6. sınıflar - Online

Konu: 6. sınıflar - Online Cuma Mart 18, 2011 4:10 am

Dersin Konusu: Birlikte işleyeceğimizden ötürü sanırım işlerken öğrenmeniz daha hoş olacak.
İşlenişi: Profesöre paralel ilerleyen kurgu. Kişisel birtakım olaylar hakkında bilgilendirildiğim sürece her kurguya açığım.
Liste:
Xavier William Allison
Serpent Felis Leo
Jacob Liam Winchester
Aaron Matthias Svensson
Arcéne Luminary Pratt
Freja Feodora
Blair E. Rouvas
Alessio Marx Karle
Brandon Pernell Allison

Bir oyun oynayalım mı?

Elindeki aynayı masanın üzerine bırakıp, kurumuş denizler altındaki toprak misali tuz beyazı tenine dokundu. Parmak ucunun çekilmesinin ardından gelen hafif yanma hissiyle dudağının sol kenarı yukarı kıvrıldı. Çocuklar gibi seviniyordu başardığında. Birkaç saniye sonra ortaya çıkan dört parmak izi benzeri dört kırmızı ize baktı. ‘’ Tam buraya bastırmıştın, öyle değil mi? ‘’ Burnundan gülümser gibi verdiği nefesin ardından teşekkür etti karşısındaki adama. ‘’ Yardımların için sağ ol profesör. Senden başkası bu denli iz bırakacak kadar canımı yakamazdı.’’ Üzerinde çalıştığı sıvı, yalnızca suya benzemekle beraber, tenine değdiğinde yarattığı hafif yanma izlerinin ardından darbelerin yerini olduğu gibi parmak izlerine varana kadar açık ediyordu. Derste kullanmak için oldukça yeni olduğundan, bir sonraki çalışmasına saklayıp, kendisi için kullanmaya karar vererek omuriliğinden ensesine ve ardından saç diplerine yükselen ürpertiyi geçiştirdi. Sıktığı dişlerini serbest bırakarak Matthew’ın yanından ayrılmasını izledi. Yapacakları için istediği gibi laboratuarındaki soğutucuyu açması ve dersin malzemelerini hazırlaması gerekiyordu.

Arkasına dönüp malzemelerin sıralara yerleşmesi için gerekli emri verdi asasına. Sırayla onca iksir kabı düz tahtaların üzerine taşınırken, turnusol kağıtlarını yolladı hemen arkalarından. Neşterlerin her birini sıranın ortasına, iksirlere paralel yerleştirdi ve dersten sonra öğrencilerin alamaması, alsalar bile faydalanamaması için sihirledi. En güzel gülümsemesini takındı ve soğutucunun kapağını içinden bir misafiri çıkacakmış gibi kaldırdı. Kapağı açar açmaz başını sağa yasladı ve derin bir nefes aldı sıvı nitrojenin yoğunlaştıran etkisinin süblimleşen buhar halinde yüzüne vuruşunu hissederken. ‘’ Ah. Ne kadar da huzurlu.’’ Yaklaşık otuz beş yaşlarında, uzun boylu ve cildi kullanmış olabileceği maddelerden ötürü yıpranmış cesedin yüzüne baktı. Dersliğin ortasındaki otopsi masası olduğu henüz bilinmeyen mermer masaya taşıdı ölüyü üzerindeki örtüyü kıpırdatmadan. Örtünün altında yalnızca bir beden olduğu belli oluyordu. Gerçek mi yoksa model mi olduğu anlaşılamayacak kadar biçimli vücut daha kendini salmamış, salmaması için gerekli işlemler layığıyla yapılmıştı. Henüz öleli yirmi dört saatten az olmuş bedenin Hogwarts içine nasıl sokulduğu ve her şeyden önce, nasıl elde edildiği öğrenciler için muamma olarak kalacakken, Elicia, dersten sonra başına geleceklerin hepsine hazırdı. Hogsmeade meydanında gördüklerinden sonra, müdirenin de kendisiyle mantık çatışmasına girmeyecek kadar sağduyu sahibi olmasını umarak, öğrencilerini bekledi.

Not: Kısa giriş rplerinizle başlayın arkadaşlar. Ders online. Size gerekli betimlemeyi verdim. Hadi kolay gelsin.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Cuma Mart 25, 2011 10:40 pm

Adımları, nereye gittiğinden emin bir şekilde yolunu bulmaya koyulmuştu. Buz kadar soğuk hava koridorlara hafifçe yansırken, üşümüyordu cadı. Belirsiz bir sıcaklıkla ısınıyordu içi. Etrafına bakmadan, onca adımla beraber ilerliyordu dersliğe doğru. Arkasından seslenen isimlere bile aldırmamıştı bir kez daha. Sadece gitmek istiyordu. Kafasını başka şeylerle meşgul edip, bir şeye odaklanmak istiyordu. Başka bir şeye. Topuklu çizmelerinin sesi, koridorlarda hışımla yankılanmaya devam ederken, merdivenleri arkasında bırakıp dersliğin ılık havasını soludu ilk önce ciğerlerine. Zehir ciğerlerinin içine dolarken, tek yaptığı şey anlamsız bir şekilde dudaklarının kıvrılmasıydı. Kimsenin gelmemiş olması cadı için bir avantajken, buz mavisi gözleri sıraların üzerindeki eşyalara kaydı. Şüphesiz dikkatini çeken ilk şey, parlayan neşter olmuştu. Daha sonra ise iksirler ve turnusol kağıdı. İnce parmaklarından biri neşterin üzerine hafif hareketlerle hareket etmeye başlarken, seçtiği yere doğru bıraktı elindekileri. Gözlerini neşterden çekip, profesörün olduğu yere doğru çevirdiğinde ise, varlığını yeni fark etmişti kuşkusuz. Ufak bir tebessümü yüzüne yerleştirirken parmağını neşterden çekip, zarif bir şekilde oturdu sırasına. Sarı bukleleri gözlerinin önüne düşerken, kulağının arkasına doğru toparlayıp, sol omzuna doğru aldı onları. Dudaklarını dişlerinin işkencesine bir kez daha teslim ettikten sonra, diğerlerinin gelmesini bekledi hırçın cadı.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Çarş. Mart 30, 2011 2:04 am

Okulun ona dar geldiği zamanlardı bunlar. Yapacak bir şeyi kalmaz da insanın sadece olması gerekeni oldurur ya öyle bir yaşamdı şu anda onun için yaşadığı. Karnında hissettiği boşluk belki de anlatıyordu her şeyi. İç karartıcı bir kasvetle, başa çıkılmayacak kadar bunaltıcı bir şeyle karşı karşıyaydı. Hiçbir zaman dikiş tutturamamıştı şu okulda, hep yanlış yollara sapmıştı her seferinde doğru olduğuna inanarak. Hiçbir zaman bulunmak istememişti bu okulda, her seferinde zorunda kalmıştı bir şeylerin ama bu sefer farklıydı. Kendi isteğiydi burada olmak. Her zaman ailesinin adını korumuştu bir şeyleri yaparken, bu sefer saygınlığı değil kendisini düşünüyordu. Belki biraz da Darcy'nin etkisi vardı. Derse de kendi isteğiyle giriyordu; sırf profesörün ve dersin şanı için. Okulda kardeşinden başka pek bir kimsesi yoktu, o yüzden yalnızları oynuuyordu şu ara derslerde. Sevgili ikizi tembellikteki başarısını konuşturmuş ve sınıfta kalmıştı yine yeniden. Artık pek umursanmıyordu onun başarısızlıkları. Tek bir insan olarak kabul ediliyordu ikizler. Biri başarılı ve çalışkan, diğeri olabildiğine asi ve cüretkar. Aslında bilinmiyorlardı pek. Thierry'nin de ne kadar cüretkar olabileceğine kimse kafa yormuyordu. Böylesinin daha iyi olduğuna kanaat geitiriyordu her zaman Thierry.

Sonunda koridoru arşınlamay bitirmiş dersliğin kapısını açabilmişti. İçeriden yüzüne çarpan havala hafifçe irkilmiş ve şöyle bir dersliğe göz atmıştı. Ortadaki musalla taşına benzeyen masayı şöyle bir süzdükten sonra içeriye adımını attı. Profesörün içeride olması onun için pek şaşırtıcı değildi nedense, başıyla hafifçe reverans yaparak selam verdikten sonra taşın çekici gücüne kendini bıraktı ve taşa en yakın bulduğu sıralardan birine geçti. Daha önce pek dikkatini veremediği, şuandaki tüm ilgisini üstüne çekmeye başaran tenteye ve altındaki nesneye- nesne demek daha doğru geldi- baktı. Kaşlarını çatan Thierry bakışlarını kısa bir an Profesöre çevirdikten sonra tek kaşı havada kalmış bir şekilde nesnenin belirgin hatlarına baktı. İnsanı vücudunu andıran bu hatlar onu derin bir düşünceye iterken dersin konusu hakkında bir sonuca yaklaştırmıştı. Sıranın üstündeki malzemelerle bağlantı kuran genç büyücü sinsi bir gülüşle musalla taşına baktı. Sanırım bu sefer oraya birileri yolculanmak için değil başka bir şeyler için konulmuştu. Merakla beklemeye koyulmuştu gözünü insan bedenine benzer hatlardan ayırmadan.

SFL Mesaj Sayısı : 2640 Kayıt tarihi : 25/06/10 Yaş : 29

"Hâlâ anlatmadın Mel."

"Anlatmayacağımı açıkça söyledim, Patience."

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Ptsi Nis. 04, 2011 6:07 am

Sınıfa giren öğrencilerden ilki güçlü Slytherin'li cadı Freja Feodora'ydı. Kendisini ilk anda farketmeyen cadının hatlarında gezinen bakışları, bir doktorun röntgeninden farksızdı. Hissiz ve tamamen dıştan çok içeri, keşfetmek istediği anaotmik ayrıntılara odaklanmış... Simyacıların ölümsüzlüğü bulma yolunda harcadıkları bedenler meşhurdu. Elicia, yalnızca masum bir bilimkadını olarak tanımladığı portresini, içine sığdırdığı onlarca deney ve kadavrayla paketlemişti. Bunu bilenlerin sayısı yok denecek kadar azken, kendisini an itibariyle farkeden cadının gülümseyişine karşılık verdi. Neşter üzerinde dikkati yoğunlaşmış kızın gözlerindeki alevi gördüğünde memnun oldu. İhtiyacı olan bu tip bir güdülenmeydi. Zira birlikte çıkacakları yolculuk kardelenlerle dolu tepelere değil, bir insanın yağ ve irinle kaplı iç organlarınaydı.

Hemen ardından sınıfa giren binadaşının centilmen selamını aldı. Büyücünün atletik bedeni, birkaç adımda olması gereken yere ulaşana kadar gözlerini üzeri kapalı olan ve henüz kimsenin tam olarak ne olduğunu anlayamayacağı cesedin üzerinde gezdirmesine sevindi. Merak, her zaman belli miktarda lazımdı.

Son olarak simya dersliğini ziyaret eden Melodie olmuştu. Cadının kendisi kadar olmasa da anatomi hakkında az çok bir şey bilmesini umuyordu. Bu dersin en çok ona yarayacağını umarak cadıya gülümsedi. Şaşkınlığı sezdiği bakışlardan gözlerini ayırmadan , büyük beyaz masalarına ve malzemelerine bakan öğrencilerin yanlarına gitti birer birer. Freja'dan başladı. Üçünün de yanlarına geçmeden önce kendi inceleme masasından aldığı mentollü ve oldukça keskin merhemin kavanozunu açtı. Açık mavi renkli merhemin kokusu anında sınıfa yayılmaya başladığında, Freja'nın yanına varmıştı. '' Sağ elinin işaret ve orta parmağıyla içinden bir miktar al ve burun deliklerinin girişine sür. '' Freja'nın dediklerini yapmasının ardından Thierry'nin masasına geçti. '' Aynı şekilde...'' Melodie'ye geçmeden önce büyücüyü de izledi ve onayladı. Kavanozu Melodie'ye uzattığında gülümsedi. '' Hemen derin nefes alıp gözünün yaşarmasına izin verme. '' Cadının da dediklerini yapmasının ardından kavanozu kapadı. Sınıfa o konuşurken birileri yaklaştığından, gönül rahatlığıyla konuşmaya başladı. '' Burnunuzdaki merhem tükenip, kokuları size ulaştırmaya başladığında, benden yeniden kavanozu isteyin. Sürekli olarak yenileyeceğiz. Ders sonunda biraz başımız ağrıyacak ama olsun.'' Dersin sonuna gelmelerini ummadığından, gülümseyip tekrar etti. '' Derin nefes alıp gözyaşına dönüşmesine izin vermeyin. Gözleriniz yanabilir.''

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Çarş. Nis. 06, 2011 9:03 pm

Uzun, derin bir nefes.

Bitmeye yüz tutmuş izmaritinin ömrünü tüketerek, soluk borusundan alveollerine kadar hissettiği o küçük, tatlı tatmin duygusunun ruhunu sarmasına izin verdi. Dayandığı pencere pervazından izlediği gökyüzü, zümrüt gözlerine kışı bahşederken, beyaz tenini yalayan rüzgar, beraberinde taşıdığı lilyumların huzuruyla baharı müjdeliyordu. Dudağının kenarında beliren küçük gülümsemenin ardından arkasını döndü Serpent, sarı saçlarının ardından esen rüzgarla savrulmasına izin verdi. Birkaç uzun dakikanın perçinleştirdiği sabrının refakatiyle, Ortak Salon'u adımlayarak terketmişti.

Zindanlardan yedinci kata kadar, çıktığı her merdiveni saydı zihni, istemdışı bir şekilde. Şatonun duvarları, duvarlardaki tablolar, meşaleler ve nice detay, tek tek gözüne çarptı. Yetimhane günlerinin ardından idrak edilebilecek her detay, kontrolü dışında absorbe ediliyordu. Küçümsemenin zerresine şahit olmayacaklardı, platin saçlı yeniyetmeliği aşmış Slytherin, yenilmezliğin kadim sırrının önemli demirbaşlarından biri olduğuna inanırdı. Bu sebepten ötürü, gözlerini kısıp sinsice yargılayan, en densiz hayaletlere bile, başını hafifçe eğip selam vermekten geri durmamıştı. Köleleşmekten kaçanlar, kendilerini köle ilan ederdi.

Gerekli gördüğü derslerden birinin, Simya'nın sınıf kapısını aralayıp içeriye girdiğinde Freja'yla gözgöze gelmişti önce, sonraysa yeni müdür yardımcısıyla. Elicia Aznavour.

"İyi günler profesör."

Kibarlığın ve zerafetin son noktasındaki ipeksi ses tonu, saygıdeğer selamıyla kusursuz bir uyum gösterirken, adımlarıyla Melodie'nin yanına ulaştı ve kızım eline hafifçe dokunup, selamını iletti. Gözünün önüne düşen saçlarını tek parmağıyla çekip, pür dikkat profesöre odaklanmadan önce, gözüne tek bir detay çarpmıştı. Bir insan bedeni.

SFL Mesaj Sayısı : 2640 Kayıt tarihi : 25/06/10 Yaş : 29

Birkaç dakika sonra profesörün adeta beyaz denecek kadar açık tenini ve aynı tezatlıktaki saçlarını incelediğini fark etti. Bir simyacıya yakışır nitelikteki gizemini koruması, mükemmel bir tarz oluşturuyordu üzerinde. Dakikalar sonra eline aldığı kavanozla ilgili talimatlarını verirken, yavaş yavaş taşlar yerine oturmaya başlamıştı. Yapacakları iş kötü kokacaktı, ve ileride gördüğü örtünün altında da bir beden şekli vardı. Kadavra? Neredeyse hiçbir şekilde güvenmediği kalbinin aniden teklediğini hissetti. Eğer aklında geçen şeye yakın bir şekilde işleyeceklerse bu dersi, profesörü Hogwarts'ın en esaslı profesörü seçebilirdi. Bu yaptığına belki izin bile olmayabilirdi ve 'Kime ne!' demişti. Kafasında hayalleri kurarken ne olursa olsun daha şimdiden kadının her hareketine dikkat kesildiğini ve her hareketini o denli takdir ettiğini hissetti. Şimdiden hissettiği bu çekim, kurduğu hayallerin üzerinde oluşmuş olduğundan çabucak yıkılmamasını diledi Melodie. "Hemen derin nefes alıp gözünün yaşarmasına izin verme." Yanına geldiğinde küçük uyarısını akılda tutarak parmakları ile kremden alarak dudağı ile burnu arasında kalan yere sürdü. Küçük küçük nefesler eşliğinde içeri çekti kokusunu, o bile gözlerine yaşların gitmesine yetmişti. Ama kısa zamanda toparlanarak yöntemini kavramıştı. Herkes neredeyse krem işini bitirdğinde, genel bir uyarı için hepsine birden hitap etti profesör. "Burnunuzdaki merhem tükenip, kokuları size ulaştırmaya başladığında, benden yeniden kavanozu isteyin. Sürekli olarak yenileyeceğiz. Ders sonunda biraz başımız ağrıyacak ama olsun." İleride olacaklardan alacağı zevk, adeta gözlerinden okunuyor gibiydi. Ondan aldığı enerji ile daha fazla şevke gelen Mel, adeta dakikaları saymaya başlamıştı. O anda açılan kapıdan içeri giren Leo'yu gördüğünde, gözleri ile selamını ulaştırdı sessizce.

Adım adım deneye doğru ilerlerken, Melodie'nin aklında binbir türlü seçenek canlanıyordu. En mide bulandıranından, en saçma olanına kadar... Ama en fazla hoşuna gidenler, kollarının dirseklerine kadar insan kanına bulaşmış hayal ettikleri idi. Normal zamanlarda kandan hoşlanmazdı, ve eğer bir düelloda ise bunu en acılı ve en temiz yöntemi seçerdi. Ama Simya sınıfının ve profesörün bu keskin havası, onu da değiştirmiş olmalıydı ki, bir istisna olarak o gün kirlenmek istiyordu. Evet, fena halde kirlenmek.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Cuma Nis. 08, 2011 1:25 pm

Buz mavisi gözleri cesedin üzerine odaklanmışken, görüşünü engelleyen kişi şüphesiz sınıfa yavaş yavaş giren öğrenciler olmuştu. Önce Thierry, sonra Melodie… Ravenclaw’lu cadıyla göz göze geldikten birkaç saniye sonra yeniden gözlerini cesede doğru çevirdi. İçten içe onunla neler yapacaklarını merak ederken, sıkıntıdan ince parmakları hala neşterin üzerinde gezinmeye devam ediyordu. Aslında, bu dersi seçmesi cadı açısından iyi olmuşa benziyordu. Her dersi seven öğrencilerden biri değildi ve asla olamazdı. İstisna derslerin arasında Simya dersi de, bu ilgi çekici haliyle gösterilebilirdi cadının favorileri arasında.

Güzel Profesörün adımlarını hareketlendirmesi üzerine, ince parmaklarını neşterden çekip ona odaklandı bir an önce. Elinde duran küçük kavanozu açar açmaz, cadının burnuna ulaşan keskin mentol kokusuyla dolmuştu her yer. Yanına varan profesörün dediklerini yapmak üzere, parmaklarını yavaşça kavanozdaki mavi merheme doğru yaklaştırdı. Verdiği talimat üzerine, burun deliklerinin girişine doğru sürdü merhemi yavaş yavaş. Profesörün dudaklarından dökülen uyarı üzerineyse, kesik ve küçük nefesler alarak devam etti onu dinlemeye. Liderinin sınıfa geldiğini gördüğündeyse buz mavisi gözleri, kısa bir göz temasıyla selamını iletti Feodora ona doğru.

Ne yapacakları aşikarken, kesik nefesleri solumaya devam etmeyi de ihmal etmiyordu. Cesedin gözlerin önüne serilmesini beklerken, bu dersin gittikçe hoşuna gittiğini hissediyordu. Gizemli, tehlikeli ve kirli… Feodora için bu, güzeldi. Nedensiz yere güzel ve tatmin edici. Bekledi. Sınıfa girecek birkaç öğrencinin de yerini almasını ve bu cesetle neler yapabileceklerini.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Paz Nis. 10, 2011 4:56 am

''Simya.''

Haftalardır beklediğim derse sonunda kavuşuyordum, bilge büyücülerin çoğu simya sayesinde yeni buluşlar, iksirler ve icatlar yapmışlardı. Dersin belki de en ilgi çekici yanı buydu, yeni buluşlar herkesin hoşuna giderdi, yaratıcılığımız ortaya çıkıyordu. Yenilik her zaman yapılmalıydı, iyi ya da kötü fark etmeksizin yenilik tarihe ismini yazdırmaktı, bunun içinde sabır ve çaba gerekiyordu. Kendimden emin adımlarla yürümeye devam ediyordum, buz mavisi gözlerimle duvarda asılı duran bir kaç tabloyu kısa bir süre izledim, simyayla bağlantısı olabileceğini düşündüm, üzerinde şekiller bir şeyleri çağrıştırıyor gibiydi. Tabloları izlemeye devam ederken birden derse geç kaldığımı fark ettim ve hızlı adımlarla dersliğe doğru yürümeye başladım. Sınıfa girdiğimde ise ilk önce profesörün sınıfta olup olmadığı yokladım. Profesörü görmem belki de saniyelerimi almıştı, derse geç kalmış olduğumu biliyordum, bunun için bir şeyler söylemeliydim. Masalarda oturan arkadaşlarım ise kendi işleriyle uğraşırlarken, buz mavisi gözlerimi profesöre doğru çevirdim ve ardından gür bir ses tonuyla konuşmaya başladım.

'' İyi günler Profesör. Derse geç kaldığım için özür dilerim. ''

Sözlerimi bitirdikten sonra gözlerimle etrafı şöyle bir süzdüm. Ardından da boş bir sıra bularak hızla eşyaların önüne geçtim. Sıraların üzerinde bulunan eşyalar oldukça dikkatimi çekmişti, bunların içinde en dikkatimi çeken eşya ise parlayan neşterdi. İksirler ve turnusol kağıdı ise beklenilen türden eşyalardandı. Gözlerimi sıranın üzerinden duran eşyalardan geri çekerek profesöre doğru çevirdim, bir şeyler söyleyecekti sanki. Serpent'in sınıfta olması ise Xavier'i oldukça mutlu etmişti, bu derse giren çoğu öğrenciler azimli ve hırslı büyücülerdi. Yeni buluşlar yapacakları kesindi.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Çarş. Nis. 13, 2011 1:35 am

Profesör öğrencilere gözlerini gezidrdikten sonra masasına yönelip eline bir kavanoz almıştı. Sınıfı incelemeye bir ara veren büyücüyü gözlerini hareketlenen profesörden ayıramıyordu. Dersin gidişatı çok değişik olacaktı, bunu hissedebiliyordu ve bu yüzden söylenen her talimata uymaya ve profesör tarafından yapılan her şeyi aklına kaydetmeye koşullamıştı kendini. Profesörün kavanozun kapağını açmasıyla sınıfa keskin bir koku yayılmıştı bile. Thierry derin bir nefes içine çekip burnuna ulaşan bu kokunun mentollü bir şey olduğunu hemen anlamıştı. Yakıcı bir şey olmalı diye düşünürek Freja söylediklerine kulak kesildi genç adam. Freja kavanozdan iki parmak kadar alıp burnunun hemen altına güzelce sıvamıştı kremi. Kaşı kalkan Thierry kapağı açılır açılmaz odayı kaplayan bir kokuyu nasıl olurda burnunun ucunda barındırırdı bunu düşünürken Profesör kavanozu ona uzatarak komutda bulunmuştu. Derslerde otoritenin kölesi olmayı koşulen kabul ettiği için itaatkar bir şekilde elini kavanoza daldırıp derin bir nefes aldıktan sonra kremi burnunun hemen altına sürmüştü aynı Freja gibi. Tıraşlanmış cildi kremin keskin etkisinedeniyle hafifçe yanmıştı ilk başta ama odanın soğuk etkisi sayesinde mentol kendini ferahlatıcı bir etken olarak göstermişti. Ne kadar ısıtıcı olacağını daha sonraları anlayacaktı.

Kremi sürdükten yaklaşık 25 saniye sonra aldığı nefesi bırakarak yeni bir nefes alma ihtiyacı duymuştu genç büyücü. Ne yazıkki burundan nefes alma gafletine düşmüş, o da yetmezmiş gibi nefessiz kalan ciğerlerini külliyen doldurmak için derin bir nefes almıştı. Serin bir şekilde burnundan içeri girmeye başlayan mentolün kokusu nefes alma süresi uzadıkça yakıcı bir hal almaya ve genzini dondurmaya sebep olmuştu. Beynine giden soluğunun bir kısmı soğuk bir duş etkisi yaratmış ve çok şiddetli bir rüzgar çarpmış gibi alnını soğutmuştu. Gözleri keskin kokunun etkisiyle kızarmış olsa da gözünden yaş gelmemişti sorunlu bir şekilde. Anadiliyle bir küfür koyuveren Thierry gözlerini açık tutmaya çalışarak ellerini yaslamıştı önündeki sıranın üstüne. Yakan bu serinliğin yarattığı acıyla ayağını sabırsız bir şekilde sallamaya başlamıştı. Keskin kokuyla birlikte beynine ulaşan saf oksijen zekasını açmış, burnundan yerine ağzından nefes almasını emretmişti bedenine. Neyseki fiziksel mekanizması ruhsal bileşeninden daha iyi çalışıyordu. Profesörün söylediklerini hatırlayan Thierry bir daha krem isteyip istemeyeceğinden pek de emin değildi o an. "Bu bana yeter de artar bile..."

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Perş. Nis. 14, 2011 12:22 pm

Melodie, Freja ve Thierry’nin kremi sürmelerinin ardından dersliğe adımını atan ve selam veren iki öğrencisini süzdü. Slytherin’in yetenekli büyücüsü Serpent ve Gryffindor Kulüp Başkanı Xavier. Elindeki kremi yanlarına gidip ikisine de içeri girme sıralarına göre uzattı. Önce Serpent’a, daha sonra Xavier’a aynı açıklamayı tekrarladı. ‘’ Sağ elinizin işaret ve orta parmağıyla içinden bir miktar alın ve burun deliklerinin girişine sürün. Hemen derin nefes alıp gözlerinizin yaşarmasına izin vermeyin. Burnunuzdaki merhem tükenip, kokuları size ulaştırmaya başladığında, benden yeniden kavanozu isteyin. Sürekli olarak yenileyeceğiz. Ders sonunda biraz başımız ağrıyacak, diğer arkadaşlarınıza da söylediğim gibi; ancak sorun değil. Şimdilik en büyük problemimiz bu olsa daha iyi.’’ Derse başlamak üzere ortadaki masada duran cesede yaklaştı. Henüz öğrencilerin, ancak ayrıntılardan bir insan bedeni olduğunu anlayabileceği örtünün altında yatan cisme dokundu. Şişme oldukça yavaş yavaş da olsa başlamış olduğundan ötürü, kokudan çok da rahatsız olmayacakları bir dersti. Pencereleri büyüledi asasının bir hareketiyle. Sürekli bir sirkülasyon sağlayacak olan pervazlar, kapanmamak üzere duvara yapıştıklarında, sıralarındaki öğrencilere seslendi. ‘’ Eldivenlerinizi giyin ve maskelerinizi takın. Ardından turnusol kağıtları ve küçük cam kaplarınızla birlikte buraya gelin.’’ Her birinin teker teker gelmesini beklemeden konuşmaya başlamıştı. Sınıf, herkesin kendisini duyabileceği kadar küçük ve tenhaydı. Basit bir otopsi odasının dersliğe dönüştürülmüş hali gibi maddi ve manevi her anlamda soğuk olan odada konuşmasına başladı.

‘’ Bugün sizlerle iksirlerin ve birtakım faydalı tepkime eşyalarının, toksikoloji ve benzeri durumları tespit etmede kullanılmasını anlatacağım. Simya, daha önce de öğrendiğiniz gibi, bilimin her dalına oldukça yakındır. Bu yüzden, bilimin bize, simyanın temelleri sayesinde sağladığı bu iksir ve tepkime eşyalarıyla, zehirlenme, darbe, travma, istem dışı etkiler sonucu hayatını kaybetmiş bir kimsenin bedenini inceleyeceğiz. Kalan faktörleri bulmanızı sizden isteyeceğim. Zira oldukça talihsiz bir misafirimiz var. Şimdi hepiniz, Denek A’ya merhaba deyin millet.’’

Boylu boyunca uzandığı mermer taş üzerindeki olukların da açılmasını sağlayacak kadar örtüyü indiren Elicia, yaklaşık otuzlu yaşlarda, cildi yaşına göre yıpranmış, saçlarının arasındaki erkeksi kellik göze çarpan, cildinde belli başlı lekeler bulunan, ağız kenarlarındaki yaralar ve yüzdeki büyük darbenin mor ve sararma olarak görüldüğü iç kanamaları olan bir erkek bedeninin yarısını gözler önüne sermişti. Bu gibi pek çok ayrıntıyı inceledikçe fark edeceklerini bildiği öğrencilerine bakarak konuşmaya başladı. Gözleri sırayla her birinin üzerinde geziyordu.

‘’ Ders boyunca kime ait olduğunu, yaşam şartlarını ve ölüm şeklini bilmediğiniz bu deneği, oldukça ayrıntılı inceleyecek ve bana birer ölüm raporu sunacaksınız. Kendisine verilen iksirleri ve tepkime malzemelerini en akıllıca kullanan ve en doğru sonuçlara ulaşan öğrenciler, hem dersten başarıyla geçecek hem de onlar için hazırladığım antidepresanlarla bu olayın psikolojik etkisini asla hissetmeyecek. Diğerleri için aynı şeyi söyleyemem.’’ Acımasız sayılırdı; ancak, bilim, hataya olanak tanısa da, hata yapacak kadar dikkatsizleri sevmezdi. Şüpheye yer bırakmanın lüks olduğu günlerde, ölüm şekillerinin doğal yolla mı yoksa doğaüstü yolla mı olup olmadığını anlamak önemliydi. Geleceğin şifacılarının aralarından çıkabileceğini düşünerek, ilk olarak sözlü mülakatına başladı. Erkek bedeninin üzerindeki örtüyü tamamen kaldırdı ve adamın tüm uzuvları oldukça açık gözler önüne serilmişken sorusunu sordu. ‘’ Şimdi, kim bana sevgili Denek A’nın hayatı hakkında tahminlerde bulunmak ister? Yaşı, mesleği, kilosunu, sağlık geçmişini, yaşadığı yeri ,ölmeden önce gördüğü tedavileri, ölümünden getirilişine kadar geçen süreyi, nasıl ölmüş olabileceğine dair herhangi bir öngörüsü olan var mı? ‘’

Deneğe dair detayları yavaş yavaş rplerde vereceğim. Sizler de şimdiden biraz adli tıp yöntemleri araştırmaya başlayın millet. Daha doğrayacağız adamı.

Bir de, ben uzun yazıyorum diye kimse uzatmak için kasmasın. Ders online, satır sınırı yok. Rol oyunu içeriğine elbette bakacağım; ancak benim için önemli olan detayları yakalamanız. Örneğin, biri karnına ya da kasığına yakın iğne delikleri arayıp insülin tedavisi görmemiş olduğunu da söyleyebilir. İlla ki bulduklarınızı değil, bulamadıklarınızı da istiyorum. Hani, hayal edin önünüzdeki cesedi, dersi birlikte yönlendirelim.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Perş. Nis. 21, 2011 1:07 am

Kadının yanına kadar gelip uzattığı solisyondan, parmaklarının ucuyla bir miktar almış ve burun girişlerine sürmüştü Serpent. Bu eylemi gerçekleştirmesinden sadece bir an önce soluduğu çürük kokusuyla birlikte taşlar yerine oturmuştu. "Simya profesörünü dersliğe bir ceset getirdi demek." Alacağı eğitime fazlasıyla önem veren Slytherin, bu yolda atacağı adımlarda herhangi bir etiği tanımıyordu. Gerek Wood'un dersinde bir hayvana affedilmez lanet uygulamak olsun, gerekse bir cesedi parçalamak, başarıya giden yolda gerçekleştirdiği her faaliyet sorgulama yetkilerinin dışında kalırdı.

Cam kabı ve turnisol kağıdını alarak bedenin yanına yaklaşıp, gözünün önüne düşen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Profesörün son sözcüklerinin de sonlanmasının ardından, ölü bedenlere olan aşinalığın da getirdiği pratikle, çıplak bedeni inceledi. Yetimhanede geçirdiği yıllar ve edindiği tecrübelerin bir nimeti olarak, bir muggle gibi düşünebiliyordu, ancak kendi köşesine çekilip okuyan, tek amacı kendini geliştirmek olan çocukluğundan fersahlarca uzaktaydı.

"Bacakları çarpık, ya bir muggle oyunu olan futbolu sıklıkla oynamış, ya da raşitizm hastalığına yakalanmış. Penis damarlarının genişliği normalin üç katı, bu da kimyasallardan kaçınmadığının bir göstergesi."

Söylediklerinin safkanlar tarafından garipseneceğine aldırmıyor, profesörün takdirini merakla bekliyordu.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online C.tesi Nis. 23, 2011 3:54 pm

Profesörün dudaklarından dökülen kelimelerin üzerine, eldivenlerini zarifçe giydi cadı. Maskesini de aynı tempoda yüzüne yerleştirdikten sonra, buz mavisi gözlerini yeniden cadıya doğru kilitledi. Dediklerini pür dikkat dinlemeyi eksik etmezken, karşısına serilen cesede doğru kaydı gözleri hemen. Bedeninin ürpertiyle dolmasını beklemedi cadı. İçten içe, Simyayı ona daha da sevdirmeye başlamıştı bu durum. Dudaklarının kenarı hafif bir gülümsemeye esir olmadan önce ısırdı onları. Turnusol kağıdını ve küçük cam kabı kucağında birleştirdikten sonra dikkatli adımlarla beraber cesedin olduğu yere doğru yaklaştı Feodora. Gözleri, dikkatle çıplak bedenin üzerinde gezinirken soğukkanlılığından ödün vermediği aşikardı. Hatırladığı onca şey ve belki de okuduğu bilgilerin sebebinden dolayı, birkaç tespit yapabileceğini hissedebiliyordu içten içe.

Liderinin sarf ettiği birkaç kelimenin ardından, ona odaklanmıştı tüm gözler. Ardından, kendini onun tespitinden başka bir şeyler bulmak şartıyla cesede odakladı yeniden hırçın cadı.

‘‘ Kanın belirsiz bir temposu sonucu, vücudunda oluşan birçok leke söz konusu. ’’

Dudaklarını araladığında, tane tane döktü kelimeleri dudaklarından.

‘‘ Üzerine basıldığı zaman, leke giderse bu yeni oluştuğunun göstergesidir sanırım. Ama tam tersiyse, eski olduğunun kanıtı. Soluk renkte olmaları dikkat çeken ayrı bir nokta zaten. Tıpkı yüzündeki renk değişimi gibi. ’’

Ne kadarının doğru ne kadarının yanlış olduğunu bilmeden sarf ettiği kelimelerin, doğruluğunu merak etmeye başlamıştı cadı. Profesörün cevabını beklerken, derin bir nefes alıp, gözlerini yeniden cesede doğru yönlendirdi.

SFL Mesaj Sayısı : 2640 Kayıt tarihi : 25/06/10 Yaş : 29

"Sapsarı dişleri, çökmüş göz altları, aynı derecede sarı tırnakları ve sağlıksız saçları... Bunlardan anladığım Muggle'ların sigaralarından küçük yaşlardan beri içtiği. Freja'nın bahsettiği lekeleri de bu duruma bağlı olarak yorumluyorum.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Paz Nis. 24, 2011 4:31 pm

Profesörü dikkatle izleyen Thierry onun ortada bulunan masaya doğru yaklaşmasını sadistçe bir heyecanla izlemişti. Belki hayatında kimseyi öldürmemişti ama ölü bedenleri görmek tuhaf bir şekilde hoşuna gidiyordu. Soğuklukları hayatı tam anlamıyla anlatıyordu ölülerin. Profesörün sesiyle hemen eldivenlerini ve maskesini takmıştı genç adam. Buram buram mentol kokan sınıfın keskin kokusunu kısa bir süre engellemiş ve hemen ardından o keskinliğe teslim olmuştu maske. Profesörün dediklerini yerine getirerek küçük cam kapını da alıp taşa yaklaşmıştı Thierry. Merakla profesörün tenteyi kaldırmasını bekliyordu. Konuşmalara dikkat eden genç adam Profesörün yarıya kadar tenteyi açmasıyla gözlerini yatan adam çevirmişti. Masada bulunan çalışma alanları gibi görünen oyukları ilk başta fark edememiş, doğal olarak adamın yüzündeki darp izlerine odaklanmıştı.

Profesörün örtüyü tamamen kaldırmasıyla sesi derslikte yankılanmıştı yeniden. Tüm hatlarıyla karşısında duran adama bakan genç büyücü karşısında gördüğü soğuk bedenle hafifçe sarsılmıştı. Bu süre zarfını kısa sürede atlatabilmek için profesörün dediklerine odaklanarak ceset üzerine yoğunlaştı. Konuşanların söyledikler doğrultusunda bedene bakan Thierry Melody'den sonra konuşma ihtiyacı duymuştu. "Melody'nin söylediklerine bakarsak futbolcu değil. Bu yaşta Raşitizm hastasıysa eğer böbreklerinde kronik bir rahatsızlık olabilir. " dedikten sonra susup profesöre bakmıştı genç adam. Pek haşır neşir değildi mugglelarla, belki onların varlığı bile midesini bulandırıyordu lakin düşmanı iyi tanımak kaidesi her yerde varlığını sürdürürken mugglelar hakkında bir şey bilmek çok da göze batan bir şey değildi. Konuşmaya devam etme gereği duymuştu ölü bedene baktıkça. Daha çok kafasını inceliyordu, "Kulak deliğinin kenarında görünen kan izlerinin bedenin temizlenmiş olmasına rağmen var olması beyinde ciddi bir iç kanama olduğunu gösteriyor. Yüzündeki morluklar da bunun darpa dayalı odluğunu gösteriyor." demişti ölümü hakkında en belirgin olduğunu düşündüğü yargıyı öne sürerek.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Çarş. Mayıs 04, 2011 12:10 am

Yapılan değerlendirmelerin oldukça yerinde olduğunu farkeden cadı, turnusol kağıtlarının ve küçük cam kapların yanlarında bulunma sebebiyle ilgili ilk hamlesini yaptı. Her birine birer çubuk uzattı ve cesedin ağzındaki yumağı çıkarmak için çeneyi yavaşça aşağı doğru çekti. Kendisinden bağımsız bir şekilde, kukla misali, bağıran bir adam görüntüsü verilen cesedin ağzındaki, yumak çıktıktan sonra elindeki çubuğu yanağın iç kısmına sürttü ve ardından cam kabın içerisine bıraktı. İlk örneğe asasını doğrultup büyüleyerek, havada oluşturmayı planladığı sanal görüntüyü elde etti. Görüntü, mikroskop kullanılmadan, ağızdaki epitel dokunun rahatça incelenmesine yardımcı olduğundan, herkesin görüntüye bakmasını bekledi. Elips şeklindeki yuvarlakların arasında görünen bozulmuş bazı hücrelerden sonra yeterince tatmin olarak, görüntüyü yok etti.

'' Benzer şekilde daha uzun bir incelemeyi kendi aldığınız örneklerle yapabilirsiniz. Şimdi herkes kendine ait örneğini alıp cam kaplarında muhafaza etsin.'' Ardından olacakları beklemeden kendi neşterini eline aldı. Herkesin dikkatini ister gibi boğazını temizledi. '' Pekala, şimdi oyun bahçesine dalalım bakalım.'' Boğazının altından başlayıp, kasıklarına kadar bedene ince ancak oldukça derin bir çizik attı, ardından elini çektiğinde, soğuk hava makinesinden çıkan ceset, hafifçe kendini saldı. Karın bölgesinden gelmeye başlayan koku, çürümüş yüzlerce hayvanın içeride olduğu izlenimi oluşturup, algısını uyandırırken, dudaklarını birbirine bastırdı kötü koku yüzünden profesör. Ne de olsa bir kadının narinliği duyularına yerleşmişti. '' Pekala. Kan örneklerinden önce organlar üzerindeki izlenimlerimi söylemek istiyorum. ''

Hafifçe geri çekilip mentollü kremden biraz daha sürdü burun deliklerinin altına ve maskeyi yüzüne yerleştirdi. Asasını akciğerlerden sol parçaya dokundurdu ve parçayı alabildiğine büyüttü. ‘’ Alveollerde birikim var. Tiroid bezlerinde büyüme ve iltahaplanma görülmüş.’’ Bunları yaparken çürük bir meyveyi satıcısına kötüler gibiydi. Asasıyla ıslak ve çürük karaciğere dokundu. ‘’Diffindo.’’ Ölçülü ve fazla kan sıçratmayan bir hamleden sonra, organ olduğu yerden sökülüp öğrencilerin görebileceği seviyeye geldi. ‘’ Wingardium Leviosa.’’ Elicia, bakışlarını ayırmadığı organ hafifçe gözler önündeyken ekledi. ‘’ En az bir yıl önce ölen kedim kadar çürük ve yıpranmış. Oysa ki bu beden, elimize geleni yalnızca yirmi dört saat oldu. Aşırı yıpranmayı kanıtlamak için size sağladığım iksirleri kullanabilir, buna göre raporunuza devam edebilirsiniz.’’

İlk aşama için son olarak cesedin midesini de aynı yöntemle olduğu yerden sökmeden önce, karaciğeri eline aldı ve parçalara ayırdı. ‘’ Diffindo. ‘’ İkinci cam kapları, kendi masasından bir asa hareketiyle getirip, parçaların kapların içerisinde yerleşmesini sağladıktan sonra, her kabı, öğrencilerin çalışma masalarına yolladı. Masalara dönen kafaları kendisine çevirmek için dikkatleri topladı. ‘’ Buraya bakın.’’ Aynı işlemleri mide için uyguladı. Yerinden sökülen organ, yavaşça havalandığında, profesör, ilk rapordan önce son sözlerini söyledi. ‘’ Bu renk bir elbisem olsun isterdim evet. Gördüğünüz kırmızı kadife görünümünü, midenin iç dokularını da inceleyerek daha rahat analiz edebilirsiniz. Bunun dışında, mide iç çeperini de incelemek üzere ufak bir çizik açalım.’’ Eldivenli ellerini, zayıf olmasına rağmen, büyük bir mideye sahip olan adamın yıpranmış organına uzatıp, elindeki neşterle tüm dokuları yardı ve iç kısmı ortaya çıkardı. ‘’ İç çeperlerdeki yıpranma ve açık mide yaralarını görüyorsunuz. Sabahları, hiçbir şey yemeden sigara içtiğinizde ya da karnınız açken, asitli bir şeyler tükettiğinizde, buna zemin hazırlıyorsunuz işte.’’ Elindeki mideyi olduğu yere bırakıp, üşengeç bir tavırla saçına dokunmadan, bir baş hareketiyle gözüne gelen tutamı geriye attı. ‘’ Herkes kendi incelemesi için, mideden bir parça alıp çalışma masasına dönsün. Size gereken kitaplar, inceleme iksirleri ve masanızdaki diğer aletler, üstüne de elinizde asalarınız var. İlk raporu yirmi dakika içerisinde istiyorum. Kolay gelsin.’’ Eldivenleri çıkarıp kendisi için dersliğin ucunda bulunan, tek kişilik beyaz laboratuar masasına döndü. Dersliğin ortasında paramparça bir ceset ve masalarında rapor hazırlamak için inceleme yapan öğrencileri kapsayan manzara içini açıyordu. ‘’ Bilim ne güzel şey.’’

Not: Sadece raporları istiyorum, inceleme betimlemelerini kısacık yapın. Benim kadar uzun yazanı vururum.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Ptsi Mayıs 09, 2011 5:43 pm

Cesedin, yaşamını kelimenin tam anlamıyla harcamış bir muggle olduğu aşikardı. Bu gibi basit mide rahatsızlıklarının tedavi edilmeden ilerlemesi ve son etapta insanı öldürmesi sadece buna bağlanabilirdi, bir büyücü ne olursa olsun, bir şifacının birkaç işlemi ile bu rahatsızlıklardan kurtulabilir ve yenilenmiş bir şekilde yaşamına devam edebilirdi. Bu düşünceler zihnine dolduğunda önce yetimhanedeki hastane, sonrasında Hogwarts'taki Hastane Kanadı'nın resimleri zihninde belirdi. Acaba Aznavour sihirsel salgınları sonraki derslerde ele alır mıydı? Tatja'nın göz bebekleri ve Güney Amerika'da yaptığı araştırmanın sonunda elde ettiği küçük bir şişe antidot.. kızı ölmeden bulup sıvıyı zerk etmesi şarttı.

Masasına uçmuş olan karaciğer parçalarından ziyade profesöre odaklanmış olan Serpent, midenin de aynı kaderi paylaştığını gördü ve talimatlarını aldıktan sonra cam kabını alarak masasına döndü.

Mide iç çeperindeki mide öz suyu normalden dört kat daha fazla asidik, dıştaki çeper dışında tamamı erimiş. Buradan da, denek eğer yaşamaya devam etseydi midesinin delineceğini ve asidik öz suyun diğer organlara sıçrayarak kavurmaya devam edeceğini görebiliyorum. Bu sıvı üretimi normal mugglelarınkinden farklı, yakınlarındaki karanlık ve sihirsel bir tılsımın tesadüfen hedefi olmuş olma ihtimali yüksek.

Karaciğerindeyse sıvaserpil izleri görüyorum, sıradan bir enfeksiyondan çok daha öte bir metamorfoz gözlemlenebilecek kadar aşikâr. Buradan, bir büyücü tılsımından, tamamen tesadüfen etkilenmiş olması konusunda bir şüpheye sahibim. Muggle hastalıkları, olağandışı çürümeler, vücudun tamamını kaplamış göz boyaları gibi. Denek bir büyücü tarafından enfeksiyon kapmış ve ölüm nedeni sıvaserpil hastalığı olmalı, büyücülerin korkulu rüyası olan enfeksiyon.

Tüy kalemini sağ elinden bırakarak ayaklandı, usulca deneğe yaklaşıp asasının basit bir hareketi ile deriyi yarıp, çıplak elleriyle, bir çiçeğin yapraklarını açarcasına açtı. Derinin altında, yüzeye çıkmaları engellenmiş çıbanları gördüğündeyse dudağının kenarına küçük bir gülümseme kondurup yerine döndü.

"Deri epitelinin altındaki çıbanlar sihir yoluyla saklanıp, dışa çıkarılması engellenmiş. Bu da, eğer fena halde yanılmıyorsam hastalığın sıvaserpil olduğunun kanıtı.

Son cümlelerini de çiziktirmesinin ardından parşomeni katlamış ve asasıyla havalandırarak profesörün masasına yollamıştı.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Çarş. Mayıs 11, 2011 12:21 am

Verdiği raporun masasına gelmesiyle açıp içini okuyan Elicia, kendisinin bile ihtimal vermediği bir hastalığın, öğrencisi tarafından farkedilmiş olmasını oldukça gurur verici bulmuştu. Karanlık bakışlarında zeka pırıltıları gördüğü Slytherin'in ilgisi hoşuna gitmekle birlikte, sıvaserpil ihtimalinin üzerinde düşünmeye karar verdi simyacı. Elindeki kağıdı bir köşeye kaldırıp, asasını tuttuğu cesedin karnındaki deriyi tamamen yok etti. Bel kemiği üzerinde seçilebilen böbrekler ve kalan diğer organlardaki koku iyiden iyiye arttığında, basit bir havalandırmayla sınıftaki hava sirkülasyonunu sağladı. '' Oldukça başarılı bir rapor Bay Leo. Şimdi bana iddia ettiğiniz hastalığın ikinci belirtisini bulur musunuz kadavra üzerinde? Zira bu kadar bilgi sahibi olmanızı ilgi çekici buldum.'' Deneylerinde kendisine yardımcı olacak kadar boş vakti yaratmasını zorla sağlayabilirdi genç Slytherin'in yeteneğine baktığında.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Çarş. Mayıs 11, 2011 12:46 am

Yolladığı rapor okunduktan sonra üzerine dönen bakışları, kağıt beyazı ellerindeki küçük bir kasılmayla fark etmişti genç Slytherin. Ardından savrulan asa üzerine bedenin derisinin yok olması, ortamdaki hava sirkülasyonunun sağlanmasını şart kılan bir başka etmen olmuş ve kadının söylediği cümleler üzerine Serpent ayaklanmıştı. Diğer derslerde göstermiş olduğu gayretsizlik maskesini Simya üzerinde içten içe kaldırmasının sebebi neydi? Elicia Aznavour mu? Kadın diğerlerinden farklıydı, lâkin bu tehlikesiz olduğu anlamını taşımadığından, tıpkı profesörün arzuladığı gibi ustalığını gösterecek ve ortadan kaybolacaktı.

"Salgı bezleri."

Alelade bir eldiveni alışkın bir tavırla parmaklarına geçirmesinin ardından kadavranın tiroid bezini kavrayarak kopardı. Çürümüş kasların esnemiş kısımlarını da çıkardıktan sonra asasını profesörün masasına doğrulttu.

"Accio."

Monoton bir fısıltıyla çekip havada yakaladığı neşterle bezi ortadan ikiye yardı ve menekşe rengi derinin iç kısmındaki kırmızı siğilleri görünür kıldı.

"Bu siğiller salgı bezlerine etk ederek bedenin hormonal yapısını kontrol altına alır, ve yüksek ateşle birlikte organizma kendi kendine saldırmaya başlar. Bu hipofiz, pankreas ve aşil tendomunda da bulunur-"

Neşterle vakit kaybetmeden, asasını savurarak diğer siğilleri ortaya çıkardı.

"Tendomdakiler, bu virüsün zaman içinde evrim geçirerek metamorfoza uğramasıyla oluşmuştur, bi nevi kurbanın hareket etmesini engeller. Bu açıdan bakıldığında muggleların MS hastalığına benzetilebilir, kendi organizmasına savaş açan bir vücudun sihirsel modeli, farkları ise sıvaserpilin bulaşıcı olması."

Bir profesör edasıyla başladığı işi bitirmesi, fısıltıdan birkaç desibel yüksek ses tonuna rağmen iliklere işleyen ve anlaşılır bir ses tonunda hitap etmesi muhakkak ki Melodie ve Freja tarafından garipsenmemişti. Tiroidi parçalanmış mide yakınlarına bırakarak sıraya dönen platin saçlı yılan, Aznavour'un gözlerinin içine bakıyordu.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Çarş. Mayıs 11, 2011 1:07 am

'' Çok güzel.'' Asasını hafifçe kaldırıp sert ve tek harekette oynattı bileğini. '' Accio neşter.'' Yanına gelen eşyasının ardından büyücünün neşterinin masasında durduğuna baktı. Büyülediği eşyaların hiç birinin sınıftan çıkarılamayacağı önlemini aldığı için garip şekilde anlık bir rahatlama hissedişini saçma buldu. Ellerinde çok daha fazlası vardı: Büyü. '' Söylediklerinizi yeni bir rapor olarak hazırlayıp masama bırakın Bay Leo. Ardından dersten çıkabilirsiniz.'' Büyük balığı yakalayan Slytherin'in dersten çıkmasını sağlayacak raporu beklerken, ufak laboratuvar masalarında inceleme yapan diğerlerine seslendi. '' Kalan olası sebepleri sizlerden duymak istiyorum. Mide çeperinin yıpranmasında da, diğer organların deformasyonunda da farklı etkiler devreye girmiş olabilir. Tüm aklınıza gelenleri yazın ve acele edin. Koku dışarı yayılmadan dersi bitirmek istiyorum.'' Elindeki mentollü kremi tüm sıralara yavaş yavaş dolaştırmaktan ziyade,ufak kopyalarını yapıp tek tek öğrencilere yolladı. Son olarak Serpent'a döndü. '' Masanızı temizlemeyi unutmayın. ''

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Çarş. Mayıs 11, 2011 4:48 pm

Deri epitelinin altındaki belirtilerden yola çıkarak araştırdığım salgı bezlerinin, iç yapılarında da konuşlanmış olan sıvaserpil siğilleri, vücudun kendi organizmasına savaş açmasına sebebiyet vererek deneğin ölümünün en büyük etmenlerinden biri haline gelmiştir. Sihirsel salgınların mugglelara geçme olasılığının düşüklüğü, bu adamın büyücü köylerine yakın bir bölgede yaşadığına işaret.

Raporunu bitirip asasını savurdu, temizlenen masa ve uçan parşomen parçası hareketini tamamladığında platin saçlı çocuk sınıftan ayrılmıştı.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Çarş. Mayıs 11, 2011 10:30 pm

Hırçın cadının buz mavisi gözleri, büyük bir dikkatle cesedin üzerinde geziniyordu. Profesör Aznavour’un söylediği her bir kelimeye ise aynı titizlikte dikkat ediyor, beyninin bir köşesine mutlaka kaydediyordu elbette. Önüne gelen örnekler ve verilen talimat üzerine Feodora gözlemlerini tek tek not etmeye başladı kusursuz yazısıyla.

Ciğerlerin dolu olmasını, çeşitli gazlara karşı temasına bağlıyorum. Aslında solunum yollarında, ortama ait partiküller, mide ve bağırsaklarda bol su bulunabilirdi. Bunun dışında, midedeki o mükemmel kırmızılığın sebebinin de bu gazlar sayesinde oluştuğunu düşünüyorum. Renginin gerçekten kusursuz olduğunu söylemeden edemem. Nedeni ise yine gazlara bağlıyorum. Onlar tarafından zehirlenmesi. Mide iç çeperinde ise, küçük peteşiler gözlemliyorum.

Ufak izlenimlerini tek tek not etmeye devam ederken, Lordunun sergilediği performansa karşı nutku tutulmuştu elbette. Gülümsemeden edemedi cadı. Masalarda kopyası oluşan merhemden parmak uçlarına biraz alıp, hafifçe sürdü burun deliklerinin altına doğru. Koku, cadının canını cidden sıkıyordu çünkü. Yeniden işine döndüğünde ise, son izlenimlerini not etmeye başladı. Ve bu izlenimlerin sonrasında, Profesörden izin alacağını hissediyordu.

Bel kısmında, derin kesikler gözlemledim. İzniniz olursa doku incelemesi yapmak istiyorum.

Asasının ufak bir hareketiyle, kağıdını havalandırarak Profesörün masasına doğru bıraktı. Ondan gelecek kelimeleri beklerken, buz mavisi gözlerini bir an olsun ayırmadı.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Çarş. Mayıs 11, 2011 11:19 pm

Masasına gelen parşömen parçasının sahibine baktı göz ucuyla ve gülümsedi profesör. Elindeki kağıdı okumaya başladığında, peteşilerin varlığını farketmesi, mide dış çeperini iyi incelediğini gösteriyordu. Cesedin sıvaserpil salgınına yakalandığı ve zehirli gazlara maruz bırakıldığı iki belirtiydi. Sıra sıra iki Slytherin öğrencisinden gelen doğru tanıları şaşkınlık ve beğeniyle kabullendi. Sondaki izin için başını kağıttan kaldırıp Freja'ya çevirdi bakışlarını. '' Bayan Feodora, neşterinizi alıp buyrun.'' Cesedi gösterdi. Yaptığı güzel yemekten bir parça önerir gibi bedeni gösteriyordu eli.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Çarş. Mayıs 11, 2011 11:34 pm

Feodora, adının hitap edilmesiyle beraber zarif bir edayla yerinden kalktı neşterini ince parmaklarına dolayıp. Yaptığı gözlemlerin birkaçının bile doğru olduğunu vurgulayan bakışları profesörde sezdiğinde, hafif bir rahatlama hissiyle kuşanmıştı bile. Yaptığı izlenimler doğruydu. Bel kısmındaki derin kesikler yerindeydi. Ama bunun sadece kesiklerden mi ibaret olduğunu veya yarık olduğunu düşünmesi gerekti, aynı zamanda incelemesi. Parlayan neşteri, ufak bir hareketle kesiklerden birinin üzerinde hareket ettirdi. Aldığı doku örneğini incelerken, hiçbir metal maddeye rastlamaması sonucu, yarık olmadığını gözlemledi cadı. Buz mavisi gözlerini yeniden cesedin üzerindeki kesiklerde gezdirdiğinde ise, fazla miktarda bulunan su artıkları da gözünden kaçmadı. Bu da, buzdan bir kesiciyle arkada delil bırakmamak adına bu kesiklerin oluşabileceğinin bir göstergesi olabilirdi Feodora’ya göre. Seri adımlarla, tatminkar bir biçimde yerine doğru tekrar döndükten sonra, kalemini yeniden parşömenin üzerinde gezdirmeye başladı.

İncelediğim doku örneğinde hiçbir metal bulguya rastlamadım. Bu da, bu kesiklerin yarık olmadığını anlamamızı sağlıyor. Ayrıca kesiklerin çevresinde bulunan bol miktarda su, gözümden kaçmadı. Bana göre, olayı buzdan oluşan birçok cisme bağlayabiliriz. Bıçaklar vesaire. Arkada delil bırakmamak adına, bu şekilde cisimlerle bu kesikler ortaya çıkmış olabilir. Ve aynı zamanda, dışarıdan darp gibi saldırıya maruz kalarak ölebileceği de tahminimdir Bayan Aznavour.

Ufak bir asa hareketiyle, parşömenini yeniden profesöre doğru yolladıktan sonra, derin bir nefes alıp, gülümsedi Feodora kızı.

Konu: Geri: 6. sınıflar - Online Çarş. Mayıs 11, 2011 11:56 pm

Az evvelki gibi kendisine doğru gelen parşömeni açıp inceledi. '' Bir sebep daha...'' Slytherin oldukça iyi gidiyordu. Kesiklerin incelemesinden zeka ürünü bir açıklama hazırlayan Feodora'nın kağıdına bakarken gülümsedi. Cadının oldukça isabetli tespiti, binasına ek puan getirecekti.

'' Tebrikler Bayan Feodora. Toplu raporunuzu hazırladıktan ve masama bıraktıktan sonra çıkabilirsiniz.'' Masasını temizlemesini işaret ederken gözleri kendi yaptığı işte, sınıftaki herkese mırıldandı. '' Başarılı performansından ötürü, Slytherin binasına yirmi fazladan puan vereceğim.'' Cadının çıkmasının ardından diğerlerini daha sabırsız halde bekleyecekti.