Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 V. Sınıflar I. Ders

Aşağa gitmek 
+3
Syrinx Aethra Rouvas
Melodie Riley
Chryseis Lea Ruthvell
7 posters
YazarMesaj
Chryseis Lea Ruthvell
Tılsım Profesörü & Hufflepuff Bina Sorumlusu & Admin
Tılsım Profesörü & Hufflepuff Bina Sorumlusu & Admin
Chryseis Lea Ruthvell


Mesaj Sayısı : 1559
Kayıt tarihi : 21/06/10
Yaş : 31

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptyCuma Kas. 26, 2010 9:23 pm

V. Sınıflar I. Ders Talsam10


Beşinci sınıfların ilk dersi online işlenecektir.
Konunuz; Incendio'dur.
Ders saatiniz; haftanın üçüncü günü, üçüncü ve dördüncü saatlerdir.
Ders, blok derstir.
Profesörün giriş role playinin akabinde yazmaya başlayabilirsiniz.
Keyifli Role Play'ler.^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chryseis Lea Ruthvell
Tılsım Profesörü & Hufflepuff Bina Sorumlusu & Admin
Tılsım Profesörü & Hufflepuff Bina Sorumlusu & Admin
Chryseis Lea Ruthvell


Mesaj Sayısı : 1559
Kayıt tarihi : 21/06/10
Yaş : 31

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptyCuma Kas. 26, 2010 10:51 pm

    Uzunca bir tatil sayılmazdı Lea için, ardında bıraktığı. Zira Hogwarts ile bir bütün olduğundan yadırganılası bir boşluk oluşuyordu hayatında sorumluluklardan ve öğrencelerinden uzak. İşin aslı onun da Hogwarts'dan uzaklaşmak istediği pek söylenemezdi. Wigtown Wanderers'ın canını acıttığı onlarca büyücü ve cadıdan biri olma şanına eriştiği için, ırkına has sokakların her bir köşe taşı farklı bir anılmaması gereken hatırayı canlandırıyordu gözünde. Aura bu durumu anlamadığını söylerdi her seferinde; kız kardeşini tanıdığından geçmişi üzerine bu kadar geçirmiş oluşu ona da ters geliyordu belli ki. Lea, ablası aklına gelince ister istemez gülümsedi. Sahi onunla baş başa konuşmayalı ne kadar olmuştu?
    Haftanın üçüncü günü, tüm sınıflar bir yana dursun onu en çok heyecanlandıran dersin ve öğrencilerin dersliğe teşrif edeceği gün. Onlarla ders işlemekten ne denli memnun olduğunu hissetirmek istercesine daha büyük bir özenle hazırlanmıştı bugünkü ders için. Havanın bir hayli soğuk olmasından ötürü, dersliğin tüm pencerelerini örtmüştü; kar fırtınasının camı dövüşü dikkatlerini dağıtmasın diye de önceden önlemini almıştı. Artemis'ten o yokken dersliğin tavanını üç metre kadar yükseltmesini ve tüm sıraları, duvarlara asılı parşömenler ile perdeleri sınıfın alt kısmındaki mahsene yollamasını rica etmişti. Genç cadının o dersliğe gelmeden her şeyi halletmiş olması ise harikulâde bir histi, zira az sonra başlayacak ders için öğrencilerin çalışma alanlarının bir hayli geniş olması son derece mühimdi. İlk ders için seçtiği konu ise tam anlamıyla öğrencilerinin ağızına layıktı: incendio. Dudaklarının uçları kıvrılırken bu soğuk güne muazzam bir tezatla eşlik eden ders konusunun oluşturduğu ironi, gülünesi hiçbir şey kalmadığını sandığı hayatına ufacık bir tebessüm katıştırmıştı. Hayır, yaşam enerjisini kaybetmiş bir cadı olmasa da seçtiği yol ve vazgeçtiği nice nitelik itibariyle şartların gerektirdiklerine uyum sağlıyordu. Yavaşça sandalyesinden kalktı, masanın uç kısmına doğru yürüyüp eline ders notlarının yazılı olduğu parşömenleri alıp masanın üzerine oturdu. Dersin başlamasına son beş dakika kala hâlâ bomboş olan derslik, kaşlarını alnında birbirine yaklaştırmasına sebep oldu. Crystalline'ı duymuş gibi kapının tokmağını çeviren öğrencinin akabinde birer birer cübbelerinde farklı armalar taşıyan öğrenciler sınıfa doldu. Hepsinin yüzünde bomboş ve Lea'dan beklenmeyecek şekilde süssüz, sade bir derslikle karşılaşmış olmanın kısmî şoku vardı. Her biri az sonra karşılaşacakları şeylerden bir haberdi. Crystalline gülümseyerek konuşaya başladı tüm sınıf toparlandığında. "Sezonun ilk dersi ve emin olun geçirdiğiniz rahat tatili özlemeyeceksiniz." Kendinden emin ve özgüven yüklüydü her zamanki gibi, beklendiği gibi. Öğrencilere eliyle sınıfın sol kısmına toplanmalarını işaret ederken Syrinx ve Eritheia ile göz göze gelip ikiliye gülümsedi. Hyxest, Rouvaslar, Allisonlar, Hell kızları, Leo, Winchester, Riley, Finnerty ve Qixinâ tamamdı; en azından dersin başında göz teması kurabildikleri bu kadardı. "Hepinizden sınıfın soluna doğru yanaşmanızı istiyorum, derse bir an önce geçsek iyi olur çünkü blok ders yapacağız ve yetiştirmemiz gereken bir konu var."
      ♦ Kısa bir giriş rpsi yazarak bahsettiğim kısma kadar gelin lütfen, ardından devam edeceğiz.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melodie Riley
SFL
SFL
Melodie Riley


Mesaj Sayısı : 2640
Kayıt tarihi : 25/06/10
Yaş : 29

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptyPaz Kas. 28, 2010 6:29 pm

    Koridoru geçerken normalin aksine rahattı. Bugünlerde ne olmadığını bilmediği bir şekilde kendisini hafiflemiş hissediyordu. Okulun başlamış olması, her zamanki ortamına tekrar kavuşması biraz da olsa günlük hayatın içine sokmuş ve meşgul etmişti onu. Ne olduysa artık, umurunda değildi. Tabii ki hala aklındaki problemler duruyordu. Ama nasıl oluyorsa, devam etmesini istiyordu. Profesör Ruthvell'in dersliğine doğru ilerlerken, böyle bir anında Tılsım olduğu için sevindi. Keyfi düzelebilirdi. Ki hep öyle olurdu bu derste. Bir şeyler yapmak için çabalarken, meşgul oluyordu.

    Eritheia, Lomadri ve Cyrstal'a gülümseyerek topluluklarına katıldı. Hemen sohbetlerine katılarak kahkaha attı. Her zamanki gibi Cyrstal'ın günün dedikodularını dinliyorlardı. Pek ilgilenmeyen Fae ve L'se ona sıkılgan gözlerle bakıyordu. Tam kendisinden beklendiği gibi. Ama Cyrstal, anlamışcasına susmuyordu.

    Sonunda geniş kapılı dersliğin önüne geldiklerinde kapıyı iterek beklediklerinin aksi bir görünüşe sahip olan odaya girdiler. Profesör, yine her zamanki güzelliğiyle ortamdaki tüm dikkati üzerine çekiyordu. Önce boş sınıfa sonra da profesörün meleği andıran yüzüne baktılar. Ama tek bir değişme olmamıştı, sessiz cevaplarıyla sınıfın boş zeminin üzerinde dağınıkça beklemeye başladılar. Sonunda sınıf neredeyse dolduğunda profesör gülümseyerek konuşmaya başladı. "Sezonun ilk dersi ve emin olun geçirdiğiniz rahat tatili özlemeyeceksiniz." Bundan gerçekten de emindi. Hatta ders için sabırsızlanmaya başlamıştı da denilebilirdi. Kafası aynı yoğunlukta doluydu ve birkaç asa hareketiyle boşaltmak istiyordu.

    Geçen dönemdeki dersi hatırladı. O sefer de böyle bütün sıralar kalkmıştı, Locomotor büyüsünü öğrenmişlerdi. Ve tam anlamıyla eğlenmişlerdi. Özellikle başardıklarında profesörün yüzünde beliren can alıcı gülümsemeyi görmek için bile herkes tüm dikkatini kullanıyordu. Mel o büyüde ilk yapanlardan biriydi, o anki hissettiği başarıdan doğan güç duygusunu çok iyi hatırlıyordu.

    "Hepinizden sınıfın soluna doğru yanaşmanızı istiyorum, derse bir an önce geçsek iyi olur çünkü blok ders yapacağız ve yetiştirmemiz gereken bir konu var." Birçok öğrenciyle beraber sola doğru yöneldi.





En son Melodie Riley tarafından C.tesi Ara. 11, 2010 2:55 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Syrinx Aethra Rouvas
Cadı
Cadı
Syrinx Aethra Rouvas


Mesaj Sayısı : 1987
Kayıt tarihi : 21/06/10

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptySalı Ara. 07, 2010 3:28 pm




    Kıskançlığım onun veela oluşundan ötürü değildi. Onu güçlü bir cadı portresine çok küçük yaşlarda koymuştum. Bu yüzden onu hem kıskanmış, hem saygı duymuştum. Teyzem, benim için bir saplantı olmuştu olmasına ama son iki yılda pek de gözdem sayılmazdı. Değişmişti! Gözleri artık o kadar ketum bakmıyordu. Onun farklı olduğunu düşünmemi engelleyen bir şeyler, Crystalline'ı sarıp sarmalamıştı. Varlığını etkileyen böylesine güçlü etken de neydi? Küçük olduğumu varsayan bir ablaya, bir anneye sahipken niye teyzem bana sorununu anlatsındı ki? Syrinx şu durumda henüz anlamaz kalıbını bir yıksalar, ne güzel olurdu! Dördüncü kata ulaşmama son bir iki basamak kala karşılaştığım Eritheia’ı sohbete başlayana kadar sırf bunu düşündüm. Son zamanlarda yalnız kalmaya gelmiyordum. Bin bir türlüsü dolanıp dolanıyordu ve ben içlerinden rahatlıkla düşünmek için birini seçiyordum. Neyse ki Eritheia’ya rastlamam iyi olmuştu. Sarı Tanrıça, Hufflepuff kızı Gelecek Postası’nda okuduğu Bakanlık olaylarını aktardı. Gündemden uzak kaldığımı da o zaman fark ettim. Ne Karanlık Lady’den haberdardım, ne de Bakanlık’tan… Amacımı unutmuş olabilir miydim? Tek suçlu Serpent diye gülümserken Eritheia yakaladı. Hınzır bir gülüş kızın dudaklarına yansırken, sadece omuz silkmiştim. Aklından neler geçtiğini tahmin edebiliyordum. Tıpkı onun benimkileri tahmin ettiği gibi… Arkamızdan gelen sesle ikimiz birden döndük. Lómadriethiel ve Fia ikizleri geliyordu. Tabi seslenen Lómadriethiel’di. Hal hatır faslı devam ederken beşinci kat koridoruna çıkmıştık. Çok konuşmuyordum. Sorulan sorulara verdiğim cevaplar elbette vardı. Kızları gözlemlemek daha yerindeydi. Onları ne kadar tanıyorum sorusunu, gittikçe daha az sormaya başlamıştım. Onlara alışıyor muydum? Garip… Yanımıza gelen Ravenclaw’ın gözdeleri Cyrstal ve Melodie’den sonra gruptan koptum. En arkadan aheste aheste gelen bir tek ben değildim. Fia, muazzam bir biçimde yanımda yürüyordu. Önümüzdeki grupla çelişen bir hava sergilememize rağmen onlardan ayrılamıyormuş gibiydik. Bazı açılardan birbirimize benzediğimiz için mi Fia’ya yaklaşamıyordum? Dersliğe kızların arkasında girdiğimde boşluk gözlerimi açmama neden oldu. Sevgili Teyzem neler çeviriyordu? Masanın üzerine oturan Ruthvell ise sakin bakışlarını bizlere çevirmişti. Dersliğin en köşesine doğru tereddütsüz ilerledim ve kollarımı göğsümün üzerinde bağlayıp bekledim. Birkaç dakika sonra Serpent içeri girmiş ve direk yanıma gelmişti. Aramızdaki göz temasını koruyup konuşmamakla yetindik. Yapılacak tek şey kalıyordu; dersin başlayacağı anı beklemek. Yanımda duran Eritheia’nın varlığını hissedince kıza doğru döndüm. Ne kadar kaldığını dair işaretim sonucunda kız eliyle sıfır işaretini yaptığı gibi Teyzem Crystalline konuşmaya başladı. Kurduğu ilk cümle ile gözlerimi devirdim. “ Zorlamayacak!” “ Yalan söylüyor!” Eritheia ile birlikte aynı anda söylediğimiz cümlelere sessizce güldük. Belki uygun bir ortam olsaydı sesli bir gülüşle karşı karşı kalabilirlerdi. Saygımdam ötürü gülümsememi bastırdım. Bir balerin gibi eliyle yön veren Ruthvell ile gözgöze geldiğimde gülümsemesine şaşırmadım. Hızla derse giren teyzemi dinleyip sol tarafa yönlenirken Eritheia’ı da yönlendirmeyi ihmal etmedim. Ne olursa olsun kıza yakın olmalıyım gibi bir his içimde gezinip duruyordu. Olduğum yerde çakılıp kaldığımda etrafımda tanıdık simalarla başbaşaydım. Serpent’in omzunun üstünden teyzeme bakarken bugün neler işleyeceğini merak etmemem ikinci gariplik sayılabilirdi.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jarina Boudlaire
Gryffindor IV.Sınıf
Gryffindor IV.Sınıf
Jarina Boudlaire


Mesaj Sayısı : 242
Kayıt tarihi : 17/08/10

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptyPerş. Ara. 09, 2010 5:33 pm

İnsanlar her zaman masalının iyi bitmesini isterdi fakat kötü kalpli cadılar buna her zaman engel olurdu. Küçükken babasının ona okuduğu masallara inanmıyordu ama sırf babası mutlu olsun diye gülümsüyordu. Bu tatilde babasına anlattığı masallara hiç inanmadığını söylemişti. Çünkü her masalın sonu iyi bitiyordu, masallar hep iyi bitmezdi. Eğer her masal iyi bitseydi annesi onu bırakıp gitmezdi. Babasına söylemişti bu durumu, söylemesine ama annesiyle olan kısmı söylememişti. Annesi hakkında konuştuğu tek kişi amcasıydı. Babasının üzüleceğini düşünüyordu, her ne kadar sert olsa da her insanın kalbi vardı, üzülebilirlerdi... Merdivenlerden küçük bir çocuğun babasının elinde tuttuğu şekere koşar gibi heyecanlı koşan Jarina'dan başkası olamazdı. Az sonra işleyeceği ders küçüklüğünden beri ilgisini çeken bir dersti. Ayrıca tamamen başarılı olduğu tek dersti. Dersin profesörünü de seviyordu, tatlı bir kadındı. İleride onun gibi olmak istiyordu, baştan çıkarıcı kusursuz güzellikte ve çok başarılı bir profesör olup öğrencileri kendine hayran bırakmak istiyordu. Sahiden olur muydu? Sıralarda değilde ayakta, emir almak değilde emir vermek, sahiden öğrencilere ders anlatabilir miydi? Amcası bunun için 'çalışman gerek' derdi sürekli. O da öyle yapıyordu, çalışıyordu. Düşüncelerinden sıyrıldığında beşinci katta olduğunu hatta altıncı kata doğru ilerlediğini fark etti. Şaşkınlıkla kendine kızarken geriye dönüp dersliğe doğru adımlarını atmaya başladı. Sınıfın dolduğunu tahmin ederek ilerliyordu, dersliğe girdiğinde selam verip yanına oturabileceği birinin olmadığını biliyordu ama. Dersliğe girdiğinde profesörün orada olduğunu ve dersliğin sade oluşunu garipsemişti. Sıralar kalkmıştı. Ne yapacağız ki? Kafasını meşgul etmeye hazırlanan düşüncelerden kurtulup derse, profesöre odaklanmıştı. Sınıf toparlandığında konuşmaya başlamıştı. "Sezonun ilk dersi ve emin olun geçirdiğiniz rahat tatili özlemeyeceksiniz." Ah, hayır. Jarina tatili özleyecekti. Babasını, amcasını özleyecekti. Saçlarını geriye attı ve derin bir nefes aldı. "Hepinizden sınıfın soluna doğru yanaşmanızı istiyorum, derse bir an önce geçsek iyi olur çünkü blok ders yapacağız ve yetiştirmemiz gereken bir konu var." Sola doğru ilerlerken içinden geçenler onu gülümsetmişti. Tek ders Tılsım olsa, hep Tılsım dersine girsem ne olurdu sanki..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudius D. Dieudonné
SFL
SFL
Claudius D. Dieudonné


Mesaj Sayısı : 4314
Kayıt tarihi : 30/12/10
Yaş : 31
Lakap : Darcy.

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptyPtsi Mayıs 09, 2011 6:53 pm

“Claudius dersin ne?”Halasının derinden gelen ve yaşına rağmen büyük bir olgunluk taşıyordu. Giyinişineher zaman hasta olmuştu ve Headon sonunun halasıyla aynı olacağını düşünüyordu. Bir farkla; Darciel babasını mantık çervesinde baba olarak kabul ediyordu, Saqued ise babası yerine ölemediği için üzgündü. Okuldaki Profesörlerin kuşkusuz en güzelinin kuzeni olduğunu düşündüğü için tek kaşını kaldırarak “Dersine gidiyorum işte,” diye kısa bir cevap verdi. Tılsım dersini Sorcha’dan alsaydı morali bozulurdu ve ard arda Wood’un derslerine dört beş kez girmekle eşdeğer olarak sinir bozusu geçerdi. Ancak Saqyed’i seviyordu nedeni sadece güzel ve güçlü oluşu değildi, istediğini alabilecek bir cadı oluşuydu. Ah, birde şu bitmek tükenmez intikam arzusu vardı. O’na benziyordu ama yine de onu seviyordu bu durumda aslında ‘Bir dağda iki kaplan’ masalını yalanlıyordu. Halası kuzguni saçlarını iki yana salladı ve “Lea ile olan anlaşmamıza göre ben ilk dört; o, son üç sınıfların dersine girecek.Bu durumda öğrencileri beşinci sınıfa kadar mum gibi yapmış olurum. Dersin başlamasına daha var. Biraz odama gel,” dedi. Cadı biraz bozulsa da bir kedi kadar zarif hareketlerle halasını takip etti. Aklı hala İhtiyaç Odası ve kuklalardaydı. Jacob iyi bir’kraldı’ hoş, bu lakabı kabul etmemişti ama Jason’ın da ‘Koç’ benzetmesini kabul etmediği düşünülürse; cadı, kendisine yapılmaması gerektiği söylenen şeylerin aksini yapmakta bir hayli iyiydi. Saqued kapıyı kapadıktan sonra buz mavisi gözlerini cadının gözlerine odakladı. Cadı biraz sinmek zorunda kaldı. Halası katı bir tavırla “Tebrik ederim Bina Başkanlığı için. Bu görevi almana ne kadar sevindiğimi anlatamam. Kusura bakma halacığım ama k.çını kollamaktan bir haftada bıktım. Neyse onu bunu bırak da kolunu uzat,” dedi. Cadı yine tek kaşını kaldırdı yeminli olan kolunu değil ötekisini uzattı. Halasının gözleri öfkeyle parlayınca dudak büktü ve yeminli kolunu uzattı halası hışımla kolunu tuttu. Kendi kolunu üzerine kapadı. Dişi Şeytan’ı iki saniyeliğine salladı hızla bir şeyler mırıldandı ve kolların üzerinde asanın sapında kırık bir şekilde serpiştirilmiş ‘Lapis Lazuli’ taşlarının renginde bir sarmaşık oluştu. Bir süre sonra halası kolunu bıraktı. Kuzguni saçlarının yüzünü perdelemesibe izin verirken gitmesi için kapıyı işaret etti. Cadı ne olduğunu anlamadığı halde kapıya yöneldi tam çıkacağı anda halası “Claudius,” diye seslendi cadı ona döndüğünde halası gülümsüyordu. “Ben babamı hiç kızdırmamaıştım ama sen benim aksime hiç sevindirmiyordun. Zavallı Headon,” dedi ve daha fazla kendisini tutamadığını belli eden bir kahkaha ile neşeden yoksun kahkahasını patlattı ardından kapıyı çekmesini rica etti. İki dakika önce düşündüğü iyi düşüncelerin tuzla buz olduğunu gördü. Gözlerini devirirken dersliğe adımını attı. Tanıdık bir yüz var mıydı? Belki... Elaisa’yı görmek, laf dalaşı yapmak ve en azından şimdilik sakin olan kabuslarını uyandırmak istemiyordu. İki kutup bir araya gelse Darciel Elaisa’yla dost olamazdı. Bu bir doğa kanunuydu. Yine homurdandı, kabullenemiyordu... Elaisa Serpent’a sahip olmazdı ama cadı ne düşünürse düşünsün Tanrısı kollarında o ankebutu istiyordu. Gözlerinin yanmaya başladığını hissetti ama tabii ki bir bebek gibi ağlamayacaktı. Suskunluğum asaletimdir, diye düşündüi. Tam bu sırada kaba hantal bir Gryffindor öğrencisi kendisine çarpma gafletine düştü. Cadı “Lanet olsun!” diye çınladı. Gryffindor’lu kendisine elini uzattı ancak cadı ona cüzzamlıymış gibi baktı ve eli görmezden gelerek kendisi ayağa kalktı. Eteğini düzeltti ardından da incinmiş gibi duran büyücüye bakıp tiksintiyle “Bir bulanığın elini tutacağımı sanmıyordun herhalde?” diye sordu. Geçip yerine oturdu. Bugün saçları diğer günlerin aksine kıvır kıvırdı. Derslik yavaş yavaş dolarken gözleri ilk dört yılın en zevkli derslerini sunan Profesöre odaklandış. Dersliğin bir hayli genişlediği belliydi. Profesörün söylediklerini yaparken dersin konusu hakkında yeterince bilgili olduğu için kendisine koca koca kalpler gönderdi. Zeki kız Darcy...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Spring Winchester
SFL
SFL
Spring Winchester


Mesaj Sayısı : 744
Kayıt tarihi : 11/01/11

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptyPerş. Mayıs 12, 2011 2:41 pm

Sezonun ilk dersleri diye düşünüyordu Spring. Ortak salondan ayrılıp dersliğe doğru yürürken ise aklındaki şey sadece bu değildi. Düşünmekten beyni patlayacak gibi oluyordu ve cadı bu zamanlarda kendinden soğuyordı. Resmen içerisinde hiç bir heyecan olmadan gidiyordu sınıfa. Sanki bir şeyler eksikti bu sene hayatında. Önündeki Slytherin'in sınıfa girmesi ardından kendi de onu izleyerek sınıfa girmişti. Garipsenecek tek şey, sınıfın fazla sade olmasıydı. Güzelliği inkar edilemez olan profesörleri bu sefer onlara değişik bir sürpriz yapmıştı anlaşılan. Bu derste öğreneceği bilgiyi ciddi anlamda merak ediyordu. Her zamankinden farklı ve sıra dışı olacak gibiydi. Sınıfın yavaş yavaş dolmasıyla güzel profesörün aralanan dudaklarından dökülenlere odaklanmıştı Spring. Profesör'ün gözlerindeki ışıktan az da olsa kız da olması onun dersleri bakımından bir nebze de olsa daha rahatlatıcı olacaktı. Profesör eliyle sınıfın sol kısmını işaret ederken Spring o bölgeye doğru ilerlemişti. Dersin başlaması için sabırsızlanıyordu, bitmesi gereken şu iki saat kıza ızdırap gibiydi. Blok dersleri oldu olası sevemiyordu kızıl saçlı cadı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aubrey Moore
Hufflepuff V.Sınıf
Hufflepuff V.Sınıf
Aubrey Moore


Mesaj Sayısı : 172
Kayıt tarihi : 15/01/11

V. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: V. Sınıflar I. Ders   V. Sınıflar I. Ders EmptyPerş. Mayıs 12, 2011 9:26 pm

    Zaman nasılsa akıp geçiyordu. Aubrey, ailesiyle geçirdiği sıkıcı tatili çoktan unutmuş ve tekrar okula kavuşmanın tadını çıkartmaya başlamıştı. Tüm tatil boyunca mektuplaşmalarına rağmen Yukie’yi ne kadar da özlemişti öyle. Mektup yazmayı hatta ölümcül derecede sıkıcı olan ailesini anlatmayı kesinlikle sevmiyordu; ama Yukie’nin heyecan dolu mektuplarına karşılık vermemek haksızlık olurdu. Şimdi telaşla yanında çırpınışını seyrediyordu. Haklıydı. Derse geç kalmak üzereydiler. Genç cadının ısrarına daha fazla karşı koyamayarak elindeki fırçayı el yordamıyla yaptığı topuzuna geçirip taş zeminden aşağıya indi. ‘’ Bu dersin süslemelerini merak ediyorum açıkçası. ‘’ Boş koridorda bir süre iki cadının kahkahaları yankılandı.

    Tılsım dersini sevdiğini söyleyebilirdi. En azından seçmeli dersler arasında yer alsaydı ilk üçe girmesi mümkün gözüküyordu. Tek sorun Profesör Ruthvell’in tuhaf sınıf dekorasyonuydu. Dersin ilk onbeş dakikasını etrafını incelemekle geçirmek zorunda kalıyordu. Ve kesinlikle dikkat dağıtıcıydılar. En azından Aubrey böyle düşünüyordu. Hızlı adımlarla boş koridorları geçip sınıf kapısının önüne geldiler. Yetişmiş gibi görünüyorlardı. Önünde yükselen oymalı ahşap kapıyı ağırca ittirdikten sonra önce kafasını uzatarak içeriyi kontrol etti. Sınıf dolu gibiydi; fakat anladığı kadarıyla ders başlamamıştı. Masasında oturan Profesör Ruthvell’i süzerken Yukie’nin beklenmedik ittirmesiyle tökezleyerek içeriye daldı. Neyse ki ayakları dolanıp düşmemişti. Aksi taktirde gülme fırtınasına kapılacağı kesindi. Gözüne kestirdiği sıraya doğru ilerlerken arkadaşının karnına makul derecede can yakan bir dirsek darbesi indirdi. Tam sıraya kuruldukları sırada Profesör kendinden emin birkaç cümle sarf edip tüm öğrencilerin sınıfın soluna geçmelerini istemişti. Gözlerini devirerek diğer öğrencilerle birlikte söylenen yere doğru ilerlediler. İşte Aubrey o an büyük değişikliği fark etti. ‘’ Sanırım bugün kıyamet günü. ‘’ Arkadaşının tuhaf bakışlarını görünce gözlerini kocaman açarak heyecanla fısıldadı. ‘’ Gözlerini aç ve etrafına bak Yukie. Süslemeler. Yok olmuş. ‘’ Dünya tersine dönmüş olmalıydı. Endişeli gözlerle profesöre baktı; fakat profesör hiç o taraflı olmadı. Aubrey bu durum karşısında ne kadar şaşırsa da sınıfın bu halini kesinlikle daha çok sevmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
V. Sınıflar I. Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Ders Arşivleri-
Buraya geçin: