- Spoiler:
DERSMODU;; YIRTICI!!
Her şey kırılgandır şu hayatta, hayatın kendine ait akit bile. Her gün güne başlamadan önce mırıldanırım bu sözü, üşenmeden. Bu, beni ben yap benlik değerlerimden, beni bilen yapan binlik derecelerimden biridir. Muggle dünyasında yaşıyosanız bilirsiniz. Sabahları kulağa çalınan horoz sesi kadar eğlenceli şey yoktur. Ama gel gelelim Hogwarts bu güzellikten mahrum. Sabahları baykuş sesiyle uyanmam, of biri beni öldürsün! Her sabah erken kalkıp ders çalıştığım için bünyem bu ritüele alışkın, direk bir hamlede yatağımdan kalkıyorum. Huyum kurusun, renkli şeyleri çok severim. Üzerimde dizimin üstüne hizalanmış sarı tişörtüm, dizimin bir kaç santim aşağısına konuçlanmış pembe çoraplarımdan başka bir şey yok. Pardon, as kalsın kafamdaki peluş tokamı unutuyordum. Etrafımı seziyorum da içimde bağırmak istediğim öyle bir duygu var ki! Ne mi bu dersiniz?
"BU GENÇLİĞİN HALİ NE OLUCAK?!" Merlin'in gözlükleri aşkına, ben gencim ben gencim! Bu nutuklar için çok erken. Yüzümdeki gülümseye nazaran beyin durgunluğum, bi anlık da olsa rahatlamama sebebiyet verdi. Ama rahatlama zamanı değil, çalışma zamanı. Saate baktığımda dersin başlamasına daha koskoca 3 saat var. Bu da benim ders konusunu daha önceden rahat rahat çalışabileceğim anlamına geliyor.
- Spoiler:
HATIRLATMA BALONU;; Geçenlerde Büyük Salon'da bayan Jensen ile karşılaştım ve ders konusu hakkında daha önce bilgi edinebildim. Kendisini çok seviyorum.
Doğruldum ve lavaboya doğru ilerledim. Bir an ayağım yerdeki kırmızı-kıvrımlı topuklu ayakkabıya takıldı. Bu da nesi! Kimin bu pislik diye bağıracakken markasını gördüm, sustum. Kimse
"Louis Vuitton" marka topuklu ayakkabılara pislik diyemez, onlar Merlin vergisidir. Yüzümdeki pişmanlık, bir kaç kez suyla buluşunca yok oluverdi. Su; pişman olduğunuzda vücudunuza değdiği anda her şeyi unutturuveren element. Kızıla kaçan siyah saçlarım, buğday tenimle temas ettiğinde büyülenmemek elde değil. Şarkı söylerken dans etmeyi çok severim. Elimde asam
"if I say I want your body now, would you hold it ageeeeeeeaaaaah" Kedilerden nefret ediyorum. Amanda'nın kedisi
"Myrosha" ayaklarımın altında tepinirken ben de üstümü düzeltmeye çalışıyorum. Pis pis bakışmalarımız son bulduğunda tekrar şarkıma devam ederek merdivenlerden aşağı indim. Bir kaç heyecanlı birinci sınıf öğrencisi aşağıda dolanıyordu. Sessiz olmalarını söyledim, tabi ağızları popolarına yapıştığında nasıl yemek yiyeceklerini anlatmam daha etkili oldu. Küçüklerle dalga geçmek beni çok eğlendiriyor. Bazen soruyorum, neden benimle kimse dalga geç-e-medi? Güldüm. Kendimi pufa tam fırlatmıştım ki kitabımı yukarıda unuttuğumu fark ettim. Bacaklarımı kesip kulaklık olarak kullanmak istiyorum, Merlin aşkına iyi ki okulda elektronik alet çalışmıyor. Büyüyü neden mi seviyorum?
ACCIO BİTKİBİLİM!"Mimbulus Mimbletonia" Bugün senin canını okuyacağım, demeyi çok isterdim fakat sana dokunamadığımın farkındayım. O zaman diğer öğrencilerin canını okuyacağım, derim. Çünkü bunu hep yapıyorum. Sayfa 146, Satır 80, Cümle 7.
"Çok nadir bulunan bir Asur bitkisidir." "Asurlular M.Ö. 2000 yılında şimdiki Irak kuzeyinde konuçlanmış, başkenti Ninova olan eski bir uygarlıktır." Zihnimle gurur duyuyorum. Dünyaya bir daha gelseydim, beyin olmak isterdim. Kısa kısa notlarımı aldım. Defterimi kapattım, tekrar yukarı çıkmak için merdivenlere yöneldim.
1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-16-17, sonunda kapıyı araladım, içeri girdim. Hava yavaş yavaş aydınlanmaya başlamıştı. Asamı havaya kaldırdım ve
"LUMOS MAXIMA! Oda birden Nyx dünyaya inmişcesine aydınlandı. Herkes gözünü yastıkla ve benzeri eşyalarla kapatmaya çalışırken yükselen
Nox! seslerine kahkahalarım eşlik etti. Sonra bütün yüzler bana döndü ve birden kendimi onlarca yastık arasında buldum. Herkes kalkıp gülüşmeye başladı. Formamı giyindim, asamı iç cebime koydum. Nerd gözlüklerimi takıp saçlarımı da tokaladıktan sonra -rengarenk peluş tokalarla- koşa koşa seralara doğru yöneldim.
Daha önceden meşe ağacını incelemek için dördüncü bölmeye gittiğim için yolu ve içerisini biliyordum. Bilmeseydim rezil olabileceğimi fark ettim. Çünkü önümdeki öğrencinin içeri girip tekrar dışarı çıkması, ardından dışarıyı inceleyip içeri girmesi -sanırım ikinci sefer inanamadığı için girmişti- beni kahkahalar içerisinde seraya doğru girmeye yöneltti. Kendimi kabuğu soyulmuş elma gibi hissettim. Tamamen savunmasız ama çok tatlı. Eh, narsistimdir görüldüğü üzere. İçeri girdiğimde bir kaç öğrenci ağaçların etraflarında konuçlanmıştı bile. Profesör Jensen'e gülümseyip notlarımı meşe ağacının altına bıraktım. Daha dersin başlamasına vardı. Etrafımı incelemeye karar verdim. Tam karşımda
"Chubbly Weed" vardı, korktum. Şaka tabii ki. Nam-ı diğer
"Şişman Ot" ona zarar veren ve protein niteliğindeki her şeyi yiyebilir. O yüzden tehlikede değilim. Ah keşke bir Slytherinliyi yese de, gülsek! Onun yanında kutsal ağaç, meşe var. Çok trajik bi parodi olmuş. Meşe Şişman'a karşı! Merlin'in patlak çorabı aşkına, bu da nesi böyle! İlerlemeye başladım ama sağımdaki hareketlenme ilgimin oraya yönelmesine neden oldu. Profesör derse başlamıştı. Farkında profesörün söylediği sözlere sesli olarak eşlik etmeye başladım.
"Çok nadir bulunan bir Asur bitkisidir. Dikenleri yerine çıbanları olan bir kaktüse benzer. Bu çıbanları bir savunma mekanizmasıdır, herhangi tehlikeli bir durumda etrafa Kokanözsü sıçratırlar. Ama bu sıvı zehirli değildir." Bittiğinde her seferinde olduğu için tüm gözlerin odak noktası bendim. Benim gözlerimse profesöre odaklıydı. Gülümsedi, sevindim. Daha sonra dersi bitirdi, ödev panosuna doğru yöneldim. Ödevin olduğu kağıdı görünce çığlık atmamak için kendimi zor tuttum,
"ŞAMARCI SÖĞÜT! Ben bu kadını seviyorum."- Spoiler:
NOT1;; Ben bu dersin rpsini dün yazıyordum, gönderdim. Zaman aşımı nedeniyle tekrar girmemi söylediler ve rpm gitti. Bilirsin uzun uzun yazarsın sonra gider, rp şevkin yok olur. Bunu da zoraki yazdım. Beğendim ama senin kararına kalmış. Belirtmek istedim. İkincileri birincisinin özeti gibi yazarsınız, o yüzden anlaşılmaz. Benimki de öyle oldu.
NOT2;; Ödevi pm ile mi yolluyoruz, rpnin altına mı yazıyoruz? Yeni üyeyim bilmiyorum, teşekkürler.
Puan: 19
Gülerek okudum rpni, çok iyiydi. Evet pm ile gönderiyorsunuz.