II.Bölme

Konu: II.Bölme C.tesi Ara. 04, 2010 4:12 pm

**
İkinci sınıf öğrencilerine ait seralardır. Seranın içi U düzeni masayla kaplıdır ve içeriye girildiği anda mistik bir koku duyulmaya başlar. Derslik küçük ve az biraz basık olduğu için bu koku keskin bir biçimde herkes tarafından algılanır. İlk derslerde öğrenciler bu kokunun yoğunluğundan şikeyet etseler bile, daha sonraları alışmaktadırlar. Ahşap masaların her biri farklı bir bitkiyi temsil eder ve öğrencilerin seçtiği masanın özelliklerine göre ruh ve fiziksel hallerinde değişimler görülebilir. Bu özel bitkiler;
*Mandrake*
Bu bitkinin hakim olduğu ortamda bulunan kişinin ruh halinde giderek mutlu bir tavır almasını sağlar, bu kişinin suratında ilk yarım saat boyunca gülümsemeler eksik olmaz, ardından bu gülümsemeler kahkahaya dönüşmektedir. Fakat Aline bu zamanı dersin bitimine kadar herhangi bir sorun olmaması adına uzatmıştır ve kişi ders bitimine kadar yüksek dozda gülmez, yalnızca küçük tebessümler suratından eksik olmaz.
*Holly*
Bu bitki kişide güzellik hissi uyandırır, kişinin ertarınfakileri görüş açısı başkalaşır ve bu görüşler hep olumlu yöndedir. Ayrıca kişinin görünüşünde farklı bir güzellik sezilir. Bu masa genelde kızlar tarafından kapılmaktadır.
*Rosewood*
Muazzam kokusuyla kişiyi etki altında bırakır. Çiçek kokusunun verdiği huzur ile kişi kendini refah hisseder. Eğer ki kişinin sorunları var ise bu masaya oturduğu andan itibaren bu sorunları unutur, kişinin düşündüğü tek şey; huzurdur.
*Fluxweed*
Karamsarlığı içine çeker. Kişinin bir durumda karamsar olduğu anlarda o durumdan kurtulmasını sağlar ve kişinin kendini daha güvende hissetmesini ve cesaret kazanmasını sağlar.
*Nettle*
Kişinin saldırganlaşmasını sağlar ve kişide dağınık bir görünüm kazandırır. Diğer bitkilerden farklı olarak kötü bir etkisi olduğu için genelde Syltherinli kişiler tarafından tercih edilen masadır.
*Ginger*
Zekaya yöneliktir, kişinin ders boyunca zihninin açık bulunmasında katkı sağlar, Ravenclaw ile Gryffindor öğrencileri bu masayı kapmak adına bir yarış içindedirler. Çünkü bu masaya sahip kişi, dersin en başarılı öğrencisi olmaya naildir.
*Belladona*
Kişiyi duygusallaştırır. Kimi zaman kişinin içindeki aşkı ortaya çıkarır. Fakat oturan öğrencinin dikkatinin dağılmaması adına Aline, bu aşkı bitkibilim aşkı olarak sınırlamıştır.

Konu: Geri: II.Bölme C.tesi Ara. 11, 2010 2:45 pm

*Dersin Konusu: Bitkilerin Sınıflandırılması.
*Dersin Profesörü: Aline Matilde Jensen
*Ders Zamanı/Hava Durumu: Günün ikinci dersi & Hava kar fırtınalı.
*Dersin İşlendiği Yer: II.Bölmeli Sera.
*Ders Öncesi: Öğrenciler sınıfa geldiğinde profesör derslikte, kürsüsünde oturmakta ve önündeki kitaplardan araştırma yapmakla meşguldür. Öğrencilerin gelmesiyle profesör, tüm uğraşlarını bırakıp onlara yoğunlaşmıştır ve kısa bir sohbetin ardından derse geçiş yapmıştır. Herkes bitkilere özel, farklı sıralarda yer almaktadır.
*Dersin İşlenişi: Derse başlayacağı zamanlarda Aline, sınıfın içindeki uğultuyu içine çekercesine parmaklarını şaklatır ve ardından tüm öğrenciler pür dikkat profesöre yönelir. Öncelikle kendini tanıtarak derse başlar Aline ve ardından tek tek öğrencilerin isimlerini sorar. Birkaç isim hafızasına şimdiden kazınmıştır.
Uygunsuz hava koşulları dersin işlenişini olumsuz etkilese dahi ısrarla dersi anlatmak için direnmektedir profesör ve kadife cübbesine sıkıca sarılarak asasını eline alır. Sınıf tahtasının önünde teker teker yazılar oluşmaya başlar ve bir tablo görünümü alır.

Sınıflandırma

XXXXX
-Büyücü katili olduğu bilinenler
-Eğitmesi yada evcilleştirilmesi imkansız

XXXX
-Tehlikeli
-Uzman bilgisi gerektirir
-Usta büyücüler idare edebilir

XXX
-Yeterli düzeydeki büyücüler ilgilenmeli

XX
-Zararsız
-Evcilleştirilebilir

X
-Sıkıcı
-Herkes ilgilenebilir
-Fazla kolay

Tablodakileri açıkladıktan hemen sonra Aline, bu tabloyu öğrencilerin parşömenlerine geçirmelerini ister ve bu konunun temel ve Bitkibilim'in en sıkıcı konusu olduğundan bahsederken zil çalmaktadır. Öğrencilerine iyi dileklerde bulunduktan hemen sonra Aline, dersin başındaki konumuna geri dönmekte ve de araştırmasına devam etmektedir.

*Verilen Ödev:

Bitkilerin büyücülere yararı hakkında bir paragraflık yazı yazınız.
***Out: Sınıf düzenindeki kurguya uymayanların puanından düşürülmektedir. Önce gelen istediği masayı seçer ve herkes tek bir masayı seçme hakkına sahiptir. Sizden önce yazılan rplere göz gezdirin. İyi Role playler (:

Konu: Geri: II.Bölme Paz Ara. 12, 2010 9:55 am

“Duygular , yerini acıya bıraktığı zaman bir şeylerin bitme vakti gelmiştir Savannah”

, annemin sesi kulaklarımda yankılanıyordu.Üzgün olduğum zaman bu her ne için olursa olsun bunu söylüyordu.Peki benim açımdan neye iyi geliyordu bu ? Acım , diniyor muydu? Elbette ki hayır ! Ama o annemdi ve sanırım böyle şeyler söyleyince en azından vicdanı rahatlıyordu ve bana yardım ettiğini düşünüyordu. O böyle bir şey söyleyince her şey geçiyordu ona göre , benim hissiyatımın pek bir önemi kalmıyordu o konuştuktan sonra , ben yardımcı oldum gerisi ona kalmış diye düşünüyordu herhalde .Evet evet , bu her zaman böyleydi .Konsantre olamıyordum derse , Tılsım dersi benim için tam bir işkence gibi geçiyordu.Profesörün dikkatini çekerek rezil olmak istemiyordum.Bu yüzden dinliyormuş gibi yapıp arada gözlerinin içine bakıyordum , geri kalan zamanda da not defterimi karalıyor kalpler filan çiziyordum.Aşığım ya ondan herhalde , dikkat olayını kaybedeli çok oldu zaten ve sonuç II.sınıftayım hala ..
Zil sesini duymamla hızla toparlandım.Gerçekten lanet haftanın bitmesini ve bir an önce tatilin gelmesini istiyordum.Bitkibilim dersine gidecektim ve Aline beni gördüğüne eminim çok mutlu olacaktı(!).Büyük Salona gidebilmek için hızla değişen merdivenlere ilerledim.Bir kaç öğrenci ve profesör dışında kimseyi göremedim.Dikkatim elimdeki Bitkibilim kitabındaydı , şöyle bir okumak istedim fakat şevk birden kaçtı.Bir kaç gün önce Melanea ile konuştuğumda Aline’in seralara farklı bitkiler yerleştirip onları büyülediğini ve buna göre etkiler yaptığından bahsetmişti.Onun bulunduğu III. Serada , bitkiler ödül olarak veriliyordu. Eminim II.serada da derste başarılı olana ödül olarak bitkiler vardı . “Savannaaah !” dedi Charles.Dalgın halimden kurtulup ona gülümsedim.”Chess , ne yapıyorsun sen ?” dedim. Sonra söylediğim şeyin ne kadar saçma olduğunu fark edip başımı sağa sola salladım.Ve gülümsedim. “Şaşkın mısın Vannah ? , Derse gidiyorum ve öğrendiğim kadarıyla serada sihirli masalar varmış, hemen kapmalıyım!”dedi . Ona şaşkın şaşkın bakıyordum. “Sihirli masalar mı? , Nasıl yani?”dedim ona , biraz sesimi yükseltmişim ki öğrenciler dönüp bana baktı. Bende şaşkın bir gülümsemeyle onlara baktım.”Evet , duyguları kontrol eden tarzdan işte Vannah , çabuk ol belki de şu kılığına iyi gelecek bir masa bulursun”dedi ve höykürerek gülmeye başladı.Sinirlenmiştim fakat söylecek bir sözüm yoktu çünkü gerçekten kendimi kötü hissediyordum ve bu dışa bu şekilde yansıyordu.Hızlı adımlarla merdivenlerden indim . Zamanımın çoğunu , burada geçirmiştim ve zil neredeyse çalmak üzereydi.Charlesla birlikte hızlıca Araziye çıkmıştık.Kar fırtınası tüm hızıyla ve nefretiyle bize etki ediyordu.Paltoma sıkıca sarınarak fırtınayla yüzleşiyordum.Kar ayaklarımı hapsetmişti ve yürümeme engel oluyordu . Seraya yaklaştığımda içeriden gülüşmeler geliyordu. Charles seraya girdi ve koşarak arkadaşlarının olduğu masaya gitti . Ravenclawluların çoğunlukta olduğunu görünce , zekanın orada tavan yapacağı kesindi.Seranın basıklığı nedeniyle kokular birbirine karışmış ve ağır bir harman oluşturmuştu ve beni bayıyordu. Teneesse’nin olduğu masadan hoş kokular yayılıyordu ve Teneesse hiç olmadığı kadar hoş görünüyordu. Üzerime biraz bakındıktan sonra o masaya doğru ilerledim . Masaya gelince kokuyu içime çektim ve yerleşmeye başladım. Masada "Holly" bitkisi vardı. Evet bu masa benimdi . Daha iyi göründüğümü düşünmeye başlamıştım bile .Aline ilgilendiği kitaptan başını kaldırdı ve parmaklarını şıklatarak dikkatleri toparlamaya başladı .Öncelikle kendini tanıttı ve isimlerimizi sordu sıra bana gelmişti.Bana kaşlarını kaldırarak baktı . “Savannah Bree Brown , profesör” dedim. İsmimi bildiğini biliyordum.Geçen senelerde dersinde başarılı olmaya çalıştığı bir öğrenciydim.Bana son defa bakıp diğer öğrencilerin tanıtmasını dinledi .Herkes kendini tanıttıktan sonra profesör tahtaya doğru ilerledi.Kar fırtınası derse engel oluyordu. Fakat Profesör dersi anlatabilmek için direniyordu.Asasını aldı ve tahtaya yöneltti.Tahtada yazılar belirdi.Tablo oluşmuştu.Tablo Bitkilerin sınıflandırılmasıyla ilgiliydi.Aline tek tek tabloyu açıklıyordu.İlgimi çeken Tehlikeli bitkilerdi .Bunu anlatırken dikkatim tekrar dağılmak üzereydi.Dikkati toplarlayan masayamı geçmeliydim yoksa ? bir an irkildim ve Aline’in bakışları üzerimdeydi dersi dikkatlice anlatıyordu.Ahh umarım dersten sonra konuşmak isteyecek kadar dikkatini çekmemiştim.Tabloyu açıkladıktan sonra parşömenlerimize yazmamızı istedi bizden –~-Büyücü katili olduğu bilinenler ~ , Büyücü katilimi , yazdıklarımı anlamaya çalışıyordum.Çünkü gerçekten çok sıkcıydı.Aline bizlere tekrar döndü ve , bu konunun gerçekten çok sıkıcı olduğundan bahsetti .Tahtaya asasını yönelterek , “Bitkilerin, büyücülere yararı hakkında bir paragraflık yazı yazınız” yazdı .Ödevi de aldıktan sonra , eşyalarımı toparladım ve masada ki kokuyu son bir kez içime çektim .Paltomu sıkıca üzerime sardım ve zilin çalmasıyla , çıkışa doğru yöneldim.Profesöre bir şey sormak için bakacak olduysam da o araştırmasına dalmıştı.Sessizce seradan ayrıldım.

Spoiler:

Konu: Geri: II.Bölme Paz Ara. 12, 2010 11:48 am

Adımlarımı hızlandırıp kar fırtınasının içine daldım. Siyah paltoma sıkıca sarılırken önde giden öğrencileri de zor şeçebiliyordum. Bitki bilim dersine karşı istekliydim. Babamın söylediğine göre annem bitkilerle uğraşmayı, onlara bakmayı çok seviyormuş.
Dikkatlice arkama döndüm. Isabella - ikizim - ortalıkta görünmüyordu. Umarım bu derse yetişirdi. Diğer taraftan Catherine'de oratlıkta görünmüyordu. Kardeşlerimin arasında en inek öğrenci ben miydim? Uzun siyah paltom beni kar fırtınasından korumaya çalışadursun ayakkalarım buz kesmişti. Giydiğim çizmeler dizime kadar geliyordu ve daha yeni aldığım çizme kış havasında hemen eskiyecekti. Yani bu kar fırtınaları devam ederse yeni bir çizme alamam gerekecekti. Ben karla çebelleşirken arkadan bir el uzandı ve omzumu tuttu. Kafamı aniden çevirdim ve kıza baktım. Isabella.
Kafamla hemen seraya işaret ettim. Kar fırtınasında konuşamazdık herhalde. Seraya doğru yaklaştıkça gülüşme sesleri duymaya başladım. Isabella'da bunu farketmiş oalcak ki adımlarını hızlandırmıştı.
Sonunda seraya girmeyi başardığımızda Ravenclaw bölümünün fazlalıkta olduğunu farkettim. Isabella, üç beş kişiden oluşan Gryffindor bölümüne bakıyordu. Isabella'nın omzunu sıvazladım ve gülümsedikten sonra Ravenclawların fazlalıkta olduğu masalara yöneldim.
Masaya yerleşirken seranın kokusunu içime çekiyordum. Birbirine karışmış kokular beni adeta büyülüyordu. Bu koku bazıları için bayat, iğrenç bir koku olabilirdi. ancak benim hoşuma gidiyordu. Masamda ''Rosewood'' bitkisi vardı. Aline ilgilendiği kitaptan başını kaldırdı ve parmaklarını şıklatarak dikkatleri toparlamaya başladı .Öncelikle kendini tanıttı ve isimlerimizi sordu sonunda sora bana gelmişti. '' Elisha Stefanie Andie.'' İsmimi hatırlıyor gibiydi. Geçen sene büyük bir başarı göstermiştim.
Son olarak da Isabella kendini tanıttıktan sonra profösör tahtaya yöneldi. Kar fıtınasının boğucu sesi derse engel oluyordu ancak prpfösör dersi anlatabilmek için direniyordu. Asasını aldı ve masaya doğru yöneldi. Tahta da bir tablo oluşmuştu.Tablo Bitkilerin sınıflandırılmasıyla ilgiliydi. Profösör tek tek tabloyu açıklıyordu.
Dikkatimi tamamen derse odaklamıştım.Aline’in bakışları öğrencilerin üstünde geziyodu ve dersi dikkatlice anlatıyordu.Tabloyu açıkladıktan sonra parşömenlerimize yazmamızı istedi bizden –~Büyücü katili olduğu bilinenler ~ yazdıklarımı anlamaya çalışırken bir taraftan da hocayı dikkatlice dinliyordum. Aline bizlere döndü ve dersin sıkıcı olduğundan bahsetti. Asasını tahtaya yöneltti. “Bitkilerin, büyücülere yararı hakkında bir paragraflık yazı yazınız” yazdı. Ders süresince kendimi o kadar huzurlu hissetmiştim ki buradan hiç ayrılmak istemiyordum. Ödevleride aldıktan sonra eşyalarımı topladım ve Isabella ile seranın kapısına yöneldim. Paltomu sıkıca üstüme geçirirken Isabella'da kendi paltosunu üstüne geçiriyordu.
''Bitlibilim dersi geçen senede sıkıcıydı bu sene de.'' dedi Isabella.
''Bells.'' Zilin çalmasıyla beraber kar fıtınasının içine yeniden daldık.

Spoiler:

Konu: Geri: II.Bölme Paz Ara. 12, 2010 1:18 pm

Kar fırtınasıyla boğuşurcasına derse yetişmeye çalışıyordum. Kar fırtınası her zaman için beni korkutmuştu.Bu derse yetişmeliydim.Annem gibi bende bitkileri çok seviyordum.Birden başımı soğuktan koruyan şapkam uçuverdi başımdan.Yürümekte zorlanıyordum.Birden önümde siyah paltolu bir kız belirdi. "Elisha" diye bağırdığımda. Ağzımdan dumanlar çıkıyordu. Sanırım Elisha fırtınadan dolayı beni duymuyordu. Ben bile sesimi duymuyordum. Seraya girdi.
Ardından ben, ama beni fark etmedi. Bende onu arıyordum ama göremedim.
Slytherinlerin bulunduğu yere geçmeyi tercih ettim. Bitkilerin kokusu beni benden almıştı. Isabella ortalıkta görülmüyordu. Derse geç kalmazdı umarım.Mandrake bitkisi önümdeydi. Dersi büyük bir dikkatle dinliyordum. Daha doğrusu dinlemeye çalışıyordum. Kar fırtınasından dolayı bir şeyler duyuyordum fakat pek anlamıyordum. Arkamdakilerde pek dinlemedikler için konuşuyorlardı. Sinirli bir şekilde “Yeter” dedim. Tüm dikkat üzerime toplanmıştı. Sadece arkamdakiler beni kaideye almıyorlardı. Asıl onlara söylüyordum ama. Konuşmaya devam ediyorlardı.”Hey, size diyorum. Ders dinlemeye çalışıyorum. Susun ”dedim.
Profesörde onaylar gibi başını salladı. Bir öne geçtim. Burada dersi daha iyi dinleyebiliyordum. Isabella geldi. Kendini tanıttı ve yerine geçti. Dikkatim dağıldı. Kısa sürede toparladım. Kar sesinden dolayı Profesörün dediklerini zor duyuyordum. Tabloyu açıkladı. Daha sonra "Bitkilerin, büyücülere yararı hakkında paragraf yazın" dedi.
"Bitkilerin, Büyücülere Yararı" adlı başlık attım. Yazmaya başladım. Ders boyunca büyük bir sessizlik vardı. Sessizliği bozan fırtına sesiydi. Yazdıkça aklıma daha çok şey geliyordu fakat sadece bir paragraf yazacaktık.
Yazdığım paragrafın ilk bir kaç cümlesi şöyle olmuştu. "Bitkiler evcilleştirilebilir. Fakat bazıları zor bazıları kolay evcilleştirilir. Büyücüler bitkileri..."yazdığımda garip bir ses duydum herkes dışarı baktı kar fırtınasının marifetlerinden biriydi bu. Arkadakilerin sesi gelmeye devam ediyordu. Bu sefer benden önce profesör ilk atağını yaptı. Hafif yüksek bir sesle ”Sizde yazmayı deneseniz.”dedi. Dediğini hiç kaideye almadıklarını gören profesör daha da fazla sesini yükselterek “Size diyorum” diyince birden irkildiler. Serada kahkaha turfanı koptu. Yazmaya başladılar. Yazım bitti.
Elisha’nın çıktığını gördüm. Ardından Isabella'yı. Zorlukla yanlarına gittim. Duyduğum son kelime Isabella’nın "Bitki bilim dersi bu senede sıkıcıydı geçen senede" sözünüydü. Onaylarcasına başımı salladım. Açık kahverengi paltomu giydim ve onlarla birlikte kar fırtınasının içine girdim.
Spoiler:

Konu: Geri: II.Bölme Ptsi Ara. 13, 2010 2:59 pm

Dersin ne olduğunu öğrenmek için ders programına baktım,ders bitkibilimdi. Bitkibilim dersi pek ilgimi çeken bir ders değildi. Var mıydı iksir dersi gibisi? Ama sevsemde sevmesemde bu derse girmeliydim ve sınıfımı geçmek içinde ilgi göstermeliydim. Elisha ve Catherine sınıflarını geçer ve bende sınıfta kalırsam o zaman çok kötü olurdu. Aklımda bu düşüncelerle seraya doğru koştururken ikizimi-Elisha-gördüm. Yanına koştum ve elimi omzuna koydum. Hafifçe gülümsedim,sonra birlikte seraya doğru koştuk. Gryffindor'da ikinci sınıfta olan fazla kişi yoktu ama ikizimin binası,yani Rawenclaw'da daha fazla ikinci sınıf vardı. İkimizde binadaşlarımızın yanına gittik.
Bir kaç dakika sonra Profesör Aline elini şıklattı ve herkes pür dikkat Profesörü dinlemeye koyuldu. Öncelikle isimlerimizi sordu,sıra bana geldiğinde"Isabella Andie."dedim. Bende kendimi tanıttıktan sonra profesör soğukta zorlanmasına rağmen dersi anlatmaya başladı. Ardından asasını alıp masaya yöneldi,tahtada bir tablo oluştu. Tablo bitkilerin sınıflandırılmasıyla ilgiliydi.
Profesör tabloyu açıklamaya başladı. Dikkatimi iyice derse verdim. Profesör tabloyu açıkladıktan sonra tabloyu yazmamızı söyledi. Tahtadakileri parşömene yazarken yazdıklarımı içimden tekrar edip anlamaya çalışıyordum. Elisha bitkibilime ilgiliydi,bende ondan geride olmak istemiyordum.
Tabloyu yazarken ~Büyücü katili olarak bilinenler~ kısmı beni biraz ürkütmüştü. Bir bitki,hemde büyücü katili! Aklımdan bu düşünceyi uzaklaştırdım,çünkü ürkmüştüm. Tabloyu yazdıktan sonra Profesör ödevimizi söyledi, "Bitkilerin,büyücülere yararı hakkında bir paragraflık yazı yazın.". Ödevimi not aldıktan sonra eşyalarımı toparladım. Elisha ile birlikte oradan ayrıldık ve kar fırtınasının içine daldık.

Spoiler:

Konu: Geri: II.Bölme Perş. Mayıs 12, 2011 5:57 pm

Kardan nefret ettiğim kadar başka bir şeyden etmedim. Bir de brokoli çorbası var ama şuan konumuz o değil. Soğuğu severim ama karın yeryüzündeki bütün gizemleri gizlemesi hoşuma gitmiyor. Her şey açık ve net olmalı. Saklama, söyle. Sıcacık büyük salonda oturmuş Miles'e içimi döküyordum. Artık konumuz bahis ya da benim anoreksik hastalığına yakalanmam değildi. Artık daha eğlenceli şeylerden söz edebiliyorduk. Aşmıştık kendimizi. Zaten ben yeterince konuşkan biriydim ve Miles'te artık bana ayak uydurmuş, kendimi ona benzetmiştim. "... Bak, diyorum sana. Bitkibilim dersliği eğlencelidir. Tamam, bazı bitkiler sinir bozucu olabiliyor ama gelmelisin. Tek gitmek istemiyorum oraya!" diye koluna yapışıp yalvarmaya çalıştım ama gelmeyeceği çok açıktı. Ben de sinirle kitaplarımı kapıp masadan kalktım. Hızlı adımlarla salondan çıkıp arkama bile bakmadım. Benimle gelmediğine inanamıyordum! Zaten kar yağıyor diye öfkeliyim, toprak kokusu her ikimiz içinde iyi olabilirdi. Cübbemin önünü sımsıkı kapatıp seralara doğru koştum. Sera'nın içerisi dışarıdan pek bir gözükmüyordu. Hem camlar kirliydi hem de camlar buhulanmıştı. Gıcırtılı kapıyı açıp içeri girdiğimde bir anda suratıma bir sıcak hava dalgası vurdu. Ardından hoş ve farklı çiçek kokularıyla, toprak kokusu. İşte, o lanet olası beyaz laneti yani kar'ı anca bu unutturabilirdi. Çıkmak istemiyordum. Herhangi bir masaya oturup profesörü dinlemeye koyuldum. Aslında profesörün sesi gittikçe yükselmeye başlıyordu ve bu sinir bozucuydu. Hele o parmağını şıklatıp sınıfı susturması nedense kendime hakim olamamamı sağlıyordu. Neler olduğunu konusunda bir fikrim yoktu ama içimde durdurulamaz bir öfke vardı. Eğer benden biraz kısa olsa ve genç olsaydı profesöre dalabilirdim. Sebebini bilmiyordum. Kız olmasıda umrumda olmuyordu şuan. Sadece ölesiye dövesim vardı. Profesör herkese sırayla ismini sorup tanışmaya çalışır. Sıra bana geldiğinde ise ağzımı zor açabildim. Aslında ağzımı açmaktan korkuyordum. Her an bir küfür yollayabilirdim. Dişlerimi sıkarak anca "Thunder" diyebildim. Kaşlarımıda çatmıştım. Profesör bir bana bakıp bir de önümde ki çiçeğe bakıp sırıttı ve başkalarını tanımaya devam etti. Bakışlarımı önümdeki çiçeğe çevirdiğimde bir şeyler kafama dank etti. Bitkilerin insanların duygularını, düşüncelerini değiştirebildiğini duymuştum. Sanırım şuan ki sebepsiz öfkem bu yüzdendi. Saksının üstündeki yazıyı sessizce okudum ve hemen kitabı açıp bitki hakkında bilgi aradım. Ve evet. Beni saldırgan yapıyormuş bu bitki. Başka yere geçmek istiyordum. Yoksa kötü şeyler olabilirdi. Ama profesör çoktan dersi bitirmişti bile. Herkese tablodakileri not almasını söylemişti. Ama ben daha fazla durmaya katlanamazdım. Yine büyük salondan nasıl çıktıysam öyle çıktım seradan. Öfkeli ve sinirli. Seradan çıktığımda görüşümü engelleyen kar daha fazla öfkelenmemi sağladı ve arkamı dönüp sınıfa küfür ettim. Sonra cübbeme sımsıkı sarılıp koşmaya başladım. Yeter artık!

Puan: 18