Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 III.Bölme

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Aline Matilde Jensen
Kaçak
Kaçak
Aline Matilde Jensen


Mesaj Sayısı : 92
Kayıt tarihi : 20/06/10
Lakap : Maty

III.Bölme Empty
MesajKonu: III.Bölme   III.Bölme EmptyC.tesi Tem. 03, 2010 10:06 pm

III.Bölme 21m5con
***
İkinci en geniş sera bölmesidir. Masalar tek sıra şeklinde dizilmiştir ve her masanın yanında öğrencinin dikkatini çekebilecek zararsız bitkiler bulunmaktadır. Bayan Jensen bu bölmede III. Sınıflarla ders işlemektedir.
***
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aline Matilde Jensen
Kaçak
Kaçak
Aline Matilde Jensen


Mesaj Sayısı : 92
Kayıt tarihi : 20/06/10
Lakap : Maty

III.Bölme Empty
MesajKonu: Geri: III.Bölme   III.Bölme EmptyC.tesi Ağus. 28, 2010 6:57 pm

Dersin Konusu: Sınıflandırma
Dersin Profesörü: Aline Matilde Jensen
Ders Zamanı/Hava Durumu: Günün son dersi/ Yağmurlu
Dersin İşlendiği Yer: III. Bölmedeki sera
Dersin İşlenişi: Sınıflandırma Nasıl Yapılır?
***
Bugün kalktığında aklına takılan düşünceler artık Aline'nin eski çevikliğini kaybettiğini, mesleği konusunda eski başarısının yavaş yavaş yok olmak üzere olduğunu farketmesine neden oldu. Hep şu şekilde söylenimler alıyordu; eğer bir kadın aşık ise kendini yalnızca aşka adar, eğer bir kadın aşık değil ise kendini yalnızca kariyerine adar. Bu düşüncelerden yola çıkarak artık hayatının odak noktasının bitkilerden çok Antonio olduğu kanısına vardı. Bunca yıl zaten mesleği konusunda elinden geleni yapmıştı Aline ve yaşamın bitkilerden çok daha güzel olduğunu görmesin görmenin zamanı gelmiş, geçiyordu. Meslek hayatında düşündüğü tek şey öğrencileri olmuştu artık. Kariyer, onun için önem sırasında yavaş yavaş alt sıralara doğru düşüş göstermekteydi. Bugün her zamankinden farklı olarak derse öğrencilerden sonra girmeyi yeğledi. Öncesinde yaklaşık yarım saat öncesinden seralara gider, bitkileriyle ilgilenir ve sabırsızlıkla öğrencilerinin gelmesini beklerdi. Oysa artık bu kuralı değiştirmişti.
Öğleden sonraları şiddetle yağan yağmur etkisini azaltmış, çiseleyen damlalarıyla durgunluk getirmişti Hogwarts'a. Aline ise bu durgunluğun tam tersine aşkın neşesiyle suratında olabildiğince gülücük yaratıyordu. Saat itibariyle üçüncü sınıf öğrencileri çoktan derslikteki yerini almış olmalıydı. Seranın dışarısından öğrenci uğultuları rahatlıkla duyuluyordu. Fakat asfalta değen topuklu ayakkabıların çıkardığı tak tuk seslerin seralara doğru yakınlaşmasıyla paralel olarak bütün uğultular yok olmuştu.
Seranın içerisinde tanıdık yüzleri görmek her daim mutlu ederdi Aline'yi. Sıcak bir gülümseyişle selamladı öğrencilerini ve herkesi rahatça görebileceği, öğrencilerine çapraz köşeye geçti. " Merhaba. " diyerek yaptı açılışı. Sonrasında her bir öğrencinin gözünden okunan bilgiye açlık hissiyle direk geçiş yaptı derse.
"Bugün öğreneceğiniz konu aslında Bitkibilim'in temelini oluşturan esas konu olmakla beraber öğrencilerin zorlandığı ve bir o kadarda sıkıcı bulduğu tek konudur." demesinin ardından sesini biraz daha yükselterek merak giderici bir şekilde; " Konumuz sınıflandırma." dedi. Birden gözünün önüne kendi öğrenciliği geldi. Bu konu kendi döneminde Bitkibilim'in ilk konusuydu ve tüm öğrenciler sırf bu yüzden Bitkibilim dersini sıkıcı bulmuştu. Sonraları bitkilerle içli dışlı olan Aline, ders konusunda öğrencilerini sıkmamak adına 1. ve 2. sınıflarda öğrencilere dersi sevdirmek adına çeşitli etkinlikler yapıyor ve ezber kısımları sonralara bırakıyordu. 3. sınıflarında artık etkinliklerden bıkmış olacaklarını düşünerek asıl kısımlara onlarla başlayıp, tek bir dönemde öğretilmesi gerekenleri öğretmeyi daha mantıklı buluyordu. Sıraların yanlarından geçerken, konunun başlangıcı için şu bilgileri öne sundu öncelikle;
"Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi bütün bilinen canavarlar, yaratıklar, bitkiler ve ruhların derecesini bir bakışta anlayabilmemiz için bir rehber sunar. Bu sınıflandırma bizim kendimizi koruma biçimimizi de belirler."
Ve sonrasında kollarını göğsünde bağlayarak önde bulunan tahtaya doğru ilerleyip, cebinden asasını çıkardı. Not almayı yeğleyen birkaç öğrencinin söylediklerini yazmasını beklerken, masasının üzerindeki kitabından 'Sınıflandırma' konusunu buldu ve birkaç dakika inceledikten sonra;
" Sınıflandırmanın beş kategorisi vardır. Şimdi tahtaya bu sınıflandırmayı öz şekliyle yazacağım. Kitabınızda daha ayrıntılı bir anlatım söz konusu. İsteyenler tahtadakileri not alabilir. Çünkü ayrıntının size sıkacağından ve sınavlarda karşınızda çıkmayacağınızdan eminim." diye ekledi. Sonrasında asasını tuttuğu elini yukarıya doğru kaldırarak zarif el hareketiyle tahtaya yazılan yazıyı, öğrencileri gibi izledi.
~Sınıflandırma~
XXXXX
-Büyücü katili olduğu bilinenler
-Eğitmesi yada evcilleştirilmesi imkansız

XXXX
-Tehlikeli
-Uzman bilgisi gerektirir
-Usta büyücüler idare edebilir

XXX
-Yeterli düzeydeki büyücüler ilgilenmeli

XX
-Zararsız
-Evcilleştirilebilir

X
-Sıkıcı
-Herkes ilgilenebilir
-Fazla kolay
Yazılanları kendi sesiyle tekrar edip, öğrencilerin dikkatini o yöne veriyordu. Tüy kalemlerin elden bırakılmasının ardından müjdeli bir haber verircesine gülümseyerek;
"İşte genel hatlarıyla sınıflandırma bu. Tek bir tekrarla işi bitirebilirsiniz." Sonrasında gözlerini seraların dışına dikerek, yağmurun hiddetlendiğini gördü ve öğrencilerine dönüp;
"Yağmurlu günlerde bir an önce yatağıma uzanmak için can atardım. Ve de ödev yapmaktan nefret ederdim. Bu yüzden size bugünlük ödev vermiyorum ve ders bitmeden isteyenler dağılabilir. İyi vakit geçirmenizi dilerim. " diyerek dersi bitirdi. Öğrencilerden bazıları sınıfı terkederken Aline sınıfta birkaç işini halletmek için bekledi. Herkesin dağılması için çalınan 'gong' sesiyle o da seraları terkederek, yağmurun altında cübbesine sarılarak, büyük salona doğru adımlarını hızlandırdı.
***
Verilen Ödev: Yok
Dersin Akışı: Herhangi bir olumsuz olay olmadı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victoria J. Allison
Ravenclaw V.Sınıf
Ravenclaw V.Sınıf



Mesaj Sayısı : 125
Kayıt tarihi : 24/07/10
Yaş : 30
Lakap : Lu.

III.Bölme Empty
MesajKonu: Geri: III.Bölme   III.Bölme EmptyCuma Eyl. 03, 2010 12:00 pm

Sabah olmuştu, güneşin camdan yasımasını izlemek varken, yağmur damlacıklarının cama nasıl çarptığını izlemiştim bu sabah. Beni bugüne uyandıran sebep ise titreyerek üşümem olmuştu. Havanın etkisiyle odanın sıcaklıgının azalmış olması bir yana üzerimdeki battaniyenin yatağımdan usulca yere kaymasıydı beni daha çok etkileyen, gerçekten çok üşümüş ve titremeye başlamıştım. Gözlerimi acıp battaniyemi üzerime sıkıca örttüğümde ve ona sımsıkı sarıldığım da sıcaklığını bir nebze olsun vücudumda hissedebilmiştim. Gerçekten çok güzeldi bazen hatta çoğu kez üşümekten nefret ettiğim zamanlar oluyordu.Böyle zamanlarda da sıcaklığın hatta sıcak ortamda bulunmanın ne kadar müthiş olduğunu anlıyorum. Kış aylarını sevdiğim söylenemez fakat bu ayda severek yaptığım en güzel şey şömine karşısında kitap okumaktır.Üşümem bir anlık olsa da son bulmuştu, yataktan hemen kalktım ve giymem için hazırlanmış olan o mühteşem renklere sahip,Ravenclaw’ın renklerini ve amblemini taşıyan kıyafetleri giydim.

Ortak salona inip ortama bir göz atmak istedim, yürüyüşüm ne hızlı adımlarda ne de yavaş adımlardaydı. Elimde yine o vazgeçemediğim hatta hiçbir zaman da geçemeyeceğim kitaplarım vardı. Koridorlar çok gürültülü ve bir o kadar da kalabalıktı.Bir yerden başka bir yere yetişme çabasında olan öğrenciler, koridor da dahi dedikodu yapan kızlar ve bir de birbirleriyle şakalaşıp koşuşturan öğrencilere rastlayabiliryorduk. Nihayet o uzun koridorları aşmış ve ortak salona varmıştım, O işlemeli büyük kapıdan şöyle bir içeriye bakıp bir adım attığım da verdiğim tepki aynen şu şekildeydi. ‘’ Omğğ.. Baya kalabalık.’’ Gerçekten de baya kalabalıktı bu manzarayı görünce suratım düşmüştü çünkü oturup kitap okuyabileceğim sakin bir yer arıyordum. Burası olmayınca ben de ortak salona gitmiştim. Kapıyı açıp içeri girdiğim de işte tam da görmek istediğim manzaraydı. Sessizlik ve kitap okuyup ders çalışan bina arkadaşlarım en önemlisi de böylesine kötü bir hava da yapılacak en güzel şeydi.

Evet ortam gerçekten süperdi salondan çıkan tek bir ses ise yağmur damlacıklarının pencereye çarparak çıkarttığı sesti.Okuduğum kitabı baya yarılamıştım neredeyse bitirmek üzereydim ve o sırada aklıma gelen şeyin bitki bilim dersine girmek gerektiği olmuştu. Saatte baktığımda fazla süremin olmadığını görünce endişe içinde koşmaya başladım.Öylesine hızlı koşuyordum ki koşarken geride çarpıp bıraktığım kişilere bile bakamıyordum.Fakat elimde olan birşey değildi dersliğe yetişmek hatta 1 dakikasını dahi kaçırmak istemiyordum. İşte dersliğin kapısı görünmüştü henüz profesörün girmediği belli oluyordu buna gerçekten çok sevinmiştim.dersliğe girip orta sıralarda fakat arkaya biraz daha yakın pencere kenarı bir yere oturdum.Parşömenimi ve tüy kalemimi hazırlamış Profesörün gelmesini bekliyordum. Derslikte bulunan gürültünün yanı sıra derslikte olmamasına ragmen koridordan gelen sese karşın Profesörün geldiğini anlayabiliyor ve bunun için de derslikteki sesi azaltmaya çalışan öğrencileri görebiliyordum.

Profesör dersliğe girmişti,yüzünde hafif bir tebessümü vardı biraz heyecanlı gözükmesine ragmen oldukça gür ve kendinden emin bir ses tonuyla bizlere; "Merhaba" diyerek bir açılış yapmak istedi. Bunun yanı sıra konuşmasına devam etti. "Bugün öğreneceğiniz konu aslında Bitkibilim'in temelini oluşturan esas konu olmakla beraber öğrencilerin zorlandığı ve bir o kadarda sıkıcı bulduğu tek konudur." Dedi ve bunu ardında şöyle bir düşündüm de en fazla ne kadar sıkıcı olabilir ki hem ben zorlu şeyleri severim ne kadar zor ise beni o kadar etkileyen bir ders olabilirdi.Doğrusunu söylemek gerekirse zorlanacağımı düşünmüyordum. Profesör sesini olduğunda biraz daha yükselterek; " Konumuz sınıflandırma." Dedi. Umm.. Sınıflandırma demek bu konu ilgimi çekiyordu daha şimdiden merak etmiştim dogrusu,acaba nelere göre sınıflandırma yapacaktık. Gerçekten düşününce aklımda merak uyandıran bir konu olmuştu. Profesör dersle ilgili bilgi vermeye devam ediyordu. "Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi bütün bilinen canavarlar, yaratıklar, bitkiler ve ruhların derecesini bir bakışta anlayabilmemiz için bir rehber sunar. Bu sınıflandırma bizim kendimizi koruma biçimimizi de belirler." Söylemesinin ardında heycan duygum ve merakım biraz daha artıyordu acaba görsel olarak birşeyler yapacakmıydık ve yapmaya ne zaman başlayacaktık.

Profesör bunları söylerken biryandan da tüy kalemimi elime almış parşömenime profesörün söylediklerinin küçük küçük notlar halinde parşömenime geçiriyordum ne de olsa ileride işime yaramayacak değildi.

" Sınıflandırmanın beş kategorisi vardır. Şimdi tahtaya bu sınıflandırmayı öz şekliyle yazacağım. Kitabınızda daha ayrıntılı bir anlatım söz konusu. İsteyenler tahtadakileri not alabilir. Çünkü ayrıntının size sıkacağından ve sınavlarda karşınızda çıkmayacağınızdan eminim." Profesör tahtaya yazacaklarını isteyenlerin not alabileceğini söylemişti. Kitapta daha ayrıntılı olmasına ragmen tahtaya birkaç şey yazıp küçük bilgiler edinmemizi iştemişti. Bu bir yana iyi oluyordu çünkü her zaman not almak işime yaramıştır, ve akılda daha çok kalıcı olduğuna inanmaktayı. Profesör narin bir şekilde asasını kaldırıp tahtada gösterdiklerini takip ettikten sonra hepsini bir bir parşömenime bunun yanı sıra aklıma zimmetlemiştim.

Parşömenime yazdıklarım;

Sınıflandırma
XXXXX
Büyücü katili olduğu bilinenler
Eğitmesi yada evcilleştirilmesi imkansız

XXXX
Tehlikeli
Uzman bilgisi gerektirir
Usta büyücüler idare edebilir

XXX
Yeterli düzeydeki büyücüler ilgilenmeli

XX
Zararsız
Evcilleştirilebilir

X
Sıkıcı
Herkes ilgilenebilir
Fazla kolay


Yazmaya son verip dikkatimi tekrardan Profesöre yöneltmiştim. Profesör de bizim yazdıklarımızı bitirip onu dinlememizi istercesine bakıyordu. Hafif bir şekilde gülümseyerek. "İşte genel hatlarıyla sınıflandırma bu. Tek bir tekrarla işi bitirebilirsiniz." Dedi. Kısacası konunun özünü vermişti. Bunları iyi bilmemiz içinde tekrara ihtiyacımız olduğunu söylemeden geçemedi.

Bu sözlerin ardından yüzünü pencereden dışarı yönelten profesör tekrardan bizlere dönüp; "Yağmurlu günlerde bir an önce yatağıma uzanmak için can atardım. Ve de ödev yapmaktan nefret ederdim. Bu yüzden size bugünlük ödev vermiyorum ve ders bitmeden isteyenler dağılabilir. İyi vakit geçirmenizi dilerim. " dedi ve gerçekten Bayan Jensen’la zevklermizin birebir değil fakat biraz da olsa uyuşabilme ihtimalinin olduğunu görebiliyordum.Tabi kısmen. Ödev vermemesine üzüldüm diyemem fakat ilk günden vermemesi çokta kötü oldu diyemem. Dersin bittiğini söyleyip isteyenlerin dersliği terk edebileceğini belirtmişti, Bunun üzerine parşömenimi ve diğer kitaplarımı toparlayıp kısa adımlarda dersliği terk ettim.


Puan: 14
Açıklama:
Roleplayinizde çok fazla mantık hatası vardı. Örneğin ikinci paragrafta ortak salona gitmişsiniz fakat sesli olduğu için ortak salona gitmeyi tercih etmişsiniz (?)
Ve imlaya pek dikkat edilmemiş. Fakat düşüncelerinizi yansıtma şeklinizi sevdim.
III.Bölme Star3 Puanınız eklendi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucian Luxsouer
Seherbaz
Seherbaz
Lucian Luxsouer


Mesaj Sayısı : 345
Kayıt tarihi : 13/08/10
Yaş : 30
Lakap : Luke

III.Bölme Empty
MesajKonu: Geri: III.Bölme   III.Bölme EmptySalı Eyl. 07, 2010 12:01 am

Omuzlarımda varlığını hissettiren çantam, günün yoruculuğu ve dersler trafiğinin üzerine bu halime tuz biber ekti adeta. Elimde iki gündür bırakmadığım “Tanrılarımız” adlı mitolojik kitabı taşıyordum. Kendisi dört ders kitabıma bedeldi, içindekiler bile. Son derse girmemize az kala seralara yöneldim. Benimki etrafta günün yoruculuğuna kanmış öğrenciler dolanıyordu. Aslında dolanmaktan ziyade herkes gireceği derslerin sınıflarına gidiyordu. Seralar bölümüne geldiğimde yağmuru fark ettim. Buna şaşırmamıştım kaç gündür bizi yıkayıp duruyordu. Sanki bize yaz yeni yeni geçmiş yaz sıcaklığına nispet ediyordu.

III. seraya geldim. Geniş ve tek sıraların olduğu serada şeffaf tavandaki hırçın yağmur damlaları görülüyordu. Gidip bir sıraya oturdum. Elimdeki kalın kitabı açıp nerde kaldığıma baktım. Hah! Posedon’un Medusa’ya sahip oluşu. Aaa??? Bu Medusa yılan saçlı ve gözüne her bakanı taşa çeviren kadın değil mi? Bakalım nasıl o hala gelmiş.

Ve denizler kralı Poseidon cazibeye yenik düşerek Medusa’nın peşine düştü. Medusa yardım istemek için Athena’nın tapınağına kaçtı. Fakat Athena ona yardım etmedi. Poseidon onu buldu ve…

Belirli aralıklarla kulaklara çalınan toplu ayakkabı sesleri dikkatimi çekti. Sonrakendimi tekrar toplayıp o çok önemli ve her şeyin kilit noktası olan son kelimeyi okumak istedim. Başımı tam kitaba çevirmiş nerde kaldığıma bakarken ince kadınsı ses tonundaki bir “ Merhaba” buna engel olmuştu. İçimden şansıma lanet okudum. Ders başlamıştı. Profesör içeri girmiş, masasına oturmuş ve sınıfa bakıyordu. Kitabı istemeyerek de kapatmak zorunda kaldım. Acaba bunu hak edecek ne yapmıştım? Sadece bir kelime…

Kitabı sıranın altına koyup çantamdan yazmak için gerekli malzemelerimi çıkarmaya koyuldum. Önce bir parça parşömen sonra bir tüy kalem ve içi mürekkep dolu bir hokka…

Profesör Sesin artık başlamış olduğunu fark ettiren yüksek bir tonunda dersin konusunun sınıflandırma olduğunu söyledi. Daha sonra topuklu ayakkabın her yere kavuşmasıyla ortama yayılan sesler eşliğinde profesör sıraların arasında gezinmeye ve konuya giriş yapmaya başladı. Sanırım konunun biraz sıkıcı olduğunu kendiside biliyordu, fakat bence anlatış tarzıyla konu gayet de ilgi çekici hala gelmeye başlamıştı. Önce neden böyle bir sınıflandırmaya ihtiyaç duyulduğunu bir güzel açıklayan profesör sonrasında elinde asasıyla tahtaya bu sınıflandırmayı yazdı. Her yazılan yazının ardından kendiside dikkatimizi çekmek amacıyla olacak ki yüksek sesle okudu. Tahtada beliren her kelimeyi harf harf takip ederek sıramın üzerinde çıkardığım gereçleri kullanarak tahtadakileri parşömene geçirdim. Ders zaten bunları yazmakla geçip gitmişti. Tahtada artık bir şey belirmemesinden anladığım sınıflandırmanın bitmiş olduğuydu. Zaten profesör kendiside bunu belirtmişti. Ayrıca kendisinin böyle havalarda yatmağı sevdiğini ve ödev yapmak istemediğini bunun üzerine de ödev vermediğini söyledi. Profesörün şu son “ödev vermiyorum” sözünü duyan kulaklarım adeta bayram etti. Profesör dağılmakta serbest olduğumuzu söyleyince ayrı bir sevindim. Hemen sıramın üzerini toplayıp çantama atıverdim. Sıramın altındaki kitabımı alıp kapıya doğru yöneldim. Çıkarken gördüğüm kadarıyla sınıfın son hali bir araya toplanan öğrencilerden ibaretti. Seranın dışına çıkınca ilk işim kitapta kaldığım yeri bulmak oldu. Devamı şöyleydi;ve ona orada zorla sahip oldu.

Puan: 12
Açıklama: Rpniz estetik açıdan epey göz yormakta. Ayrıca imla ve yazım hatalarıda oldukça göze çarpıyor. Mitoloji sevdanızı benim dersimde değilde, mitoloji dersinde belirtseydiniz keşke. Bitkibilim hakkında düşündüklerinizide duymak isterdim
III.Bölme Star3 Puanınız eklendi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
III.Bölme
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Ders Arşivleri-
Buraya geçin: