Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir)

Aşağa gitmek 
5 posters
YazarMesaj
Aline Matilde Jensen
Kaçak
Kaçak
Aline Matilde Jensen


Mesaj Sayısı : 92
Kayıt tarihi : 20/06/10
Lakap : Maty

V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) Empty
MesajKonu: V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir)   V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) EmptyC.tesi Ara. 04, 2010 5:47 pm

V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) 2ytwr3q
***
Orta büyüklükteki bu sera beşinci ve altıncı sınıf öğrencilerine ayrılmıştır. Derslik sarmaşıklarla süslenmiş olup, her yanda özel, sihirli bitkiler yer almaktadır. Masalar U düzeni şeklinde dizilmiş olup, her masa barındırdığı bitkiye has kokular içermektedir. Bu yüzden ki derslik, farklı yerlerden gelen aromatik kokularla karışmıştır. Bu kimi öğrencilerin hoşuna giderken, kimi öğrenciler bu durumdan rahatsız olmakta ve sürekli şikayetlerini dile getirmektedir. Bunun için Aline, bitkilerin kokularıyla masaları büyülemiştir. Her masa farklı bir koku içermektedir ve bu kokuyu yalnızca oraya oturan kişi hissedebilmektedir.
*Daisy*
Hafif bir kokusu vardır, kalıcı özelliği yoktur. Çiçek kokusuna benzemektedir.
*Pomegranate*
Bu masada şeker kokusu hakimdir. Genellikle kızlar tarafından tercih edilir ve ders bitiminde de bu koku üzerinizde kalmaktadır.
*Lovage*
Bu masadaki konunun huzur verdiği söylenmektedir. Öyle bir kokusu vardır ki kişi gözlerini kapatıp, derin hayallere dalabilir.
*Ginger*
Ağır bir kokusu vardır. Bu koku 3-4 gün üzerinize sinebilir. Bu masada oturan kızlar şanssız taraf olarak görülebilir.
*Flitterbloom*
Keskin bir kokusu vardır. Öğrenciler en çok bu kokuyu sevdiğini söyler ve bu masayı kapmak için yarışa girmektedirler.
*Gillyweed*
Bu koku mide bulantısı hissi yaratabilir. Çünkü iğrenç bir kokusu vardır. Aline genelde derse geç kalan öğrencileri cezalandırmak adına bu masaya otutturur.
*Belladona*
Mistik bir kokusu vardır. Sevilen bir kokudur. Bu kokunun zinde tuttuğu söylentisi, birkaç öğrenci üzerinde kanıtlayıcı etki göstermiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aline Matilde Jensen
Kaçak
Kaçak
Aline Matilde Jensen


Mesaj Sayısı : 92
Kayıt tarihi : 20/06/10
Lakap : Maty

V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) Empty
MesajKonu: Geri: V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir)   V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) EmptyPaz Şub. 27, 2011 10:14 am

*Dersin Konusu: Şeytan Kapanı.
*Dersin Profesörü: Aline Matilde Jensen
*Ders Zamanı/Hava Durumu: Günün ilk dersi/ Rüzgarlı
*Dersin İşlendiği Yer: V. Bölmeli Sera
*Dersin İşlenişi: Aline bütün öğrencilerden sonra dersliğe girmektedir. Yalnızca tek bir öğrenci ondan sonra girmekte ve ceza olarak Gillyweed bitkisinin bulunduğu sıraya oturmaktadır. Bunun için içinizden biri kendisini kurban etmeli. Geç kalmanız puanınızı düşürmeyecektir, aksine herkesten farklı bir kurgu oluşturmanız size ekstra puan dahî kazandırabilir. Ders akıcı bir şekilde işlenmekte ve neredeyse çoğu öğrencinin bu derse ilgisi olduğu için zevkli bir ders hâline gelmektedir.
- Konu hakkında bilgilendirme
Şeytan Kapanı yumuşak, oraya buraya salınan uzun dokunaçlardan oluşur. Ona dokunan kişiye saldırır, dokunaçlarını her tarafına sararak onu boğar. Şeytan Kapanı’na karşı mücadele etmek zordur, en iyisi o sizi sarmaya başlar başlamaz hızlıca ondan kurtulmanızdır. Yoksa onunla ne kadar mücadeleye girerseniz sizi o kadar çok sıkar. Eğer rahat olunursa, öldürme süresi yavaşlar. Şeytan Kapanı, karanlık ve nemli yerlerden hoşlanır bu yüzden onu püskürtmek için Mavi Alev Büyüsü gibi bir kıvılcım büyüsünün yapılması, onu kurbandan uzaklaştırır.
- Ayrıntı ve püf noktalar
Sınıf düzenindeki kurguya uymayanların puanından düşürülmektedir. Önce gelen istediği masayı seçer ve herkes tek bir masayı seçme hakkına sahiptir.
*Verilen Ödev: Bir Şeytan Kapanı bitkisi ile karşı karşıya geldiğinizi hayal ederek, ondan kurtulmak için neler yapacağınızı öyküleyerek yazınız. Yazınız bir parşömen kağıdını geçmesin. Roleplay şeklinde yazabilirsiniz.
*Dersin Akışı: ( Derste her hangi bir olumsuz şey oldu mu, ders nasıl geçti? Büyüdünüz artık evlatlarım, size göre değil olumsuz işler. Ders nasıl geçtiye gelince de dersten zevk almaya bakın derim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alessia Ida Harhoff
Gryffindor VI.Sınıf
Gryffindor VI.Sınıf
Alessia Ida Harhoff


Mesaj Sayısı : 163
Kayıt tarihi : 20/06/10
Lakap : Ona 'düzen kız' derlerdi, çok düzenli olduğu için asdfh

V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) Empty
MesajKonu: Geri: V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir)   V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) EmptyPaz Şub. 27, 2011 10:47 am

Cübbesini üzerinde gurur verici biçimde taşıyordu. Parmakları yandaki ambleme kaydığında, orada birkaç tur atıp içindeki bina sevgisi bir anda yoğunlaştı.Ardından parmakları dağılmış saçları arasında dolaşıp, düzenli bir biçimde bukleleri arasından kaydı. Simsiyah saçları mavi gözleriyle öyle bir uyum sağlıyordu ki ılık bahar günlerinin eşsiz muhteşemliğinin yanı sıra okyanusun maviliği gözlerini ve dibinden çıkarılan inciler tek parça halinde dişlerini yansıtıyordu.Dudakları patlamış incir görünümünü alırken,rengi daha da koyulaşıyordu. O varolduğundan beri kendi muhteşemliğini kabullenmiş ve kabul ettirmişti zaten. Şimdi ise başarısıyla övünülesi bir birey olma yolunda ilerleyecekti.Bu konuda hiçbir korku ya da şüphe taşımıyordu içinde.Zaten istediği herşey tek bir bütün halinde elinde oluyordu.Aynadaki görüntüsüne, son bir bakış ile veda etti.Gözlerini kırpıştırmış doyumsuzca muhteşemliğini izlemişti.
Marlon..Bu isim kafasında büyük soru işaretleri yaratırken, şaşkınlığıyla ağzının bir karış açılmasına neden olmuştu.Rezil duruma düşmemek için ağzını yavaşça kapatırken sevinip, üzülmek konusunda bir kararsızlığa düştü. Geldiği günden beri ilgisini teken tek kişi O olmuştu.Üstelik, Ravenclaw olmasına rağmen çocuk Ida'ya çok farklı geliyordu. Ani bir hareketle yatakhanenin kapısını kapatarak,çilek kokulu bu odayı terk etti.
Büyük Salon da pek zaman harcamamıştı. Sandavicinden aldığı tek ısırıkla aç olmadığının farkına vardı.Fakat nice Gryffindorlu dostlarıyla bir arada bulunmak paha biçilmezdi. Vannah en köşede olduğu için ne imalı bakışlar atabiliyordu, ne de konuşma fırsatı yakalayabiliyordu. Sandalyesini ayakları yardımıyla iterek, okul bahçesine doğru hızlı adımlarla hareket etti. Merdivenler, fazla zaman almıştı.O kadar fazla olması zamanını kısıtlıyordu. Hızla merdivenleri inerken aşina olmadığı birkaç içi heyecan dolu öğrenci gözüne çarptı. Ida kesinlikle böyle bir öğrenci olmamıştı.
Bir bankın üzerinde yalnız başına oturuyordu şimdi. Vannah'a kızmamıştı. Sadece o bu boş şeylerle uğraşmak istemediğini beyan etmişti. Ida yavaşça ellerini çantasına götürdü ve 'Bin Bir Büyülü Ot ve Mantar' başlıklı kitabını çıkartıp tekrarlarda bulunmaya başladı. İlk konu adamotlarıydı. Hogwarts'a geldiğinde bitkilerle ilgili öğrendiği ilk konuydu bu ve bir o kadar da sıkıcı bir konuydu. 'Adamotu, ya da Adamkökü, şifalı bir bitkidir. Biçimleri değiştirilmiş ya da lanete uğramış kişileri eski hallerine döndürmek için kullanılır. Birçok panzehirin...' Ardından onu takip eden konu bezeliyumru idi. Ida tıpkı adamotunda yaptığı gibi onuda tekrarladı. 'Bezeliyumru, topraktan dikey olarak fırlamış kalın, siyah, dev bir salyangoza benzer. Hafifçe kıvrılıp bükülür ve üzerinde...'
"Bunları zaten biliyorum." diyerek kitabı bir hışımla kapadı ve oflayıp poflamaya başladı.
Gözlerin seralara iliştiğinde birkaç kişinin o yöne doğru ilerlediğini farkedip, elindeki kitabı kolunun arasına sıkıştırdı. Zaman dilimi azaldıkça seralara doğru adımlarını hızlandırdı Ida. Adımları hızlandıkça esen rüzgar saçlarını dolandırıyordu. Fakat buna hiç aldırış etmedi. Bitki yoğunluklu bu dersliğe geldiğinde, Hogwarts'daki ilk ders gününü anımsadı. Yine içinde heyecandan eser yoktu.Ama artık büyümüştü. Film şerdidi gibi gözlerinin önünden geçen anılar yüzünde sıcak bir gülümseme oluşturdu. İlk günlerde ders işlediği seraya nazaran V. Bölmeli sera epey büyük ve genişti. Yanısıra bitkilerin masalar üzerindeki etkisi farklıydı. Eşyalarında hiçbir eksiklik olmadığından emin bir şekilde Flitterbloom bitkisinin etki yaptığı masaya kendini bıraktı. Kesinlikle bu kokuya aşıktı. Hatta ilerde bu kokudan kendisine bir parfüm yaptırmayı düşünüyord. Ve Aline Matilde Jensen...Düşüncelerini tam olarak toparlamakta zorluk çekiyordu. Profesörü seviyordu elbet ama yinede ona karşı salt bir güven duyamazdı. Çünkü her zaman nötr takılırdı. Buda Alessia gibi birçok büyücünün kafasında soru işareti oluşturuyordu.Fakat Gryffindor mezunu olması, bu durumda olmasını her halükarda gölgede bırakırdı. Bitkiler ise, Edlyn'in zoruyla sevdiği varlıklardı. Ama sevmişti sonuçta ve derse de ilgisini kazandırmıştı.Nedensiz, dersliğe geldiğinde ders hakkındaki düşünceleri zihnini birer birer yokladı ve Aline'nin sınıfa gelmesiyle tüm odağını yalnızca derse verdi.
Şeytan Kapanı. Bu bitki hakkında birçok bilgi duymuştu, geçmişte. Hepsi birer birer zihninde çalkalanırken o ân sınıfa Aline'den sonra giren öğrenciyi herkes farkedebilmişti. Bu Aline'nin en nefret ettiği davranıştı ve yapılmaması için yasal uyarılar verirdi. Öğrencinin durumunu atlattıktan sonra Aline Şeytan Kapanları hakkında bilgiler vermeye başlamıştı ve bu sırada Ida tüy kalemiyle parşömenine bütün bu bilgileri bir bir not etti.
Şeytan Kapanı yumuşak, oraya buraya salınan uzun dokunaçlardan oluşur. Ona dokunan kişiye saldırır, dokunaçlarını her tarafına sararak onu boğar. Şeytan Kapanı’na karşı mücadele etmek zordur, en iyisi o sizi sarmaya başlar başlamaz hızlıca ondan kurtulmanızdır. Yoksa onunla ne kadar mücadeleye girerseniz sizi o kadar çok sıkar. Eğer rahat olunursa, öldürme süresi yavaşlar. Şeytan Kapanı, karanlık ve nemli yerlerden hoşlanır bu yüzden onu püskürtmek için Mavi Alev Büyüsü gibi bir kıvılcım büyüsünün yapılması, onu kurbandan uzaklaştırır.
Geri kalanını ise dinlemekle yetinmişti. Zaten bildiği konulardı. Bu yüzden hem ellerinin yorulmaması, hem de dinleyerek daha bir zihnine yerleşmesini sağlamıştı. Ve çok geçmeden dersin son saniyeleri yaklaşıyordu.Profesör hazırlanıp giderken birşeyi unutmamış mıydı? Ahh hayır bu kesinlikle öğrencilerin aceleci tavırlarından kaynaklanıyordu. Profesörün hatırlatması çoğu öğrencinin kem küm etmesine sebep olsa da Ida bunlara sadece kıkırdayarak cevap veriyordu.Çünkü ödevler zevk vericiydi.Bunun yanı sıra yararlıydı ve puan getiriyordu. Bu da onları sevmesini gayet sağlıyordu.
Gerçek anlamda adı gibi tehlikeli bir bitkiydi Şeytan Kapanı. Ve Aline'nin verdiği ödevi kaydetti son olarak parşömenin. Gerçekten zevkli bir ödeve benziyordu. Gözlerini kapayıp, yalnızca birkaç dakika hayal etmesi muhteşem bir ödev çıkarmasına yardım edecekti. Serayı terkederken düşündü; bitkileri gerçekten seviyordu.

Puan: 20
+5 ilk gönderen olduğun için
Ödev: 15
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melodie Riley
SFL
SFL
Melodie Riley


Mesaj Sayısı : 2640
Kayıt tarihi : 25/06/10
Yaş : 29

V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) Empty
MesajKonu: Geri: V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir)   V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) EmptyCuma Mart 04, 2011 3:48 pm


    Baptiste Cesear. Günlerin geceleri ağırladığı zamanlarda, uykularının kaçmasına neden olan çocuk. Yıldızların ve tüm gezegenlerin, siyah ipek bir kumaş üzerinde parıldayan pul taneleri gibi serpiştirilmiş olduğu muazzam tablo oluştuğunda, Hogwarts’ta tüm öğrencilerin problemlerini bir anlığına unuttuğu o güzel ve tatlı uyku vaktinde, kendisinden sorunlarını, yorgunluklarını unutabilme imkânını da söküp alan çocuk. Uzun zamandır, kontrolü elinde tuttuğunu düşünüyordu Melodie, ve tutuyordu da. Her şey iyiydi, evet gelen görüşler olsa da, uykusunu bölecek kadar kuvvetli değillerdi, ya da onları rüya olarak görebiliyordu. Tüm ipleri elinde tuttuğunu hissediyordu. Hayatında haz duyduğu bir zevkti bu, tüm gücün kendi elinde olması, her yolun onunla bitmesi. Ama bu çocuk, aylardır üst üste koyduğu tüm taşları, gözleri kapalı bir şekilde yıkmış, üzerine üstlük onu uykularından etmişti. Hiç adil değildi bu.

    Onu son gördüğü zaman, elinin ayağının nasıl birbirine dolaştığını hatırladı, en fazla on beş dakika süren bu birliktelik, beklendiğinden daha büyük bir olay olmuştu Mel için. Konuşmalarının sonlarına doğru, gitgide daha fazla parçalandığını hissettiği kararlılığı, son nefesiyle ellerinden kayıp gitmişti adeta. Bir süre sonra kendisini pek çok zaman koruyan ve bir yuva olan, Hogwarts’ın taş duvarlarından birine yaslanmış olarak kendisini bulduğunda, yenildiğini fark etmişti. Ve tam anlamıyla güvenebildiğini. Güvenmek? Mel’in yakınından geçmediği bir duyguydu. Geçemediği. İnsanoğlu, tutkularına yenik düşen bir varlık olduğu sürece, güvenilmezdi. Hiçbirine. Ve her zaman da öyle olacaklardı. Herkesin, kendisine ne kadar yakın olurlarsa olsunlar, bir noktada kendisini açıkta bırakabilme, arkadan vurabilme potansiyelleri vardı. Ve Mel, hayatı boyunca tam anlamıyla sadece tek bir kişiye güvenmişti, ona amaçlarını ve varlığını hatırlatan lidere. Ve her nasılsa, Cesear’ın ikinci bir yer oluşturacağını düşünmüştü. Böyle bir şey olursa nasıl hissederdi emin değildi, hiç değildi…

    Bitkibilim seralarına kendisini attığında, öğrencilerin hâli hazırda toplanmış olduklarını gördü, artık genellikle onun oturduğunu kabullenilmiş oldukları masaya doğru ilerledi tek kelime etmeden; Belladona’ya doğru. Zihnini saran ve düşüncelerini belli bir düzen içerisinde tutan bu masa, en başından beri oturduğu yer olmuştu, ve gerçekten de işe yaradığını kabul etmeliydi. O anda tek ihtiyacı olan şey düşüncelerinin bir düzene girmesi olduğundan, bu ders için şükretti adeta. Şeytan Kapanı, bu kelime dersin konusu olduğunu anladığı cümlelerin içerisinden geçerken, aklında yankılanan karelerin turnuvaya ait olduğunu fark etti. Kendisine gelmemişti ama, diğerlerinden duyduğu kadarıyla, konulan görevlerinden birinde Şeytan Kapanı vardı. Ama karşılaşmamış olmasına rağmen, kütüphanede geçirdiği saatlerin etki ettiği bilgi dağarcığında, bu bitki ile ilgili bilinmesi gerekenler vardı, en azından öyle düşünüyordu. Ona dokunan kişiyi sarmaşıklarıyla yavaş yavaş ele geçirip boğduğunu biliyordu. Şeytan Kapanı bit kere size değdiğinde, hızla kaçmanın bir anlamı yoktur, ne kadar hareketsiz kalırsanız o kadar yararlı olur ve bitki sarmayı o kadar bırakırdı. Bunlardan ziyade bir de büyülü bir savunması vardı tabii.

    Saniyeler dakikalara dönüşür ve akıp giderken, kafasını tek toplama yönteminin tüm dikkatini profesöre ve oturduğu masanın dinginlik veren kokusuna vermesi gerektiğini fark etti. Düşünmek, onu zararlı hayaller ve görülerden uzak tutuyordu. Bu yüzden, tüm dikkatini onlara verdi gerçekten de. Profesör bir yandan konuşurken, diğer yandan oturduğu masalar arasında geziyor, öğrencilerin dikkatlerini kendi üzerinde topluyordu. Birden, diğer bir masada oturan Neo dikkatini çektiği zaman, aklına hazırladığı cümleler geldi, bu çocuğu ne zaman görse o günü hatırlamadan edemiyordu. Fae’ye söz verdiği gibi onunla konuşacaktı ve bu konuşma oldukça sert olacaktı. Zaten birçok –kendisini tanımayan- öğrenciyi ürküttüğünün farkındaydı, insanlar bilmedikleri şeylerden korkarlardı. Küçük bir parşömen hazırladı önce, ona yazıp kâğıdı vermek istedi ama bu fikir ona saçma ve çocukça geldiği için parşömen parçasını buruşturdu ve uzağa fırlattı. Gidip yüz yüze konuşacaktı, öyle istediği etkiyi daha iyi bırakacağını biliyordu. Masa, hemen kendininkinin yan tarafında olduğu için o tarafa biraz daha kaydı ve Neo’nun dikkatini çekti. Çocuk başını çevirdiğinde göz göze geldiler. “Konuşmamız lazım.” Mırıltı halinde çıkan sesini duyabildiğini biliyordu, çünkü meraklı gözlerinin kendi üzerinde dolaştığını fark etmişti. “Ne hakkında?” Her halükârda, kendisini saplama almak istediğini fark etmişti. Gizemli bir şekilde “Konuştuğumuzda öğrenirsin.” dedi. Çocuğun bundan hoşlanmadığını fark etmişti, hoşlanmamalıydı zaten. Başına gelecekler az şeyler olmayacaktı. Birkaç dakika sonra profesör dersin bittiğini duyururken, ona son bir bakış daha attı ve ardından gelmesini ister gibi elini oynattı. Arkasına bakmadan ilerlerken, bakmasına gerek yoktu, itaat etmiş bir şekilde peşinden gelmiş olduğunu biliyordu…

    Puan:20
    Ödev Puanı: 15
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Margeaux Deschanteh
Slytherin VI. Sınıf
Slytherin VI. Sınıf



Mesaj Sayısı : 689
Kayıt tarihi : 20/11/10

V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) Empty
MesajKonu: Geri: V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir)   V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) EmptyCuma Mart 18, 2011 7:36 pm

    '' Hey, sen! Küçük cadı! Hemen o saçlar toplanıyor! ''
    Genç cadının koridorda yankılanan sesinin şiddeti Hogwarts'a yeni gelmiş olan bir I. sınıf öğrencisini korkutmaya yetmişti. Küçük cadı hemen dersliğine girdi. Oak, sesli kahkahasını bastırmaya çalışırken elllerini ağzına kapattı ve belini biraz kırdı. Kahverengi saçları tutam tutam önüne gelene kadar eğildi. En sonunda ellerini ağzından çekti ve gürültülü bir kahkaha koyuverdi.
    Altın sarısı saçlarını savururak koşan bir bücürü korkutmak ve aynı zamanda biraz da eğlenmek için bunu yapmıştı. Küçüklerle dalga geçmeyi, eğlenmeyi ve onları ezmeyi o her ne kadar sevse de arkadaşı Mabelle onu onaylamıyordu.

    '' Niçin böyle davranıyorsun Oak? Ne yaptı ki o sana? Kızcağızın tek suçu saçlarını savurması mıydı yani? ''
    Mabelle’nin yüzünde anlamsız bir ifade vardı. Sanki öç almaya çalışıyormuş gibi bir havası vardı. Oak, Mabelle'nin niçin eğlenmediğini merak etti. Halbuki o gerçekten çok eğleniyordu. Onlardan büyük olduğunu küçüklere hatırlatmak ona büyük bir haz veriyordu. Elini nazikçe Mabelle'nin omzuna koydu ve kendi başını biraz yana yatırarak konuştu.
    '' Hadi ama Mab! Sen hiç eğlenmiyor musun yani? ''
    Mabelle omuzlarını aşağı doğru indirdi. Gözlerini devirdi ve insanı denizlere boğan masmavi gözlerini Oak'a dikti.
    Oak bu bakışı iyi biliyordu: ' Hadi ama, biraz gerçekçi ol. Büyü artık. ' bakışıydı bunlar. Oak gözlerini kaçırdı.

    '' Hadi artık derse gidelim. ''
    Mabelle ve Oak hızlı adımlarla Bitkibilim dersliğine gidiyorlardı. Yves koşa koşa Oak’ın yanına geldi. Hızla kulağına birkaç şey söyledikten sonra koşarak geldiği gibi geri gitti. Oak’ı bir telaş sarmıştı. Mabelle’ye seralara gitmesini, onunda az sonra geleceğini söyledi.

    ***
    Duyduğu tek ses nefesinin sesiydi Oak’ın. O kadar uzun mesafe koşmuştu ki, kalbi yerindne çıkacakmış gibi atıyordu. Güm güm güm…
    Seraların önünde durdu ve birkaç saniye soluklandı. Ardından hızla V. bölmeye girdi. Hiç ses çıkarmadan, geç kaldığını fark ettirmede derse girmek istiyordu. Bölmenin kenarına sürtünecek şekilde kendini kamufle etti. Arkasına döndüğünde ise Profesör Aline kollarını göğsünde bağdaştırmış ve başını ‘Bu hiç olmadı.’ der gibi sağa sola hafifçe sallıyordu. Oak derse geç kalmanın suçunu bildiğinden cezasına boyun eğdi ve Gillyweed bitkisinin bulunduğu sıraya oturdu. Tiksinerek masanın üzerinde duran bitkiye baktı. Yapış yapış ve nemli görünüyordu.
    Kendini derse vermeye çalıştı Oak. Düzenli notlar tuttu: Şeytan Kapanı yumuşak, oraya buraya salınan uzun dokunaçlardan oluşur. Ona dokunan kişiye saldırır, dokunaçlarını her tarafına sararak onu boğar. Şeytan Kapanı’na karşı mücadele etmek zordur, en iyisi o sizi sarmaya başlar başlamaz hızlıca ondan kurtulmanızdır. Yoksa onunla ne kadar mücadeleye girerseniz sizi o kadar çok sıkar. Eğer rahat olunursa, öldürme süresi yavaşlar. Şeytan Kapanı, karanlık ve nemli yerlerden hoşlanır bu yüzden onu püskürtmek için Mavi Alev Büyüsü gibi bir kıvılcım büyüsünün yapılması, onu kurbandan uzaklaştırır.
    Profesör Aline dersin bittiğini duyurunca Oak hızla ayağa kalktı ve iğrenç Gillyweed’in bulunduğu masadan uzaklaşabildiği kadar uzaklaştı. Bir sonraki derse giderken akşam Büyük Salon’daki yemekten sonra yapacağı Bitkibilim ödevi için can attığını fark etti. Şeytan Kapanı ile karşı karşıya geleceğini düşündüğünde bile içini bir heyecan kaplıyordu.

    Puan: 18

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudius D. Dieudonné
SFL
SFL
Claudius D. Dieudonné


Mesaj Sayısı : 4314
Kayıt tarihi : 30/12/10
Yaş : 31
Lakap : Darcy.

V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) Empty
MesajKonu: Geri: V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir)   V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir) EmptyPerş. Mayıs 12, 2011 9:14 pm

“Nereye?”
“Bitkibilim’e Meleğim...” Cadı göl kenarında yakaladığı ‘Meleğine’ oldukça sıcak ama kısa bir öpücük verdikten sonra kısa bir süre ona sarıldı. Bekledi, bekledi, bekledi... Onun yanında sahte ama tatmin edici bir güvenlik hissediyordu. Sanki onun kollarındayken kimse ona zarar veremezmiş gibi geliyordu. Bunun nedeni ondan ‘azıcık’ kısa ya da oldukça kadar güçlü oluşu değildi. Sadece öyle hissediyordu. Belli bir nedene sabit kalmadan hissetmekti. Mantık aramak yoktu. Paradokslar içinde yaşamak gibi bir şeydi. Bildiği tek şey hiçbir şey bilmediği gibi... Kendisinde dillendiremediği bir çok şey vardı. Derin bir nefes alarak büyücüden ayrıldı. Vücudu ve hisleri genç cadıya küfrediyordu.

Bir süre güzel anılarını süsleyen yüzü sevdikten sonra büyücüden ayrılıp Bitkibilim Seralarına doğru ilerlemeye başladı. Thierry Luthien narsist ruhunun sahip olduğu iki şaşmaz doğrudan biri olmuştu. Bileğindeki işareti büyük bir aşkla okşarken ilk doğrusunu anımsadı. O muhteşem varlığın silueti cadının gözleri önüne serilmişti sanki. Onun hülyasının verdiği tatlı hisle Bitkibilim serasına adım atan cadı uykuluymuş gibi yarı açık gözle etrafını süzdü. Acaba Tanrısı bu derse girecek miydi? Kalbi girmesini istiyordu ancak mantığı onu gördüğü son ortak derste nasıl afalladığını hatırlatıyor ve uzak durmasını rica ediyordu. Cadının en belirgin özellikleri de söylenenin tersini yapması olduğu için sadece yerine geçti. Tanımadığı onlarca yüz vardı ancak bu yüzler içinde direkt olarak tanışmadığı Ravenclaw'ın liderine gözü çarptı. Melodie Riley... Cadı SFL konseyinde sadece Serpent'la ilgilendiği için Kuzgunların lideri ilk defa dikkatini çekmişti. Saygısızlık yapmak aklının ucundan dahi geçmemişti ancak fark etmediği ve daha önce kişisel olarak tanışamadığı için kendisine o an lanet okumuştu. Bitkibilim dersinde onunla konuşabilmek hoşuna giderdi. Bu düşüncenin getirdiği buruklukla bitkilere dikkatini odakladı.

Dersin konusu Şeytan Kapanı'ydı. Şeytan Kapanıyla tanışan birisi olarak çırpınmanın anlamı olmadığını söyleyebilirdi. Gözleri önüne Adriana ile atıldıkları küçük macera geldiğinde ürpermeden edemedi. Sevgili kardeşinin yarası henüz tazeydi. Onun cenaze törenine katılamadığı için üzgündü ancak Şeytan Kapanından kurtulmasını ona borçluydu. Adriana, cadıya göre gelmiş geçmiş en zeki cadıydı.O anı sanki tekrar yaşıyormuşcasına elini boğazına götürdü. Onun bedenini sarması korkunç bir deneyimdi attığı çığlıkların ve debelenmelerinin hiçbir faydası olmamıştı. Adriana'ya doğru uzanan kolları gördüğünde haykırıp kardeşine kaçmasını söylemişti. Bunu söylerken bile kapan onu iyice boğmuştu. Ancak Adriana hiç korkmadan asasını çıkarıp sarmaşıkların geri çekilmesini sağlamıştı. Cadı büyük bir minnettarlık ve saygıyla "Andee..." diye fısıldarken dikkatini profesöre odakladı.

Profesör Şeytan Kapanını anlatırken sesi kısıldı ve sanki biraz hissettirmek için fısıltıyla "Şeytan Kapanı yumuşak, oraya buraya salınan uzun dokunaçlardan oluşur. Ona dokunan kişiye saldırır, dokunaçlarını her tarafına sararak onu boğar. Şeytan Kapanı’na karşı mücadele etmek zordur, en iyisi o sizi sarmaya başlar başlamaz hızlıca ondan kurtulmanızdır. Yoksa onunla ne kadar mücadeleye girerseniz sizi o kadar çok sıkar. Eğer rahat olunursa, öldürme süresi yavaşlar. Şeytan Kapanı, karanlık ve nemli yerlerden hoşlanır bu yüzden onu püskürtmek için Mavi Alev Büyüsü gibi bir kıvılcım büyüsünün yapılması, onu kurbandan uzaklaştırır." dedi. Cadı başını iki yana sallayarak 'Andee'm olmasaydı buradaki canlı kanlı kurban ben oluyordum yani...' diye düşündü. Profesörün sözlerini tane tane ancak özensiz bir biçimde not ederken aklı hala kardeşiyle atıldığı maceradaydı. 'Mavi Alev Büyüsü,' diye fısıldadı ve bu kelime öbeğini karalayarak göze batar bir hale getirdi. Bunu kısa zamanda öğrenmeliydi. Artık Andee yok çünkü, diye düşündü. Boğazı düğümlendiği sırada dersin bitiş zilinin çaldığını duydu. Bu ders çok mu kısa sürmüştü bir fikri yoktu ancak düşünceleri kendisini boğmaya başlamıştı. Gözleri önüne gelen görüntülerin arasından Profesörün verdiği ödevi duydu. Dudaklarında acı bir gülümseme belirdi. 'Benim için zor olmasa gerek,' diye düşündü. Neden zor olacaktı ki? Adriana ile yaşadığı o macera iyi bir ödev olurdu. Ancak bu ödevi yapmak istemediğini fark etti. Seralardan uzaklaşırken ölü gibi hissediyordu. Bir zamanlar Thierry'ye sorduğu soruyu kendisine sordu "Yaşamak dediğin nefes almak mı?" diye mırıldandı. Cevap açıktı. Ancak cadı gerçekleri kaldıracak kadar güçlü değildi.




Puan: 20
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
V.Bölme ( V. & VI. Sınıflar İçindir)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» II.Bölme
» III.Bölme
» IV.Bölme
» IV. Bölme
» III.Bölme

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Ders Arşivleri-
Buraya geçin: