4. sınıflar - Online (İkinci Ders)

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) C.tesi Haz. 11, 2011 3:03 pm

Kaplaniçe, ikinci bir Zen dersine ihtiyaç duymadığını belirtmek istercesine gözlerini iki saniyeliğine kapamış, ardından da baskın Fransız aksanını kullanarak "İlginiz için teşekkür ederim, Monsieur Lloyd," diye fısıldamıştı. Ailesi ile ilgili bazı şeyleri öğrendikten sonra diğerlerinin ona magdur gözüyle bakması gerçekten saçma bir durum olmuş, Kaplaniçe her geçen gün magdur olmadığını biraz daha ispatlamıştı diğerlerine.

Hogwarts koridorlarına aşina olmadığı, ancak soru da soramadığı için Simya Dersliğini bulmak Kaplaniçe için oldukça zor olmuştu. Dersliğin kapısını iki kere tıkladıktan sonra tokmağı çevirmiş ve dersliğe adımını atmıştı. Profesörün gözlerini üzerinde hissettiğinde başını kaldırıp, omuzlarını dikleştirerek "Monsieur Lloyd'ın yanındaydım, gecikme için özür dilerim Profesör." demişti. Karamel rengi gözlerini profesörün gözleri ile buluşturduğu sırada derslikte bir 'pat' sesi yankılanmış ve Profesör'e ait olduğu belli olan masada bir zarf belirmişti. Profesör'ün başıyla onaylaması üzerine kendisine bir yer edinen Kaplaniçe herhangi bir kişiyle iletişime geçmek yerine Simya Dersi'nin konusuna ait olan parşömeni ve müfredatı okumuş derse adapte olmaya çalışmıştı. Kısa bir süre içerisinde diğer akademide girişini yaptıkları dersin devamı olarak gördüğü derse aşinalık beslemiş ve profesörün bir sonraki sözünü işlemek üzere parşömen çıkarmıştı. Aslında gerek yoktu... Çünkü Kaplaniçe'nin beyni oldukça iyi not tutuyordu.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) C.tesi Haz. 11, 2011 8:19 pm

'' Önünde biraz var, tadına bakabilirsin. '' Cadıya söylediği gibi, önündeki birkaç damla kandan bir damlasını diline götürmesini beklerken, hem eğleniyor hem de aşırı keskin tadı aldığında vereceği tepkiyi merak ediyordu. Bir anlığına herkesin isterse kanın tadına bakabileceğini söyleyecekken, dersliğe giren öğrenciyle dikkati dağıldı. Masasının yanında, cadının içeri girmesiyle biten kağıdın altındaki imzaya baktığında, bir baş işaretiyle cadıyı onayladı ve konunun ne olduğunu merak bile etmeyerek devam etti derse.

'' Virüs demeyi tercih etmesem de, bilindik kitapların, şifacıların ve çoğunlukla bakanlığın yaptığı tanım bu yönde. Bana kalırsa daha çok özellik diyelim. Bir şekilde bu etkiyi edinen kan hücrelerindeki potansiyel onarıcı etki, en mantıklı olarak şu şekilde açıklanabilir. Antikorların fazlaca artıp alyuvarlarla bir çeşit etkileşime girmesi ve zehirle birlikte başkalaşıma uğraması; ancak elbette henüz tam bir açıklama yapmak adına daha detaylı incelemeler yapmak gerek. Zehrin vampir bedenindeki oluşumu, nereden nasıl geldiği sizler için hoş bir araştırma konusu olabilir aslında. ''

Yeni gelen öğrencisinin önündeki kaba damlatmak üzere elindeki tüple gitti Elicia. Vampirin kanından bir damlayı akıttıktan sonra, temiz bir tonla cadıya seslendi. '' Büyütüp inceleyin Bayan Kuran.'' Cadının kendisini tanıtmak isteyip istemeyeceğini düşünerek sormaktan vazgeçtiği soruyu içinde tekrarladı. '' Nereden geldi acaba? '' Henüz bir öğrenci transferinden haberi olmadığından, bu konuyu müdürle konuşmak üzere erteledi. '' Ardından kendi kanınızla karşılaştırmak üzere parmağınıza ufak bir kesik atın. Sizi iyileştirecek bir iksir verdiğimde canınızın acısı geçer. Yapamazsanız haber vermeniz yeterli. ''

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) C.tesi Haz. 11, 2011 9:31 pm

Yerimde oturmuş kanların akışlarını izlerken kulağıma aynı binadan olduğum Aurora'nın sesi takıldı. Profesöre vampirler hakkında soru sormuştu. Yavaşça başımı kaldırdım ve profesörün cevabını duymak için ona odaklandım. Kızda benim soruma benzer bir soru sormuştu. Yine vampir olmakla ilgiliydi. '' Sisteminde yeterli miktarda kan bulunmalı Aurora. Bir iki damla kanla dönüşüm gerçekleşecek kadar onarım sağlanamaz ve sonunda vampir yanı başındaki cesetle kalakalır.'' Bu cevap beni biraz şaşırtmıştı. Bir damladan bile vampir olunabilir gibisinden birşeyler sanıyordum. Bunu öğrendiğim iyi olmuştu. Profesör sözlerine tekrar devam etti. Sözlerini bitirdiğinde ilk önce ne yapacağını anlamasam da, kolunu kesip yaratığa sihir yaptığında ne yapmak istediğini anlamıştım. Vampire kanından içirecekti. Profesörü pür dikkat izlerken ona odaklanmış, gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Dişlerin deriye temasını görünce vampirin canlılık kazandığını, yüzüne ve dudaklarına renk geldiğini fark ettim. Kan onlar için her şey demekti. Profesör her sözünü özdeyiş gibi seçip bize yöneltirken, kendi kanını vampire sunuşunu içime sindiremedim. ' Şimdi, kendi kanınız ve vampirin kanını birbirine karıştırın ve virüsün insan kanını nasıl ele geçirdiğini ve vampir kanının baskınlığını görün. İşte bu yüzden bizler onların besin kaynaklarıyız.'' Profesörün son söylediklerinin ardından, deney çubuğu ile beraber iki kanı birbirine karıştırdım. İki kan birbirine karışınca, kendi kanımın özerkliğini yitirip diğer kana teslim oluşunu izledim. Kanımı hissedince birden onu ele geçirişi, sinirlerimi bozmaya yetmişti. Gözlerimi önümdeki kaptan çekerek profesöre döndürdüm. " Profesör, acaba yapmamız gereken başka işlemlerde varmı? " Umarım bu soru ile profesör beni yanlış anlamaz. Bu soru biraz... biraz dersin hemen bitmesini istiyormuşum gibi çağırışım yapabilirdi akıllarda. Ben ise sadece daha fazla inceleme yapmak için, hemen diğer aşamalara geçmek için sabırsızlanıyordum.

Vampir Mesaj Sayısı : 24 Kayıt tarihi : 06/06/11

"Anlıyorum, ne şehrime döneceğim ne de sorun yaratacağım. "
Büyücünün dudaklarından dökülen her kelime buz gibi olmuş, halası sayılan cadıya karşılık her ne kadar kendini beğenmiş gibi durmak istemese de hafiften küstahlaşmıştı. Cadının bunu hak ettiği söylenemezdi, ancak şimdi oturup nutuk dinlemek kendisini bir zavallı gibi hissetmesine yol açmıştı. Asla bir zavallı olmadığı gibi nezaketinden de ödün vermek istemiyor, bu yüzden sağ elini saçları arasına atıp yorgun bakışlarla halasına "Şimdi gitmeliyim. Raymond ile konuşur gerekenleri diğerlerine de söylerim, derse geç kaldım ve benim yüzümden Tiffany'de gidemedi. İzninizle artık sonuna yaklaşılan derse gireyim," demişti. Gözleri sarı saçlarını akışkan bir şeymiş gibi sırtına bırakan cadıya döndüğünde buz mavisi bakışları derinleşti, her ne kadar ailesine düşkün olmasa da kanından olanlara karşı beslediği hisler oldukça yoğun olmuştu. Genç cadıyı başıyla selamlarken kapıyı açmış ve önce onun geçmesini sağlamıştı. Ardından Simya Dersliği'nin yolunu tutarken elindeki kitabı bir saniyeliğine açıp içindeki müfredata bakmış sonra da dersliğin olduğu koridora sapmıştı. Genç cadının önünden gittiğini bildiği halde aralarında herhangi bir konuşma geçmemesi Hogwarts'a ısınamamasından kaynaklanıyor gibi görünebilirdi ancak büyücü o ana kadar kimseyle gereğinden fazla sohbet etmemişti. Sınırları belirli birisi olmak için amcasını ve bugünkü liderlerini izlemesi yeterli olmuştu. Karakterlerini diğerlerinin aksine oldukça kolay oturması ise kimilerince yanlış anlaşılsa da büyücü için olması gerektiği bir şeymiş gibi görünmüştü. Kapıyı tıklattıktan sonra içeri girdiğinde sinir bozucu bir nezaketle "Dersinizi böldüğüm için özür dilerim profesör. Ben ve kuzenim, Profesör Dieudonné'un yanındaydık. İzininizle dersinize katılmak istiyoruz," demiş ve yollanan zarfı profesöre işaret etmişti. Profesör'ün şaşırtıcı derecede kibar olması onun bir Slytherin öğretmeni olduğu konusunda tereddüt yaratsa da büyücü aslında Slytherin'in bugünkü varislerinin böyle davrandıklarını düşünür olmuştu. Sınıfa giriş izni aldıktan sonra Aurora'nın yanına oturup yüzüne bir gülümseme yerleştirmesi uzun sürmemişti. Tabii ki geceleri diğerleri uyurken bu dönemdeki dersler hakkında aldığı bilgiler sayesinde dersi yakalaması pek de uzun sürmemişti. Beklentili bakışlarını profesöre çevirirken gözleri bir anlığına Tiffany'ye temas etmişti ardından da önüne dönüp kalan yerden dersi dinlemeye başlamıştı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Paz Haz. 12, 2011 12:29 pm

Kaplaniçe için vampir olmak her zaman bir lütuf olarak görülmüş olsa da bunu sesli olarak dile getirmekten çekinmiş, içine saklamayı yeğlemişti. Profesörün bakışlarını kısa bir süre yoğun olarak üzerinde hissetse de 'Merhaba ben Sorcha, Fransa'dan geliyorum muhtemel bir savaşın ortasında olduğumuz için buraya nakledildim. Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim,' gibi saçma bir konuşma yapmayı dayatmadığı için oldukça sevinçli bir durumda derse katılmıştı. Notları şöyle bir gözden geçirdikten sonra profesörün melodik sesini duyduğunda her birisini parşömene değil, aklına yazmayı seçmiş, vampirlerin bir Muggle ya da büyücüden daha hızlı iyileşmelerini biyolojik olarak açıklamasını dinlerken bir anda da yorumlamaya başlamıştı. Aklına gelen soruyu sormak ve sormamak arasında kaldığı için parşömene bir çizik atmış ardından da 'Vampirlerin ölü olduğunu sanıyordum,' diye mırıldanmıştı. Dinsel ve kültürel olarak vampirler Caine'in soyundan gelen Tanrı'yı inkar etmiş Lucifer'ın karanlığına nail olmuş zavallı yaratıklarmış gibi gösterilmişti. Biyolojik olarak kazandıkları özelliklerin yanı sıra güneşe çıkamama gibi dezavantajlar da edinmişlerdi. Tabi halk arasında hala eski dinlere ait söylentiler dolansa da vampirleri biyolojik olarak incelemek tuhaf görünmüştü. Önündeki cama vampirin kanından bir damla akıtıldıktan ve komut verildikten sonra hiç beklemeden kanı incelemeye koyulmuştu. Eski dinde 'Yaşam İksiri' diye tanımlanan şeye bakarken profesörün söylediği üzere elini kesip iki kanı karşılaştırmıştı. Vampire ait olduğu söylenen kandaki hücreler diğerlerinden oldukça hızlı hareket ediyor ve daha hızlı bir bölünme gerçekleştiriyor olduğunu görmüştü. Ardından sanki dudaklarından dökülen kelimelere engel olamıyormuşçasına elini kaldırmış ve "Profesör," diye seslenmişti. Konuşmaya izin aldığını düşündüğü anda ise "Vampirler'in bir çok dinde lanetli olduğu bir çok bilimsel kitapta ise kısmen ölü olduğu söylenir. İki kanı karşılaştırdığımda hücresel olarak yapılar olarak yine kısmen aynı olduklarını görüyorum. Söylediğiniz üzere herhangi bir mutasyon söz konusu olsa bile ölü bir bedende yaşamsal faktörlerin olması nasıl açıklanır?" diye bir soru yöneltmişti.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Paz Haz. 12, 2011 12:43 pm

Uzun süre beklemek biraz sinirlerini bozmuştu. Ve açıkçası Aleron ve halası arasında geçen konuşmadan pek hoşlandığı da söylenemezdi. Biran önce derse girip kafasından tüm dünya sorunlarını atmak istiyordu. Nihayet konusmaları bittiğinde Aleron'un yüzüne baktı. Kelimenin tam anlamıyla ifadesizdi. Bu çocuğun yüz ifadesinden hiçbir şey anlaşılamazdı. Duygularını saklama da çok yetenekli olduğu kesindi. Tiffany düşündükten sonra bununla ilgili ona soru sormanın anlamsız olacağına karar verdi. Ve simya dersliğine doğru sessizce yürümeye başladılar. Bu ders hakkında biraz fikri vardı fakat dersin neredeyse tamamına girmeyip onlara yetişmeyi başarabilecek kadar olduğunu da düşünmüyordu. Sınıfa girdiler.
"Dersinizi böldüğüm için özür dilerim profesör. Ben ve kuzenim, Profesör Dieudonné'un yanındaydık. İzininizle dersinize katılmak istiyoruz,"
Daha söylenecek bir şey olduğunu düşünmüyordu. Sessizce Aleron'dan farklı bir yöne doğru ilerleyip usulca sandalyeye oturdu. Biraz derse katılarak geç kalmalarını birazda olsa telafi edebileceklerini düşünüyordu. İlgili olduğunu belli etmek istercesine dudaklarını araladı ve konusmaya başladı,
''Profesör vampir kanının insan kanından baskın gelmesinin nedeninden bahseder misiniz?''
Fazla bilgiden zarar çıkmazdı ne de olsa. Gözlerini profesörün gözlerine odaklayarak cevabını beklemeye koyuldu.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Ptsi Haz. 13, 2011 4:03 pm

Önündeki deney kabından vampir kanının tadına bakmak için eğildiğinde kokusunu henüz alamıyordu. Bu doğaldı. Keskin duyuları yoktu onlar gibi. Dilini kana değdirdiği anda kusma isteğiyle dolmuştu. Çok iğrenç! Gerçekten çok iğrençti. Sanki birisi içine en iğrenç karışımları yaparak ve ufaltarak kana dökmüştü. Hemen asasına sarıldı ve mırıldandı: "Accio glass" Bardağı geldiğinde yeniden bir büyü yaptı: "Aquamenti" öyle kısık mırıldanıyordu ki içinden söylüyormuş gibiydi. Ama yine de yanında biri otursa duyabilirdi. Hemen bardaktaki suyu içti. Rahatlamıştı.
"Profesör Aznavour bu çok iğrenç. Sanki birisi içinde muggle pisliği atmış ya da hipogrif pisliği atmış gibi. Mide bulandırıcı ve mmm.. berbat. Söylenecek söz bulamıyorum başka."
Sözlerini bitirdiğinde kusma takliti yaparak hafifçe güldü ve tekrar kana bakmaya başladı. Kendi kanının tadına hiç benzemiyordu. Kendisininki daha çok.. daha çok bakır tadına benziyordu ve çok hoştu. İçini hafif bir nahoşluk sarıyordu ki mutlu ediyordu Aurora'yı. Vampir'e iğrenç, kinci ve nefret dolu bir bakış attıktan sonra dil çıkararak önüne döndü.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Perş. Haz. 16, 2011 10:54 pm

Floja’nın sorusundan sonra elinden geldiğince açıklayıcı olmaya çalışarak konuştu. ‘’ Bundan sonra yapacağınız çok fazla işlem yok Floja. Kalan her türlü bilgi için size tavsiye edeceğim kaynaklardan araştırmanızı yapabilir ya da altıncı sınıfı bekleyebilirsiniz. Kanın her türlü incelemesini yapmak adına kendinize bir hayvan denek alıp, ondan alacağınız kan örneğiyle de vampirinin kanının etkileşimini izleyebilirsiniz. Aslında, bu hoş bir karşılaştırma olabilir. Arka kısımdaki denek kafeslerinden birini getir bana.’’ Dersliğin arkasında kalan kısımdaki kapalı dolapların hemen önünde, içlerinde kullanılacağı zamanı kaderleri gibi bekleyen birkaç hayvan vardı. Bir iki tavşan ve birkaç farenin hangisini alacağını bilmediği öğrencisini beklerken açılan kapıda beliren iki Ravenclaw!a baktı. Kibar bir giriş ve duyduğu aksandan ötürü fazla bekletmeden eliyle işaret etti kendilerine yer seçmelerini. Büyülü tüp gelen iki öğrencinin önüne birer damla kan örneği bırakmak için havada süzülürken Elicia, bir kez daha açıkladı ne yapmaları gerektiğini. ‘’ Vampir kan örneğini büyütüp içerisindeki hücre hareketini inceleyin. Ardından kendi kanınızdan bir örneği de benzer şekilde inceleyin ve akabinde iki kanı karıştırıp, vampir kanının insan kanından baskınlığını görmenizi sağlayacak gözlemi yapın.’’

Gelenlerin hazırlanmasını beklerken diğer soruları cevaplamak üzere başını kaldırdı masasındaki inceleme camından. İlk sorunun ardından gelen bir başka soruyla yüzünde geniş bir gülümseme belirdi. ‘’ Pekala. Vampirlerin ölü olmalarına rağmen bedenlerinde yaşamsal faaliyetlerin devam edebiliyor olmasının sebebini, siz derse girdiğiniz anda sebeplendiriyorduk Adriana. ‘’ Derin bir nefes aldı.

‘’ İkinizin de sorusuna cevap olacak söylediklerim. İstiyorsanız not alın.

Vampirlerin kanındaki virüs, insan kanına bir kez başka bir vampir tarafından bulaştırıldığında, panzehir üretemeyen insan kanı, teslim olurken kendi koruyucularından vazgeçer. Bunu, ordularınızın düşmana katılması gibi algılayabilirsiniz; çünkü başka çareleri yoktur. Cıvanın ağırlığı ve yoğunluğu gibi, vampir kanındaki, az miktardaki baskın zehir bile, suyu içerisinde barındıran insan kanını çok daha kolay ele geçirir. Zehir, akyuvar ve alyuvarları ekarte ederken, suyla dolu boşluklara da yerleşir ve bu durumda daha baskın duruma geçer.

Vampirliğin tarihte aslında, bir kan hastalığı olan parfiria hastalığını yaşayan bazı normal insanlara mal edilmiş bir durum olduğu söylenir. Ölünün bedenini ayakta tutabilmesi, kalan kanı devamlı kullanması ve insan kanıyla beslendikçe sürekli olarak devridaim yapmasına yorulabilir. Bu devridaim sayesinde sürekli olarak vampir gücünü sağlayacak zehir beslenir ve bu beslenen zehir organlardan kemiklere kadar her türlü yapıda onarıcı ve sağlayıcı görevi görür.

Bunların dışında metafizik yönüne bakarsak eğer, sihri doğduğumuz günden beri kanımızda barındıran bizler, inferilerden tutup pek çok yaratığı sorguladığımızda, ölümü yenerek bedenlere yerleşebilen belirli lanetler olduğunu görebiliriz. Yine de, vampirlerde görülen bilimsel açıdan bana daha mantıklı geliyor, en azından daha gözle görülür.’’
Aurora’nın söyledikleriyle gülümseyen cadı cadının tavrının ona has olduğunu bilerek dudaklarını birbirine bastırdı. ‘’ Tamam, önünüzdeki örnekleri yeni inceleme için temizleyin. İlk aşamayı tamamlayanlar için söylüyorum. Yeni birer kan örneği incelemeniz için bırakıldıktan sonra, Floja’nın denekten aldığı hayvan kanıyla da karıştırıp benzer bileşimi görmenizi ve bununla ilgili görüşlerinizi teker teker bildirmenizi istiyorum. ‘’

Floja’nın denekten kan örneği almasını beklemeye başladı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Cuma Haz. 17, 2011 6:47 pm

Profesör Aznavour'un söylediklerini hızlı ve anlaşılmaz şekilde not alırken sonradan anlayıp anlamayacağı aklına gelmemişti. Sorgulama gereği bile duymamıştı. Elindeki iki kanın birleşimi olan kabı lavabodan aşağı dökerken bir yandan giden kana bakıyor ve acıyor, bir yandan da döktüğü için seviniyordu. Dudaklarındaki hafif tebessümle birlikte yavaş adımlarla yerine döndü. Yavaş şekilde sandalyesine oturduktan sonra deney kabını sildi. Islak ıslak olmazdı heralde? Floja gelene kadar çoktan kurulamıştı kabını. Kanı damlatmasını ve daha sonra hemen incelemeye başlamak istiyordu.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Paz Haz. 19, 2011 10:02 am

‘’ Bundan sonra yapacağınız çok fazla işlem yok Floja. Kalan her türlü bilgi için size tavsiye edeceğim kaynaklardan araştırmanızı yapabilir ya da altıncı sınıfı bekleyebilirsiniz. Kanın her türlü incelemesini yapmak adına kendinize bir hayvan denek alıp, ondan alacağınız kan örneğiyle de vampirinin kanının etkileşimini izleyebilirsiniz. Aslında, bu hoş bir karşılaştırma olabilir. Arka kısımdaki denek kafeslerinden birini getir bana.’’ Profesörü dinlerken bir yandan da başımı hafifçe sallıyordum. Son cümlesini söylemesinin ardından, oturduğum sandalyeden inip, arka tarafta olan denek kafeslerinin başına gittim. Kapalı dolapların hemen önünde, kafeslerinde duran tavşanlara ve farelere baktım. Tavşanlar gözüme gayet şirin göründü. Ama onlar yerine, hiç sevmediğim fare kafeslerinden bir tanesini üzerindeki tutma kolundan tutarak kaldırdım. Bir yandan da, profesörü ve ona sorulan soruları dinliyordum. Yerimden doğruldum ve profesörün yanına yanaştım. O, sorulara cevap verirken bende yanında dikiliyordum. Sözleri bittiğinde, dudaklarını birbirine bastırdı ve tekrar konuşmaya başladı. ‘’ Tamam, önünüzdeki örnekleri yeni inceleme için temizleyin. İlk aşamayı tamamlayanlar için söylüyorum. Yeni birer kan örneği incelemeniz için bırakıldıktan sonra, Floja’nın denekten aldığı hayvan kanıyla da karıştırıp benzer bileşimi görmenizi ve bununla ilgili görüşlerinizi teker teker bildirmenizi istiyorum. ‘’ Başımı tekrar salladım ve kafesi alet edavatın olduğu masanın üzerine koydum. Bir fareyi kesemezdim, ama ondan iğne yardımı ile kan alabilirdim. Zaten minicik hayvanı kesersem, kesilmedik bir yeri kalmazdı. Masanın altındaki gözlere bakarken, kenarda olan iğne gözüme çarptı. Onu oradan alıp, plastik eldivenleri de elime giydikten sonra –ki çıplak elle o hayvana dokunmam biraz güç olurdu, hem de bakteri falan kapabilirdim- iğnenin ucundaki koruyucu kabı çıkarttım. Kafesin kapağını açtım. Fareyi kafesin içerisinden çıkartmadan, sağ elimle tuttum, sol elimle de iğneyi farenin ön ayaklarının yanlarından bir yere batırarak, yarım tüp kan aldım. Zira, yarım tüp kanın yeterli olmasını umuyordum. Vampirden de bu kadar almamış mıydık? Kafesin kapağını kapattım, iğne ucunu kan tüpünden çıkarttım ve profesöre uzattım. Daha sonra, iğne ucunu ve elimdeki plastik eldivenleri çöpe atarak yerime geldim. Herkes örnek kaplarını temizlemiş yeni kanları bekliyordu. Bende örnek kabımı alarak lavabonun yanına gittim ve kanın su ile karışımının lavabo giderinden akıp gitmesini izledim. Kağıt havlulardan birkaç tane koparıp, kabımı iyice kuruladım ve havluları çöpe atarak yerime oturdum. Şimdi, profesörün kan örneklerini dağıtmasını bekliyordum.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Ptsi Haz. 27, 2011 10:06 pm

Yaptığı ufak asa hareketiyle herkesin inceleme kaplarına yavaş yavaş dağılan kan damlaları, büyütülmek üzere lamellerin üzerinde beklerken, uyarısını yineledi cadı. '' Asalarını kullanarak örnekleri büyütün ve inceleyin.'' Büyü kullanmayan büyücü ve cadıların bilimin saklı yanlarını keşfetmekte eksik kalacağını düşünüyordu. Her şeye rağmen, zaman zaman muggleların kullandığı icatlardan bazılarını kendi yöntemleriyle geliştirip faydalı yollarla kullandığını itiraf edebilirdi. Tek tek herkese ulaşan damlalardan sonra, hafifçe masasına doğru seyirten Elicia, son sözlerini söyledi.

'' Hayvan kanı ve vampir kanının etkileşimini incelediğiniz zaman, yeni bir raporu yazılı olarak hazırlayıp çıkmadan önce masama bırakmanızı istiyorum. Ödevinizi derste yaptığınızı düşünün.'' Vampirin içerisinde bulunduğu kafesi arka odaya gitmesi için büyülediğinde, kafesin altındaki tekerlekler yavaş yavai hareket etmeye başlamıştı. Kapı kendiliğinden açılıp, içeride ne olduğu belirsiz, karanlık odaya giren demir yığınının ardından kapandı.

'' Sorusu olan varsa incelemesi sırasında sorabilir; ancak, raporunuza etkisi olacak sorular istemiyorum. İnsan kanı ile karşılaştırmanızı yaptıktan sonra, yalnızca hayvan kanı içerisindeki hareketi takip edecek ve gerekli birkaç cümleyi yazacaksınız.'' İnsan ve hayvan kanı arasındaki farklardan birine değinmelerini umarak dördüncü sınıflardan çok fazla şey bekleyip beklemediğini merak etti.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Ptsi Tem. 04, 2011 5:45 pm

Asasına sarılan Aurora yeniden hayvan kanının ve vampir kanının etkileşimine baktı. İnsan kanından daha yavaş etkileşiyorlardı ama yine de çok hızlıydı. Vampir kanı hayvan kanını sanki içine alıyor ve damlalar büyüyormuş gibiydi. Asasını bir kenara bıraktıktan sonra parşömenini ve tüy kalemini çıkardı. Masaya koyduktan sonra mürekkebini unuttuğunu farketti. Hızla çantasının fermuarını açıp mürekkebini de çıkardıktan sonra tüy kalemine sarıldı. Mürekkebe batırdıktan sonra parşömenine yazmaya başladı.
"Vampir kanı bir virüs gibi insan kanıyla etkileşime girdiğinde virüslü kan olan vampir kanı, insan kanını ele geçirdi.
Hayvan kanıyla olan etkileşimi de aynıydı. Ele geçirilen kan artık virüslü kandı. Ve tek damlayla bile etkiliydi.
Aralarındaki fark ise hayvan kanının ele geçirilme ya da Profesör Aznavour'un deyimiyle ekarte olması insan kanına göre daha yavaştı.
Buradan çıkarılan sonuç ise vampirlerin neden insan kanı istediğini açıklıyor kanaatimce. İnsan kanının açlık hissini karşılaması ile hayvan kanının açlık hissini karşılaması kanların ele geçirilmesiyle de çakışıyor.
İnsan kanı açlık hissini hayvan kanından daha çok gidermektedir. İnsan kanı onlar için ana yemek kaynaklarıyken, hayvan kanı çerez gibidir. Açlık hissini çok da bastırmaz."
Altına adını ve soyadını da yazdıktan sonra tüy kalemini ve mürekkebini kaldırdı. Geriye kalan parşömenleri de koyduktan yazdığı parşömeni Profesör Aznavour'un masasına bıraktı. Profesör'e döndükten sonra "Profesör çıkabilir miyiz?" dedi. Çantasını henüz almadığından çıkamazsınız derse eğer rezil olmayacaktı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Perş. Tem. 07, 2011 2:05 pm

Verdiği kan örneğini layıkıyla inceleyip dersten ayrılmak için ilk izin isteyen Aurora'nın parşömenini masanın üzerinden alıp, çekmecesine kaldırdı. Cadının ders boyunca hararetli takibi sayesinde bir kez daha Slytherin adına gururlanarak ifadesiz yüzüne rağmen anlayışlı ses tonuyla izin verdi.

'' Çıkabilirsin Aurora. ''

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Perş. Tem. 07, 2011 2:28 pm

Bir damla kan incelenmek üzere önümdeki kaba dökülmüş beni bekliyordu. Asamı, önümdeki kaba doğrultarak, önceki kan incelemede yaptığım büyüyü tekrar söyleyerek, minik bir bilek hareketiyle salladım. Kaptaki kan örneği yavaş yavaş büyürken, dnasının değiştini yavaş yavaş fark ediyordum. Vampir kanı bir virüs gibi hayvan kanını ele geçirip, onları resmen yok ediyor gibiydi. Tamamını özümsüyor ve ortada hiç bir şey bırakmıyordu. Tıpkı kanı büsbütün bedeninden çekilen biri gibi... Dikkatimi, profesörün konuşması ile kaptan kaldım ve rapor lafını duyunca hemen harekete geçtim. Önümdeki kabı biraz kenara iterek, parşömen kağıdımı ve tüyümü alıp yazmaya koyuldum.

Rapor / Notlar
Vampir kanı, insan kanı veya hayvan kanı olunca kendinden geçmiş bir biçimde saldırıya geçiyor ve ortada ne var ne yok kendisine özümsüyor. Ayrıca, vampir kanının yaralanmaları, hastalıkları da iyileştirici bir güce sahip olup, ölümsüzlük de taşıyor. İki kan kaba koyulduğu andan itibaren hangisinin ne kanı olduğunu anlamak çok kolay. İnsan kanı, adeta ağırlaştırılmış, yavaşlatılmış olarak karşımıza çıkarken, vampir kanı, yerinde duramayan, enerjik bir halde kendini gözler önüne seriyor. Vampir ve insan kanını birbirlerine karıştırdığımız zaman ise, vampir kanı biraz önce de yazdığım gibi, insan kanının işlevine son verip onu tümden ele geçiyor ve kendi kanına özümsüyor. Ve sonra, ortada insan kanından eser kalmıyor. Daha sonra aynı işlevi hayvan kanı üzerinde tekrar denediğimizde, yine aynı sonucu elde ediyoruz. Hayvan kanıda insan kanı gibi ağır aksak işlerken, vampir kanı yine hareketli bir biçimde. Bunları birbirine karıştırdığımızda ise, vampir kanı hayvan kanına tekrar sahip oluyor. Bunu şöyle minik bir örneklede açıklayabiliriz; "Kana susamış yırtıcı hayvanın, savunmasız avına saldırması." Evet, aynı böyle işte. Vampir kanı, insan ve hayvan kanına işte böyle saldırıyor. Vampirler acıktıkları zaman insan kanını tercih etmeleri çok normal. Hayvan kanı muggleların değimi ile vampirlerinin dişinin kavuğunu doldurmayıp, tokluk hissi kazandırmıyor. İnsan kanını ise kana kana emiyorlar ve açlık hissini bastırmış oluyorlar. İnsan kanı, vampirleri tok tutmanın birincil yollarından biri.

Raporunu yazdıktan sonra, sağ alt köşeye günün tarihini atıp, ismimi binamı ve sınıfımı yazdım. İşte, şimdi her şey tamamdı. Masanın üzerindeki eşyalarımı toplayıp çantama tıkıştırdım ve elime raporumu alarak profesör masasının üzerine koydum. Bir iki saniye masanın önünde yaylandıktan sonra, profesöre dönüp konuştum. "Masanın üzerindeki kanlı kabı temizlememi ister misiniz? Yada çöpe de atabilirim profesör. Deneyleri yaptıktan sonra, ortalığın temizlenmesi demek, daha antibakteriyel bir ortamın sağlanması demekti benim açımdan. Hem profesöre de yardım etmiş olurdum. Hafif sırıtarak profesörün cevabını beklemeye koyuldum.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Perş. Tem. 07, 2011 5:32 pm

‘’ Pekala. Vampirlerin ölü olmalarına rağmen bedenlerinde yaşamsal faaliyetlerin devam edebiliyor olmasının sebebini, siz derse girdiğiniz anda sebeplendiriyorduk Adriana. ‘’
Kaplaniçe sorusuna cevaben profesörün dudaklarından süzülen kelimelerin zihnine nüfus etmesine izin verirken bakışlarına nezaketle karşılık vermişti. Dersin yarısında girdiği için hayıflansa da kaybını telafi edebilecek niteliklere sahip bir cadı olduğu için kendisini kutlamıştı. Vampir hücrelerine karşılık insan hücrelerinin hiçbir şansının olmadığını duyduğunda yüzünü ekşitse de vampirlere karşı duyduğu hayranlık büyük oranda artmıştı. Profesörün dudaklarından dökülen her kelime zihninde birer görüntüye sahip olunca zarif bir el yazısıyla profesörün sözlerini kendi cümleleriyle elindeki parşömene geçirmişti. Vampirlerin kanı gözünde bir maden şeklini almıştı, insan kanı vampir kanına karşılık panzehir oluşturamıyorsa birçok ölümcül ve dermanı bulunamayan hastalığa karşılık her ne kadar da olsa vampirlerin kanı kullanılabilinirdi, bir panzehir olarak. Eğer kan hakkında daha fazla söz etmek gerekirse onun bencil olduğu da söylenilebilecek bir başka özellik olabilirdi. Belki de egoistlik. Vampir kanı kendisine benzer olan ancak daha zayıf olan insan kanını tamamen yok ettiğinde ve yerini aldığında hücreler üzerinde de değişiklik yapıyor olmalıydı. Çünkü insan üzerindeki değişim sadece kana olan açlıktan ve farklı kan hücresinden çok daha fazlası oluyordu. Dayanıklılık, güç, hız, ölümsüzlük, insanlara göre oldukça hızlı olan bir iyileşme... Vampir zehrinin onarıcı ve kısmen de olsa koruyucu özelliği... Eğer bu özelliklere sahip olmak için feda edilecek tek şey güneş ve zayıflıksa, bu şeytanla değil Tanrı'yla anlaşma yapmak sayılmaz mıydı? Belki de profesörün dediği gibi bilimsel olan açıklamaları incelemesi, efsanelere takılı kalmasından daha iyi olacaktı.
Profesörün dersi bitirmesini beklerken Kaplaniçe'nin dudaklarından bir kelime dahi süzülmemiş düşünceleri doğrultusunda diğerlerinin sorularını ve cevaplarını dinleyerek dersin sürerliliğine katılmıştı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Perş. Tem. 07, 2011 6:02 pm

Yorgunluk bedenini ele geçirdiği için dersin kalanını sessiz ve yanağı avucunun üzerinde geçirdikten sonra profesörün rapor istemiyle irkilmiş ve önündeki malzemeleri düzenleyerek önbünü açtıktan sonra parşömeni önüne almıştı. Mürekkeplediği tüyü ile yazmaya başlamıştı.

Vampir kanı gerçekten olağanüstüdür. Bir virüstür aslında. Tehlikelidir. Muggleların kanına kıyasla daha enerjiktir ve kolaylıkla fark edilebilir. Hayvanlarınkine oransa iki kat daha enerjiktir. Fakat çabuk yorulur bir beden gibi. Muggle kanı ile vampir kanını yanyana koyarsanız vampir kanı onu kendine katacaktır. İşte bu yüzden çabuk yorulunca vampirler muggle kanı isterler. Kendilerini kontrol edemedikleri için bütün kanı kolonileştirircesine kontrol altına alırlar. Hayvan kanı ise sönük kaldığı için vampirleri doyduramaz. Ölümsüzlük ise başka bir tehlikedir.

Yorgunluktan düşünemeyen büyücü kendine kalacağını düşündüğü için lanet okumuş ve elindeki parşömen ile beraber profesörün yanına varmıştı. "Profesör bugün benim için zor bir gündü ve çabuk yorulurum. Anladığınız kadarıyla rapor çok iyi olmaya bilir. Ve karışık tabii... Neyse çıkabilir miyim?"

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online (İkinci Ders) Perş. Tem. 07, 2011 6:31 pm

Karşısında bir başka Slytherin belirdiğinde, tüm günün, bir vampiri tüm acımasızlığına rağmen sualsiz halde yaralamanın travmasından çok, sıkıntısını hayal ederek hızlı ve kesin konuştu. '' Çıkabilirsin Quentin. ''

» VI.Sınıflar | Online Ders
» 4. Sınıflar//Ders-1 Online
» 6. sınıflar - Online(İkinci Ders)
» V. Sınıflar I. Ders
» IV. Sınıflar II. Ders