Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 IV. Sınıf I. Ders

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Saqued Dieudonné
Tılsım Profesörü
Tılsım Profesörü
Saqued Dieudonné


Mesaj Sayısı : 1034
Kayıt tarihi : 23/12/10
Lakap : Kara melek.

IV. Sınıf I. Ders Empty
MesajKonu: IV. Sınıf I. Ders   IV. Sınıf I. Ders EmptyC.tesi Nis. 21, 2012 5:31 pm

Ders Konusu: Locomotor Mortis / Engorgio.
Zaman: Okulun ilk günü, ikinci ders…
Hava Koşulları: Şiddetli bir fırtına.
Dersin İşlenişi: Hiçbir olumsuz olay ve geç gelme yaşanmamıştır.
NOT: Eşleneceğiniz kişileri kendiniz buradan ilgili kısımdan seçerek rol oyununuzun sonuna ekleyiniz. Belirtmeyenin rol oyunu geçersiz sayacağım.

Günün ikinci dersine hazırlanırken birinci sınıflardan arta kalan kutulara doğrulttuğu asasını zarif bir el hareketiyle havaya kaldırıp biçimli dudaklarından ayrılan naif bir komutun kendisine yardımcı olmasına izin veren güzel cadı, bakışlarını camdan dışarı odaklarken gözlerini kısıp sessizce yağmur tanelerini hızları kesilene ve yok olana dek izliyor. Bir süre sonra son kutunun da dersliğin güney duvarına yerleştiğini bildiren tok sesi duyduğunda hafifçe yerinden sıçrıyor ve tehlike çanlarının çaldığını bildiren bir mırıltıyla kendi melodisini dersliğe bırakıyor. Geçen dersten kalan masa ve sandalyeleri de kuzey duvarına yığmayı bitirdiğinde ders programının bir kısmını unuttuğunu anımsayıp sakit tavırla masasındaki dokümanları karıştırmaya başlıyor ve nihayetinde dosyasının en sonuna özenle yerleştirilmiş bir halde yıllık planını buluyor. Yay biçimli kaşlarını çatıp, bu müfredatın aşırı ileri olduğuna ve yıl sonuna dek yetişmeyeceğine dair bir takım hiddetli sözler savurduktan sonra kuzguni saçlarını karıştırıp bir çıkar yol düşünmeye başlıyor. Çabaları bir sonuç verdiğinde ise üzerine lanet gibi çökmüş olan tedirginlik çelimsiz bir kabus gibi kaybolup gidiyor. İyice keyiflendiğini hissedince asasının hafifçe çevirip tatlı bir dokunuşla tıklattığında “Accio Kahve!” diye çınlıyor. Bir fincan sıcak kahveyi avuçlarının arasına aldığında yaralarına rağmen kendisini mutlu ve huzurlu hissediyor, bir süreliğine.

Rüzgar bir banshee misali avaz avaz bağırırken bir anda dersliğin batı cephesindeki yedi pencerenin, en tepesindekinin camı kırılıyor ve daha güzel cadı kaykılamadan kırılan cam parçalarından birisi yüzünü savunmak için harekete geçirdiği koluna saplanıyor. Acı içinde inlerken arsız bir küfür savuruyor. Kapıya ulaştığında azametli bir sesle “Lanet olası görevliyi çağırın biriniz,” diyerek çınlıyor ve Crystal’in başını sallayarak koşmaya başladığını gördüğünde bir nebze rahatlıyor. Fırtına yüzünden savrulan şeylerden birisi tepedeki bir cama daha indiğinde bu sefer camın acı feryadından kopan parçalar duvarda asılı olan bina liderlerinin resimlerine saplanıyor hiçbir ayrım gözetmeksizin; kudretli Salazar, cesur Godric, zeki Rovena, sevecen Helga. Crystal bir hizmetliyle kapıda belirdiğinde bakışlarını dört liderin tablolarından henüz ayırmış olan güzel cadı, mavi alevleri andıran bakışlarını gazabından sakınmayan görevliyi mahcup etmekle mükellef kılıyor. “Geciktin,” diye çınladığında kibirle pişmiş melodik sesi, nefretle çatallaşmış bir vaziyete bürünüyor. Çenesinin ucuyla kırılan üç pencereyi gösterirken adamın tepki vermeden işine koyulması öfkesini bir nebze dindiriyor, bir nebze. Kum saatindeki son damla da hantal bir hareketle dökülünce, kapı aralanıyor ve öğrenciler ikişerli üçerli gruplar halinde dersliğe doluşuyor sanki sözleşmişler gibi. Her gelen öğrenci bir kez hizmetlinin ne yaptığına ve bina liderlerinin bir hançer savrulmuş gibi ortadan ikiye kesilmiş tablolarına bakıyor mutlaka. Sınıftan sinir bozucu bir uğultu yükselince tahammül sınırlarını koluna aldığı darbe ile aşan cadı, “Pekala, kapatın çenelerinizi,” diyerek çınlıyor ve dudaklarından çıkan komutla kapı gür bir sesle çarpılarak kapanıyor. Hizmetli dahil herkes bu ses karşısında irkiliyor ve sınıftaki ses bir anda son buluyor. Bakışların ve bütün dikkatin üzerinde olduğuna kanaat getiren güzel cadı önce hizmetliye bakıyor ve “İşine dön,” diye çınlıyor, ardından öğrencilere bakıp “Evet, şu andan itibaren gereksiz bir kelime eden dersliğimi terk eder ve dönem boyunca hiçbir dersime giremez,” diyor tehditkar bir sesle. Herkesin endişeli bakışlarının dostlarına, arkadaşlarına, binadaşlarına ve nihayetinde kendisine ulaştığında ifadesini yumuşatmaya çalışıyor ve ne yazık ki başarılı olamıyor. Bu yüzden vakit kaybetmeden derse geçmenin mantık çerçevesi içinde bir tutum olacağı hükmüne varıyor ve alabildiğine sakin bir tonla konuşmaya başlıyor. “Öncelikle ilk dersimize hoş geldiniz. Geçen sene iyi performans sergilediğiniz için burada dersimdesiniz ve bu birlikte geçireceğimiz son sene. Profesör Ruthvell’a hiçbir şey bilmeyen bir avuç zavallı göndererek konumuma leke sürmeyeceğimi hepiniz de en az benim gibi biliyor olmalısınız. Ders işleyişimiz değişmedi, ancak müfredatımızın sanki derslerimiz artmışçasına iki katına çıkarılması üzerine bir derste iki konu bitirmek zorundayız. Sizi temin ederim ki bir derste iki konuyu da verimli bir biçimde işleyebilirim lakin taşkınlık akabinde bir konu yetişmezse sorumlu sayılırsınız. Bugün huzursuz oluşumu da göz önünde bulundurarak biraz daha dikkatli olacağınızı ümit ediyorum.” Kesin emirler, tartışılmaz direktifler sonunda sözlerini tatlı bir dilekle sonlandıran cadı, her kelimesinin akıllarına kazındığına emin olmak istercesine tek tek öğrencilerin gözlerine bakıyor. Bir süre sonra gözlerinin önüne düşmüş olan bir tutan kuzguni saçı kulağının arkasına sıkıştırıp masasının yanına gidiyor dikkatli bir sıçramayla üzerine oturup dizlerinde ellerini birleştirdiğinde tekrar konuşmaya başlıyor. Bu sırada pencereler için geçici bir çözüm bulmuş olan hizmetli görevini yerine getirdiğini bildirip iyi dersler dileğini sunduktan sonra hızlı adımlarla sınıfı terk ediyor. O sınıfı terk ettiğinde güzel veela güçlü bir sesle dersine başlıyor.

“Bugün iki konuş işleyeceğimizi söylemiştim. İlk konu ile ikinci konu arasında ufak bir yer değiştirme yapıp boyut büyütme tılsımıyla derse başlayacağım. Tılsım bir nesnenin boyutunun normalinden iki kat büyümesini sağlar. Kullanacağınız direktif ‘Engorgio’ tekrar ediyorum ‘Engorgio’. Bilek hareketlerine gelince sağa sola, yukarı aşağı ve direktif. Lütfen asalarını elinize alın.”

Bu konumdan sonra herkes asasını eline alıyor ve önlerine ahenkle raks ederek ilişen binalarının rengi kutulara bir bakış atıp meraklı ifadelerle profesörü gözlemliyorlar. Güzel cadı önünde duran siyah kutuya doğrulttuğu asasını önce sağa sonra sola sallayıp yukarıdan aşağıya hafifçe vurarak bilek hareketini tamamlıyor ve hemen ardından “Engorgio” diye çınlıyor. Ardından sınıfa dönerek anlaşılıp anlaşılmadığını sorup onları denemeleri için serbest bırakıyor. Bir süre sonra bakışları kum saatine takılıyor ve ellerini çırparak durmalarını emrediyor. Bir çoğu başarılı bir şekilde büyülerini tamamlarken asalarını ellerinde tutmayı dahi beceremeyenlere kınayan bakışlarını yöneltiyor. Konuşmaya başladığında “İyi değil ancak yeterli,” diyor her zamanki gibi bakışlardaki soru işaretlerini gördüğünde ise tebessüm ediyor ve “Son dersimizde genel tekrar yapacağımız için pratiğe dökmeniz için yeterince zamanınız olacak,” diye bir açıklamada bulunuyor. Kutular tekrar seke seke güney duvarındaki yerlerini alırken “Eşleşin” komutu veriyor. Herkes yine birbirine bakıyor ve bu işten sıkılan Melek kızgın bir sesle “Hey, size bir şey söyledim çabuk olun biraz,” diye çınlıyor. Bunun üzerine bütün soru işaretlerini unutan öğrenciler ikili gruplar oluşturuyor. Komutunun yerine geldiğini gören cadı ses tonunu yine sakin bir basamağa çekip “İkinci büyümüz daha eğlenceli bacak kitleme tılsımı. Şimdi bilek hareketleri son derece basit hafifçe vurup komutu söyleyeceksiniz. Komut ‘Locomotor Mortis’ tekrar ediyorum ‘Locomotor Mortis’ lütfen siz de katılın ‘Locomotor Mortis’. Güzel, şimdi sizi iş üzerinde görmek istiyorum. Hızlı olan ve rakibinin bacaklarını kitleyen binasına harici 10 puan götürür,” bunun üzerine kuzeninin bakışlarında yükselen hırsı görünce tebessüm edip “Başlayın,” diye emrediyor.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elena Pearl
Hufflepuff V.Sınıf
Hufflepuff V.Sınıf
Elena Pearl


Mesaj Sayısı : 644
Kayıt tarihi : 02/01/11

IV. Sınıf I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: IV. Sınıf I. Ders   IV. Sınıf I. Ders EmptySalı Nis. 24, 2012 3:10 pm

    İlk gün girdiği dersler Elena için hep sıkıcı olmuştu.Güzel ve kafa dinlendirici bir tatilin ardından tekrar derslere dönmek, ödev hazırlamak ve sınavlara çalışmak.. Tılsım Dersliği'nin yolunu tutmuşken kafasını saran düşünceler içine sıkıntı vermeye başlamıştı bile.Onu rahatlatan tek düşünce ise yaz tatilinin giderek yaklaşmasıydı.Ama bugün yazdan eser yoktu.Dışarıda inanılmaz bir fırtına vardı ve Hogwarts'ın camlarından sinsice içeri sızmaya çalışan rüzgar büyük bir uğultu oluşturuyordu.Elena beşinci katın merdivenlerini tırmanırken okulda tek başına olduğunu hayal etti.Düşüncesi bile tüylerini diken diken etmişti.Koridorda karşılaştığı tanıdık yüzlere tek tek selam verirken tek başına olmadığı için şükreden bir hali vardı.

    Tılsım Dersliği'ne ulaştığında öğrenciler yavaş yavaş derse girmeye başlıyordu.Sınıfa akan öğrencilerin oluşturduğu minik gruplar dikkat çekici olsada daha dikkat çekici başka şeyler de vardı.Hizmetlinin kırılan camları temizlemesi ve bina kurucularının portlerinin ikiye ayrılmış olması gibi.Elena portlere dikkatle bakarken diğer öğrencilerde aralarında fısıldaşmaya başlamıştı ki bu profesörün hiç hoşuna gitmemişti.Sert ve sabırsız bir ses tonuyla öğrencileri sessizliğe bürüyen profesör, son öğrencinin de derse girmesiyle herkesi bir kez hoplatacak cinsten bir gürültüyle kapıyı kapattı.

    Elena cüppesini düzeltip yerine yerleştirdikten sonra bakışlarını profesöre sabitledi.Derse hayli sert başladıklarına göre bütün ders aynı şekilde geçecekti.Hizmetlinin ise ağır ağır cam kırıklarını süpürüyor olması artık kimsenin pek fazla dikkatini çekmiyor gibiydi.Elena düşüncesinde yanılmadığını anlamıştı profesör kurallarını ve dersin işleyişini bir kez daha tekrar ederken.Hizmetli işini bitirip sınıfı terk ederken profesör bugünkü konuyu anlatmaya başlamıştı bile.Kolay görünse de pratik yapmadan başarısız olabilme ihtimali olan bir büyüydü, tüm büyüler gibi.. Elena asasını eline alarak profesörün söylediklerini bir kez içinden geçirdi ve önüne gelen sarı renkli kutudan meraklı bakışlarını ayırıp tekrar profesöre döndü.Dikkatle gözlemlediği bilek hareketinden sonra tüm konsantrasyonuyla sarı renkli kutusuna dönüp asasını kıvrak bir hareketle sağa sola, yukarı aşağı salladı “Engorgio” Kutu yavaş yavaş büyümeye başladığında Elena heyecanla kutuya odaklandı.Büyü tamamlandığında ise eski halinin neredeyse iki katı kadar büyümüştü.Profesörün bakışları başarılı olan büyüler üzerinde dolaşırken Elena'nın yüzüne ise bir gülümseme yerleşmişti.Tüm öğrenciler başarılı yada başarısız büyülerini tamamladıktan sonra Elena yerlerine yerleşen renkli kutulara baktı.Büyüyü ve bu okulu gerçekten çok seviyordu.Bir cadı olarak doğduğu için bir kez daha şükretti içinde.Kendini tekrar derse verdiğinde ise öğrenciler yavaş yavaş eşleşmeye başlamıştı bile.Elena gülümseyerek Valentina (Fortescue)'ya baktı.Eşini seçmişti.MAvi kartalın yanına giderken can kulağıyla profesörü dinliyordu.Arkadaşının bacaklarını kitleme fikri nedense pek eğlenceli gelmemişti Elena'ya ama yapmaktan başka şansı da yoktu.Valentina'ya bakarak asasını daha sıkı kavradı.Valentina'ya fırsat vermeden hafifçe vurdu "Locomotor Mortis" Büyünün etkili olup olmadığını görmek için kızın bacaklarına bakmıştı ki Valentina gerçekten hareket edemiyordu.Elena'nın büyüsü başarılı olmuş görünüyordu.


Uygulama: 10 + 5= 15, Uygun.
Ek Puan-Derse ilk katılan-: +10
Toplam:25 Puan.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Crystal Dieudonné
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Crystal Dieudonné


Mesaj Sayısı : 950
Kayıt tarihi : 03/01/11
Lakap : Crys

IV. Sınıf I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: IV. Sınıf I. Ders   IV. Sınıf I. Ders EmptyÇarş. Nis. 25, 2012 7:25 pm







    Yeni bir gün için acımasız bir başlangıç. Saat öğlenin on ikisi ve hava okulun başladığı ilk gün olduğu gibi kasvetli bir soğukluk taşıyor. Bulutların solgun ve kapalı rengi Crystal’ın zaten daha henüz açılan uykusunu özlenir bir hale getirirken, aynı zamanda genç cadının içini daraltıyordu. Uykulu gözlerini bir kez daha kırpıştırdı ve neredeyse kol kasları yırtılacakmış gibi gerindi.Üzerinde ki yorgunluk dün geceden kalma uykusuzluğun en kötü belirtilerinden biriydi ve eğer yolda biraz daha uykusuzluk problemleriyle ilgili oyalanmalar yaşarsa bu donacağının da habercisi olurdu. Derin bir iç geçirdi ve nereye doğru gittiğini hatırladı. İksir sınıfına gidiyordu ve ders Profesör Sorcha'nın dersiydi. Ah,çok güzel. Birde Chris yetmiyormuş gibi acaip etkisi altında kaldığı Profesör'ün dersine gidiyordu.Başını ellerinin arasına alarak "Lanet olsun!" diye mırıldandı.Birisinin etkisi altına girmek belki de şuan isteyeceği en son şeydi.Gözlerini ovuşturarak omuzlarını dikleştirdi ve içinden tekrarladı;"Kimse kimsenin etkisi altına girmeyecek.!"

    Bu biraz zor olsa da başarabilirdi, çünkü o bir Slytherin idi ve cesaretinin alt edemeyeceği tek bir şey bile yoktu. Yılan kendinden emin tavırlarla Tılsım dersliğinin olduğu yöne doğru ilerledi. Ders beşinci katta işleniyordu ve pekala, bu biraz gıcık bir durum olsa da iksir sınıfının Slytherin Ortak Salonu'nun hizasında olduğu gerçeğini kimse değiştiremezdi.

    Düşüncelerinden sıyrılabildiğin de çoktan Tılsım sınıfına geldiğini ve hatta dersliğin kapısında dikildiğini farketti. Eli kapıya giderken anlık bir tereddüt yaşadı, Buraya gitmeden dönsem çok mu kötü olurdu, düşüncesi beyninde yankılanırken "Saçmalama!" dedi fısıltıyla. Tereddütle kapının pürüzlü yüzeyinde donmuş elini,kapıyı tıklatacak şekilde oynattı ve üç derin nefes alarak dersliğe girdi. Kapıdan girdiğinde ilk dikkatini çeken şey öğretmen masası oldu , dört binayı da ikişer ikişer ortadan bölmüş tüm sınıfında onu görebileceği şekilde öylece duruyordu.

    Sonraki dikkatini çeken şey ise elbetteki Profesör. Omuzlarını dikleştirip öğretmen masasının hemen sağ yanında duran Slytherin için ayrılmış sıralardan birine geçerken başıyla Profesör'ü selamladı. Diğer çığırtkanlar gibi cılız bir sesle "Günaydın Profesör!" diyecek değildi, başıyla selamlamak her zaman bir saygı göstergesi olmuştu onun için. Cam kenarında ki üçüncü sıraya iyice kurulurken midesinin guruldamasına engel olamadı genç cadı. Profesör Sorcha ondan yana bakmasada dudaklarının hafif bir gülücükle kıvrıldığını görebiliyordu. Öğlen yemeğinde sadece balkabağı suyu içtiği için yeni yeni hayıflanmaya başlıyordu.

    Tam anlamıyla derse konsantre olduğu sırada duyduğu sesle yerinden sıçrayan Crytal ,bir süre etrafına bakındı. Gördüğü manzara o kadar kötüydü ki adeta donup kalmıştı. Sonrasında Profesör'ün bağırmasıyla olduğu yerden kalkan Crystal koşarak sınıftan çıktı ve görevliyi bulmak için koca okulda gezinmeye başladı. Bir yandan da ''Nerede bu lanet olası görevli'' diye söylenmeyi ihmal etmiyordu. Uzun bir arayışın ardından nihayet görevliyi bulduğunda lafı fazla uzatmadan görevliye ne yapması gerektiğini söyledikten sonra görevliyle birlikte sınıfa geri döndü. Tekrar sırasına oturduğunda karşısındaki kutuya odaklandı ve zarif bilek hareketleriyle profesörün söylediği büyüyü haykırdı.“Engorgio” Büyünün etkisiyle kutu büyümeye başladığında yüzündeki gülümseme daha da artmıştı. Sıra ikinci büyüye geldiğinde eşi Feliciana'ya dönen cadı bu sefer daha yükses sesle ''Locomotor Mortis'' diye bağırdı. Büyüsünün başarılı olup olmadığını görmek için eğildiğinde aldığı sonuçtan fazlasıyla memnundu.

Uygulama: 13 + 5= 18, Uygun.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Harley McMannon
Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.



Mesaj Sayısı : 1658
Kayıt tarihi : 25/10/10

IV. Sınıf I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: IV. Sınıf I. Ders   IV. Sınıf I. Ders EmptyCuma Mayıs 04, 2012 5:01 pm

    Asumanı hakimiyeti altına alan grinin tonları, âfritâbın ışıklarını yok etmeye yüz tutarken doğa cadıya sanki ikaz edercesine haberci rüzgarları penceresine göndermişti. Cama vuran dalın çıkardığı ses, saatin bitmek tükenmeyen tik-takına eşlik ederken bir kez daha cadıya derse gitmesi gerektiğini hatırlatıyordu. Genç kız kendisine yapılan ikazlara son anda pes ederek, azur mavisi gözlerini elinde tuttuğu kitaptan alıkoydu. Belki de tek ihtiyacı olan husus birinin onu uyarmasını beklemekti, üşengeçliğinin tavan yaptığı dönemlerden birini yaşıyordu kuzgun. Tabii içinde yaşadığı ana dönük bakılırsa belki de kuzgun bile demek yanlış olurdu cadıya. Binasının hakkını bile son zamanlarda verdiği söylenemezdi. Merlin korusun okulda sergilediği davranışlar babasının kulağına gitseydi tüm yaz büyücünün dilinden düşmeyeceğine emindi. Ama bunun olma ihtimali hiçbir zaman yaşanmadığı gerekçesi ile bu denli rahattı cadı. Azur mavisi gözlerini bir kez daha pencereye dikip çevreyi saltanatı altına almış fırtınaya dönüp baktı. İç karartıcı bir manzara olduğu kesindi, asumanı kuşatan gri bulutlar âfitâbın görkemine gölge düşürüyordu. Tıpkı genç kızın içinde hiç açmayan ilkbahar güneşi gibi, bir o kadar soğuk ve karamsardı doğa. Heyhat; her şeye rağmen yağmurun cama vuran melodik sesi, kızın eğlencesi haline gelmişti. Parmağını şıklatarak yağmurun senfonisine eşlik etmeye çalışarak, tabiâtın bahşettiği iç karartıcı günü, bir nebze olsun kendince eğlence haline getiriyordu. Çevresine pembe gözlüklerle bakan biri olmasa da, insanın kendisine dert yapmaması gerektiği inancını benimsiyordu. Bu sebeple cadı daima ne olursa olsun mutlaka kendisi neşelendirecek ya da oyalayacak bir şey bulurdu.

    İçeri girdiğinde gözlerine ilk takılan profesör Dieudonné’nin huzur bakışları olmasa bile, bina başkanın portesinin ikiye ayrılmış olması cadının dikkatini çeken hususlardan biriydi. Azur mavisi bakışlarını bir an hizmetlinin ne iş yaptığına çevirecek dahi olsa profesörün öfke ile parıldayan gözlerini görünce vazgeçmişti. Profesör Dieudonné; genç kıza fazlasıyla otoriter babasını hatırlatıyordu. Kadının bakışları altında yatan disiplin ve kararlılık, cadının gözünde daima mükemmeliyeti arayan büyücüyü çağrıştırıyordu. Aklına gelen düşünceden sıyrılarak içini kapsayan ürpertiye engel olmaya çalıştı. Neşesinin bozulmasına bir kez daha izin vermeyecekti, tabiatın ne yaptığı yahut profesörün daima mükemmeliyetçi tavrının keyfinin kaçırmasına cephe alacaktı. Bayan Dieudonné her yıl ki klasik rutin konuşmalardan birini yaparak dersin açılımını başlatmıştı, çoğu zamanlar bu gibi konuşmalar genç kızın ruhunu başka alemlere götürse de, profesörün ses tonunda ki ciddiyet buna engel olmak için başlı başına sebebiyetti.

    Bir tüy misali masasının üzerine süzülen kutuya asasını yönlendirerek, önce sağ sonra sola doğru sallayıp yukarı ve aşağıya zarif bilek hareketleriyle dört yön misali büyünü tamamlayıp ahkem renkli dudaklarını aralayıp fısıldadı; “Engorgio.” Özlemini çektiği gök mavisini barındıran kutu büyünün neticesiyle büyüyerek iki katına çıkıyor. Sınıfı kuşatan renk cümbüşü kutulan cadının gözünde bir panayır edasına ulaşıyor. Heyhat profesörün dışarıda ki fırtınayı aratmayan ikazcı ses tonu genç kızın dudağında ansızın belirlen tebessümün yok olmasına sebebiyet veriyor. Sınıfı gökkuşağı misali kuşatan kutular, baharda uçuşan kelebekler misali yeniden eski yerlerine geri dönmek üzere havada süzülerek, adeta vals edercesine eski yerlerine geri dönüyorlar. Bu sırada profesörün sözü üzerine genç cadının azur mavisi gözleri diğer büyü için kendisine eş aramaya başlamıştı, genelde en sona sap gibi kalmasından ötürü bu duruma sitem ediyor olsa bile bu kez aynı durum başına gelmediği için mutluydu. Hufflepuff’lı Ruby Selwyn ile eşleşerek, eski vahşi batı filmleri misali seri bir şekilde asasını porsuğa yönlendirerek büyüyü dudaklarından azat etti; “Locomotor Motris!” Kızın olduğu yerde put gibi durması, yaptığı büyünün işe yaradığına işaret kabul etti, en azından kendisinin Ruby’nin durumunu paylaşmadığına emindi.




Uygulama: 17+5=22 Puan Beklenenin Üzerinde.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
IV. Sınıf I. Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» II. Sınıf II. Ders
» IV. Sınıf II. Ders
» IV. Sınıf II. Ders
» VI. Sınıf / I. Ders
» III. Sınıf / I. Ders

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Ders Arşivleri-
Buraya geçin: