4. sınıflar - Online

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Perş. Nis. 14, 2011 2:44 pm

Profesör'ün sözleriyle masaya gitti. Bütün malzemelerini aldıktan -tabii ki yılan biçimindeki kabı kullanacaktı, kıvrılmış yılan- masasına geçti. Bundan sonra ne yapacağını bilmediği için eldivenlerini giydi, maskesini taktıktan sonra profesör'ün talimatlarını beklemek üzere sırasına oturdu.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Perş. Nis. 14, 2011 5:33 pm

Profesörün dediklerini sonuna kadar ve dikkatlice dinledikten sonra kaptan uzaklaşırken profesörün masasına yaklaşmış ve yılan kız ile birlikte aynı zamanda gerekli malzemeleri toplamış ardından yavaş yavaş masasına dönmüştü. Bu dersi seviyordu. Kimyasal olaylara her zaman merakı olmuştu kuzgunun. Bu yüzdende kolaylıkla bilebiliyortdu bazı şeyleri. Kollarını iki yana açarak gerinirken bir yandanda ağrılarını kesmeye çalışıyordu. Bu dersten geçmek için ağrılara katlanabilirdi ama. Bu yüzden yerine vardığında profesörün sıradaki olayı anlatmasını beklemeye başladı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Perş. Nis. 14, 2011 5:45 pm

Profesörün gerekli malzemeleri almalarını söylemesi ile kendisi ve Ravenlawlı çocuğa, yılan hemen atılmaya çalışsa da kuzgun önden atılarak adımlarını profesörün masasındaki malzemelere çevirmiş ve masadan gerekli olanları almıştı. Ardından yerine kuzgunun arkasından geçerken önündeki kuzguna sinirli gözlerle baksa da başka bir şey yapmamıştı. Ardından oluşan sülfürik asidi dikkatli bir şekilde elindeki boş kaba profesörün masasından aldığı şırıngayı kullanarak doldurmuştu. Profesör'ün Aurora'ya dediklerini kuzgunun duyduğuunu fakr ederk tek tek uygulamaya koyuldu. Birkaç saniyenin ardından metal topu içerisine atmıştı sülfirik asid oluşan kabın. Ve hemen ardından kükürdü koyduğu kabı alıp sıranın altına koymuştu. Metalin bir kısmı buharkaşmaya devam ederken birkaç adım geri çekilmişti ki gözleri kuzguna çevrildiğinde profesörüle bir sonra ki aşamayı konuştuklarını duyunca hızını arttırmıştı. Kaynamaya devam eden suyun buharı ile metalin buharı havaya karışıyordu. Profesörün kuzguna dediklerine göre bir altın bilyeye ihtiyacı vardı şimdi. Bu yüzden masasında duraran profesöre yaklaşarak masadan profesörün dediklerini almış ve sahte bir gülümsemeyle hızlı bir şekilde yerine dönmüştü. Gözleri kuzgunla kesiştiğinde adeta yarış içerisindeki iki kişi gibi profesörü beklemeye koyulmuşlardı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Cuma Nis. 15, 2011 8:07 pm

Sınıfa geç giren bir iki öğrenci daha vardı. Onları göz ucuyla süzdüm. Tam önümdeki damıtma setine dönüyordum ki, sınıftan bir yerden patlama sesi gelince, istemsiz olarak biraz sıçradım. Hazırlıksız yakalanmıştım. İçimden söverken, profesör kızı dersten attı ve yeni gelen öğrencilere seslenerek ne yapmaları gerektiğini söyledi. Profesör yanıma gelince, yüzünde memnun bir ifade vardı. Sanırım şu anlık her şeyi doğru şekilde yapıyordum. Profesörün anlattıklarını tek tek yapmaya başlamıştım. Tabi, gözümdeki gözlük ve elimdeki eldivenlerimi çıkartmadan.

İlk önce, profesörün bana uzattığı boş kabı aldım ve şırıngaya sülfirik asidi çekerek, kabın içerisine çok dikkatli bir şekilde doldurdum ve kapağını kapattım. Profesör, ceviz büyüklüğünde metal topu masama bıraktı ve anlatmaya başladı. Metal topu elime aldım ve profesörün dediğini yaptım. Topu kaynayan suyun içerisine attım ve şırınganın içerisinde kalan bir damla sülfirik asidi suya damlattım. Profesör bana talimatları verirken, dikkatli olmam için de uyarıyordu. Kaynayan suya uzaktan bakıyordum ve olabildiğince çok burnumdan nefes almaya çalışıyordum. Eldivenlerin içerisinde ellerimi iyice sıcak basmıştı. Ağzımı açıp ciğerlerimi sonuna kadar havayla doldurmak istiyordum. Ama bu şimdi olmazdı. Profesörün gözü benim üzerimde idi. Kaynayan suya baktım. Hafif grimsi bir renge bürünüyordu. Top kaynarken, profesörün masasına doğru malzemelerimi almak için ilerledim.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Salı Nis. 19, 2011 1:45 am

Buddy, Quentin, Aurora ve Floja'nın masasına gelip malzemelerini almalarının ardından hepsinin masalarına dönmesini bekledi. Büyücü ve cadıların başarılı ilerleyişleri kendisini engellenemez şekilde gülümsetiyor, genç beyinlerin bilimle tanışmasını ve bundan keyif almasını delice heyecan verici buluyordu. '' Gaz maskelerinizi takın.'' Sınıfta gerekli sirkülasyonu sağladığından, yalnızca kullanıcısına ulaşacak kadar havaya karışma olasılığı olan asitlerin tedbirini almıştı maskelerle. Hepsinin kağıt maskeleri çıkarıp, gaz maskelerini takmalarını bekledi. '' Gözlüklerinizi hava boşlukları kapanacak şekilde bastırın.'' Gözlüklerin hava girmeyecek şekilde dizayn edilmiş olan kauçuk kenarlıklarını, göz çevresine zarar vermeyecek şekilde bastırmalarının ardından yeni talimatı verdi. '' Eski eldivenlerinizi çıkarıp, plastik olanlarını takın.'' Her birinin sırayla yapmasını bekliyordu. '' Asitleri birbirine karıştırın ve altın bilyeyi hemen çözündürme kabının içine atın. Elinize asla damlatmamaya özen gösterin. Kaza sonucu soluyan, yere döken, tenine temas eden olursa hemen yanıma koşsun. '' İçinden söylendi. '' Ciyak ciyak bağıracağından ben de duyarım aslında.'' Öğrencilerin her birinin, altın bilye topun çözülüp, asidin tamamen yok olarak geriye bırakacağı altın renkli suya verecekleri tepkiyi merak ediyordu. Elbette içlerinden biri bir kaza geçirmezse. Ellerini arkasında kavuşturup, beklemeye başladı.

Olur da, asidi bir yerine dökecek olan olursa, kurgusal uyarılarımı yapayım arkadaşlar.
Yere dökülürse, hemen alanın bol suyla temizlenmesi gerekir.
Elinize damlarsa(eldivenler bileğinize kadar) ciddi yara açar ve hemen bol suyla yıkanması gerekir on beş dakika süreyle.
Gözünüze değerse, bu o gözlüklerle çok zor; ancak başaracak kadar şanssızsa hani karakteriniz, körlüğe kadar gidebilir hemen müdahale edilmezse.
Solursanız, akciğerlerinizde sizi öldürecek kadar ciddi ödem oluşumuna sebep olur. Ancak hemen müdahale edilmez ise.

Bu gibi durumları yazmak isteyen olursa eğer, ilkyardım için koşturacağım elbette. Yine de sonuçları söyleyeyim dedim. Hani elim yandı, nefes alamıyorum, yere dökülüp buharlaşmaya başladı, soludum, kusmak üzereyim, göremiyorum kör oldum falan gibi tepki cümlelerinde yardımcı olsun istedim. x)

Kolay gele. =)

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Salı Nis. 19, 2011 8:52 pm

Profesör'ün talimatlarını duyan Aurora gözlüğünü daha da bastırdı. Gaz maskesini de yüzüne zamkla yapışmış gibi duracak şekilde yerleştiren genç kız, plastik eldivenlerini de bileğine kadar çekip asitlerin olduğu kapları birbirine karıştırdı. Çözünme kabına altın bilyeyi atarak çözünmesini izledi. Sonunda bir yere ya da üzerine dökmediğine şaşırmıştı ki yine oldu olan. Eline damlamıştı. Hızla Profesör Aznavour'un yanına gitti. "Profesör? Sanırım elime damladı 3-4 damla. Aslında saymadm ama tahminim öyle yani. Şey elimi kurtarın. Lütfen?" Deniz mavisi gözlerinden damlayan yaşlar yere düşüyordu ve Profesör'ün yüzüne bakarken maskesini ve gözlüğünü çıkardı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Çarş. Nis. 20, 2011 2:04 pm

Profesörün masasından nota şeklindeki kabı ve diğer malzemelerimi de alıp tekrar işimin başına, masama dönmüştüm. Profesörün bizi yönlendiren sözlerinin ardından, kağıttan olan maskeyi çıkartıp masanın altındaki bölmeye koydum ve profesörün de dediği üzere gaz maskemi takmıştım. Profesörün uyarıları hala devam ediyordu. Sözlerine kulak keserek, maskemin gözlüğünü iyice bastırdım. Bir “klik” sesi çınlatmıştı kulaklarımı. Uyarılar devam ederken, elimdeki eski eldivenleri çıkartıp yine masanın altındaki bölmeye koydum ve yeni eldivenleri düzgünce geçirdim elime. Kafamı kaldırıp etrafıma bakınca, herkesin teker teker hazırlandığını gördüm. Bu iş bittikten sonra, elimizde ne gibi bir şey olacağını tahmin bile edemiyordum. Simya ilginç ve farklı bir dersti. Profesör hala anlatmaya devam ediyordu. Kulaklarım profesörde, gözlerim ve dikkatim önümdeki asitlerdeydi. İki asidi de birbirine karıştırdım ve altından yapılmış bilyeyi çözündürme kabının içerisine yavaşça ve özenli bir şekilde bıraktım. Gerçekten, o şeylerin tenime değmesine asla izin vermezdim. Çözündürme kabındaki altın bilye, yavaş yavaş çözünürken ortaya altın sarısı bir renk saçıyordu. Bu, gerçekten de hoş bir renkti. ”Ah, altın sarısı. Gerçekten çok hoş.” Kendime hakim olamamış ve tepkimi belli etmiştim. Bu, bana yaraşır bir şey değildi. Göz ucuyla profesöre baktığımda, bana bakıp sırıttığını gördüm. Sanırım tepkimden memnun kalmıştı. Çözündürme kabındaki bilye yavaş yavaş erirken, bende beklemeye koyuldum.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Cuma Nis. 22, 2011 9:19 pm

Altın suyunu çözündürmeleri için verdiği asidi eline döken Aurora’nın, beynindeki acı merkezlerinde bir hata olmalıydı. Derisi katman katman eriyen cadı, fazlaca sakin görünüyordu. ‘’ Hemen buraya gel Aurora! ‘’ Cadının masasına gelmesini beklemeden, eline aldığı asasıyla birlikte cadının yanına koştu. Altın suyu çözünmüş ve metalin olduğu kaptaki su hala kaynamaya devam ediyordu cadının masasında. ‘’ Aquamenti! ‘’ Cadının eline boşalan suyu kesmedi bir süre. Bir süre sonra kaynayan kazanların da varlığından haberdar olduğundan, cadıya eline aynı büyüyü yapmasını söyledi. '' Masamdaki lavabo düzeneğinde kendi eline su tut on beş dakika. Hemen yanına geleceğim.''

Floja’nın yanına gitti ve masasından götürdüğü diğer üç ayağı da cadıya verdi. Masasında iki tane ocak olan cadı artık kaynatma işlemini yapacaktı. ‘’ Metal bilyenin olduğu kaptaki suyu tamamen kaynatmanı istiyorum. İçinde sadece metal eriyik kalana kadar. Şimdilik sana verdiğim ikinci ateş kaynağını da, metal bilyenin olduğu kaynama kabının altına yerleştir. Suyun bitmesine yakın, metal eriyiği yavaş yavaş bu nota şeklindeki kaba boşaltmaya başla. Alçıdan heykeller yapmaya benziyor. Metal eriyiği boşaltırken çok dikkatli olmalısın.’’ Kapların içerisinde kalacak eriyiğin yavaş yavaş kabın şeklini almasını izleyeceklerdi. ‘’ Metal eriyik kabın şeklini aldıktan sonra, sana verdiğim özel eldivenlerle kabı tut ve dondurucuya götür. ‘’ Laboratuar olarak düzenlenmiş dersliğin en sonundaki dondurucuda kabın şeklini alacak olan metali bekleyeceklerdi. ‘’ Sonra donana kadar bekleyeceğiz.’’

Hemen Aurora’nın yanına koşup cadının su akıttığı elini aldı ve ilkyardım setinden aldığı geyikotu özünü akıttı. Yavaş yavaş kapanmaya yüz tutan yaraya doğru asasını doğrulttu. ‘’ Ferula.’’ Sargı beziyle sarılan yaranın işi tamamlandığında hafifçe gülümsedi; yine de Slytherin’li cadının dikkatsizliğine kızmıştı. ‘’ Floja’ya söylediklerimin aynısını yap Aurora. Kaplarınızı dondurucuya koyduktan sonra bana haber verin.’’

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Cuma Nis. 22, 2011 11:27 pm

Profesör su fışkırtırken canı hem yanıyor hem de rahatlıyordu. Elini suyun altında tutarken rahatlıyordu sanki. Profesör Aznavour sargıları sararken canı çok yanmıştı ama dayanmalıydı. Ne yani? Biraz acıya mı dayanamayacaktı? Tekrar düzeneğin başına geçti ve metal bilyelerin eridiği kapta kalan suyun altına ispirto koydu ve yaktı. Su buharlaştı ve geriye sıvımsı bir şey kalmıştı. Kıvrılmış yılan şeklindeki kaba düzgünce döktükten sonra dondurucuya koydu. "Profesör koydum dondurucuya. Şimdi ne yapmalıyım?"

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online C.tesi Nis. 23, 2011 8:55 am

Aniden ortalık ayaklanmıştı. Dikkatimi çözündürme kabından alıp, seslerin geldiği yöne doğru çevirdim kafamı. Profesör asasını kaptığı gibi Aurora’nın yanına gidiyordu. Ne olduğunu anlamam pek uzun sürmedi. Kızın eline baktığımda, yaranın nasıl derinleştiğini gördüm ve donakaldım. Gerçekten canı yanıyor olmalıydı. Profesör kıza bir takım talimatlar verdikten sonra yanıma geldi. Elindeki üç ayağıda bana verdikten sonra talimatlarına girişti. Profesör yapacaklarımı yavaş yavaş söylerken, onun dediklerini harfiyen yerine getiriyordum. Nihayet kaynatma işlemine geçebilmiştim. İlk önce, metal bilyenin olduğu kaptaki suyu iyice kaynattım. Kaynaması neredeyse beş dakika bile sürmemişti. Su iyice kaynayınca, kabın içerisinde sadece metal eriyik kalmıştı. Profesörün verdiği ikinci ateşide metal bilyenin altına dikkatlice yerleştirdim. Yaklasık on dakika sonra, kaynayan su yavaş yavaş azalıyordu. Nota şeklindeki kabımı, biraz daha yakınıma aldım ve metal eriyiğin olduğu kabı sapından sıkıca iki elimle tuttum ve nota şeklindeki kabıma dikkatli bir şekilde boşalttım. Kaba boşaltırken, eriğin yavaş yavaş şekle girmesini büyük bir zevkle izledim. İşim bitince ateşi söndürdüm, eriyiğin olduğu kabı da eski yerine koydum. Elimdeki eldivenleri çıkarttım ve profesörün yeni verdiği eldivenleri elime geçirdim. Eski eldivenleride masanın altındaki bölmeye geri koydum. Ortalık dağınık olursa, bir şeyler devirebilirdim. Nota şeklindeki kabımı yavaşça yerinden aldım ve dersliğin en sonundaki dondurucuya doğru ilerledim. Dondurucunun başına geldiğim zaman, yavaşça dondurucunun kapağını açtım elimdeki kabı da yavaşça boş bulduğum bir yere koydum. ”Profesör, dondurucu işini de hallettim.”.Profesöre laf yetiştirirken tekrardan masamın başına döndüm. Şimdi sadece beklemek kalmıştı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online C.tesi Nis. 30, 2011 12:53 am

Cadıların ellerindeki malzemeleri doğru şekilde kaplara doldurması ve ardından dondurucuya tarif ettiği gibi koymasının ardından, yüzündeki tatmin olmuş gülümsemeyi sakladı. Kimsenin alacğaı onayı önceden bilmesini istemiyordu. Dondurucuyla birlikte biten işleri, makinanın hızla çalışması sayesinde yeniden başlayacaktı. Elicia, gerekli uyarıyı yaptı. '' Yapacağınız şey, yaklaşık on dakika beklemek. On dakika sonra, yeterince donmuş madalyonlarınızı alıp, daha önce çözdüğümüz, altın suyuna batırıp çıkaracaksınız. Bunu yaparken, eldivenlerinizi takmayı ihmal etmeyin.'' Herkesin, belirlediği şekilde birer madalyonu olacağı gerçeği, kulağa hoş geliyordu. İki cadının da, ardı ardına yüzüne bakıp sözlerini tekrarladı. '' Altın suyuna batırdığınız soğuk metaller, hemen suyla kaplanacak ve altın bir takıdan farklı bir görüntü almayacak. Bu sebeple, sanıyorum, birşeyleri altına dönüştürmenin, mecazi sayılacak bir yolunu da öğrenmiş oldunuz. Altın suyuna batırdığınız metallerin üzerindeki renk, hemen sabitlenecektir. Yani, batırıp çıkardıktan sonra, madalyonlarınızı hemen elinize alabilirsiniz. Kontrol için son kez, masama getirdikten sonra, laboratuardan çıkıp çıkamayacağınızı göreceğiz. '' Son işlemleri yapmaları için, iki cadıyı bekledi ve ardından sınıfın kalanına seslendi. '' Herkes elini çabuk tutsun artık. Zaman daralıyor. ''

Simya dersine dördüncü sınıfların yazması için süre, 1 Mayıs Pazar 2011 gecesi sona erecektir.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online C.tesi Nis. 30, 2011 4:14 pm

Dolabın önünde sabırsızlıkla bekliyordu. Evet fazlasıyla merak etmişti. Seçtiği yılan şeklinden memnun olmuştu. Bir yandan tırnaklarını kemiriyor, diğer yandan sabırsızlıkla bekliyordu. Beherin içindeki çözünmüş altına bakıp dalıp gitti bir ara. Saatine baktığında tam vakti olduğunu gördü ve dolabın kapağını açıp kendi madalyonunu alıp masasına doğru hızlı ve heyecanlı adımlarla yürüdü. Fazlasıyla heyecanlıydı ama göstermeye niyeti yoktu. Asık bir suratla eldivenlerini eline geçirdi ve madalyonu eline aldı. Çözünmüş altının içine sokmadan önce soğutma kabına açtığı deliğin madalyona da geçtiğini görünce sevindi. Delikten hızla uzun bir zincir geçirip çözünmüş altının olduğu behere batırdı. Hemen çıkardıktan sonra mis gibi bir madalyonu olmuştu. Yukarı kaldırarak: "Profesör Aznavour? Bakın efendim yaptım. Acaba istediğiniz gibi mi?

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online C.tesi Nis. 30, 2011 5:55 pm

Profesörün talimatlarına uyarak, on dakikayı beklerken canım sıkılmış, masanın altındaki bölmeyi düzenlemiş, masanın üzerindeki dağınıklıkların hepsini bir kenara dizmiştim. Ve böylece bana çalışabilecek kocaman bir alan kalmıştı. Beş dakikamı düzenlemeye ayırdıktan sonra, geriye kalan beş dakikada çabucak geçivermişti. Profesörün biraz önce verdiği talimatlara uyarak, dondurucuya geri koyduğum nota şeklindeki kabımı aldım ve masama geri döndüm. Masaya getirene kadar, ellerimde buz kesmişti. Ellerim biraz ısınsın diye, kabı masaya koyup, ellerimi ispirto ocağının üzerinde duran sıcak suyun üzerindeki dumanında dolaştırdım. Ne zaman ellerim üşüse, buhar yardımı ile tekrardan ısınabiliyordum. Kendi kendime sırıttım. Masanın üzerindeki yeni eldivenleri alarak ellerime geçirdim. Nota şeklindeki madalyonu elime alarak, boşluklarından birine uzunca olan zinciri geçirip ispirto ocağının üzerindeki altın suyuna batırıp beş saniye kadar bekledim ve geriye çıkarttım. Metal renginden, altın sarısına döndüğünü görünce sevincimi belli etmeden sevindim. Düşündüm; altın sarısı bir madalyon Slytherin yeşili ile öyle uyumlu olacak ki…
Düşüncelerimin farklı yönlere ulaşmaması için sıyrıldım. Kontrol için, madalyonun ucuna eldivenli parmağımı değdirdim ve çektim. Sonuç; altın suyu madalyonun üzerinde tamamen kurumuştu. Son kontrol için profesörün masasına doğru ilerledim. ”Profesör, umarım madalyonum olmuştur.”

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Paz Mayıs 01, 2011 5:39 pm

İki cadının da yanına gelmesiyle, ellerindeki madalyonlara baktı. Her ikisi de kusursuz şekilde madalyonları hazırlamışlar ve ardından altın suyuna batırmışlardı. Profesörün anlamadığı, kızların, zinciri nereden bulduklarıydı. İkisinin madalyonuna onay verdi. ‘’ Muhteşem; artık onları kullanabilirsiniz. Bir süre sonra üzerindeki altın kaplama sıyrılırsa, yeniden altın suyu hazırlamak için laboratuarı kullanabilirsiniz. Benden izin almanız yeterli.’’

İki cadının da madalyonlarını incelemek için son kez eline aldığında yüzünde tatmin dolu bir gülümseme vardı. ‘’ Pekala, masalarınızdaki her şeyi, tıbbi atık torbalarına doldurduktan sonra çıkabilirsiniz. Değerlendirme için ortak salonlarınızdaki panolara bakabilirsiniz bu gece.’’

İki cadının torbaları doldurmasından sonra derslikten çıkmalarını izleyecekti yanlarındaki madalyonlarla.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Paz Mayıs 01, 2011 8:26 pm

Madalyonu profesörün masasına koyduktan sonra geri masasına döndü. Kapları, asitleri ve diğer ıvır zıvırları toplayıp tıbbi atık torbasına doldurdu. Eldivenlerini çıkardığında kendisiyle ilgili hiçbir atık kalmamıştı. Eldivenlerini de attıktan sonra torbanın ağzını sıkıca bağladı. Kör düğüm atmıştı neredeyse. Masasının önünde bıraktı ve kapıya doğru hızla yürüdü. Son anda aklına gelen kıvrılmış yılan şeklindeki madalyonun profesör masasında olduğuydu. Profesör masasına koşar adımlarla gitti ve madalyonunu aldı. Hızla çantasını düzelttikten sonra derslikten çıktı.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Paz Mayıs 01, 2011 10:06 pm

Profesöre verdiği madalyonun yüz güldürmesiyle, iyi bir iş çıkardığını anladı cadı. Eğer olurda altın kaplama tekrar sıyrılırsa madalyon yüzeyinden, tekrar gelebileceğimizi söylemişti profesör. Ki, F. Kesinlikle gelirdi. Gerçi gümüşi rengi de oldukça parlak ve güzel görünüyordu ama, altın sarısı daha bir hoş duruyordu, daha yumuşak. Profesörün incelemesi için madalyonu masaya bırakıp, kendi masasına tekrar geri döndü cadı. Profesörün söylediklerine kulak vererek, masasından kaldırdığı tüm şeyleri tekrar masanın altındaki bölmeden çıkararak tıbbı atık torbasına doldurdu. Son olarak da elindeki eldivenleri güzelce çıkarıp attı torbaya. İki eliyle torbanın ağzını büzdü, çevirdi ve bir ucunu çevirdiği yerin tam ortasından geçirerek sabitledi. Böyle düğümler atmayı seviyordu cadı ama bunları çözmesini hiç beceremiyordu. Zaten bu düğümün adını da bildiği pek söylenemezdi. Torbayı masanın üzerine koydu, derse geldiği tek bir defterini koltuğunun altına alarak profesörün masasına doğru yol yürüdü. Masanın üzerindeki madalyonu elinde alıp, profesöre hafifçe başını eğip arkasını dönerek kapıya yöneldi. Kapıdan çıkarken, profesörün duyabileceği bir tonda konuştu. ”Teşekkürler profesör. İyi günler.” Kapıdan çıkıp, gözden kayboldu.

Konu: Geri: 4. sınıflar - Online Salı Mayıs 03, 2011 2:15 pm

Ders bitmiştir. İkincisine beklerim. Bir hafta içerisinde açılacaktır.

» 6. sınıflar - Online
» 4. Sınıflar Online
» VI.Sınıflar | Online Ders
» 4. Sınıflar//Ders-1 Online
» 4. sınıflar - Online (İkinci Ders)