5. & 6. Sınıflar 1. Ders

Konu: 5. & 6. Sınıflar 1. Ders Perş. Ocak 19, 2012 2:23 pm

Zaman: Hafta ortası, üçüncü ve dördüncü dersler
Mekân: Bitkibilim dersliği için ayrılmış sera
Hava Koşulları: Sert bir rüzgâr esiyor, dökülen karlar ise irice ve rahatsız etmeyecek cinsten.
Konu: Şeytan kapanı - Uygulama

Seraya girdiğinizde profesörü göremeyeceksiniz. Gözünüze ilk çarpan karşılıklı yerleştirilmiş masaların arasındaki boşlukta duran devasa saksı ve etrafından sarkan ölü dallar, yere dökülmüş sapsarı yapraklar olacak. Kurumuş dallardan bazıları oldukça uzun, masalarınızın üzerinden, altından geçecek ve seranın duvarlarına dek uzanacak. Saksının dibine doğru eşelenmiş gövdesi ise sulu ve iltihaplanmış bir yarayı andırıyor, buradan bahsetmeyi özellikle unutmayın; mide bulandırıcı olduğundan söz edebilirsiniz. Ara sıra saksının kıpırdadığından bahsedin, fakat bitki o kadar ölü ve eski duruyor ki bunun mümkün olmadığına kendinizi inandıracaksınız.

Kısacası; bitkiden iğrenin, korkun, ürkün ya da ne olduğunu araştırın.

Bu derste ihtiyaç duyacağınız tek şey asanız ve sabrınız olacağından masalarınızın üstü her zamanki bitkiler ve birkaç aletle dolu.

Ders online işlediğinden ötürü giriş rplerinizi bırakınız, ardından dersin işlenişine geçeceğiz. Profesörünüzün yeni olduğunu unutmayın, dersin konusunun ne olabileceği konusunda fikir yürütün.
Keyifli rol oyunları.^^

SFL Mesaj Sayısı : 1307 Kayıt tarihi : 09/10/10

Başında hissettiği ağrı o denli kuvvetliydi ki sarışın cadı içinden defalarca lanet savurmak zorunda kalmıştı. İnce parmakları şakaklarını ustalıkla ovalamaya devam ederken bunun bir işe yaramayacağı düşüncesiyle dolup taşan zihni, tüm ağırlığını koruyordu. Biraz temiz havanın iyi gelebileceğini temenni eden tarafının emrine itaat ederek ayaklandığında günün bir diğer dersine gitmek geldi aklına. En azından temiz havayı kana kana içine çekebileceği bir dersti bitkibilim. Üstelik yeni profesörü merak etmiyor değildi Hyxest kızı. Bu derse olan ilgisini içinden söküp alacak biri olmaması için içinden sessiz bir dilek gönderirken omuzlarını dikleştirdi. Altın sarısı buklelerinin görüş alanını bozmasını istemediğinden ötürü, incilerle donatılmış tacını kafasına yerleştirdi cadı. Geri kalan tutamlar, omuzlarından bir şelale misali süzüldüğünde yüzünde aydınlanan meleksi tebessümü, hissettiği tüm acıya inat bir nida ile parıldıyordu. Topuklu ayakkabılarının marur sesi kulaklarında yankılanırken Mya, ciğerlerine çekmeye başladığı havayla biraz daha iyi olacağını düşünmeye çalışıyordu. Lakin düşüncesini delip geçen sima kuşkusuz Eritheia'ya aitti zira son zamanlarda kendisini kaptırdığı şeylerden dolayı sarışın cadı büyük bir tereddütü barındırıyordu içinde. Birkaç ay önce yakalandığı hastalığın tekrar etmemesini canı gönülden dilerken, her şeye rağmen serinkanlı olmayı zihnine not etmesinin ardından seraya vardığını anlamış ve adımlarını durdurmuştu.

Deniz mavisi gözlerinin önüne serilen sahne fazlasıyla ürkütücü bir nitelikte olduğu gibi, burun derinliklerinin içine sızan kokuyla beraber birkaç adım gerilemişti Hyxest kızı. Devasa saksının üzerinde gezinen gözleri tiksinti dolu bir ifadeyle buluştuğunda lanet etti içinden. Kışın ferah havasını içine çekmeyi dilerken görmüş olduğu tiksindirici bitkinin etrafından sarkan dallar fazlasıyla uzun ve tehlikeliydi. Etrafına saçılan yapraklar işe biraz sempati katıyordu lakin yine de cadı, zerre heves gütmüyordu bu bitki için. Kitapları karıştırırken görmüş olduğunu anımsadığı bitki ile tıpatıp benzer olduğunu fark ettiğinde ise yüzünde kibir dolu bir tebessüm belirdi. Birkaç adım ilerleyip masasını geçmeye çalışırken saksının kıpırdaması dudaklarının aralanmasına neden olacakken iç çekti. Lanet olasıca varlık. Bir Hyxest kızına asla yakışmayacak nitelikte olan kelimeler zihninde yankılanırken yerine geçmeyi başarmış ve akabinde deniz mavisi gözlerinin derin bakışlarını karşısında duran bitkiye hediye etmişti. Gelecek profesörü merakla beklerken, bitkiyi hala kafasında tartmaya devam ediyordu.

Konu: Geri: 5. & 6. Sınıflar 1. Ders Paz Şub. 19, 2012 3:18 pm

Abbie'nin yoğun ısrarları olmasa o kadar yorgunlukla hafta ortasında derslere girmeyi aklımdan bile geçirmezdim. Hastane Kanadı'ndan bilmem kaçıncı çıkışımın ertesi gününde hafif mide bulantısı ve bolca yorgunluk yüzünden ayaklarımı yeşilli beyazlı çimlerde sürüyerek gelmiştim. Neyse ki soğuk rüzgâr arkamdan esiyordu da metrelerce uzaklığa gitmeyi bile kafasında büyüten bana bir nevi destek oluyordu. Doğru malzemeleri alıp almadığımdan emin değildim fakat asam her zamanki gibi cüppemin içindeydi. Yarı saydam sera duvarlarını aşıp içeri adım attığımdaysa duyduğum koku yüzünden midem bir kez daha kalktı. Bitkilerin çeşit çeşit kokuları olduğunu hatırladığımda sene başı bu dersi seçmekle ne kadar yanlış hareket ettiğimi fark etmiş oldum. Her an düşüp bayılmaya hazır, cılız bir tip olarak yeşilliklerin envai türde etkileri olacağını önceden düşünmediğim için pişmandım. Fakat sene başından tahmin edemezdim ki gittikçe daha da hastalanacağımı. Etrafımdaki ufak kalabalıkla yavaşça sürüklenirken sınıfın masalarının arasındaki boşluğa yerleştirilmiş heybetli saksı ve içindeki ilginç şey dikkatimi çekti. İri yarı bitkinin ölü dalları bir ahtapotun kolları gibi neredeyse sınıfın her yanına uzanıyordu. Saksının etrafı da bu bitkinin dökülen sararmış yapraklarıyla örtülmüştü. Daha da yaklaştığımda görebildiğim kadarıyla gövdesi iğrenç, sulu bir yarayı andırıyordu. Manzara karşısında yüzümün ekşimesine engel olamamıştım. Kalkan midemin benim açımdan rezil edici sonuçlar doğurmaması için sağ elimi ağzıma götürdüm ve koku almamaya gayret ettim. Bitkiden olabildiğince uzak bir köşe seçmeye çalışıp sandalyeye yığıldım ve yeni olduğunu duyduğum Bitkibilim profesörünü beklemeye koyuldum. Ben düşüp bayılmadan ya da sabah kahvaltımı çıkarmadan bitmeliydi bu ders.

Gezgin Mesaj Sayısı : 570 Kayıt tarihi : 01/07/10 Yaş : 29

Tüm o umutsuzluğun içinde Jaiden’ı sonunda görebilmenin ona iyi geleceğini düşünüyordu. Belki ısrarlarının bir nebze işe yaradığını düşünüp Jaiden’ı seranın yeşillikleri içinde bir kez daha görebilmeyi düşlüyordu. Birkaç gün öncesine kadar oldukça uzun bir süredir onu görememişti. Bunun nereye kadar gideceği hakkında en ufak bir fikri olmamasına rağmen katlanabilme konusunda kendisine sürekli teselli veriyordu. Yürüdükçe karla karışık otların ve geceden kalma buzların üzerine bastıkça çıkardığı kırılma sesleri eşliğinde seraya girmişti. Saçlarına düşen son kar tanelerinin de erimesiyle nemlenen ve biraz düzeni bozulan saçlarını ince parmaklarıyla aceleyle düzeltti. Kendiyle olan işlerini bitirince gözüne yerdeki ve her yere saçılmış olan kurumuş yapraklar takıldı. Tüm serayı kaplayan yapraklar sıraların bir koridor çizdiği yolun sonunda büyük bir saksıdaki bitkide son buluyordu. Yeni profesörün kafayı yemiş olduğunu düşünmeye başlamıştı. Profesör Artis’in bu yıl derslerine girmeyeceğini öğrenmek onu yeterince üzmüştü zaten ve tanımadığı bir Profesörün onun arkasında bıraktığı yeşillikler içindeki serayı heba etmesi oldukça moralini bozmuştu. Büyük saksının başındaki iki öğrenciye baktı, ikisi de büyük bir dikkatle bitkiyi süzüyordu. Yanlarına yaklaşırken bitkinin uzun dallarından birine basmıştı yanlışlıkla. Çıkardığı kırılma sesiyle irkilerek dala baktığında bir an için irkilmişti. Sanki birinin ölüsünü izliyor gibi hissediyordu. Buna rağmen dal sanki acıyla bir kez daha kıpırdamış gibiydi. Tekrar baktı fakat hiçbir yaşama belirtisi bulunmuyordu. Saksının inanılmaz derecede büyük olduğunu attığı her adımda daha iyi kavrıyordu. Sonunda iki öğrencinin yanına yaklaştığında onlardan birinin Jaiden olduğunu görebilmişti. Bir an için kalbinin yerinden çıkacakmış gibi çarpışına aldırmayarak derin bir nefes aldı ve içinde hissettiklerinin aksine oldukça sakin bir sesle: ''Jaiden'' dedi fakat genç büyücünün buz mavisi gözlerini ona çevirmesiyle kendini çok güçsüz hissetti, bir kelime dahi edemeyecek kadar. Gözlerini saksıya çevirdi, Jaiden konusunda yapacak bir şeyi olmadığını biliyordu ve bu durumda yapılacak en mantıklı şeyin dersle ilgilenmek olduğunu da biliyordu. Dev saksının içindeki iğrenç görüntü midesini bulandırmaya yetmişti. Göz bebekleri büyürken midesindeki hareketliliğe hâkim olmaya çalışıyordu. Özellikle Jaiden’ın yanında kötü bir olay yaşamak istemezdi. Saksının içinde bir yara misali, sarı, sulu bir bitki vardı. Gözlerinin görüntüye alışmasıyla bitkiye daha inceleyici gözlerle bakabiliyordu artık. Saksının dışına kadar taşan uzun dalları olan bir bitkiyi bu kadar hasta eden de neydi? Tabii ki düşündüğü en önemli şey bu bitkinin ne olduğuydu.

Konu: Geri: 5. & 6. Sınıflar 1. Ders Cuma Mart 02, 2012 10:08 am

“Bu şekilde bir yere gitmene izin vereceğimi mi sanıyorsun, Ilcia? Dur ve neler olduğunu anlat. Kime öfkelendin, babama mı?”

“Benim ikizim olduğun için beyninin varlığına inandırmıştım kendimi, Clauddy. Fakat görüyorum ki akıl ve mantık değil, bir parça sağ duyu bile yok. Beni yalnız bırak ve hatta, başımdan defolup git!”

“Artık seni tanıyamıyorum.”

“Lütfen... Lütfen sadece git.”

Yüzünün her bir kıvrımını ezbere bildiği kız kardeşi koşar adım uzaklaşırken kendisinden, dudaklarında yer edinen buruk tebessümü silmeye gayret etti Ilcia. Ele geçirilen bedeninin kontrolü dışında sarf ettiği her sözcük ve aldığı her nefes genç kızın omuzlamakta zorlanacağı bir yükü katbekat arttırıyorken direnmesi zordu. En çok Claudia için üzülüyordu, zira onun kalbini kırmak kendisininkinin paramparça olmasına sebebiyet veriyordu. Derin bir soluk alıp tüm bu felaketlerin geçeceğini bir kez daha tekrarladı, esen sert rüzgârla savrulan saçlarını ensesinde toparlayıp sera kapısından içeri süzüldü. Hyxest kızının altın sarısı saçları ilk gözüne çarpan şey olmuştu, akabinde sınıftaki diğer iki kişiye göz ucuyla baktı ve çehresine işlemiş öfkeli ifadeden sıyrılmaya gayret etti. Onlara en uzak masanın bir bölmesinde yerini alırken titreyen elleriyle asasını çıkarıp masaya çarptı. Artık birlikte yaşamayı öğrendiği baş ağrısını gidermek için şakaklarını ovalıyordu ki sınıfın merkezine yerleştirilmiş devasa saksıya çarptı gözleri. Dalları ve kurumuş kökleri dört bir yana savrulan bitki hayatında gördüğü en mide bulandırıcı şey olmalıydı hiç şüphesiz. Etrafa yaydığı kötü koku bir yana dursun, katmer katmer açılmış gözeneklerinden süzülen yapış yapış sıvı dahi Ilcia'nın gözlerini kaçırması için yeterdi. Ellerini masaya koyup yavaşça öne eğildi; bu okul onun hayatını mahvetmek için elinden geleni ardına koymuyor gibiydi.

Konu: Geri: 5. & 6. Sınıflar 1. Ders Ptsi Tem. 09, 2012 6:31 pm

Bitkibilim serasının kapısından içeri girmek üzere olan sarışını seçtiğinde adımlarını daha da hızlandırıp koşmaya başlayan Anastazie, Mya'yı yakalayamamış olsa bile içeri girdiği anda gördüğü manzara karşısında acele ettiği için bin pişman olmuştu. Seranın orta yerine konmuş devasa saksıdaki tiksindirici görünümlü bitkiye öylece bakarken cılız birkaç adım atmayı ihmal etmedi ve camekan duvarlara sürünerek ilerlemeye başladı. Kalın dallar eğreti otları ve kuru yosunlarla örtülmüştü, köklerinden dal uçlarına dek iltihaplı yaralar misali su sızdıran bitkinin yer yer kül rengi olmuş nemli kısımları ise mide bulandırıcı bir dumanla tütüyordu. İki yana açtığı kollarını hafifçe havaya kaldırıp aralık dudaklarını birbirine bastıran Anastazie, tiksintiyle buruşturduğu yüzüne odaklanmış Mya'yı gördüğünde bir hayli eğlendiğini fark ediverdi. Anında ifadesini değiştirip kaşlarını çatan genç cadı, korkak bir salyangoz gibi yapıştığı duvardan ayrılıp abartılı bir cesaretle şişirdiği göğsü ve geriye attığı başıyla sarışının yanına doğru yürümeye başladı. Ne yazık ki birkaç adım kala bitkiden yükselen duman kendisine ilişmiş ve cadının midesinin altını üstüne getirmişti. Kusacakmış gibi bulduğu ilk boşluğa doğru eğilen Çek kızı, yemek borusundaki yanmanın geçmesi için derin nefesler aldıktan sonra Mya'nın yanındaki bölmeye doğru hızla yürüdü ve bitkiye bakmamaya gayret ederek gözlerini kırpıştırdı.

“Jděte do pekla, Mya! Hiç komik değil.”

Cadıya sonra görüşeceklerine dair bir bakış atıp bölmesindeki malzemelere bakmaya koyulan genç cadı, Profesör Allison'ın gelmesini sabırsızlıkla bekliyordu. Bu ucube bitkinin ne işe yaradığını ancak o açıklayabilirdi.

Konu: Geri: 5. & 6. Sınıflar 1. Ders Ptsi Tem. 09, 2012 6:44 pm

Hafta başının sersemliğini henüz atlatabilmiş büyücünün iki günlük ufak bir tatili devasa bir miskinlikle beklemesine ramak kala, hafta ortasına konulmuş Bitkibilim dersine pek de hevesle gittiği söylenemezdi. Bundan ötürü olsa gerek isteksizce attığı adımlarının altında ezilen ufak kar tanelerini, soğuktan cansız kalmış kısa boylu çimenleri seyrederek okul arazisinde yavaşça ilerliyor ve serada kendisini bekleyen Profesör Allison'ın derslikteki cadılar tarafından hayranlıkla izlenecek sunumuna doğru yol alıyordu. Önüne çıkan irice bir çakıla tekmeyi vurup savuran genç adam, belli belirsiz bir şekilde homurdanıp yüzünü buruşturdu. O adamdan nefret etmesi için o kadar sebep vardı ki elinde... Bir keresinde Mia'nın bile ufacık bir selamıyla eriyip bitmesine şahit olmuştu ve bu, Christian gibi kıskanç bir büyücü için yenilir yutulur cinsten bir şey değildi. Daha mühim, birçok problemi olduğunu anımsayıp geldiği hâle gülerken iyiden iyiye artmaya başlayan karın altında kalmamak için seraya doğru koşmaya başladı. Birkaç dakika sonra derslikten içeri girdiğinde karşı karşıya kaldığı manzara onu öyle şaşırtmıştı ki, Anastazie ve Liena'nın kendisine kilitlenmiş gözlerini fark edene kadar olduğu yerde öylece durmuştu. Ortadaki mide bulandırıcı bitkinin Şeytan Kapanı olduğunu bildiğinden, dersin içeriğinden çok Profesör Allison'ın tarzı olmayan bir şekilde işleneceğine takılıp çattığı kaşlarıyla binadaşlarının yanındaki boş kalmış son bölmeye doğru ilerlemeye başladı. Sol kolunun altına sıkıştırdığı kitabı yüksek masaya fırlattıktan sonra kendisine gülümseyen Çek kızına doğru eğilip sordu.

"Kesinlikle Artis Allison'ın tarzına benzemiyor," dedi ince bir tereddütle. Okulda dönen dedikoduların erkeklere pek de taşınmadığını kanıtlayan o muazzam yanıtı duyduğunda ise yüzüne arsız bir gülücüğü kondurmuştu bile. Demek ki artık Bitkibilim dersleri, sarışın güzeli eski şifacılarıyla ağızlara layık bir şekilde geçecekti.

» II. Ders ( 5. Sınıflar )
» I. Ders ( 5. Sınıflar )
» V, VI, VII. Sınıflar I. Ders
» I. Ders ( 6. Sınıflar )
» I. Sınıflar I. Ders