Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 II. Ders ( 4. Sınıflar )

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Edna Jarvis
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Edna Jarvis


Mesaj Sayısı : 281
Kayıt tarihi : 18/11/10
Yaş : 34

II. Ders ( 4. Sınıflar ) Empty
MesajKonu: II. Ders ( 4. Sınıflar )   II. Ders ( 4. Sınıflar ) EmptyC.tesi Mayıs 14, 2011 7:41 pm

Dersin Konusu: Saldırı büyüleri kullanmadan savunma ve silahsızlaştırma taktikleri
Dersin Profesörü: E. Jarvis
Ders Zamanı/Hava Durumu: Parçalı Bulutlu
Dersin İşlendiği Yer: Savaş Arenası yanındaki büyük ahşap Savaş Sanatı derslikleri.
Dersin İşlenişi:

    Dersin başlamasına daha bir saate yakın var, biliyorum fakat sınıfa erken gelmek istediğimi fark ediyorum. Aklımda bir sürü cevapsız soru ve bu haftasonu yapacağım ufak bir seyahat düşüncelerimi meşgul ediyor. Havanın bulutlu olması ruh durumumu o kadar iyi anlatıyor ki, nasıl olduğumu soracak birine havayı işaret etmek komik değil, mantıklı bir fikirmiş gibi hissediyorum. Oturduğum yerde camdan dışarıya, bulutlara doğru bakıyorum. Arkalarında güneşi sakladıklarını biliyorum ama benim için gün, sanki güneş hiç doğmayacakmış gibi başladığı için güneşin oralarda bir yerlerde olduğuna inanasım gelmiyor. Birden dikkatimi kuvvetli bir gümlemeyle sınıfa çeviriyorum. Bu sesin, ön sıraya yerleşmiş öğrencilerden birinin düşen kitabından geldiğini fark ediyorum. O zaman sınıfın dolduğunu ve ders saatinin geldiğini şaşkınlık içerisinde anlıyorum. Düşüncelerimin, bir saatlik bir zaman dilimini yeme hızı beni korkutuyor.

    “Her taraf yeşillenmişken ve ortalığa baharın ilk polenleri salınmışken, üstelik de dersliği bahçenin ortasında olan bir derse girmenin sizin için ne kadar zor olduğunu anlasam da bir Savaş Sanatı dersine daha hoş geldiniz. Eğer bu dersi severek alıyorsanız bugün yapacağımız ders içerik bakımından biraz daha yoğun olacak; fakat eminim ilk derse göre daha keyifli gelecektir size.”

    Diyerek başlıyorum dersime ve az önceki hislerimi en azından ders boyunca terk edeceğimi bilmek beni baya rahatlatıyor. Oturduğum yerden doğrulup tüm bedenim ve bakışlarımla sınıfa yöneliyorum. Öğrencilerin davranışlarını çok kısa bir süre inceliyorum ve baharın, pek çoğunun hormonları için de gelmiş olduğunu fark ediyorum. Daha çok da bu yüzden dersi anlatmaya hafif bir tebessüm eşliğinde geçiyorum.

    “ Öğrendiğiniz en basit bir tılsım büyüsünü bile başarılı bir şekilde yapabilmek için ona alışmanız ve hayatının bir parçası haline getirmeniz gerekir. Bu size artık kolay gibi görünebilir fakat öğretmenler odasında, her sömestrin başında birinci sınıfların ilk tılsım dersinde yaptığını sakarlıklar en eğlenceli sohbet konularından biridir. En basitinden siz ilk asa tutuş denemenizi hatırlayabilirsiniz değil mi? Lanetleri ise tılsımlarla kıyaslayacak olursak yapılmaları için daha uzun süreli bir çalışma ve sihirsel bir deneyim gerektirir. Peki bu ders, bu konuya nasıl bağlanacak söylemek isteyen var mı? “

    Karşımda duran meraklı ve yanıt vermek isteyen gözleri bakıyorum. Ardından bir-iki öğrenciye yanıt hakkı veriyorum. Düşünce şekilleri ve varmak istedikleri yerler çok hoşuma gitse de istediğim cevabı ne yazık ki alamıyorum. Bunun üzerine devam ediyorum.

    “ Savaşı bir sanat halinde kullanmak herkesten farklı bir düşünce tarzı ve pratiklik gerektirir. Bir düello esnasında araziyi kullanmanın önemi üzerinde geçen derste durmuştuk, bu derste ise arazi yönetmenin önemi hakkında konuşacağız. Yapabildiğiniz en basit büyüler bile, sizin içerisinde bulunduğunuz arazide size büyük avantajlar sağlayabilir. Mesela arazi olarak hemen önümüzde gördüğümüz okulun bahçesini seçelim. Böyle bir arazide Herbivicus ve Mobiliarbus tılsımlarını bilmek lanet kullanmadan saldırmak ve hızlı bir şekilde kendinizi savunmanız için idealdir. Beşinci sınıfta antik silahları da öğreneceksiniz fakat ondan önce arazi kullanımında kendinizi geliştirmeniz sizin için daha iyi olur. Son olarak günlük hayatınızda hiç kullanmaya ihtiyaç duymadığınız tılsımların hayatınızı kurtarabileceğini unutmamalısınız.“

    Tamamlıyorum sözlerimi. Dersin bitmesine beş dakika olmasına rağmen bahçeye bakıp iç geçiren öğrenci tayfasına daha fazla eziyet etmek istemiyorum. Cüppemin içerisinden seri hareketlerle asa çekip masanın arkasındaki tahtaya doğrultuyorum ve siyah tahtanın üzerinde parlayan kırmızı harflerin belirmesine izin veriyorum. Sınıftan hızlı adımlarla çıkmadan önce ise yüksek bir sesle, son kez konuşuyorum.

    “Ödeviniz tahtada yazıyor. İyi günler.”



Verilen Ödev: Bir tılsım büyüsü seçilerek, o büyü ile hangi arazi koşulunu yönetilebileceğinin yarım parşömen halinde yazılıp baykuş postasıyla gönderilmesi.
Dersin Akışı: Derste olumsuz bir şey olmadı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Quentin Spencer Rodney
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Quentin Spencer Rodney


Mesaj Sayısı : 1067
Kayıt tarihi : 05/03/11

II. Ders ( 4. Sınıflar ) Empty
MesajKonu: Geri: II. Ders ( 4. Sınıflar )   II. Ders ( 4. Sınıflar ) EmptySalı Mayıs 24, 2011 7:42 pm




    Büyücü sihirli yaratıkların bakımı dersliğinden çıkarak hava alma gereği duymuşçasına etrafta geziniyordu. Burnun içinden geçen temiz hava akciğerlerine giriş yaptıktan sonra kılcal damarlarda değiş tokuşa uğrayarak karbondioksit biçiminde ağzından çıkış yapıyordu. Düzenli bir şekilde devam eden bu olaya havanın kapalı olması eşlik ediyordu. Güneş korkaklığını belirtirmişçesine bulutların arkasında yerini almıştı. Bu Quentin’i rahatsız etmek yerine huzur dolduruyordu bedenine. Adımları yumuşak ve kalp atışları da nefes alışverişine paralellik gösteriyordu. Saatine bakarak artık dersliğe gitmenin vaktinin geldiğini görünce adımlarını ona göre yönlendiriyordu. Sessiz ortamdan bir o kadar gürültülü ama genelde bu dersi uyumak için kullananların arka sıralara oturduğunu fark ederek lanet okumuştu. Sıraların arasından bir yılan misali sıyrılarak ön sıralardan birine yerleşmişti ki profesörün camdan dışarı izlediğini gördüğünde düşünceli yüzünü de görmüş olmuştu profesörün. Kitaplarını sıraya bırakırken birini yere düşürmesiyle yer çekiminin etki ettiği kitap yerle karşılaştığında ses çıkarmıştı. Bu ses profesörün dikkatini çekmiş ve dersliğin dolduğunu anlamasına yetmişti anlaşılan. Zümrüt yeşili gözlerini profesörün gözleriyle karşılaştırdığında profesör ile birkaç saniye bakışmalarının ardından profesör söze girmişti oturduğu yerden. “Her taraf yeşillenmişken ve ortalığa baharın ilk polenleri salınmışken, üstelik de dersliği bahçenin ortasında olan bir derse girmenin sizin için ne kadar zor olduğunu anlasam da bir Savaş Sanatı dersine daha hoş geldiniz. Eğer bu dersi severek alıyorsanız bugün yapacağımız ders içerik bakımından biraz daha yoğun olacak; fakat eminim ilk derse göre daha keyifli gelecektir size.” Oturduğu yerde dirilerek etrafı süzmüştü. Öğrencileri… Ardından yüzüne yerleştirdiği tebessümü ile konuşmasına devam etmişti kaldığı yerden. “Öğrendiğiniz en basit bir tılsım büyüsünü bile başarılı bir şekilde yapabilmek için ona alışmanız ve hayatının bir parçası haline getirmeniz gerekir. Bu size artık kolay gibi görünebilir fakat öğretmenler odasında, her sömestrin başında birinci sınıfların ilk tılsım dersinde yaptığını sakarlıklar en eğlenceli sohbet konularından biridir. En basitinden siz ilk asa tutuş denemenizi hatırlayabilirsiniz değil mi? Lanetleri ise tılsımlarla kıyaslayacak olursak yapılmaları için daha uzun süreli bir çalışma ve sihirsel bir deneyim gerektirir. Peki, bu ders, bu konuya nasıl bağlanacak söylemek isteyen var mı?” Birinci sınıfına dönmüştü bir an zihni. Slytherin seçilmesi, kızlara sarkması… Bunların hepsi başını öne eğmesi ve yüzünde bir tebessüm oluşmasına neden olsa da profesörün bir öğrenciye söz vermesiyle başımı kaldırıp sözlerini dinliyorum öğrencinin. Ardından bir başkasının… Profesör ikisine de teşekkür ettikten sonra tok sesiyle asıl cevabı vermişti. “ Savaşı bir sanat halinde kullanmak herkesten farklı bir düşünce tarzı ve pratiklik gerektirir. Bir düello esnasında araziyi kullanmanın önemi üzerinde geçen derste durmuştuk, bu derste ise arazi yönetmenin önemi hakkında konuşacağız. Yapabildiğiniz en basit büyüler bile, sizin içerisinde bulunduğunuz arazide size büyük avantajlar sağlayabilir. Mesela arazi olarak hemen önümüzde gördüğümüz okulun bahçesini seçelim. Böyle bir arazide Herbivicus ve Mobiliarbus tılsımlarını bilmek lanet kullanmadan saldırmak ve hızlı bir şekilde kendinizi savunmanız için idealdir. Beşinci sınıfta antik silahları da öğreneceksiniz fakat ondan önce arazi kullanımında kendinizi geliştirmeniz sizin için daha iyi olur. Son olarak günlük hayatınızda hiç kullanmaya ihtiyaç duymadığınız tılsımların hayatınızı kurtarabileceğini unutmamalısınız.“ Sözlerini tamamlaması ile büyücü bahçeye çevirmişti gözlerini. Yeşil çimenlere gri bulutlar eşlik ediyordu bugün… Quentin profesörün dersi bitireceğini tahmin ediyordu profesörün. Cüppesinin içerisinden seri hareketlerle asasını çekip masanın arkasındaki tahtaya doğrultmuştu profesör ve siyah tahtanın üzerinde parlayan kırmızı harflerin belirmesine izin vermişti. Sınıftan hızlı adımlarla çıkmadan önce ise yüksek bir sesle, son kez konuşmuştu. “Ödeviniz tahtada yazıyor. İyi günler.” Ödevleri kitaplarının bir köşesine yazdıktan sonra derslikten ayrılmıştı yavaş adımlarla…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
II. Ders ( 4. Sınıflar )
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» V. Sınıflar I. Ders
» V. Sınıflar II. Ders
» 5. & 6. Sınıflar 1. Ders
» V. Sınıflar I. Ders
» 7. Sınıflar 1. Ders

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Ders Arşivleri-
Buraya geçin: