Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 I. Ders ( 5. Sınıflar )

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Edna Jarvis
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Edna Jarvis


Mesaj Sayısı : 281
Kayıt tarihi : 18/11/10
Yaş : 34

I. Ders ( 5. Sınıflar ) Empty
MesajKonu: I. Ders ( 5. Sınıflar )   I. Ders ( 5. Sınıflar ) EmptyPtsi Mart 21, 2011 10:03 am

Dersin Konusu: Antik Muggle silahlarının kullanımı ve bakımı
Dersin Profesörü: E. Jarvis
Ders Zamanı/Hava Durumu: Dondurucu Soğuk
Dersin İşlendiği Yer: Savaş Arenası yanındaki büyük ahşap Savaş Sanatı derslikleri.
Dersin İşlenişi:


    Sınıfın camından Hogwarts bahçesini aşıp dersliğime doğru yürüyen öğrencileri görebiliyorum. Birazdan sınıfta olacakları için tekrar dönüp masanın üzerine koyduğum ve dün geceden parlattığım silahlara bakıyorum; bir ok-yay takımı, bir kılıç-kalkan takımı, bir mızrak ve son olarak bir sapan. Benim ilgimi çektiği kadar öğrencilerin de ilgisini çekecek mi emin değilim fakat sınıfa giren beşinci sınıfların ilk önce masamdakilerine baktığını ve benim sınıfta olduğumu daha sonra fark ettiklerini görüyorum. Bu şekilde sınıfın dolmasından sonra dersime, herkesin beni duyabileceğinden emin olduğum bir ses tonuyla giriş yapıyorum.

    “Masamda gördüklerinizin ne olduğunu içinizde bilenler elbette çıkacaktır çünkü dünyayı paylaştığımız Muggle’ların günümüzde pek kullanmadığını fakat çeşitli sihirler ve muskalarla donatıldığında bazen asalarınızla yaptığınız büyülerden çok daha kötü sonuçlar doğurabilen silahlara bakıyorsunuz. İlk gördüğünüz bir ok-yay takımı. Kullanması biraz beceri ister. Şöyle ki.. ”

    Ahşaptan oyulmuş yayın işlemeli gövdesini sıkıca kavrayıp masadan alıyorum ve seri bir şekilde masadaki ok düzinesinden çektiğim bir oku da yayla sabitleyip kollarımda geriyorum. Sınıfın en arkasında ve neredeyse duvarın tavanla birleştiği yere sabitlenmiş hedef tahtasını nişanlıyor ve okun yaydan kurtulmasına izin veriyorum. Tahtayı vurması o kadar hızlı gerçekleşiyor ki muggle doğumlu olmayan öğrencilerin şaşkınlık uğultularını işitebiliyorum.

    “ Çalışma mekanizması ne kadar da basit değil mi? Okları genellikle zehir özüyle ya da yönlendirme büyüsüyle kaçınılmaz bir şekilde ölümcül hale getirebilirsiniz; fakat bu tür şeylere ihtiyaç duymamanız benim tercihim. Masadaki ikinci takım ise kılıç kalkan diye anılır ki bunu hepinizin bildiğinden eminim, çünkü Hogwarts’ta her köşebaşında gördüğünüz uyuyan şövalyeler bunlara sahiptir. Kılıç – kalkan tekniğini öğrenmek çok daha uzun senelere ve sabırlı bir çalışmaya mal olur; yakın dövüşü tercih edenler kullanır. Bu takımınsa sadece nasıl tutulacağını göstermek istiyorum size.“

    Ok-yay takımını özenle masama bırakıp kılıcı sağ elimle kavrayıp dik bir şekilde kaldırıyorum. Omurgamla aynı hizaya getiriyorum ve sol elimle kavradığım kalkanın ise vücudumun sol tarafını, yani kalbimin bulunduğu tarafı kapadığına emin olyorum.

    “ Gördüğünüz gibi temel duruşu o kadar da zor değil; zaten ustalık isteyen kısmı, bu duruşu dövüş halindeyken koruyabilmek ki bu sizin hayatta kalmanızı sağlar. Diğer gördüğünüz silah ise bir mızrak ve genellikle yaptığınız tropik gezilerde yanınızda taşımanız tavsiye edebilirim; çünkü size saldıran ve niyeti öldürmek olan tehlikeli fantastik canavarlara karşı iyi bir savunma – kaçmaya zaman tanıma silahıdır. Son olarak da şirin bir sapan görüyorsunuz masada. Sapanı buraya koymamdaki amaç, size, aynı sistemle çalışan mancınıklarını tanıtmak..“

    Sözlerimi tamamlayamadan dersin bitiş zilinin çaldığını işitiyorum. Öğrencilerin bir sonraki derse yetişmek için bu dondurucu ayazda okulun bahçesini aşmalarını gerektiği gerçeği yüzünden dersi orada kesip son kez söz alıyorum.

    “ Ödeviniz yetiştiremediğimiz mancınık sistemlerini yarım parşömen boyutunda (5’er satırlık iki paragraf) yazıp bana baykuş postasıyla ( Rpout: PM yoluyla) ulaştırmak. Gününüzün geri kalanının iyi geçmesi dileğiyle. “

    Sınıftan çıkıp kendi odama yöneliyorum fakat hızlıca arenaya gitmem gerektiğini ve orayı uygulama derslerden biri için hazırlamam gerektiğini hatırlıyorum. Günün geri kalanının benim için yorucu olacağı düşüncesi biraz canımın sıkılmasına neden oluyor.



Verilen Ödev: Mancınığını ve çalışma mekanizmasını iki paragraf halinde PM ile gönderilmesi.
Dersin Akışı: Derste olumsuz bir şey olmadı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hernando Cortez
Ses Sanatçısı
Ses Sanatçısı



Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 29/01/11

I. Ders ( 5. Sınıflar ) Empty
MesajKonu: Geri: I. Ders ( 5. Sınıflar )   I. Ders ( 5. Sınıflar ) EmptyÇarş. Mart 23, 2011 5:55 am

Akira'nın savaş sanatı dersine olan merakının ana sebebi Japon tarihinin ünlü samuraylarının kanı mıydı yoksa manevi babasının bu konuya ilgisi yüzünden dinlediği onca şey miydi bilemiyordu. Ancak soğuk Hogwarts bahçesini aşıp Savaş Sanatı dersine geldiğinde ender olarak yaptığı şeylerden birini yapıp ön sıralarda kendine yer ayırmıştı. Profesör Jarvis'in masaya yerleştirdiği şeyleri inceledi. Bunların ne olduğuna kimi öğrenciler şaşkınlıkla bakarken Akira adlarını tanımakta gecikmedi. İlk gözüne çarpan roma lejyonlarına özgü Hogwarts'ta da onu zamanında korumuş şimdi de pineklemekle meşgul olan pek çok şövalyede bulunan klasik uzun kılıçtı. Ortasındaki oluğun üzerinde bir zamanlar süslü işlemeler vardıysa da artık büyük ölçüde silinmişti. Kenarlarında çentikler olduğuna göre çok savaş görmüş bir antikaydı. Kılıcın hemen yanına yerleştirilmiş kalkan da aynı şekilde bir parça eskimiş işlemelere sahipti. Onlardan sonra gözüne takılan ilk olarak karanlık ormanda karşılaştığı sinirli ve kibirli Atadamlarca kullanılan bir silahtı. Ok ve yay... Yayın kavisine ve gerginliğine bakılırsa bir atadam silahından ziyade daha kısa mesafelerde vuruş için yapılmıştı. Geri kalan mızrak ve sapana sadece göz gezdirirken profesör derse başlamıştı. "Masamda gördüklerinizin ne olduğunu içinizde bilenler elbette çıkacaktır çünkü dünyayı paylaştığımız Muggle’ların günümüzde pek kullanmadığını fakat çeşitli sihirler ve muskalarla donatıldığında bazen asalarınızla yaptığınız büyülerden çok daha kötü sonuçlar doğurabilen silahlara bakıyorsunuz. İlk gördüğünüz bir ok-yay takımı. Kullanması biraz beceri ister. Şöyle ki.." Profesörün söylediği büyülü silahların en bilindik örneği kuşkusuz Godric Gryffindor'un kılıcıydı. Büyünün henüz bu kadar gelişmediği ve sınırlı kullanımının gerektiği dönemde muhtemelen kılıcı iyi bir yardımcı oluyor olmalıydı. Ayrıca onun sihirlerini kullanmadan muggle savaşlarına katıldığı bile söylenirdi. Fakat şimdi bu tip kutsal artifaktlar dışında bu silahlara büyücüler de muggleların yaptığını yapmışlardı. Onları unutmuşlardı. Profesör ok ve yayı alıp öğrencilere silahın kullanılışını gösterirken o silahları hala unutmayan atadamları hatırladı. Pek çok büyücü ve cadının onların şimşek gibi hızlı oklarından korkması, bu yüzden bölgelerine girmekten kaçınmasının sebebini bir kez daha anladı. Büyücü daha ağzını bile açmadan bir at adamın oku ile öldürülebilirdi. Profesör anlatmayı sürdürürken onu ilgiyle dinledi.

"Çalışma mekanizması ne kadar da basit değil mi? Okları genellikle zehir özüyle ya da yönlendirme büyüsüyle kaçınılmaz bir şekilde ölümcül hale getirebilirsiniz; fakat bu tür şeylere ihtiyaç duymamanız benim tercihim. Masadaki ikinci takım ise kılıç kalkan diye anılır ki bunu hepinizin bildiğinden eminim, çünkü Hogwarts’ta her köşebaşında gördüğünüz uyuyan şövalyeler bunlara sahiptir. Kılıç – kalkan tekniğini öğrenmek çok daha uzun senelere ve sabırlı bir çalışmaya mal olur; yakın dövüşü tercih edenler kullanır. Bu takımınsa sadece nasıl tutulacağını göstermek istiyorum size" Profesör uzun kılıcı ve kalkanı alıp basit bir duruş şekli göstermişti. Bu duruş aslında ülkelerin savaş stratejilerine göre değişkenlik gösteriyordu. Rakibin direk boğazını hedefleyen tepeden aşağı yönelen bir duruşu bir filmden hatırlıyordu. Dahası samurayların uzun katanalarını tutuşu ya da ince şimdinin eskirim kılıçlarına benzer kılıçların tutuş ve kullanışları birbirinden çok farklıydı. Profesörün gösterdiği ise en basit duruştu. Kılıç ile gelecek saldırıları savuşturup saldırı yapabilecek ortam hazırlarken kalkan yaratılan boşluğu doldurmayı sağlıyordu.

Zor olan kısmı profesörün de söylediği gibi bunun devamı yani savaş sırasında güçlü bir şekilde onları tutabilmekti. Silahların ağırlığı, kalkana inen darbelerin şiddeti kullanıcısı güçlü biri değilse fayda yerine zarar getirebilirdi. Ayrıca savaşta hem kılıcı hem de kalkanı nasıl tuttuğunu düşünmek gerekiyordu ki bu da beynin iki yarısını da kullanmayı gerektiren konsantrasyon problemliler için imkansız bir işti. Dahası bu keskin silahı kullanmayı öğrenenlerin yanlışlıkla kendilerini biçmeleri de an meselesiydi. Profesör mızrak ve sapandan kısaca bahsedip mancınığa geçiyordu ki aniden zil çaldı. "Ne çabuk." diye mırıldanan Akira profesörün verdiği mancınıklar hakkındaki araştırma ödevini alarak dersten ayrıldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudius D. Dieudonné
SFL
SFL
Claudius D. Dieudonné


Mesaj Sayısı : 4314
Kayıt tarihi : 30/12/10
Yaş : 31
Lakap : Darcy.

I. Ders ( 5. Sınıflar ) Empty
MesajKonu: Geri: I. Ders ( 5. Sınıflar )   I. Ders ( 5. Sınıflar ) EmptyPerş. Mayıs 12, 2011 8:09 pm

"Gel içeri Claudius," Cadı halasının sesini yorgun bir vaziyette daha önce duymamıştı. Tamam, bazen görev icabı bir şeyler yaptığı zaman yoruluyordu ama bu tamamen katlanılmazdı. Halasının yorgun gözlerine bakarken kapıyı işaret ederek "Şey, Saqued istersen sonra gelebilirim," dedi. Halası buz mavisi gözlerini cadıya çevirip "Öncelikle; 'Sorcha' 'Hala' ya da 'Profeör Dieudonné' diye hitap ederawn sevinirim. Ayrıca sorun değil ben bir şey yapmayacağım. Biraz hastayım ama bu sana on dakika bir şey anlatamayacağım anlamına gelmez. İncendio ile aran bozukmuş onu çalışacağız. Asanı çıkar Claudius, odam fazlasıyla karanlık benim için meşaleleri yakmaya başlarsan iyi olur halacım," dedi. Sonra rahatsız bir tavırla koltuğuna yaslanıp saatine baktı. Katı bir Profesör gibi "Hemen başlarsan iyi edersin yoksa Savaş Sanatı dersini kaçıracaksın ve ben Edna'ya gidip böyl böyle demeyecek kadar hastayım. Hadi bakalım asayı göreyim, şimdi." dedi. Cadı bıkkın bir ifadeyle asasını köşedeki meşaletye doğrulttu. "Şey,Saq-pardon Sorcha, biraz odaklanma çalışsak?" diye sordu. Halası gıcık bir gülümseme atıp omuz silkti cadı küfretmemek için kendisine hakim olurken "İncendio," diye çınladı ama beklenildiği gibi gitmiyordu işte. Saqued bir çeşit işkence uyguluyordu Çinlilerin bilmediği türden bir işkence...

Yaklaşık On Dakika Sonra
"Işık istiyorsan 'Lumos' yapsam da asamı yanına bıraksam?" Halası cadının bezmiş söylenişlerini büyük bir sabırla dinlenmişti ve 'saçma' diye nitelendirilebilecek önerisine ise sadece gülümsemişti. Saatine bakarak bunu dillendirip "Saçma," diye konuşmaya başlamış ardından da "Yeterli değil ama bugünlük gidebilirsin," demişti. Hınzır bir gülümsemeyle "Savaş Sanatı dersinin başlamasına iki dakikan var," dediğinde ise cadı kapıdan fırtına gibi çıkmıştı. Halasının neşeli kahkahasını duyunca 'Neşelendirebildiysem ne mutlu bana ekselansları.' diye düşünüp sonra da küfretmişti. Savaş Sanatı Dersliği'ne girdiğinde nefes nefeseydi. Zorunlu derslerden birinde kalmak istediği son şeydi. Sıkılgan bir tavırla yerine geçerken bu dersten uygulama olmadığını fark etmişti. Hoş, uygulamaya başvurmuş olmasına rağmen henüz bir görev olmadığı için üstelememişti de. Edna, Hogwarts'taki Profesörlerin yaşlansa da güzel kaldığının en bariz örneğiydi. Halasının bu Profesör hakkında henüz yorum yapmamış olması onun bir kapalı kutu olduğu anlamına geliyordu ya da ona düşman olduğuna...

Profesör masasının üzerindeki şeylere baktı. Ah, bunları Kral sayesinde görmüştü. İhtiyaç Odasında bunlara benzer şeyler vardı. Hoş, Muggle'lardan ne kadar tiksinse de onların eski zamanda kullandığı aletleri çok severdi. Profesör konuşmasına başladığı sırada cadı ellerini biribirine sürüp ısıtmaya çalışıp onu dinlemeye başladı. “Masamda gördüklerinizin ne olduğunu içinizde bilenler elbette çıkacaktır çünkü dünyayı paylaştığımız Muggle’ların günümüzde pek kullanmadığını fakat çeşitli sihirler ve muskalarla donatıldığında bazen asalarınızla yaptığınız büyülerden çok daha kötü sonuçlar doğurabilen silahlara bakıyorsunuz. İlk gördüğünüz bir ok-yay takımı. Kullanması biraz beceri ister. Şöyle ki.. ” Cadı gözlerini kısıp profesörün yaptıklarına baktı yayı tutuş şeklinden olsun oku yaya yerleştiriş ve fırlatışına sanki hayati bir meseleymiş gibi baktı. Hevesli bir öğrenci olduğu için bu dersi aldığına sevinmişti. Ancak onları ne zaman kullanacağını merak etmeye başlamıştı. Ok yaydan kurtulup hedefe saplanırken çıkardığı ses Kral'ın üzerine abanmış kuklalara mızrak fırlatırken çıkardığı sese benzerdi. Ancak henüz Kral'ın yaptığı kadar ilginç şeyler görmemişti. “ Çalışma mekanizması ne kadar da basit değil mi? Okları genellikle zehir özüyle ya da yönlendirme büyüsüyle kaçınılmaz bir şekilde ölümcül hale getirebilirsiniz; fakat bu tür şeylere ihtiyaç duymamanız benim tercihim. Masadaki ikinci takım ise kılıç kalkan diye anılır ki bunu hepinizin bildiğinden eminim, çünkü Hogwarts’ta her köşebaşında gördüğünüz uyuyan şövalyeler bunlara sahiptir. Kılıç – kalkan tekniğini öğrenmek çok daha uzun senelere ve sabırlı bir çalışmaya mal olur; yakın dövüşü tercih edenler kullanır. Bu takımınsa sadece nasıl tutulacağını göstermek istiyorum size.“ Cadı Profesörün zehirler ile ilgili söylediğine takılmıştı ancak SFL içinden birisini bu şekilde öldüremezdi. Yine de öldürmek için fazla şatafatsız bir yol gibi görünmüştü eğer birisini öldürmek istiyorsa uzaktan değil gözlerinin içine bakarak yapmayı tercih ederdi. İkinci takım olan kılıç ve kalkana bakarken Jason'la olan küçük şövalyecilik oyununu anımsamıştı. Küstahlaşmasaydı fazla şey öğrenebilirdi ama o küstah olmayı yeğlemişti. Ayrıca eski filmler sağolsun Zorro ve Xena bir kaç teknik öğretmişti genç cadıya. Eh, bilmemek değil öğrenmemek ayıp derler ancak Jason bilmemenin ayıp olduğunu düşünmüştür. Gıcık koç, diye düşünürken tekrar dikkatini profesöre odakladı. Kılıcı tutma şeklini Koç'tan öğrendiği için kalkanı siper etmesine dikkat etti. “ Gördüğünüz gibi temel duruşu o kadar da zor değil; zaten ustalık isteyen kısmı, bu duruşu dövüş halindeyken koruyabilmek ki bu sizin hayatta kalmanızı sağlar. Diğer gördüğünüz silah ise bir mızrak ve genellikle yaptığınız tropik gezilerde yanınızda taşımanız tavsiye edebilirim; çünkü size saldıran ve niyeti öldürmek olan tehlikeli fantastik canavarlara karşı iyi bir savunma – kaçmaya zaman tanıma silahıdır. Son olarak da şirin bir sapan görüyorsunuz masada. Sapanı buraya koymamdaki amaç, size, aynı sistemle çalışan mancınıklarını tanıtmak..“ Mızraklara bakarken ise cadının yüzünde hoş bir tebessüm oluştu. Kral, diye düşündü ve sadece 'ağızlara layık' olduğu düşüncesini değil ne kadar güçlü olduğu aklına gelmişti. Platin renkli miğferi kafasına geçirirken kuklaları talan etmesini anımsamıştı. Yalan söylememek gerekirse etkilenmişti. Cadı; saçlardan, gözlerden ve güçten etkilenirdi. Kral iyiydi. Ancak Tanrısı mükemmeldi. Zil sesini duyduğunda irkilmişti.Henüz mancırık konusunda bir şey söylememiş profesöre bakarken profesör “ Ödeviniz yetiştiremediğimiz mancınık sistemlerini yarım parşömen boyutunda yazıp bana baykuş postasıyla ulaştırmak. Gününüzün geri kalanının iyi geçmesi dileğiyle. “ dedi. Cadı suratını ekşitti ve bir ödev daha diye düşünürken toplanmaya başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
I. Ders ( 5. Sınıflar )
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Ders Arşivleri-
Buraya geçin: