Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 V. Sınıflar I. Ders

Aşağa gitmek 
5 posters
YazarMesaj
Chryseis Lea Ruthvell
Tılsım Profesörü & Hufflepuff Bina Sorumlusu & Admin
Tılsım Profesörü & Hufflepuff Bina Sorumlusu & Admin
Chryseis Lea Ruthvell


Mesaj Sayısı : 1559
Kayıt tarihi : 21/06/10
Yaş : 31

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptyPtsi Ekim 24, 2011 2:50 pm

Ders Konusu :: Rictusempra.

Zaman :: Okulun ilk haftası, Çarşamba günü, beşinci ders.

Hava Koşulları :: Görkemli şatonun dört bir yanını kaplayan ağır sis sabah saatlerinde dağılmak yerine bulutlara karışarak gökyüzünü karartmış, sonbaharın pastel tonlarını daha da ağırlaştırmıştır. Hava serindir, yarımşar saat aralıklarla çiseleyen yağmur ise okul arazisindeki çimleri sulamaktan başka bir iş görmemekte. Klasik bir sonbahar gününe nazaran sıcaklıklar bir nebze yüksek.

Derslik Koşulları :: Hogwarts arazisini esir almış ağır sis, sınıfın yüksek pencerelerine de yansımış vaziyette. Profesörün dersliği aydınlatmak için dört köşeye birden yerleştirdiği büyükçe şamdanlar ise işlevini sürdürüyor. Muska dersliğinin alışılagelmiş çiçek kokusu hafif bir odunsu tadı da yanına çalarak etkisini devam ettiriyor. Sıralar simetrik dizilmiş, profesör masası çıkıntı bir platformun üzerinde, kitaplıklar sınıfın sol duvarına yaslanmış ve yüksek çalışma masaları da sağ duvarda yerli yerinde.

    İlk derslerinizi biraz farklı işlemek niyetindeyim. Bu sebepten ötürü rol oyunlarınızda göz ardı etmemeniz gereken birkaç hususu vereceğim ve profesör ile olan diyaloglarınızı araya serpiştirerek hayal gücünüzü sunmanızı isteyeceğim. Ders, tamamıyla size ait olacak. İstediğiniz her şeyi yapabilir, verdiğim kurgunun hudutlarını aşmayacak şekilde rol oyunlarınızı yönlendirebilirsiniz. Elbette yapacağınız her şeyin geri dönüşünün puan üzerinden olacağını göz ardı etmeyin.


Dersin İşlenişi :: Beşinci sınıf öğrencileri ilk ders için sınıfa dolmaya başladıklarında Profesör Ruthvell onları masasının hemen yanında bekliyordur. Geçtiğimiz dönemlere nazaran farklı bir idarecilik anlayışı katılan dersin işlenişi gereği öğrenci listesindeki herkesin sınıfta olduğu kontrol edildikten sonra -yoklama alınmasının akabinde-, Profesör Ruthvell yaklaşık dokuz sayfadan oluşan özet bir kaynakçayı rulo yapılmış parşömenlerde öğrencilere dağıtır.

Klasik bir açılış konuşmasının ve dönem için iyi dileklerin ardından derse geçiş sırasında masasından kalkar ve sınıfın içerisinde yürümeye başlar. "Öncelikle dönemin ilk dersinde sizleri fazla sıkmak istemediğimi söylemem gerekiyor. Zira konumuzu duyduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız. Herkes ayağa! Küçük bir eşleşme yapacağız."

Dilediklerince çiftlere ayrılan öğrenciler (Bu detay, rol oyununuzu beraber şekillendirebileceğiniz bir arkadaşınızla ortak kurgu çıkarabilmeniz için iyi bir fırsat), sınıfın ortasında ayakta beklerlerken Profesör Ruthvell, sıraları ikişer ikişer birleştirerek alanı genişletir. Çiftler karşılıklı sıralandıktan sonra konuyu söylemek için masasının bulunduğu yüksek platforma çıkarak söze başlar.

"Konumuz; Rictusempra. Şayet ne işe yaradığını bilmeyeniniz varsa ki bu ihtimal dahilinde bile değil; dağıttığım kaynakçaların üçüncü sayfasındaki son paragrafı dikkatlice okusun. Gelelim derste ne yapacağımıza... Küçük bir oyun oynayacağız! Oluşturduğunuz çiftler sizin partnerleriniz, olur da bir kişi büyüye maruz kalırsa eşini de alıp oyunun dışına çıkıyor ve bir diğer ikili onları kurtarana dek elleri ve ayakları bağlı vaziyette bekliyor. Kullanacağınız büyü belli, savunmayı nasıl yapacağınız ise tamamen size kalmış. Yalnız küçük bir tüyo; en son kahkahasını duyduğum binasına on puan götürür. Hadi bakalım, başlıyoruz!"

    Dediğim gibi, yukarıdaki hususları atlamadan dersi şekillendirmek sizin elinizde. Maksat hepimizin eğlenerek yazacağı, okuyacağı bir ders işlemek.
    Sorusu olanlar PM yoluyla ulaşabilir arkadaşlar.

    Keyifli rol oyunları dilerim.^^

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Patience Schelden
Gezgin
Gezgin



Mesaj Sayısı : 570
Kayıt tarihi : 01/07/10
Yaş : 29

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptyPerş. Kas. 10, 2011 1:17 pm

Serin bir gündü. Sonbahar, sanki Hogwarts açıldığında bir an evvel kışın gelişini arzularcasına acele ediyordu. Kısacık arada çok fazla şey yapmak istemiyordu, sadece ciğerlerine hâlâ yaşadıklarını hissettiren oksijen dolu o havayı doldurmak istiyordu, o kadar. Etrafındaki yeşilliklerin göz alabildiğine uzanan vadide akıp gitmesini ve aniden görüş alanını kısıtlayan buz gibi bir sisin sinsice yanına yaklaştığını görebiliyordu. Bulutların kapatmayı unuttuğu küçücük bir alanda güneşin tüm sıcaklığını, elleriyle destek alarak uzandığı ve başını o sıcaklığa büyük bir şevkle kaldırdığı soğuk taş parçasının üzerinden alıyordu. Maalesef bu sıcaklık taşı dahi ısıtmaya yetememişti. Okulun en azından pelerinleri zorunlu kılarak mantıklı bir şeyler yapmış olduklarını düşünüyordu. Ilık bir rüzgârın dakikalarca orada güneşlenerek ısınan vücudunu bir anda titretmesi moral bozucu türdendi. Rahatlamış ve aniden tekrar hiddetle dolmuş vücudunu ani bir hareketle doğrultarak altına serdiği pelerinini sırtına attı. Küçük ilmeğini doladıktan sonra sıradaki dersine girmeye hazır olduğunu biliyordu. Kayanın hemen yanında bulunan küçük deri çantasını omzuna asarken içine gereğinden fazla ıvır zıvır doldurduğunu fark etmişti. Günün en hareketli saatleri olmasına rağmen bahçe bomboştu ve duyulan tek ses pelerinin geride bıraktığı fısıltıydı. Her adımda ezilmenin verdiği acıyla birer ucube gibi inliyorlardı sanki. Çimlerin üzerindeki küçük su damlacıkları pelerinin uçlarında eriyerek yapışkan bir çamur gibi orada kalıyorlardı. Neyse ki bunlar sadece su damlasıydı. Belki beş dakika sonra buhar olup gideceklerdi. Hogwarts'ın o ihtişamlı kapısından bir kez daha içeri girerken tahmininde yanılmamıştı, etraf oldukça kalabalıktı. Bu okulda son iki yılı kaldığı için mutluydu aslında, sadece istediği büyücülerle görüşebileceği bir çevresi olacaktı ve böylece diğerlerini her gördüğünde ailesine karşı bir borç hissetmek zorunda kalmayacaktı. O, geleneklerine bağlı bir safkan ailenin üyesiydi. Bunu bazı Slytherinler dışında kimse bilemezdi aslında. Tatillerde daha iyi olması için hep üzerinde bir baskı kurarlardı. Hele o ruhsuz mavi gözleriyle onu her şeyiyle avucunun içine alan amcası yok muydu, işte ondan tam anlamıyla nefret ediyordu. En küçük bir hatasını bile affetmeyip ailesine yetiştiren oydu. Özellikle kendi çocuklarından iyi bir şey yapması durumunda işler tamamen çığırından çıkardı. Anne ve babası ise birer köle gibi onun sözlerini dinlerlerdi. Tek istediği bu bağlılıktan kurtulup ayrı yaşamaktı. Aslında okuldan mezun olmaktan korkmasının tek sebebi buydu. Bakanlığa hemen giremeyip ailesiyle birlikte yaşamaktı. İngiltere'nin kuzeyinde büyük bir evde tutsak gibi yaşamak... Dayanılmaz bir acı idi bu. Tek kalmayı severdi evet, düşüncelerini dinleyip sadece hayalleriyle yaşamak, paha biçilemez bir şeydi bu ama orada tek kalmak beterdi. Çoktan beşinci katın merdivenlerini çıktığında aklından bunlar geçiyordu. Bir işkence gibi gelen basamaklar birden kat edilmişlerdi. Büyü gibiydi.

Dersliğe doğru yavaş adımlarla ilerlerken konuşmaktan büyük bir zevk aldığı tablolara yüzündeki belli belirsiz gülümseme ve kaşlarına yüklediği ilginç ifadeyle selam verdi. Bu onun klasik gülümsemesiydi aslında, kaşları kâküllerinin altına saklanacak biçimde alnına doğru kalkardı. Her öğrenci gibi onun da geceleri Hogwarts koridorlarını boydan boya kat ettiği geceleri olmuştu elbette. İşte o zaman tablolardaki büyücüler hep onunlaydılar. Yine de ikinci sınıfta suratlarına mürekkep attığından pişman değildi elbette, ya da uyumadığı gecelerde asasının ışığını gözlerine tüm gece tutarak onları da uykusuz bırakmasından. Dersliğin kapısı açıktı ve içeri girdiğinde genç profesör ile karşılaştı. Yüzünde en ufak bir değişimin olmamasından hiç de rahatsız hissetmiyordu aslında. Profesör güzeldi, çantasını masasının üzerine koyarken aklında ilk geçen düşünce bu olmuştu. Hufflepuff sorumlusu olmasını safkan olmasından ötürü göz ardı edebilirdi. Kan her şeydi. En azından ona öğretilen buydu ve bu konunun üzerinde düşünülecek kadar önemli olup olmadığını ise henüz bulanıklardan biriyle konuşmuşluğu olmadığı için önemsemiyordu. Elbette tüm okul onlarla kaynıyordu ama Slytherin’de olması en büyük şansıydı onun için. Hiçbir bina öğrencisi onlara direkt gelip arkadaşlık teklif etmezdi sonuçta. Geri kalan öğrenciler de sınıfı doldurduğunda Profesör’ün masasında bulunan kalın parşömen ruloları her birinin önüne dizilivermişti. Aniden masasından kalkan ve sıraların arasında yürümeye başlayan Profesöre takıldı gözleri. Söyledikleri Rebekah için kan dondurucu tiptendi aslında. Çünkü çiftli hiçbir şeyden hoşlanmazdı. Sırf bu yüzden balolara gitmez ve onun gibi şeylerle de uğraşmazdı. Ne var ki bazı şeylerde olduğu gibi bunda da yapmak zorunda olduğu bir şey vardı. Gözleri bir an için sınıfın üzerinde gezindi. Uygun birinin olup olmadığını düşünüyordu fakat bulamayacağına emindi. Ayağa kalktı ve bir Slytherin bulduğuna emin oldu. Ne zaman girmişti o içeri? Arkadaşlarından Jamie’ydi bu. Aslında pek arkadaşı da sayılmazdı ama işini görürdü en azından. Yanına yaklaşarak, ''Bana katlanacaksın anlaşılan'' dedi umarsızca. Çocuğu köşeye sıkıştırmıştı ya da o öyle sanıyordu çünkü büyücü alaycı bir gülümsemeyle başka birini bulmuştu kendine. Rebakah’nın surat ifadesinin bir anda değişmesi onun ortada kaldığının apaçık kanıtıydı elbette. Herkes eşini bulduğunda ona Mathias kalmıştı. Adı ne kadar güzel olsa da bu çocuk sümüklünün tekiydi, bunu iyi biliyordu. Başka çaresi yoktu tabii, büyücü yanına geldiğinde Profesör olayı anlatmıştı ve daha asasını çıkaramadan aptal büyünün kurbanı olmuştu. Sümüklü dediği Mathias ise işi iyi götürüyordu. Anında onu kenara çekmiş ve bir Slytherin’in gelip kurtarmasını beklemeye koyulmuştu. Rebekah ise yerlerde yuvarlanıyordu adeta, çılgınlar gibi gülüyor ve kenara itilmiş sıraları yumrukluyordu. Aslında içinden ne küfrediyordu. Böyle ders mi olurdu! Ölecekti gülmekten. Neyse ki çok geçmeden bir Slytherin’in büyüsüyle kurtulmuşlardı. Bu sefer atik olacak ve o diğerlerini faka bastıracaktı. Asasını çekerek oturduğu yerden kalkmadan bir Gryffindor’u isabet alarak bağırmıştı, ''Rictusempra!'' Tam isabet! Kedicik yerlerde sürünürken ona başka bir Gryffindor’dan karşı atak gelmişti. Fakat bu sefer kararlıydı, asasını tekrar kaldırarak tekrar bağırdı, ''Finite Incantatem!'' Üst üste iki zaferle adeta kendinden geçmişti cadı. Fakat Mathias yine aptallığını yapmış ve bu sefer de o, büyünün hedefi olmuştu. Onun gülme krizine girdiği gibi kahkahalar atmaya başlayan Mathias’ı pelerininden çekerek köşeye sinmişlerdi. Birilerini bekliyordu fakat herkes kendi telaşına düşmüştü. Bir Gryffindor’un uzaktan onlara çözülme büyüsü yapmasıyla tekrar eski pozisyonlarına dönmüşlerdi. Slytherinlerin canı mı çıkmıştı da gelip bir Gryffindor onları kurtarıyordu? Bunu önemsemeyerek tekrar bir büyü yolladı ama bu sefer isabet almamış rastgele sallamıştı ve o büyüyü göndermesiyle de Profesör dersi sonlandırmıştı. Ne oyundu ama! Herkes toparlanmaya çalışırken o sadece çantasını almıştı. Pelerinin kayıklığını ya da saçlarının süpürge çalısı gibi oluşuyla ilgilenmiyordu. Dağıtılan parşömen rulosunu çantasına atarak derslikten çıkmaya hazırlandı. Profesörün çıkabileceklerini söylemesiyle bir rüzgâr gibi derslikten çıktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Veronica Rouvas
Ravenclaw VI. Sınıf
Ravenclaw VI. Sınıf
Veronica Rouvas


Mesaj Sayısı : 924
Kayıt tarihi : 16/10/11
Lakap : Vicky.

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptyPerş. Ara. 22, 2011 7:40 pm


    İhtiyatla çevirdi gözlerini ders programına sırada ki dersi bulmayı amaçlayarak. Zorunlu bir derse daha gireceğinin bilinciyle yavaşlattı adımlarını. Zamanın takip edilemez hızına yenilerek beşinci derse giriyor olmasının farkındalığıyla fal taşı gibi açılan gözleri şimdi etrafı süzmekle meşguldü. Her zaman ki gibi uykudan alacaklı bir gecen ayrılıyor olmasıyla birlikte özgürlüğe kavuşup bir an önce kapanmak isteyen yorgun göz kapaklarına hakim olmakta epey zorlanıyor, onları aralamaya çalışırken önüne çıkan cadı ve büyücülere çarpması kaçınılmaz bir hâl alıyordu. Bedeninin kabaca bir süratle buluştuğu son bedenin sahibinin yüzünü hatırlamakta güçlük çekecek hâle geldiğinde kendini merdivenlere yönelmiş durumda buldu. Oldukça istemsiz şekilde attığı yavaş adımlarının aslında almak istedikleri yönün bu olmadığını ona esneme eylemi değil kendi arzuları anlatıyordu. Kendisinden çok arkada olan öğrencilerin şimdi kendisinden neredeyse adımlarca ötede olduğunu fark etmesi saniyelere sığarken sonunda dersliğe girebildiğinde esmer profesörün görüş alanına girmesi cadıya derin oh çektirmişti; öğrencilerin ders öncesi -her ne kadar bilinçsiz olarak olsa da- hep birlikte oluşturdukları gürültüden nefret ederdi lâkin profesör içeri girdiğinde bu gürültü yerini sessizliğe bırakırdı. Şimdi ise herhangi bir saltanatın söz konusu olmamasıyla derslik sessizliğe yatmış hâldeydi. İçten olmasını umduğu fakat umduğunu bulamadığı tebessümü yüzünde ki hakimiyetini terk etmemişti sırasına yerleştiğinde. Pencerelerin uzun camlarını yalayan sis cadının bakışlarını esir aldığında her profesörün yaptığı gibi alışılagelmiş bir konuşma yapıyordu Ruthvell. Dikkatini tekrar dersliğe verdiğinde rulo haline getirilmiş parşömen kağıtlarıyla karşılaşmıştı. Profesör Ruthvell öğrencilerin eşleşmelerini dile döktüğünde gözüne çarpan kızıl saçlı bir cadının hafızasınca tanınması işini kolaylaştırarak kendisini bir partner arayışından kurtarmıştı. Birleşen sıraların sonucu oluşan geniş alandan uzaklaşarak sıralarına geçtiler. Veronica içten olan tebessümlerinden birini de Alya'ya tattırdığında karşılığını kısa zaman içerisinde aynı şekilde alınca kendi kendine mırıldandı. Genç Gryffindor bakışlarını Veronica'dan ayırıp profesörün ders hakkında anlattıklarına kulak kesilince Veronica'da aynı eylemi tekrarlamaya koyuldu. Öyle gürültülü bir sessizlik hakimdi ki dersliğe, Veronica bir an gerçekten düşlere dalıp bir daha aralarından sıyrılamamaktan endişelenmişti. Profesörün konuşması sona erdiğinde nihayet dudaklarını aralamıştı Veronica, asası bir Slytherin'i hedef aldığı sırada''Rictusempra'' büyü etkisini hızla gösterirken sınıfta çınlayan kahkahasına engel olamadı cadı.

    Alya ile göz göze geldiği sırada kendisine yapılan büyünün afallaştırdığı bedeni şimdi ise oldukça farklı hâller içerisindeydi. Sonuç alamayacak olsa dahi kurtulmaya çalışırken gözlerini devirmekle yetinebildi sadece. Bel ki kısa olan ama cadıya oldukça uzun gelen süre zarfından sonra tanımadığı bir Hufflepuff tarafından kurtarılmışlardı. Asası tekrar harekete geçtiğinde önce ki büyüsünün aksine bu sefer kendisini savunmaya geçirecek kelimeler döküldü dilinden ''Finite Incantatem'' Bilincini toparlayıp büyüyü tekrarladığında asasının azizliğine uğrayan iki Slytherin'e bıyık altından gülümsemesiyle baktığında eğlenceli olduğunu kabullenmesi gereken ders sona ermişti. Biraz olsun dağılmış olan saçlarının arasına daldırdığı eli yanağını kaşıyarak aşağı indiğinde profesöre iyi günler dileyerek derslikten ayrılmadan önce Alya'ya döndü "Sonra görüşürüz Alya, iyiydin." minikçe fırlattığı tebessümünü koruyarak derslikten ayrıldı "İyi günler Profesör Ruthvell."


En son Veronica Rouvas tarafından Salı Mart 27, 2012 10:30 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Harley McMannon
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.



Mesaj Sayısı : 1658
Kayıt tarihi : 25/10/10

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptyPerş. Şub. 09, 2012 4:19 pm

    Turuncunun tonları tüm ihtişamıyla Hogwats’ın geniş arazini kaplamıştı. Sonbaharın beraberinde getirdiği meltemin hafif melodisi, dallarda ki yaprakları vals edercesine tek tek yerlerinden kaldırıyordu. Çiseleyen yağmur etrafı yavaşça hakimiyeti almış sise eşlik ediyordu. Aftitabın bulutlar arasından güçlükle çevreyi kuşatan ışıkları, cılız bir huzme olarak eski şatonun geniş arazisine yansıyordu. Her ne kadar günün en yoğun saatleri dahi olsa bahçede pek fazla kişinin olduğunu söyleyemezdi, sadece kendisi gibi içeri giren yahut girmeyi düşünen birkaç öğrenci ve onların konuşmalarına eşlik eden meltemin hafif ıslığı duyulabiliyordu. Oturduğu yerden kalkarak kitabının arasına koyduğu küçük parşömen parçasını açıp ders programına göz attı. Zorunlu derslerden biriyle karşılaşacağını anlayınca dudaklarını istemesizce büzmüştü. Her ne kadar sisle birlikte hükmünü sürdüren yağmurun altında durmak pek mümkün gözükmese bile, genç cadı adımlarını hızlandırmamakta kararlıydı. Zamanın sanki onun için hiçbir önemi yokmuşçasına, elinde tuttuğu kitaptan satırlara attığı her adım da bir kez daha bakıyordu. Azur mavisi gözleri çoğu zamanlar çevreyi kuşatan sis perdesinin kapattığı alanı görmeye çalışıyordu. İhtişamlı şatonun kapılarını araladığından beri neredeyse beşinci kata doğru ağır adımlarla ilerlemeye başlamıştı. Tabloların dedikodu arayışında ki fısıltıları ona bir an dışarı da esen meltemin hafifi uğultusunu hatırlattı. Çoğu zaman katlanamadığı bu fısıltıya nadiren duymamazlıktan geliyordu cadı. Başka insanların ne yaptığı yahut, insanların muhabbet dedikleri aslı boş lafız olan durumlar konular onu ilgilendirmezdi. Kimi zamanlar bu konulardan bahsedildiğinde anında aklına ilk gelen bahaneyi uydurarak ortamdan uzaklaştığı olurdu. Bir açıdan da okulda ki son iki yılı kaldığına bu açıdan seviniyordu. Kendisini rahatsız eden konulardan oldukça uzak bir yaşamı olacaktı, belki de çok sevdiği kitapları arasında ki mürekkep ütopya da uzun zamanlar boyunca baş başa kalabilecekti. Berhûd konulardan uzakta yalnız sevdiği birkaç kişiyle geçireceği zamana, neredeyse birkaç yıl kalmıştı. Hayalini kurduğu tatlı alemde, yüzünde kalan tebessüm bir an duyduğu uğultudan ötürü bozulmuştu. Hollerde yankılanan konuşmalar ve küçük sınıfların koşuşturmacaları kendisini yıllar önceye döndürmüş olsa bile zihninde canlan küçük mazi düşleri sona ermişti. İçeri girdiğinde burnuna gelen çiçek kokuları baharın müjdecisini anımsatıyordu, odanın dört bir tarafı büyük şamdanlarla aydınlatılıyordu. Her ne kadar devasa camdan gözüken sis oda içerisinde hafif loş bir ortam oluşturmuş olsa dahi, görünümde dersliğin klasik düzeninden taviz verilmemişti. Bu durum bir açıdan cadı gözünde rutin bir gün geçecek gibi gelse bile, yüzünde bu düzene karşı olduğunu gösteren en küçük bir ifade yer almamaktaydı. Yine içten içe dersin rutin bir şekilde geçmemesini umuyordu, lakin bu düşüncesi profesör Ruthvell’in klasik açılış konuşmasıyla yıkılmıştı. Fakat profesörün dağıttığı rulo biçiminde katlanmış parşömen parçalarından sonra eşleştirme olacağını söylediği an dersin gidişhatının değişeceği kanısına varmıştı. O an itibariyle azur mavisi gözleri çevresini süzerek tanıdık sima arayışına geçmişti. Sap gibi ortada kalmayı hiçbir zaman benimsememişti. Zümrüt yeşili gözlerini kapatan uzun siyah saçlarıyla bir hippiyi anımsatan kızı anında tanımıştı. Pek sevdiği söylenemezdi aslında, yıldızları hiçbir zaman barışık olmamıştı. Dönem başından beri yaptıkları tartışmalardan ötürü umursamamıştı heyhat Nadya’nın kendisine doğru geldiğini görünce yüzünde oluşan şaşkınlık, cadının bu davranışını beklemediğini açıkça göstergesiydi. “Sanırım birlikte olacağız” Yüzünde beliren sahte tebessümle Nadya’nın fikrini onaylayarak elinde tuttuğu asayı Slytherin’li çocuğa doğrultarak haykırdı. “Rictusempra!” Çocuk ansızın yere kapaklanırken cadının ahkem renkli dudaklarında beliren gülümse de bir olmuştu, heyhat bu durum fazla uzun sürmemişti. Başka bir yılandan aldığı darbe üzerine bu sefer kendisi yere düşmüştü. Göz ucuyla sinirli bir ifadeyle Nadya’ya bakarken cadı hiçbir şey yapmadığı belirten bir bakışla karşılık vermişti. Zaten sorun da bu değil miydi, cadının bir grup gibi davranamaması. Elinde aldığı asası kavradığı gibi gözü az evvel ki Slytherin’li gruptaydı, ama kulağına gelen haykırmayla seri bir biçimde arkasını döndü. “Finite Incantatem!” Belki de Nadya hakkında çok çabuk karar vermişti. Cadının savunmasıyla bir kez daha gafil avlanmaktan kurtulmuştu. Profesörün dersi sonlandırmasıyla, sıranın üzerine bıraktığı eşyalarını toparlayarak alarak göz ucuyla kendisini savunan cadıya baktı. Birlikte iyi bir takım oldukları kesindi, ama ne yazık ki bu Nadya hakkında ki görüşünü hiçbir zaman değiştiremezdi. Kindar bir insan olmasa dahi, bazı durumların değişemeyeceği konusunda emindi. Her ne kadar derslikte klişe bir düzenle karşılaşmış olmuşsa bile, eğlenceli bir dersin verdiği haz içini küçük bir çocuk edasıyla mutlu etmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tatja Fahrõna
SFL
SFL
Tatja Fahrõna


Mesaj Sayısı : 224
Kayıt tarihi : 01/12/10
Lakap : I-Lem

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptyÇarş. Şub. 15, 2012 1:43 pm

Büyülü şatoda geçirdiği her yıl birbiri ardına eklenerek işkenceye dönüşüyordu cadının bedeni için. Birinci sınıftaki sabırsız ders bekleyişleri geçen dört yılda azalmıştı ve her sabah uyanmaya çalışmak cadının dengesini bozan bir eylem haline gelmişti. Binasının amblemi olan kuzgun gibi olmak isterdi fakat tek olabildiği kuş baykuştu. Her gece yorgun bedenini yatağa koyma süresi sabaha yaklaşırken zihni düşler alemine daldığında kabusların içinde uyanıyordu. Tuğla büyüklüğünde kırmızı gözlere sahip yaratıklar tarafından kovalanıyor ve ikizinin ölü bedenini o yaratıkların ayaklarının dibinde gördükçe çığlıklarla uyanıyordu Ravenclaw yatakhanesinde. Bu çığlıkları binasındaki kızların hiçbiri duyamıyordu gerçi. İkizi bile duyamıyordu çünkü Tatja'nın zihni gerçek dünyaya döndüğünde hepsi kahvaltılarını yapıp ilk derslerine girmiş oluyorlardı. O korkunç atmosferin zehirli havası hala burnundayken ve bu gerçekliği zihninde tartarken zar zor kalktı cadı yatağından. Eli Sadakatsiz Bilge'yi kavrarken bedenine yayılan güven duygusu karabasanların üzerine sağlam bir lumos atmışçasına rahatlamıştı. Çıplak ayakları soğuk zemine değdiğinde üşüdü fakat sağlam bir üşüme yaşamazsa ayılamayacağını ve gününün yarısını sessiz yatak mezarlığında geçireceğini biliyordu. Muslukların olduğu odaya gitmeyi başardı ve bir musluğu açtı. Gümüş renkli musluktan şelale misali akan suyun altına kafasını soktu. Yüzü ve kızıl saçları sırılsıklam olduğunda başını çekti ve kafasını dairesel hareketlerle sallayarak pijamalarından kurtulmak üzere yatağının yanına döndü. Üzerindeki kıyafetleri çıkardı. Koyu füme renkli pantolonunu giydikten sonra beyaz gömleğini geçirdi üzerine ve binasının amblemini bulunduran kravatını takarak içindeki eşyalar hiç değişmeyen çantasını taktı sırtına. Sadakatsiz Bilge'yi bilekliğindeki özel yerine takarak çoraplarını bulup giydi ve siyah ayakkabılarını da zorlanarak bağladıktan sonra terketti kibirli ortamı. Girmesi gerektiği dersin tılsım dersi olduğunu ezberlemeyi başarmıştı.

Koridora inmeyi başardığında kızıl saçlarından damlayan sular arkasından silik bir yol oluşturmuştu ve gömleği de yer yer ıslanmıştı. Cadıyı tanımayan biri kendisini zatürre yapmaya çalıştığını sanabilirdi fakat cadının huyu böyleydi. Serpent ile tanıştığı yetimhane zamanlarından beri sabahları ıslak saçla güne başlar ve geceye doğru acısını müthiş bir baş ağrısıyla çekerdi. Cadının sevdiği dönemi yaşıyordu Hogwarts. Sisli ve yer yer yağmurlu havalar cadıyı temsil ediyordu. Neşeli göründüğü zamanlar bütün insanlara yalan söylüyordu ve bu durumdan çekinmiyordu. Dudaklarını birbirine bastırarak birinci sınıfların şamatasından mümkün olduğunca kaçınarak dersliğe vardı. Kapıdan içeri girdiğinde Ravenclaw'a mensup üç kişi dikkatini çekmişti ama beş yıldır hiçbiriyle konuşmadığından selam verme ihtiyacında hissetmedi kendisini. Arka sıralardan birisine geçerek profesörün yüzüne yöneltti bakışlarını. Sınıf düzeni oldukça simetrikti ve profesörün titiz davranmasını seviyordu cadı. Kendisine verilen ağır parşomen rulosunu gördüğünde yüzünde istemsiz bir mutsuzluk belirmişti fakat bir yıl daha sınıf tekrarı yapmak zorunda kalırsa okuldan ayrılmayı düşünüyordu. Bu büyülü ortamı terketmek zor bir seçimdi fakat eğer binasına layık biri olamazsa daha fazla yüz karası olmaya dayanamazdı. Profesörün cümlelerini duyduğunda kiminle eşleşeceğini bilememişti. Sınıftaki insanların hiçbiriyle konuşmamıştı ki doğru dürüst. Seçim yapmaktan nefret eden cadıyı şaşırtan bir şey olmuştu. 'Binandan eksilteceğim puandan dolayı sevinirim Tatja.' sözünü duyduğunda bakışları sesin geldiği bedene çevrildi. Kıvırcık siyah saçlara sahip bir Slytherin öğrencisiydi konuşan ve profesörlerin bilgisi dahilinde üç kez birbirlerini yaralamak suretiyle düello yapmışlardı. Yarım bir gülümseme gönderdi çocuğa. 'Seni görmek çok güzel Orphii.' dedikten sonra Sadakatsiz Bilge'yi düzeneğinden çıkararak eline aldı. O büyücüye karşı kesinlikle yenilmeyecekti. Büyücü de asasını eline aldığında geç kalmaması gerektiğini biliyordu.
'Rictusempra!
'Rictusempra'

İkisi de büyülerini aynı anda yapmışlardı ve havada mükemmel bir uyumla çakışan büyüler sekerek ikisinin de büyünün etkisine girmesine neden olmuştu. Lanet olası bir gıdıklanma hissinin yanında bedeni geriye savrulmuştu ve nefret ederek attığı belli olan kahkahalarının arasında kendisini düzeltmeye çalışıyordu cadı. Sadakatsiz Bilge'yi kendisine yönelterek 'Finite Incantatem!' demeyi başarmıştı zar zor. Karşısındaki Slytherin ise o kadar isterik bir biçimde gülüyordu ki büyüyü bitirecek nefese sahip değildi. Binasından puan kırmadığını umarak çalan zil ile çantasını sırasının üzerinden aldı ve kahkaha atmasına rağmen öldürecek gibi bakan büyücüye öpücük atarak kapıya yürüdü. Kırk dakikası eğlenceli geçmiş sayılabilirdi fakat yapay kahkahalar bu eğlenceyi baltalamıştı. Diğer derslerine yetişebilmek ve kayıt dışı bir bölgede büyücünün büyülerinden kaçınmak için hızlı hareket etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
V. Sınıflar I. Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Ders Arşivleri-
Buraya geçin: