başladım ve kitabımı kapattım. Derinden yükselen bir "gong" sesi serayı doldurduğunda herkesle eş zamanlı ayaklandım ve kapıya doğru ilerlemeden önce omzumun üzerinden Profesör Wesley'e bakıp göz göze gelmeyi bekledim. Dudaklarımı "Özür dilerim," diye sessiz bir şekilde kımıldatırken asil görünen güzelliği ile rönesans dönemi leydilerini andıran cadının tebessümü ile karşılık almam vicdan azabımı hafifletti. Okul bahçesine adım attığımda aklımdaki ilk düşünce ortak salona gidip masaya bırakılmış turtalardan bir dilim bulmayı ummak ve midemden yükselen hönkürtüleri susturmak, ardından Inés'i bulup kütüphaneye, astronomi ödevimi yapmaya gitmekti.

|| 20 / Olağanüstü ||
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Quentin Spencer Rodney
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Quentin Spencer Rodney


Mesaj Sayısı : 1067
Kayıt tarihi : 05/03/11

IV. Sınıflar II. Ders Empty
MesajKonu: Geri: IV. Sınıflar II. Ders   IV. Sınıflar II. Ders EmptySalı Mayıs 24, 2011 3:04 pm




    Öğleden sonraki derslerinde bir an önce bitmesi istemiyle adımlarını bahçeye atmıştı kendini. Karnı tok olduğu için ders dinleyecek durumda olduğundan emindi artık. Elinde sihirli yaratıkların bakımı dersliğinin kitapları vardı. Bel hizasında tuttuğu kitaplar ile ilerliyordu yeşil çimlerde. Dersi hiç sevmiyordu aslında. Ama amcasının alması gerektiği derslerden biri olduğu söylediği için uymuştu amcasına. Bu sene gerçekten yaratıkları yakından tanımaya çalışıyordu. Gerekli olacağı kanısına varmaya da başlamıştı. Dersliğe vardığında dördüncü sınıflardan oluşan grupların ve profesörün masasında bir kitapla ilgilendiğini görmüştü. Bir şey demeden soğukkanlılıkla gözüne kestirdiği boş yerlerden bir yere yerleşmişti kitapları ile. Profesör ile birlikte beklemeye başlamıştı ardından dersliğin dolmasını. Zaman cidden çabuk geçmişti. Başını iki kolunun bağdaşına yaslarken bir yandan da profesörün dersi anlatmasını dinlemeye başlamıştı. “Çatalizler'in kökeni, bir Afrika ülkesi olan Burkino Faso'dur. Üç başlı bir yılan olan Çatalizler iki metreye kadar uzayabilmektedirler. Turuncu üzerine siyah çizgilere sahip olan Çatalizleri görmek oldukça kolaydır. Bu yüzden Burkino Faso Sihir Bakanlığı bazı bölgeleri onlar yaşabilsin diye işaretlenemez hale getirmişlerdir. Çatalizler yırtıcı olan yılan türlerinden değildir, zamanında karanlık büyücüler onları ev hayvanı olarak beslemekteydiler. Bunda şüphesiz ürkütücü ve çarpıcı görünüşleri büyük rol oynamıştır. Çatalizler tuhaf alışkanlıkları hakkındaki bilgilerimizi, onlara bakmış olan çatalağızların yazdıklarına borçluyuz.” Slytherinli büyücünün dudaklarında beliren tebessüm kendi binası içindi. Diğerlerinin Slytherinlilere olan gıcığını çok iyi bildiği içindi de aslında. Başını yasladığı yerden kaldırarak bir şey demeden profesörü dinlemeye devam etmişti.Yazılanlara göre üç başın her biri farklı bir amaca hizmet etmektedir. Onlara karşıdan baktığımızı düşünürsek soldaki baş planmacıdır, ortadaki baş hayalcidir. Çatalizler gün boyunca hareketsiz kalıp kendilerini görkemli rüyaların ve hayallerin içinde kaybedebilirler. Sağdaki baş ise eleştirmendir. Çıkardığı sinir bozucu tıslamalarla, sol ve orta başın yaptıklarını değerlendirdiğini anlayabiliyoruz. Ve dişleri çok zehirlidir. Tek bir damla sizin için ölümcül olabilir. Çatalizler çok fazla yaşamazlar, çünkü başlar birbirini öldürme eğilimi gösterir. Bu başlar birbiriyle anlaşamayan üç kardeş gibidir adeta. Sağ başı kopmuş olan çatalizler çok fazla görülmüştür. Bu diğer iki başın bir araya gelip ona saldırdığı anlamına gelir. Isırıp, başını koparmışlardır.” Profesörün sözlerinden bazılarını kısa, kısa not etmeyi planlamıştı. Bunun için kitaplardan birini iki kitap arasından çekerek almış ve açmıştı arka sayfalarından birini. Kısa kısa notlar alırken bir yandan da kulağı profesördeydi. “Onları diğer yaratıklardan ayıran en ilginç özelliği ağızlarından yumurtluyor olmasıdır. Bu yumurtalar zihin kıvraklığını arttıran iksirler için çok değerlidir. Bu yumurta o iksirler için temel malzemedir diyebiliriz. Çataliz yumurtaları ve yılanların kendileri üzerine yüzyıllardır son bulmayan bir karaborsa vardır. Sonuçta kim böyle bir yılan istemez ki, değil mi?” Sözlerinin ardından gerekli şeyleri not almayı bitirdiğinde büyücü profesörün dersi bitirdiğini söylemesiyle derslikten çıkarak kitapları ile beraber temiz havada diğer dersi olan savaş sanatının saatini beklemeye başlamıştı…


|| 14 / Uygun ||
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
IV. Sınıflar II. Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» I. Sınıflar I. Ders
» I. Ders ( 6. Sınıflar )
» I. Sınıflar I. Ders
» II. Ders ( 5. Sınıflar )
» III.Sınıflar II. Ders

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Ders Arşivleri-
Buraya geçin: