Hava: Açık bulutsuz ancak serin bir hava
Zaman: Öğlen yemeğinden hemen önce
Yer: Mitoloji Dersliği
Betimleme: Mavi renkli sıralar U şeklinde dizilmiştir. Profesörün kürsüsü yarım daire şeklindeki geniş bir alanda bulunur. Bu alanda aynı zamanda Zeus, Thor ve Merlin'in temsili heykelleri de bulunur. Heykeller son derece gerçekçi çizgilere ve duruşa sahiptir. Kürsü bunların yanında köşededir. Duvarlarsa pek çok mitolojik resimle doludur. Yukarıda ise derste kullanılmadığı için kapalı olan projeksiyon -elbette büyücü usülü- bulunmaktadır. Profesör su içmek dışında kürsüye yaklaşmaz. Heykellerin arasında dolaşır ve öğrencileri izler.
Konu: Mitolojinin Tanımı ve Amacı
Dersin İşleyişi: Olumsuz durum yok
Parşömene son notunu da aldıktan sonra kırmızı eskimiş ciltli kitabı kapattı. Fazlaca okunmaktan ve nemden kabarmış ve sayfaları koyu sarı bir ton almıştı. Üzerinde yıllardır durduğu rafın tozu vardı. Yıllar... Annesini arayışı ve sonrasında yoldaşlıkta geçirdiği uzun zamanda kendine pek az vakit ayırdığının kanıtıydı bu. Aslında Sorcha ile tekrar karşılaşmasına kadar bu umrunda da değildi. Araştırmaları, savaşı ve ailesi arasında sıkışıp kalan ruhu onun sayesinde huzur bulduğu için güzel cadıya minnettardı. Eh profesörlük içinse Matt'e teşekkür borçluydu. Yerini bulduğunda o borcunu da ödeyecekti zaten. Matt'i düşünmesiyle yüzü bir an karardı ancak o konuya kafa yormasının vakti değildi. Odasındaki evden getirip derslere göre uyarladığı saat iki kere çınlamış ve ders saatinin geldiğini söylemişti. Derin bir nefes aldı ve odasından çıkarak hemen yanındaki dersliğe yöneldi. Çok geçmeden sınıf dolmuştu."Merhaba. Ben Aleksandre Lucien Roux. Yeni Mitoloji Profesörüyüm. Adımın uzun olduğunun farkındayım. Şansılısınız ki soyadım sadece dört harf." Bir an aklına babasının soyadının da uzun olduğu geldi. Bu okulda henüz okurken o soyadı kullanıyordu. Ancak babasıyla bağlarını kopardığı gün artık annesinin soyadını kullanmaya başlamıştı. Şairane ve uzun bir Fransız asili soyunun aksine annesinin bulanık soyu bu konularda çok daha pratikti. Masanın yanına evcinlerinin hazır ettiği bardağı aldı ve birkaç yudum su içti. Bardağı yerine koyduğunda bardak yeniden doluvermişti. Sözlerini sürdürdü. "Hogwarts'ta henüz Ravenclaw masalarında otururken hayalimdeki şey Mitoloji Profesörü olmaktı. Hayat beni önce bir seyyah, sonra azkaban müdürü yaptıktan sonra sonunda başarabildim." Gözü hafifçe saate kaydı ve laklak çalarak yeterince zaman harcadığını fark etti. Hatta belki biraz yeterinden fazla. Farkı anlamak için biraz daha zaman geçmesi gerekiyordu. Hafifçe öksürerek sınıftaki fısıltılara son verdikten sonra derse başladı. "Kitabınızın ilk sayfasını açın. Sen! Bana oradaki yazıyı okur musun?" Gösterdiği kıvırcık havuç rengi saçlara, hafif tombul bir yüze sahip bir Hufflepufftı. En ön sırada köşede bir noktaya oturmuştu. Utangaç ancak ilgili gözüküyordu. "Ben mi? Şey peki" Çocuk büyük bir iş yapacak gibi omuzlarını dikleştirip sesini açmaya çalıştığında birkaç Slytherin kıkırdamaya yeltendi. Ancak Lucien'in gözlerinin onlara yönelmesiyle sustular. Titrek bir ses sınıfta yankılandı. "Zaman çarkı döner çağlar gelip geçer. Geriye sadece efsaneye dönüşen anılar bırakır. Efsaneler solup mit olur ve onları doğuran çağ geldiğinde mitler bile unutulmuştur. Mitolojinin görevi bu unutulmuş mitleri bulmak ve yaşatmaktır." Lucien çocuk okumaya başladığı sırada evcinlerinin masasında hazır ettiği bardağı aldı ve suyu yarısına dek içti. Suyu yerine koyduğunda hafif bir çalkalanma oldu. Ardından bardak yeniden ağzına kadar dolmuştu. Bu sihri bir gün içki bardaklarına da yaptırmalıydı. Bardağı yerine koymasından bir süre sonra çocuk istediği yere kadar okumuştu. Elini kaldırarak onu susturdu.
"Tamam yeterli. Sizin için sözü biraz açayım. Yıllar önce İngiltere topraklarının adı henüz Avalon iken burada keltler diğer bir değişle druidler yaşıyordu. Tüm Britanya toprakları bu druid büyücülerine aitti. Sonra mugglelar geldiler. Bizden korktular ve bizi yok etmek için bizle savaşmaya başladılar." O dönem aynı zamanda büyücülerin atası bilinen Merlin'in yaşadığı çağlardı. Sarkık donlu Merlin bu topraklarda büyümüş ve kudretli bir büyücüye dönüşmüştü. Ancak bu başka bir dersin konusuydu. Şimdiden anlatıp dersi uzatmak için vakit yoktu. Zaten tarih dersinde bir iki bir şey duymuş olacakları şeyleri kısaca özetlemeye başladı. " Bu binanın buraya ilk kurulduğu dönemde mugglelardan korunmak için binlerce büyü yapılmak zorunda kalındı. Büyücüler ateşten numarayla kurtulsalar da yıllarca korkuyla yaşadılar. İşte o çağda biz mugglelar için etten kemikten olarak vardık. Sonra kilise sarsıldı, halk bilimden yana olmaya başladı. O mutlak mantıkları büyünün gücünü açıklayamadığından bizi yok saydılar. Onlar için unutulmuş bir anı olduk. Bugünse kitaplarda ve televizyon dizilerinde işlenen mitolojik varlıklarız." Sözlerinin burasında sustu ve öğrencilerin bunu hazmetmesini beklerken bir kez daha bitmeyen suyundan yudumladı. Bakışlarını yeniden onlara gezdiğinde kimi gözlerdeki parlamayı fark ederek gülümsedi. Eğer biz gerçeksek mit olanlar da gerçek olabilirdi. Bunu anlamaları zaten bu dersin amacıydı. Vaktin de azaldığını fark ederek dersin başından beri söylediklerini toparladı. "İşte mitolojinin oluşum serüveni budur. Her mit kaynağını tarihi bir gerçekten alır. Zaman o gerçeği çarpıtır ve sonunda geriye bilinmezlerle dolu bir dünya kalır. Bu derste yapacağımız şey o dünyalara girip gezmek olacak. Kim bilir belki bir gün o engin bahçelerde sütunların arasında dolaşırken gerçeğin kapısını aralarız." Doğrulup öğrencilerin bulunduğu sıraların ortasına gelerek hep gördüğü şekliyle dersi sonlandırdı. "Evet bugünlük bu kadar yeter. Kitabınızın ilk on sayfasında mitolojinin tanımı, amacı ve konusu hakkında ayrıntılı bilgi mevcut. Sonraki derse onu okuyup gelin. Hepinize iyi günler. " Derin bir nefes vererek rahat bir tavırla sınıftan ayrıldı.
Not: Rpnizi yukarıda yazdığım betimlemeyi kullanarak hayal gücünüze göre zenginleştirmenizi istiyorum. Anlattıklarım hakkında karakterinizin düşünceleri de geçerse iyi olur.
Konu: I. II. III. Sınıflar I. Ders (Offline) 
Cuma Ekim 28, 2011 10:15 pm