Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 III. Sınıf I. Ders

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Saqued Dieudonné
Tılsım Profesörü
Tılsım Profesörü
Saqued Dieudonné


Mesaj Sayısı : 1034
Kayıt tarihi : 23/12/10
Lakap : Kara melek.

III. Sınıf I. Ders  Empty
MesajKonu: III. Sınıf I. Ders    III. Sınıf I. Ders  EmptyPerş. Nis. 21, 2011 4:43 pm

Dersin Konusu : Pis bir bölgeyi temizleme
Dersin Profesörü : Sorcha Dieudonné
Ders Zamanı / Hava Durumu : Günün ikinci Saati / Rüzgarlı
Dersin İşlendiği Yer : Beşinci Kat Tılsım Dersliği

İlk günün ilk yorgunluğu cadının bedenini esir almış durumda. Günün ilk dersini dördüncü sınıflara verilince mini mini birler çalışkan ikiler çok konuşur üçler misali sınıfa pek bir şey kalmamış durumda. Sabahları uyumak ve geceleri dolanmaya alışkın birisinin bu saatlerde mışıl mışıl uyuması gerektiğini düşünüyor. Ancak yeterince kafein stoklarsam günü bitiririm anlayışına sahip. Kahvesini yudumlarken Persephone’un Gözleri’ni sallıyor ve ilk öğrencilerden kalan kutular üst üste diziliyor. Profesör olarak gerekli olan her şeyi yaptığını düşünürken öğrencilerin kendi döneminde olduğu gibi öğrenci olup olmadığını merak ediyor. Ayrıca ‘rahmetli’ ikizinin profesör olmayı çok düşünüp düşünmediğini de merak ediyor. Kendisi yemin edip katil olurken hiç düşünmemiş olmasına rağmen bir profesör olmak oldukça meşaketli bir iş gibi görünüyor gözüne. Her ders aynı şeyleri tekrarlamak ise kesinlikle sinir bozucu.

Kahvesinin boş bardağını kaldırırken elindeki çizelgeye bakarak dersin konusunu gözden geçiriyor. Ardından Persephone’un Gözleri bir kez daha ahenkle dans ederek U şeklinde duran masaya, her öğrenci için binalara ait renklerde tozlar saçılıyor ve derslik kısa bir süre içinde sarı mavi kırmızı ve yeşil renkleriyle doluyor. Kahvesini bitirdikten sonra temiz kalan son koltuğa –koltuğuna- oturuyor ve yine güler yüzle öğrencileri bekliyor. Maskeleme konusunda Dieudonné olduğunu belli edecek kadar başarılı. Herkes yalan söyleyebilir ancak herkes bir Dieudonné kadar iyi yalan söyleyemez diye düşünüyor.

Öğrenciler kısa bir süre sonra dersliğin kapısından birer ikişer girmeye başlıyor. Giren kişi dersliğin bu halini görünce şaşırıyor bazıları ‘Ay ne olmuş burada’ gibi sözler söylüyor. Cadının düşüncesi hazırlıklı gelseydiniz ne olduğunu bilirdiniz oluyor. Öğrenciler yavaş yavaş yerlerine geçemezken cadı temiz olan koltuğundan kalkıp memnun bir şekilde gülümsüyor. Öğrenciler kendi aralarında konuşmaya başlayınca sesini yükselterek “İsterseniz tatsız bir başlangıç yapmayalım çocuklar?” diye soruyor. Gürültü azalınca tatminliği biraz daha artıyor ve hoş bir sesle konuşmaya başlıyor. Elbisesinin bedenini ikinci bir deri gibi sarışını lehine kullanarak sınıfı turluyor ve “Öncelikle sesinizi kestiğiniz için teşekkür ederim. Size rengarenk kumlarla harmanlanmış bir sınıfta ders vermek gibi bir fantezim olmadığını belirtmek isterim. Adım Sorcha. Sorcha Dieudonné. Bu sene boyunca Tılsım Derslerinize kurulda karar çıkmadığı sürece ben bakacağım. Yavaş yavaş tanışır kaynaşırız. “ diyor. Sesinde hafif bir egoistlik var ancak bayacak düzeye getirmeden durmasını bilecek kadar otokontrol sahibi bir cadı. Tek tek öğrencilerin gözüne bakarken tanıdık birilerini görememenin üzüntüsü bir anlığına gözlerine yansıyor ardından tekrar derin bir nefes alarak duygularını maskeliyor. Birinci sınıfların dersini kendisi değil ölen ikizi verdiği için öğrencilerin ona ‘öncesi’ ve ‘sonrası’ gözüyle baktığını düşünüyor. Ancak diğerlerinin ne düşündüğünü kafaya takmayacak kadar kendisine güveni tam. Çiçeği burnunda bir profesör gibi değil de yıllardır bu işi yapıyormuş gibi görünmesi takdire şayan.

Hava her ne kadar soğuk olursa olsun öğrenci milleti bunalır, düşüncesini haklı çıkaran fısıldaşmalar oluşunca cadı “Ehem, ehem.” diyerek bir kez daha dikkatleri üzerine topluyor. Ders başlayalı beş dakika olduğunu görünce kapı abartılı bir gümlemeyle kapanıyor ve öğrencilerin bazıları yerinden sıçrıyor. Artık herkes pür dikkat öğretmeni dinliyor. Bazıları mızmızlansa da cadı konuşmaya başladığında bütün odaya sesi hakim oluyor “Evet, dersime geçelim ama geçmeden daha önceki ablalarınıza ve ağabeylerinize de söyledim sizle de paylaşayım. Kolay kolay birilerini sınıfta bırakmam. Ancak her dersi bir defaya masus anlatırım çünkü tekerrür etmekten nefret ederim. Dersimden kalırsanız bilin ki yedi sene boyunca tılsımdan sürekli kalacaksınız. Çünkü kafanız bir gram bile basmıyor, kalmazsanız da lütfen bunu kendinize yamamayın çünkü bu da benim sayemdedir ki açıkçası dört binadan her öğrenci süper büyücü ve süper cadı olacak değil.” Sözlerinden sonra küçümseyici bir bakış atmamak için kendisini dizginliyor. Ancak üçüncü sınıf öğrencileri ile ilgili genel görüşü hiçbirinin adam akıllı sirkelenmediği… Eğer bir yerde özgüvenleri kırılacaksa bunu ben şimdi yaparım yedinci sınıfta da beraber olursak yeniden pof poflarım, düşüncesinde. “Konumuz pis bir alanı temizleme büyüsü. Büyülü sözler her zamanki gibi basit ancak bu sefer telaffuzu dahi oldukça kolay. Hafif bilek hareketiyle salla ve hafifçe vurup ‘Aklapakla’ de yeterli. “ Öğrencilerin kendisine bakışı ‘tren’ gibi hissetmesine sebep olurken dudakları anlayışla kıvrılıyor ve “Uygulayalım,” derken Persephone’un gözlerini savuruyor ve masasının üzerinde bulunan siyah kutu açılıp etrafa tozlar saçılıyor. Bileği dans edercesine kıvrılırken dudakları kibirle kıvrılıp “Aklapakla,” diye fısıldıyor. Masasının üzerindeki siyah tozlar yok olurken yeniden eskisi gibi temiz bir hale geliyor. Cadı öğrencilere dönerek gülümsüyor ve “Sözleri tekrar ediyorum ‘Aklapakla’ “ diyor ve yine birçok yüzde soru işareti görse de bıkkın bir tavırla “Pekala, başlayın bari” diyor ve koltuğunu oturup öğrencileri izlemeye koyuluyor.
Bir süre sonra saatine bakıyor ve masanın haline bakıyor. Pek çoğunun başardığını görünce ‘Ben demiştim, kolay’ demek yerine ayağa kalkarak ellerini şaklatıyor ve “Bugünlük yeter çocuklar. İyiydiniz. “ deyiveriyor. Başaramamış öğrenciler yerine asasını masaya doğrultup “Aklapakla,” diye çınlıyor ve masanın eski hale dönmesini izliyor. Ardından “Çıkabilirsiniz ödev yok,” diyor ve öğrencileri azat ediyor.

*Hiçbir aksilik yaşanmamıştır.
*Geç gelen öğrenci olmamıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Richie Rimbauer
Slytherin III.Sınıf
Slytherin III.Sınıf
Richie Rimbauer


Mesaj Sayısı : 66
Kayıt tarihi : 15/04/11
Lakap : Revolver Rich

III. Sınıf I. Ders  Empty
MesajKonu: Geri: III. Sınıf I. Ders    III. Sınıf I. Ders  EmptyPerş. Nis. 21, 2011 11:58 pm

Beşinci kata çıkmak beni hep yormuştur. Merdivenler yüzünden değil ama, devamlı karşıma çıkan okul hayaletleri yüzünden. Hemen hepsi beni tutup sohbet etmek istiyorlardı. Hele Kanlı Baron ne zaman beni görse süzülerek yanıma geliyor ve o gün yaptığı pislikleri anlatıp gülüyordu. Baron’u severdim, yaşayan çoğu insandan daha aklı başındaydı benim gözümde. Üçüncü kattan beşinciye çıkana kadar sohbet ettik. Sonra ben kibarca -insanlara olmadığım kadar kibarca- dersim olduğunu ve artık vedalaşmamız gerektiğini söyleyip onu kötülük yapması için azat ettim. Tılsım dersinin işleneceği sınıfa doğru ağır ağır ilerledim. Derse geç kalmayacağımı biliyordum çünkü yeterince erken yola çıkmıştım. Hayaletlerin beni yavaşlatacağını bildiğim için böyle bir taktik geliştirmiştim. Ek olarak yeni gelecek profesörün ilk dersine geç gelip bana gıcık kapmasını da istemezdim. Anlattıklarına göre sert ve güzel bir kadınmış. Binamın salonunda ondan ‘Halacık’ diye bahsedildiğini duymuştum. Bizim binadan bir öğrenciyle olan akrabalığından dolayı o adı takmışlar. Bakalım, göreceğiz birazdan Halacık’ı.

Sınıfa girince profesörün masasında oturduğunu gördüm. Sessizce sınıfı süzüyordu. Yeşile boyanmış sırama giderken başımla selam verdim ama gözlerini kırparak baktı ve karşılık vermemeyi tercih etti. İçimi çekip yerime oturdum. Yanımdaki arkadaşımla bir şeyler konuşuyorduk. Ama sert ve güzel profesörümüz yüksek otoriter sesiyle “İsterseniz tatsız bir başlangıç yapmayalım çocuklar.” diye bizi uyarınca hemen sustuk. Gözlerindeki o tehlikeli bakışın altında koyu bir ateş yanıyordu sanki. Ayağa kalkıp yürümeye başladığında zaten benim canım hiç de konuşmak istemiyordu. Giydiği kıyafet çok yakışmıştı ve büyük sınıfların anlattığı kadar güzel olduğuna kanaat getirdim. Kesinlikle kavga edip gözünden düşmek istemediğim profesörlerin arasındaydı.

“Öncelikle sesinizi kestiğiniz için teşekkür ederim…”diye girişini yaptı. Gayet açık sözlü biri olduğu belliydi. Tılsım derslerinin çok enteresan geçeceğini tahmin ettim. Bizleri süzerek sınıfta turlamaya devam ediyordu. Bu arada bir grup öğrenci yine fısıldaşmaya başlamıştı ki profesör tehditkâr bir öksürükle seslerini kesmelerini emretti. Üstüne bir de kapıyı asasını bile göremeden hızla çarpmaya yarayan bir büyü gönderdi. Herkes susmuş, gerekli şartlar oluşmuştu ve öğretmenimiz konuya başlamak için konuştu.

“Evet, dersime geçelim ama geçmeden daha önceki ablalarınıza ve ağabeylerinize de söyledim sizle de paylaşayım. Kolay kolay birilerini sınıfta bırakmam. Ancak her dersi bir defaya masus anlatırım çünkü tekerrür etmekten nefret ederim. Dersimden kalırsanız bilin ki yedi sene boyunca tılsımdan sürekli kalacaksınız. Çünkü kafanız bir gram bile basmıyor, kalmazsanız da lütfen bunu kendinize yamamayın çünkü bu da benim sayemdedir ki açıkçası dört binadan her öğrenci süper büyücü ve süper cadı olacak değil.”

Sınıfta rahatsız kıpırdanmalar fark kettim. Bu kadar şiddetli bir açık sözlülüğü kimsenin beklemediği belliydi. Hatta yanımdaki arkadaşım mırıldanarak bir şeyler söyledi. Açıkçası moralim fena halde bozuldu. Bir profesör tarafından durduk yere fırçalanmayalı uzun zaman olmuştu. Yine de hoşuma gitti. İçimde çöreklenmiş yatan o kötü yan tuhaf bir haz duydu bu azarlamadan. Öğrenciye böyle davranılması gerektiğine inanırdım. Yönetime karşı olan bu asiliğim de bu yüzdendi belki. Laçka yönetimlere karşı duyduğum isyankârlık saplantım. İnandığım eğitim sistemiyle ders işleyecektik. Ürkmüş ama tatmin olan bir ruh hali içindeydim. Bu kadın sinirlenince daha bir güzel oluyordu. Ben bunları düşünürken profesör benden tarafa doğru baktı ve ben hemen gözlerimi kaçırdım.

Sonra dersin konusunu, uygulanışını ve büyülü kelimenin telaffuzunu anlattı. Zor bir büyüye benzemiyordu. Ama konuyu küçümseyip başarısız olmak da istemiyordum. Derse tüm dikkatimi verdim. Zaten benim taktiğim buydu. Dersi derste dinle, sonra bir daha hiç çalışma.

Kendisi büyünün yapılışını bir kez gösterdikten sonra sıra bize geldi. Uygulamaya geçtiğimizde asamı elime alıp dediği şekilde salladım ve “Aklapakla!”diye fısıldadım. Önümdeki siyah toz kütlesi hafif hareketlerle yok olmuştu. Memnun bir şekilde asamı masaya koyup sırtımı yasladım. Çoğu öğrenci büyüyü başarmıştı.

Profesör ayağa kalkıp bizi kısaca tebrik ettikten sonra başaramayan arkadaşların yerine büyüyü yaptı. Son olarak dersin bittiğini ilan etti. Ödevimiz yoktu. İlk ders için gayet iyi geçmişti kendi adıma. Eşyalarımı toplayıp sınıfı terk ederken profesöre iyi günler diledim ama o yine karşılık vermedi. Kapıdan çıkarken aklımda beliren düşünceyle gülümseyerek çıkıyordum: Güzel, ama bir Basilisk kadar tehlikeli bir güzellik…


20//Beklenenin Üzerinde
+5 puan derse ilk giren olduğu için.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aphra Adrastea
Hufflepuff III.Sınıf
Hufflepuff III.Sınıf



Mesaj Sayısı : 199
Kayıt tarihi : 03/05/11

III. Sınıf I. Ders  Empty
MesajKonu: Geri: III. Sınıf I. Ders    III. Sınıf I. Ders  EmptyPaz Mayıs 08, 2011 5:21 pm



Benim gibi içeriye giren öğrencilerin peşinden ilerliyordum. Sınıfa girmek için kendimi zor tutuyordum. Beşinci kat az değildi ve çok yorulmuştum. Önümdeki iki kız “Ne olmuş bu sınıfa?” diyerek birbirlerine bakınıyorlardı. Bende biraz gözlerimi sınıfa daldırınca ne olduğunu hemen kavramıştım. Dank! Dank! Dank!



Sınıfın hali berbattı ve berbattan da öteydi. İçerisini pis bir koku kaplamıştı. Doğruca gözlerimi hocaya diktim. Öğretmenin gözlerinde ‘Ben haklıyım.’ Gibi bir ifade vardı.

Herkes fısıltılar halinde konuşuyordu. Birincisi hem sınıf berbat bir haldeydi ve sesler beni rahatsız ediyordu. Nefes nefese kalmış haldeyken şimdi bunları temizleyemezdim ya? Umarım birileri kavga falan etmiştir de ders iptal olmuştur falan diye saçma sapan dualar ediyordum.

“İsterseniz tatsız bir başlangıç yapmayalım çocuklar?” dedi öğretmen birden. Öğretmen olmak için bayağı güzel ve bir o kadar da otoriterdi. Öğretmenin yüksek sesli uyarısını aldıktan sonra hepimiz sustuk tabii.

Öğretmen masasından kalktı, yürümeye başladı. “Öncelikle sesinizi kestiğiniz için teşekkür ederim. Size rengarenk kumlarla harmanlanmış bir sınıfta ders vermek gibi bir fantezim olmadığını belirtmek isterim. Adım Sorcha. Sorcha Dieudonné. Bu sene boyunca Tılsım Derslerinize kurulda karar çıkmadığı sürece ben bakacağım. Yavaş yavaş tanışır kaynaşırız. “ dedi bu sefer. Bu kadar güzelliğin içinde elbisesi de öğretmene bir hava katıyordu.

Adeta filmlerden çıkma gibiydi, şatafatlı yürümesi de yok muydu? Bende bu sessizlik arasında gözlerimi öğretmene dikmiş onunla ilgili tüm düşüncelerimi kafamda tartışıyordum. Öğretmenin konuşmasıyla düşünce panelimden çıktım, pür dikkat öğretmeni dinliyordum artık.



“Evet, dersime geçelim ama geçmeden daha önceki ablalarınıza ve ağabeylerinize de söyledim sizle de paylaşayım. Kolay kolay birilerini sınıfta bırakmam. Ancak her dersi bir defaya masus anlatırım çünkü tekerrür etmekten nefret ederim. Dersimden kalırsanız bilin ki yedi sene boyunca tılsımdan sürekli kalacaksınız. Çünkü kafanız bir gram bile basmıyor, kalmazsanız da lütfen bunu kendinize yamamayın çünkü bu da benim sayemdedir ki açıkçası dört binadan her öğrenci süper büyücü ve süper cadı olacak değil.”



Bazı öğrenciler isteksizce bakıyorlardı etrafa. Etrafta bir silkelenmeler bir fısıltılar oldu ama hemen sessizliğe büründük. Öğretmen etrafı süzdükten sonra “Konumuz pis bir alanı temizleme büyüsü. Büyülü sözler her zamanki gibi basit ancak bu sefer telaffuzu dahi oldukça kolay. Hafif bilek hareketiyle salla ve hafifçe vurup ‘Aklapakla’ de yeterli. “ dedi. Evet, kirli yeri temizleme olduğu açıkça belli oluyordu. Nasıl da kestiremedim?



Herkes öğretmeni onaylamış gibi gözüküyordu. Bende öğretmenin anlattığı gibi yapmaya çalıştım. “Aklapakla!” dedim sessizce. Önümdeki siyah duman yavaşça yok oluyordu. Bunu başardığım için sevinçliydim. Derin bir nefes aldım ve hemen verdim. Bu dersi kolayca atlatabildiğim için kendimi şanslı hissediyordum. Asam elime yapışmış durumdaydı, biraz terlediğimin farkındaydım. Masa tertemiz olmuştu ya başka bir şey düşünemiyordum.



Öğretmen dersin sonunda bize ödevimiz olmadığını belirtti ve daha ağzını bile açmadı. Yine o kuyruk ile dışarıya çıktım.


7 // Zayıf
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
III. Sınıf I. Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» I. Sınıf / I. Ders
» II. Sınıf || II. Ders
» VI. Sınıf || I. Ders
» IV. Sınıf II. Ders
» II. Sınıf I. Ders

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Ders Arşivleri-
Buraya geçin: