4. sınıflar - Online

Konu: 4. sınıflar - Online Cuma Mart 18, 2011 4:54 am

Dersin Konusu: Altını çözündürme, ardından farklı metallerle birleştirerek damıtma.
Dersin işlenişi: Online, kurgulara açığım. Haberdar edilmem yeterli.
Liste:

Spoiler:

Bileğindeki takıya baktı. Saf altından üretilmiş ve ardından ateşle şekillendirilmiş kaba saba aksesuarın ince kemikli bileğinde ne kadar farklı göründüğüne ikna olduğunda, bir an için aklı, aydınlanmaya ulaşma yolunda asıl gerekenin kendi içindeki cehenneme inmek olduğunu düşündü. Aldığı not, dış simyaya dair düşüncelerini geliştirmesine yardım edebilecekken, asıl ilgilendiğine, iç simyanın gereklerine döndü.

Son derslere yaklaşılmış olmasına sevinerek düzenekleri bir bir kurdu. İksir kazanına benzeyen kaplar, laboratuardaki her bir öğrencinin önünde duracaktı. Su bir litrelik ve kenarları yirmi santimetrelik bir karenin oluşturduğu fazla derin olmayan kaplarda duracaktı. Su için ayrıca bir zahmete girmemiş olan Elicia, herkesin asasını yanında taşıyacak kadar sorumlu olduğunu biliyordu. Sınıfın içerisine girmeden önce hissettiği garip ağırlık hissinden kurtulduğunda, öğrenciler gelene dek sülfürik asit, nitrik asit ve hidroklorik asidi oldukları kaplarda kontrol etti. Dersin kalanında herkesin hoşuna gidecek ufak tefek damıtma ve çözündürme işlemleri yapacak ve biraz değerli şeylerle oynayacaklardı. Farklı metallerle karıştıracakları altın misketleri elinde çevirdi. Her birini dersten sonra damıtıp aldığı yere aynen kendisine verildiği gibi iade edecek olması canını sıksa da, bilim için yapabileceği ufak bir fedakarlık gözüyle baktığı küçük misketleri yüzüne sürdü. Yaklaşan ayak sesleriyle birlikte elini hemen indirip, herkesin yerleşmesini beklemek üzere kendi kazanının başında birkaç düzenleme yapmaya başladı. İçeri ilk giren öğrenciye yapacak çok işleri olduğunu söylemek istercesine hızla kafasını sallayıp mırıldandı. ‘’ Hemen kendine bir deney kabı seç.’’ Her gelen öğrencinin kendisine bir kap seçmesi ve malzemelerini beklemek üzere yerleşmesinin ardından, derse başlayacakları.

Not: Kısa giriş rplerinizle başlayın arkadaşlar. Ders online. Size gerekli betimlemeyi verdim. Hadi kolay gelsin.

Not 2: İksiri başarılı yaptıklarını düşündüklerim, dersin sonunda altın tozunda çözdürüp yeniden kendileri şekillendirdikleri metalleri aksesuar olarak yanlarında götürebilecekler ve online olarak iksiri başarıyla tamamlayan ilk dört kişiye +10 puan verilecektir.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Paz Mart 20, 2011 8:36 pm

Zindandan yedinci kata bu kadar çabuk geldiğine şaşırmıştı. Normalde maratondaymışçasına koşar, sınıfa yetişir ve nefes nefese sınıfa girerdi. Bu sefer ilk geldiğine sevinmişti doğrusu. Yavaşça ilerlerken arkasından gelen diğer öğrencilerin ayak seslerini duyuyordu. Sesler ahenkli gibiydi. Rap, rap, rap.. Simya sınıfına yaklaşırken kapının açık olduğuna sevinmişti. Yedinci kattaki tek ağır kapılı derslikti ve kesinlikle açılması zordu. Büyü işlemiyordu -gerçi heey! bahsettiğimiz yer hogwarts!- ve üç kişiyle zor açılıyordu. Sınıfın önüne geldiğinde kapıdan içeri girerken Profesör Aznavour'un sesiyle irkildi. Hızla boş bir deney kabı aldı ve orta deney sırasında en öne geçti. Deney kabını sıranın üzerine koyduktan sonra tüy kalemini, parşömenini ve asasını hazırlayarak beklemeye başladı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Salı Mart 22, 2011 1:58 am

'' Pekala Bayan Oktavianus.'' Derse gelen ilk öğrencisiyle ilgilenmeye başlamıştı bile. Zaman kaybetmeye değecek işlerle uğraşıldığında, harcamaya değerdi. Aksi halde her saniye koca bir kayıptan ibaretti. Yüzündeki telaşlı gülümseme, aslında mesleğine dair heyecanından olan Elicia, hafifçe cadıya yaklaştı ve bir dördüncü sınıf için zor olmayacağını umduğu işlemleri saydı. '' Gelip size vereceğim kapları almadan önce önünüzdeki boş deney kabına biraz su doldurun asanızı kullanarak. Ardından altındaki üç ayağı tutuşturun. Size kibrit vermeyeceğim, asanızı kullanın lütfen. Ardından yanıma gelin, malzemelerinizi vereceğim. '' Öğrencisinin dediklerini yapmasının ardından yanına gelmesini bekliyordu.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Salı Mart 22, 2011 11:44 am

"Sherry, ne zaman şarkı söylemeyi keseceksin?"
"Domateslerden salça yaptığım zaman yoksa o ayılar ağaca çıktığında mı oluyordu? Neyse... Neyse... Zaten ayılar ağaca çıkar."

Sherry; arkadaşına göz kırpmış, yanaklarını şişire şişire söylediği şarkıyla Simya Dersliğinin yolunu tutmuştu. Arkasında kalan kızın yüzüne çöreklenen baygınlık ifadesinden zevk alarak; "Elicia'nın bir dersliği var, dersliğinde öğrencilerden oyuncakları var, hepsi profesör, profesör diye bağırır, ağızlarına çakıveresin gelir." diye söylediği şarkıyı sınıfın kapısına gelmesiyle kesmişti. Sarı saçlarının dağınıklığını asası ile tutturmuştu. Güzel görünmekten nefret ediyordu, olabildiğince şam şeytanı gibi gezmek, ona veela'lığın verdiği yetenekleri unutturuyordu. Ağzının kenarında sakince çiğnediği sakızı alıp, cübbesinin iç kısmına yapıştırıp, saf bakışlarıyla sınıftan içeri adımını atmıştı. Profesör ilk gelen öğrencinin başına atmaca gibi konmuştu. Bunu görünce dudaklarını büzdü, şişirdi, sağa sola baktı ve deney kaplarının bulunduğu tarafa yöneldi. Profesörün diğer Ravenclaw'lı deneyiyle işini bitirip, ona yönelmesini beklerken, tüplerin içindekileri karıştırıyor, masaların üzerindeki şeyleri kokluyordu. Ta ki cübbesini çekip deney kabına çarpıp, büyük bir gürültüyle onu yere düşürünceye kadar. Neyse ki kap kırılmamıştı ama derslikte çıkan gürültü, merdivenlerden kesin duyulmuştu. Sherry Fionnuala hızla yere eğilip, yerdeki kabı almış ve az mahcup az da sırıtan bir gülümsemeyle, göğsüne kavuşturduğu beher ile profesöre dönmüş. "Sanırım zemin fazla kaygan profesör, baksanıza durmuyorlar yerinde, tam kaydı, tutacaktım, tutamadım." demişti.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Salı Mart 22, 2011 1:41 pm

Bendis, Profesör Aznavour'u dinlerken bir yandan da aklına not ediyordu. Daha doğrusu listelendiriyordu talimatları. Basit talimatlardı ve unutulması imkansızdı. Yani su-ateş-profesör. Bu kadar basitti Bendis için. Hızla deney kabına fısıldayarak 'Aguamenti' dedi. Daha sonra yanmayan ocağın üzerine koydu ve ocağa fısıltıyla 'Lacarnum İnflamarae' dedikten sonra Profesör masasına gidip Profesör Aznavour'un vereceği diğer talimatları bekledi.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Salı Mart 22, 2011 4:37 pm

"Ben derse kaçıyorum, görüşürüz"

Kafamın üzerinden sıyrılan kitabı alıp ikizime geri fırlattım. Bunu tekrar yapacağını bildiğim için, hemen ortak salondan çıktım ve elimdeki yeşil ekşi elmayı ısıra ısıra merdivenleri tırmanmaya başladım. Aslında bu merdivenleri seviyordum. Hem değişmiyorlardı, hemde insanın kilo vermesine yardımcıydılar. Bir kaç dakika sonra, Simya dersliğinin kaçıncı katta olduğu düşüncesi aklıma gelince, yüzüm düşmüştü. Ne diye okul içinde cisimlenme olmazdı ki. Bence kesinlikle olmalıydı... Hızlı adımlarla merdivenleri tırmanmaya başladım. Bir, iki, üç, yirmi, otuz, kırk... Basamaklar yedinci kata varana kadar sanki arttıkça artıyordu. Bunun bitmesi için yalvardım. İşkence bile sayılabilirdi hani. On kere çık, on kere in ve cezan tamamlansın. Düşüncelerimden bu salaklığı attıktan sonra, son basamağıda başarı ile arşınlamıştım. Sınıfa girdiğimde, profesörün bir kıza dediği talimatları duydum. Hemen kendime profesör masasına yakın bir yerden masa seçtim. Önümdeki kabı su ile dolduracaktım, evet. Asamı kaba doğru yönelttim. "Aquamenti."

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Salı Mart 22, 2011 6:34 pm

Kütüphanede yayılıp rahat rahat kitabını okurken arada bir giren çıkan öğrencilere kayıyordu gözleri. Kafasını iki yana sallayıp önündeki kitaba odaklanmaya çalıştı. Bu seferki pek ilgisini çekmemiş olacaktı ki odaklanmakta zorluk yaşıyordu. Bir süre sonra sıkılıp yerine bıraktı kitabı ve dersliğe doğru yürüdü. Simya dersini sevmesinin yegâne nedenlerinden birisi kesinlikle Bayan Aznavour'du. Okuldaki en güzel profesörlerden birisiydi. Bayan Ruthvell ile bu kulvarda yarışabilirlerdi, evet. Derslikten içeriye adımını attığında üç tane öğrencinin içeride olduğunu farketti. Sherry görür görmez yüzünde bir tebessüm oluştu ve onun yanına doğru ilerledi. Öğrencilerin ne yaptıklarına bir göz gezdirip kendisi de aynısını yaptı. Sherry'nin yanındaki masaya geçip boş kabı koydu. "Aquamenti." Kavisli bir şekilde asasını salladıktan sonra kabın içi suyla dolmuştu. Profesöre bakmak için başını çevirdiğinde genç cadının toka yerine kullandığı asayı görüp ufak çaplı bir kahkaha koy verdi. Ardından öksürerek bir şey olmamış gibi davranıp profesörün yanına doğru ilerledi.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Çarş. Mart 23, 2011 3:37 am

Sınıfa erken gelip malzemeleri düzenlediği için, sonradan gelen öğrencileri sorun etmiyordu. Yavaş yavaş deney kaplarının her birinin arkasına bir öğrenci yerleşmeye başlamış ve keyfi de buna bağlı olarak az da olsa düzelmişti. Ravenclaw’lı cadının söylediklerini harfiyen yerine getirmesini izledi. Yanına gelişiyle birlikte cadıya gereken malzemeleri söyleyecek oldu ki, sınıfa doğru yaklaşan bağırtıyı duyup başını kaldırıp o yöne çevirdi. İçeri giren Hufflepuff’lı öğrencisine deney kaplarını işaret etmesine bile gerek kalmadan kapların başına geçen cadıya göz ucuyla baktı. Sarsak hareketleri yüzünden kaşları çatılmasına rağmen, Bendis’e konsantre oldu.

‘’ Bu yıkanmış kükürt.’’ Koyu sarı küçük taşlar halindeki karışımın olduğu kabı kızın önüne doğru sürdü. ‘’ Sıranda duran damıtma setinin kaynama kabını kaynayan suyun içerisine koy. Koymadan önce de kaynama kabının içerisine kükürdü koy. Sonuna kadar damıtmanı istiyorum.’’ Kaynama kabı, benmari usülü eriyen çikolata gibi kükürdü damıttığında elde edeceklerini söylemeyi de ihmal etmedi. ‘’ İşin bittiğinde elimizde misler gibi sülfürik asit olacak. Bunu yaptıktan sonra yanına geleceğim.’’ Elindeki diğer kaplardan başka sadece bir kap daha fazladan veri. Öncelikle kükürdün doğru şekilde damıtılması gerekiyordu. ‘’ Damıttığın sülfürik asidi bu behere dolduracaksın. Sakın tenine değmesine izin verme. Maskeni ve gözlüklerini de asla çıkarma.’’ Son bir uyarı yaptı. ‘’ Kaynama kabındaki asit, damıtıldıkça, setin diğer ucundaki borudan damla damla beherin içine akacaktır. Sana verdiğim beheri buna göre yerleştir.’’ Cadının asidi suya değdirmemesini umut ederek eline tutuşturduğu bir boş beher ve bir de yıkanmış kükürt dolu ufak cam kaptan sonra Sherry’nin gürültüsü ile irkildi.

‘’ Bayan Fionnuala! ‘’ Kızın verdiği yanıttan sonra gözlerini devirdi. ‘’ Üçayağın ucunu tutuşturun ve suyunuzu ısıtmaya başlayın. Eğer kabı masada tutabilirseniz onu da suyla doldurun ve üç ayağın üzerine yerleştirin. Ardından buraya bekliyorum.’’ Cadının kırıp dökmek için en yanlış derste olduğunu düşünerek sıkıntıyla iç çekti.

Derse giren diğer iki öğrencinin hemen adapte olduklarını gördüğünde keyfi bir kez daha yerine geldi. ‘’ Muazzam. Yanıma gelin hemen. Sular ısınmadan yıkanmış kükürdü, maskeleri ve gözlüklerinizi ve boş beherlerinizi alın. İşlemleri yeniden anlatmamı isteyen olursa söylesin. Dinlediyseniz hemen başlayın. Hepinizi gözlüyor olacağım.’’

Sülfürik asidin kıvamı hakkındaki betimlemelere dikkat edeceğimi bildireyim millet. Damıtmanın sonunda neler olduğunu buna göre yazın lütfen. Damıtma nedir bilmeyenlere de google amcaya yönlendiriyorum. ^^

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Çarş. Mart 23, 2011 4:20 am

Sherry, bir an için soyadının şiddetle veryansın edilmesinden, sınıftaki camların şangırdadığını düşündü. Dudaklarını sıkıca örtüp, dudakları içinden; damağına dilini dayayarak profesöre dil çıkardı ve içinden "Saçına pireler işer, umarım. Öğretmenim canım benim. Hrr..." deyip, burnunu sesli bir şekilde çektikten sonra elindeki beheri üçayağın üstüne koydu. Yanında olan Gustave küçük bir göz kırpmasıyla öpücük gönderdikten sonra kabın içine tükürmeye başladı. Ağzından aşağıya damlayan tükürüklerden baloncuk çıkartarak tükürmeye devam ediyordu. Profesörün onları yanına çağıran cümlesini duyduğunda, son kez kabın içine tükürmüştü hem yorulmuştu da tükürmekten. Saçında ki asayı alıp, kabın içini su ile doldurmaya üşendiği için bu yolu tercih etmişti. Zaten profesör ne kadar su ile doldurmaları gerektiğini söylememişti ki, biraz su ile doldurmalarını istemişti ve tükürüğün pH'da 7'iydi. Bu durumda su ile arasında pek fark yoktu sadece enzim farklılıkları vardı. O da sorun olmazdı, diye düşünmüştü. Profesör'ün yanına giderken, beher'in altını açmadığını fark edip, geri dönmüş ve hemen altını en son seviyede yakı vermişti. Profesörün uzun söylevi ve isteklerinin çabuk sona ereceğini umut ederek ve bir şey düşürmemeye dikkat ederek ilerleyip, profesörün arkasında durmuş kadının hareketlerini taklit ediyordu. Burnuna dolan yanık kokusunun ne kadar kendi kabından geldiğini hayal etmek istemese de çok geçti. Kabın içindeki tükürük çoktan buhar olmuş ve kabın çevresini kavurarak, çirkin bir kokuyu sınıfa saçmaya başlamıştı. İşte şimdi başı beladaydı. "Elicia'nın ateşi açık, şimdi bu işin içine..." Cümlesini içinden okkalı bir küfürle bitiremeden geri doğru sıvışarak behere ulaşmak istiyordu. Yinede bu çabası boşunaydı. Yakalanmıştı. Yine takındığı masum bakışlarıyla, elini kolunu sallayarak "Şey, profesör sanırım, ben kaba az su koydum profesör ya da şey az sıvı diyelim, hani ağızdan çıkanından. Evet, profesör." diye yanaklarını şişire şişire bir asker edasıyla konuşarak, yalanını söyleyivermişti.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Çarş. Mart 23, 2011 9:46 pm

Bendis, Profesör Aznavour'dan aldığı beheri, yıkanmış kükürdü, gözlüğünü ve maskesini alıp oturduğu deney sırasına gitti. Beheri damıtma sisteminin ucuna koydu. Maskesini ve gözlüğünü giydikten sonra, yıkanmış kükürdü yavaşça kaynayan -ve kaynamakta olan- suya akıttı. Kıvamının nasıl geleceğini bilmiyordu ama hep muggle annannesinin dediği kulak memesi kıvamına uyacaktı. Hafif kabarcıklar çıkmaya başladığında damıtmaya başladı. Profesör'e seslenerek:"Profesör? Olmuş mu bakabilir misiniz?" Profesör Aznavour'un gelmesini beklerken yaptıklarını not aldı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Perş. Mart 24, 2011 9:37 pm

Dördüncü sınıflar ders yapmak için doğru topluluk muydu? Onlara verilecek kimya bilgisini çok mu ağır tutmuştu düşündü bir an. Kararından vazgeçti. Küçük yaşlarda simyayla uğraşmaya başlayan kendisiydi. Ailesinin de etkisinin büyük olduğu bu bilimin, iç ve dış etkilerine adamıştı kendisini. Öğrencilerini beklerken birden gözüne takılan Hufflepuff’lı cadıyı izledi yüzünü buruşturarak. Kızın kabın içerisinde tükürmeye başlamasını sessizce izleyip bitmesini bekledi. ‘’ Pekala. ‘’ Mırıldanmıştı. Yanlarına gelmesinin ardından cadıya baktı önce, ardından da arkalarında kalan deney masasına. ‘’ Sherry, o kabın içerisine bir litre tüküreceksin ders sonuna kadar. Eğer yapamayacağına karar verirsen…’’ Ateşin üzerinde suyun olmayışından ötürü patlayan beher etrafa cam parçalarını saçtığında yere eğildi. Öğrencilerinin ne yaptığına bakmadan asasını uzatıp ateşi söndürdü. ‘’ Önce cam parçalarını temizlemek lazım. Ardından da sana vereceğim yeni deney kabını bir litre tükürükle doldur. Ha, eğer yapamam dersen buraya gel ve asanı al. Suyla doldurman için gerekenleri ben söylerim.’’ Uzanıp masasının altından aldığı boş kabı cadıya uzattı. Bir litrelik kabı alırken uzanıp cadının saçlarının arasından asasını çekti ve kendi cübbesinin iç çebine attı kaşlarını vermeyi düşündüğü tepki için kaldırarak.

Sherry'nin ardından, havaya yükselen sarı dumanla gözleri büyüyen Elicia, Bendis’e seslendi. ‘’ Bayan Oktavianus! Hemen sudan uzaklaşın. Gaza temas etmeniz halinde yüzünüz yanar.'' Hızla elinde kendi masasından aldığı kireçle birlikte masanın başına geldi. Kireci kükürdün üzerine serpip ardından da hemen asasını pencerelere doğrulttu. Büyülü pencereler hemen içerideki tüm dumanı hava temizlenene kadar elektrik süpürgesi misali çekip durulduklarında, derin bir nefes aldı Elicia. ‘’ Deney boyunca pencereler açık kalacak.’’ Yeniden Ravenclaw’lı cadıya döndü. '' Gel, bir kap kükürt daha vereceğim sana. Bunları verdiğim beherin içine koy. Beheri de kaynayan suyun içine oturt. Diğer beher, damıtma setinin ucundaki yerinde kalsın. Damıtılan kükürt, setin ucundaki boş behere akacak.’’ Diğer yandan da Sherry’ye bakıyordu.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Perş. Mart 24, 2011 9:47 pm

Sarı dumanların kokusunu beğenmemişti Bendis. Profesör Aznavour ona talimatları verdiğinde (ve ne olacağını söylediğinde) korkmuştu hayli. Ama.. ama bu nasıl olabilirdi ki? O koskoca Ravenclaw'lıydı. Hata olmamalıydı. Masadan gidip yeni beher ve kükürt alırken gözleri yaşarıyordu. Duman nedeniyle olmadığını biliyordu. Ama yine de soran olursa öyle söyleyecekti. Behere yeniden büyü yapıp su koydu, altını yaktı. Bir süre bekledikten sonra kükürdü koydu. Bu sefer biraz önceki gibi olmayacaktı.. Olmayacaktı işte. Biraz önce beklediği sürenin yarısına geldiğinde (yağ kıvamında olduğunu sanıyordu) damıtmaya başladı. Sağına, soluna bakınarak Profesör'ü aradı gözleri. Bulduğunda ise hemen seslendi:"Profesör? Nasıl gidiyorum?"

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Perş. Mart 24, 2011 10:57 pm

“Pabucumun simyacısı.” Sherry kadının gözlerinin içine ne kadar saf ve masum bakıyorsa içinden bir o kadar köpürerek, kelimeler sıralıyordu. Mavi gözleri saf bir güzelliğin göstergesiyken birden, yangın yerine dönmüş şeytanca parıltılar saçmaya başlamıştı. Uslu bir baş hareketiyle geri dönmüş, yerde ki camlara kötü kötü bakarak elindeki bir litrelik, fanus gibi kapla masasının başına geçmişti. Şişirdiği yanakları arasından cübbesinin içindeki gizli nimete şükrediyordu. “Profesör, profesör, asla obur bir kızın üzerinde ne taşıyacağını bilemezsiniz. Uii, uaau, uaa uiu ting teng teng teng. Şişko martı çıktı, bizim simyacının kafasına çarptı. Çarpılmaktan şaşan kadın gidip kurbağaya yapıştı. Kurbağa oldu prens, profesör oldu kaplumbağa prenses.” Sherry içinden ahenkle söylediği şarkı ile kafasını sağa sola sallayarak döne döne tükürüyordu. Profesörün ona bakan gözlerini gördüğü için tükürüğü ile oynuyor, ağzının içinde ki sıvıyı bir ileri bir geri çekerek kaba boşaltıyordu. Kadının gözlerine bakarak yapmaya devam ettiği eylemlerin ardında, ağzına biriktirdiği tükürüklerle en son gargara yapıp kaba boşaltı.

Kabın etrafında hem dönerek tükürüyor, hem bundan zevk aldığını gösteren bakışlarla gülümsüyordu. Her dönüşünün ardında kabın üstüne abanırken, cübbesinin altında ki ceketin cebinde olan, yarım litrelik üzüm hoşafı suyunu da kaba yavaş yavaş ilave ediyordu. Yüz bilmem kaçıncı dönüşünde kabın dörtte üçü dolmuştu ama dudakları ve tükürük bezleri bu işten yorulmuştu. Profesörün diğer öğrenciye verdiği dikkatten yararlanarak eline geçirdiği deney tüplerinden birini, içinde ne olduğuna bakmaksızın, beherin içine boşaltıvermişti. Yaptığı işten gurur duyarak, saydam fakat bulanık sıvıyı tuttuğu kap ile sırıtan yüz hatlarıyla, simya profesörünün fildişinden oyulmuşçasına kusursuz olan yüzüne dönmüştü. Gözlerini devire devire, “Profesör hiç rahatsız olmayın, asam sizde kalabilir, ders sonunda vermelisiniz ama…” diye masum bir yaramazlıkla tümcesini tamamlıyı vermişti.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online C.tesi Mart 26, 2011 7:09 pm

Lanet olsun. Gecikmenin verdiği aceleyle adımlarını simya dersliğine çevirmişti. Yine küçük sınıflardan biriyle uğraşması onu vaktinden etmiş ve bu sayede geç kalmıştı derse. Koşar adımlarla cebindeki Yılan Kral ve elindeki bir iki kitapla dersliğe ilerliyordu. Acaba profesör bu sefer de kızacak mıydı diğer seferlerki gibi? Ah tabiiki de kızacaktı. Adımlarını elinden geldiğince hızlandırırken merdivenleri de hızlı hızlı çıkıyordu. Bazı gözler şaşkınlıkla ona kenetlense de görmezden geliyordu büyücü. En sonunda yedinci kata vardığında derin bir nefes alarak durmuştu simya dersliğinin önünde. Ardından kapıyı hızlı bir şekilde açtığında bütün öğrenciler ve profesörün gözlerinin üzerinde olduğunu hissetmişti. Profesöre bişi deme fırsatı bırakmadan kendisi konuşmuştu ilerlerken yine.
"Çok üzgünüm profesör."

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Paz Mart 27, 2011 4:12 pm

Uykusundan yavaşça uyandığında ilk işi olmuştu saate bakmak. Gördüğü saat ile kendisine lanet okuyarak acele acele hazırlanmıştı. Yine bir derse geç kalmıştı. Kendine halen gelmese de bütün eşyalarını toparlayıp ortak salondan acele acele çıkarak hogwartsın taş duvarlarına doğru koşmuştu. Simya dersi zorunlu olmasa bu kadar çok acele etmezdi büyük ihtimal. Adımları merdivenleri çıkmaya başlayınca eksik bir şey var mı diye de kontrol ediyordu zihninden. Her şeyden emin olduğunda varmıştı zaten yedinci kattaki simya dersliğinin kapısına. Kapıyı açarak girdiğinde bütün gözlerini üzerinde hissetmişti. Alaycı gözlerle karşılık verirken tek geç kalanın o olmadığını görünce içi rahatlasa da profesöre çevirdiğinde gözlerini ilerlerken masasına doğru bir şeyler deme gereği duymuştu.

“Özürlerimi iletirim profesör…”

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Paz Mart 27, 2011 8:18 pm

Kabımı su ile doldurdum. Sıramda duran damıtma setinin kaynama kabını kaynayan suyun içerisine koydum ve kükürdüde koydum. Şimdi sıra kükürdün sonuna kadar damıtılmasıydı. Elime eldivenleri geçirmiştim ama, gözüme gözlükleri takmayı unutmuştum. Gözlerimi hafif kısıp, masanın üzerindeki gözlüğü aldım ve gözlerime geçirdim. Evet, şimdi daha iyiydim. Sanırım yirmi-otuz dakika sonra, kükürt tamamen damıtılmıştı. Profesörün açıklamasına göre, şimdi elimde sülfürik asit vardı. Asidin olduğu kabı parmaklarımla sıkıca kendimden uzak bir mesafede tutuyordum. Diğer elimle de boş beheri masanın üzerinde sıkıca sabitledim. Asidi yavaş yavaş, temkinli bir şekilde behere doldurdum. Tenime zarar vermesinden de korkmuştum üstelik... Kaynama kabındaki asit, damıtıldıkça, setin diğer ucundaki borudan damla damla beherin içine akıyordu. Şu anlık güzel gidiyordum. Profesörün göz ucuyla bana baktığını gördüm. İstifimi hiç bozmadan önümdeki damıtma setine verdim dikkatimi. Asit borulardan yükselerek geçiyor ve yolun sonuna geldiğinde, yuvarlağımsı cam kabın içerisine minik damlalar halinde akıyordu. Evet, buraya kadar gayet iyi gitmiştim. Deneyin gerisini tamamlamak için profesöre doğru dönüp tam seslenecektim ki, içeriye ard arda giren iki öğrenci çekti dikkatimi. Birisi bizim binadandı, diğeri ise Ravenclaw'dan. Doğrusunu söylemek gerekirse, Ravenclaw'lı oğlanı her görüşümde o gözden kaybolana kadar gözüm onda kalıyordu. Çocuklara daha fazla dik bakmayı kesip profesöre seslendim. "Profesör, bir bakabilir misiniz? Başka yapacak ne kaldı? Bu ders hoşuma gitmeye başlamıştı. Deneyleri sevmiştim. Profesörün diğer öğrenci ile ilgilenip, yanıma gelmesini bekledim.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Ptsi Nis. 04, 2011 5:49 am

Kaldığı yerden devam etmesine izin verdiği cadının bu sefer çuvallamayacağını düşünmekle hata ettiğini bilmeyen Elicia, bilimin sınırlarını beynin hücreleri kadar bilinmez sanışının cezasını çekiyordu. Cadının kükürdü bir kez daha yakması üzerine, tüm sınıfta dolaşan rüzgar herkesin saçlarının arasından geçti. Pis kükürt kokusu cübbelere sindiğinde, yapacağı bir şey olmadığını bildiğinden, sınıfa seslendi. ‘’ Herkes bu gece yatmadan önce iyi birer duş alacak. Yoksa saçlarınızı kaybedebilirsiniz.’’ Kızlardan gelen panik nidalarını beklemeden diğerlerine bakmaya devam etti. Sırada Sherry vardı. Başının belası, deli dolu porsuğun yanına gitti. Kendisine uzattığı kabın içerisinde dönen tükürükle karışmış sıvıdan gelen şerbetimsi kokuyu aldığında yüzü buruştu.

‘’ Üstelik ikinci kalite üzüm.’’ Cadının elinden kabı alıp pencereden aşağı fırlattı. Yeni bir kap çıkarmak üzere kendi masasının başına döndü ve cadının asasını geri uzattı. ‘’ Aquamenti.’’ Ters tutulan asadan kaba akan suyu durdurmak için gözlerini asadan ayırdı ve, cadının asayı tamamen tutması için ellerini çekti. Kabı, Sherry’nin kucağına yükleyip konuştu. ‘’ Bir litre olacak kadar doldur, ardından sana verdiğim kükürdü bir beherin içinde bu kabın içerisine koy. Kükürdün ıslanmasına izin verme. Damıtma setinin ucuna da diğer boş beheri yerleştir. Bana marifetlerini göster Sherry. Bu kadar saçmalık yeter.’’ Cadının döne döne tükürmesine anlam veremiyordu. Bir şeyleri gerçekten dalgaya aldığını gördüğünde tepesine çıkan siniriyle ilgili son sözlerini söyledi. ‘’ Dersten sonra benimle kalacaksın. Seninle ufak deneyimize devam edeceğiz. ‘’ Müdür yardımcısı olmanın verdiği yetkileri sevdiğini belli eden bir gülümsemeyle cadıya baktı. Onu kullanacaktı.

Floja’nın masasına gidecek oldu ki, bir anda önünden geçen Ravenclaw’lı ve Slytherin'li iki büyücüye kilitlendi bakışları. Geç kalanlardan hoşlanmasa da, gelmek istemiş olmaları yeterliydi. Büyücüler masalarına yerleşirken seslendi. ‘’ Önünüzdeki kaplara birer litre su dolduruyorsunuz. Ardından altındaki üçayağın fitilini tutuşturup kaynamaya bırakıyorsunuz.’’ Elindeki malzemeleri düzenlerken Bendis’in masasından gelen ufak patlamayla diğer herkes gibi irkildi. Sabrı taşmıştı. ‘’ Bayan Oktavianus! Dağınıklığı toplayıp dersi terk edin. Bugün kimyasallarla oynayacak kadar dikkatiniz toplu değil. Gidip biraz uyuyun.’’ Cadının söylediklerini sırasıyla yapıp yüzündeki üzgün ifadeyle sınıftan çıkmasını izledi. Büyücüye çevirdiği kafasını kaldırmadan , önündeki malzemelere bakarak konuşmasına devam etti. ‘’ Ardından yanıma gelin, size malzemelerini vereceğim’’ Büyücülerin genç bedenlerinin hızlı hareketlerinden memnun olarak Floja’nın masasına yaklaştı. Her şeyin yolunda olmasına sevinmişti. Damıtma setinden geçen kükürdün kalıntısı, setin diğer ucundaki behere sarı, yağa benzeyen damlalar halinde akmış ve yeni bir topluluk oluşturmuştu. Görüntünün rengi Elicia’ya göre öyle hoştu ki…

‘’ Pekala. Şimdi bu boş kaba sülfürik asidi doldurmanı istiyorum. Çok dikkatli ol. ‘’ Cadıya uzattığı özel kabı masasından getirmişti. ‘’ Şırıngayı kullan.’’ Özel olarak plastiğe benzeyen çözünmeyen bir maddeden hazırlanmış şırıngaya çekeceği asidi, kendisine verilen kaba boşalttıktan sonra kapağını kapaması gereken cadıyı izlemeye başlamadan diğer yapması gerekenleri de sıraladı. ‘’ Bunu…’’ Ceviz büyüklüğündeki metal topu Fleja’nın masasına bıraktı. ‘’ …kaynayan suyun içerisine attıktan sonra, yalnızca bir damla sülfürik asidi suya damlatmanı istiyorum. Bunu yaparken gözlüklerini asla çıkarma. En ufak kaşınma olursa da hemen sudan uzaklaş ve yanıma gel.’’ Cadı sülfürik asidi suya damlattığında ortaya çıkacak egzotermik tepkimenin boyutunu düşünerek yeniden uyardı. On beş damla kadar damıtılmış kükürt suyu, yani sülfürik asit içerisinden seçmeleri gereken tek damla için sınıfa yöneldi. ‘’ Kaynayan suya tek bir damla damlatılacak. Gözlüklerinizi yüzünüze yapıştırın. Burnunuzdan nefes alın ve kaba yakın durmayın.’’ Diğerlerinin deneylerini de kontrol edip malzemelerini vermek için beklemeye koyuldu. Gözü Floja’daydı.

Herkes yaptığı işlemlerle olanları betimlesin lütfen arkadaşlar. Ruhsal betimlemeyi size bırakıyorum. Canı isteyen sallasın, elbette artısı olur bende; ancak asıl istediğim fiziksel betimleme. Su dolunca kap nasıl göründü? Damıtılan kükürt ne renk? Nerde kaynıyor ve nereye damlıyor? Damıtma seti neye benziyor? Hayalgücü hayalgücü hayalgücü! Hadi bakalım. Bilimadamı gibi davranın biraz.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Çarş. Nis. 06, 2011 7:33 pm

Diğer derslikte uyuyakalmanın cezasını ödüyordu. Hızla eşyalarını topladı ve koşarak yedinci kata çıktı. Simya dersliğinin kapısına geldi ve korkakça içeri girdi. Aslında korkmasına gerek yoktu ama yine de Profesör Aznavour'dan hep çekinmişti Aurora. İçeri kafasını uzatıp şöyle bir baktıktan sonra burnuna gelen kokular midesini bulandırdı. İçeri girdi ve Profesör masasının ordan diğerleri gibi gerekli araçlarını aldıktan sonra boş olan bir yere geçti. Diğerlerinin ne yaptığına bakarak bir beheri suyla diğerini ise oluşturduğu damıtma sisteminin diğer ucuna koydu. Suyu kaynatmak için küçük ocağın üzerine koydu ve altını asasıyla yaktı. Kaynayan su damıtma sisteminden diğer beherdeki kükürde gidiyor ve onu sülfirik aside çeviriyordu. Damıtılan kükürdün rengi hoşuna gitmemişti Aurora'nın. Sarıya yakın bir renge benziyordu. Profesör'ün masaya bıraktığı şırıngayı alarak Sülfirik Asidi şırıngaya doldurdu. Diğerlerinin etrafı topladığını görünce Profesör'ü yanına çağırdı: "Profesör? Oldu mu? Şırınga'dan nereye aktarıyoruz Sülfirik Asidi?" Aurora Profesör'ü gelmesini beklerken gözlüklerini ve maskesini düzeltti ve sırasına oturdu.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Perş. Nis. 07, 2011 6:03 pm

Özürlerini ilettikten sonra boş olan masalardan Slytherinli çocuk ile beraber profesörün yanından ayrılarak yerleşmişti ki profesörün arkasından seslenişiyle gözlerini masasından profesöre çevirmişti.Kaplara su doldur, altındaki üçayağın fitilini yak ve bekle.Her şeyi kavradığında kollarını sıvayıp boş kaba su doldurmak için cübbesinin sol cebindeki Kara Mantık'ı alıp kabın içine doğru tutmuştu.

"Aquamenti."

Asanın ucundan akmaya başlayan suyu bir litre olacak kadar dolmasını sağladıktan sonra asasını çekip üçayağa döndü. Fitili yakmak için kullanacağı asasını yeniden sıkıca kavrayıp tam yakacakken fitili duyduğu patlama sesiyle tüm dikkati dağılmıştı. Gözleri yan masada bulunan Bendis'e çevrildiğinde başarısızlık abidesi kızı bir kere süzdükten sonra binasına laik olmadığını düşünerek kızın, fitile döndü ve tek hamlede yaktı fitili. Ardından suyun yavaş yavaş artan sıcaklık ile beraber gözleri diğerlerine kaymıştı ki fark ettiği kadarıyla kaynama kabını kaynayan suyun içerisine koyması gerekiyordu. Bu işlemi yapıp ardından kükürdü de koymuştu. Kükürdün tamanını damıtmak için gözlüğünü ve eldivenini takıp, boş olan beheri de damıtma sisteminin diğer tarafına koyunca, damıtma işlemi gerçekleşiyor ve sülfirik aside dönüşüyordu. Oluşan kaptaki sıvımsı madde sarı ile yeşil tonları arasındaki bir renge dönüşmüştü. Ardından profesöre seslenmişti. "Şimdi ne yapmalıyım profesör? He bir de doğru mu yaptım?"

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online C.tesi Nis. 09, 2011 7:04 pm

"Aquamenti."

"İncendio."

"Her şey doğru mu gidiyor profesör bir bakar mısınız?"

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Paz Nis. 10, 2011 4:50 am

Dersliğe yavaş yavaş gelen herkesi süzüyor, yapmaları gerekenlerin her adımını takip ediyordu. Son giren iki büyücüden hemen sonra içeri dalan bir diğer Octavianus’un da, bir önceki gibi olmamasını umdu. Cadının girer girmez diğerleri gibi davranmasına ses etmeyerek malzemelerini kendi masasının üzerinde hazır etti. Profesörün masasından aldığı malzemelerle işine başlayan Aurora’nın çalışmasının yolunda gittiğini görebiliyordu. Cadının seslenmesiyle, yanına gitti. Gitmeden önce eline aldığı metal top ve plastik kabı da beraberinde götürdü. Kabı, cadıya uzattı. ‘’ Sülfürik asidi bu plastik kabın içerisine, şırıngayı kullanarak doldur. Doldurman bittikten sonra da bu metal topu kaynayan suyun içerisine at. Sudaki tek şeyin bu metal top olmasını istiyorum. Kükürdü kaynattığın beheri sudan çıkar ve sıranın altındaki boş bölmeye koy.’’ Sınıfa döndü ve yine genel bir duyuru yaptı. ‘’ İşinizin bittiği eşyaları sıralarınızın altındaki boş bölmelere koyabilirsiniz. ‘’ Yeniden Slytherin’li cadıya döndü. '' Metal top kaynayan suyun içindeyken, sülfürik asitten yalnızca bir damla suya damlatmanı istiyorum. Bir damladan fazlası değil. Bunu yaparken çok dikkatli ol. Gözlerin kaşındığı takdirde hemen yanıma gel ve düzeneği bırak.’’

Cadının ne yapacağını kestiremediğinden gözünü üzerinde tutarak Ravenclaw’dan Clark ve Slytherin’den Quentin’in yanına yürüdü. Büyücülerin ikisini de görebileceği bir yerde durdu. Hemen hemen aynı safhada olduklarından ikisine de seslendi. ‘’ Masama gidip, malzemelerin arasından kendiniz için birer metal top, birer şırınga ve birer de boş plastik kap alın. Alacağınız kapların üzerinde sülfürik asit yazar.’’ Kaplar, asit için özel tasarlanmış plastikten oluştuğundan, yanlış kapları almalarını istemedi. ‘’ Ardından sıralarınıza geri dönün ve Aurora’ya söylediklerimin aynısını yapın.’’ En ufak kaza ihtimaline karşılık yineledi. ‘’ Diğerleri de dinlesin. Asitten bir damladan fazlası suya damlar ve bu sırada yüzünüz kaynayan su kabına yakın olursa, bir daha asla yüzünüzün derisine kavuşamazsınız. Bu yüzden, asla bir damladan fazlasını damlatmayın.’’ Masasına hızla dönüp olanları izlemeye koyuldu.

Aurora, bir önceki karakteri ölüp, isteği dışında dersten çıkmak zorunda kaldığı için kaldığı yerden devam etmiştir. Aksi takdirde, yeni gelen bir öğrencinin, profesör malzemeleri verdiğini söylemeden malzemeleri alması mümkün değildir. Buna dikkat edelim. Benim verdiğimi söylemediğim hiçbir şeyi alamazsınız arkadaşlar. Ders online. Hadi devam. =)

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Paz Nis. 10, 2011 1:54 pm

Aurora boş beheri sıranın altına koydu. Diğer beherin içinde su vardı ve kaynıyordu. Profesör Aznavour'un verdiği metal topu içine attı. Şırıngaya doldurduğu sülfürik asitten bir damla damlattı. Sonucunda ne olacağını bilmeden bekledi. "Profesör şimdi ne yapmalıyım? Ve şey.. Özür dilerim. İzinsiz almamalıydım." Profesör Aznavour'u severdi. Dersler eğlenceli geçtiği için Simya'ya daha bir ilgi duyuyordu. Profesör Aznavour'u beklerken yaptığı şeye biraz göz attı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Çarş. Nis. 13, 2011 2:27 am

Bir litre su olan kabın içerisinde kaynayan suya atılan sülfürik asit damlası, anında suyu daha da fazla kaynatmaya başlamış ve sudan çözülen metalin de bir kısmının buhar olarak yükselmesine sebep olmuştu. Cadının dilediği özüre karşılık gülümsedi sadece. Saygıyı seviyordu. Koşulsuz olmasını değil, yalnızca mantıklı koşullar dahilinde olmasından keyif alıyordu. Cadının çözünmeye başlayan metalini görebilmesi için gerekli talimatı verdi. '' Su kaynamaya devam etsin. Kaptaki su, asitle birlikte uçmadan, sana vereceğim bu altın bilyeyi, başka bir kapta, başka bir karışım içerisinde çözeceksin. '' Cadının masasına gelmesi için eliyle işaret etti. Geldiğinde ona vereceği malzemeleri ve yeni bir kabı hazırlamıştı. Bu işlem başladığında, cadının masası üzerinde bir tane su dolu ve altında ateş olan kap, yanı sıra vereceği ikinci kap olacaktı. Elicia, altın suyu elde etmek için altını çözdürmeye başladığında, cadının yüzünde belirecek ifadeyi merak ediyordu. '' Gel bakalım, malzemelerini al. Sana ne yapacağını anlatacağım.''

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Çarş. Nis. 13, 2011 8:02 pm

Profesörün gerekli malzemeleri almalarını söylemesi ile kendisi ve Slytherinli çocuğa, kuzgun hemen atılarak adımlarını profesörün masasındaki malzemelerden gerekli olanları almıştı. Ardından yerine geçerken arkasından yılanında geldiğini hissetse de bir şey dememiş veya yapmamıştı. Ardından oluşan sülfürik asidi elindeki boş kaba dikkatli bir şekilde şırıngayı kullanarak doldurmuştu. Profesör'ün Aurora'ya dediklerini tek tek uyguluyordu kuzgun. Birkaç saniyenin ardından metal topu içerisine atmıştı. Ve hemen ardından kükürdü koyduğu kabı alıp sıranın altına koymuştu. Metalin bir kısmı kaynamaya devam eden suyun buharı ile metalin buharı şeklinde havaya karışıyordu. Profesörün Aurora'ya dediklerine göre bir altın bilyeye ihtiyacı vardı. Bu yüzden masasında oturan profesöre seslenme gereği duymuştu.

"Sırada ne var profesör?"

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Perş. Nis. 14, 2011 11:50 am

Dersin devamı daha riskli iksirlerle geldikçe, Elicia’nın eğlencesi artıyordu. İki üç öğrenci altın suyu yapmaya git gide yaklaşırken, içlerinden bazıları hala kaplarındaki suyu kaynatmakla meşgullerdi ve kükürdün damıtılmasını bekliyorlardı. ‘’ Buddy, metal toptan önce bir damla sülfürik asit damlatmanı istiyordum suya. Her neyse, şimdi de olsa olur.’’ Sağ elinin işaret parmağını kaldırıp söyleyeceklerini vurguladı. ‘’ Yalnızca bir damla damlatmalısın, ardından kaptan uzaklaş.’’ Kendi masasının altına eğilip altın bilyelerden birini aldı. ‘’ Gelip altın bilyeni ve diğer malzemeleri al. ‘’ Büyücünün masasına gelmesinden önce alması için malzemeleri hazırlıyordu.

Altın bilye aşamasına gelenlerin, masaya gelip alacakları malzemeler şunlardır. (Buddy ve Aurora için)

Spoiler:

» 6. sınıflar - Online
» 4. Sınıflar Online
» VI.Sınıflar | Online Ders
» 4. Sınıflar//Ders-1 Online
» 4. sınıflar - Online (İkinci Ders)