II. Sınıf / I. Ders

Konu: II. Sınıf / I. Ders Ptsi Ağus. 30, 2010 1:26 am

Zaman
-------------
Okulun ilk haftası, çarşamba, üçüncü ve dördüncü ders

Hava
-------------
Kapalı, bulutlu, soğuk

Mekan
--------------

Sınıfın girişindeki ahşap kapı aşıldığında ortaya çıkan aydınlığın kaynağı profesör masasının arkasındaki devasa pencere. Odada herhangi bir tablo yok, öğrencilerin oturacağı tek kişilik sıralar arka arkaya dizilmiş durumda. Masaların üzerinde hiçbir şey yok. Profesör masası ise yüksek bir platformun üzerinde

Ders
--------------

Profesör Wood tüm öğrenciler geldiğinde içeridedir, arkasındaki devasa pencereyi kapatır ve tüm öğrenciler yerlerine yerleştiğinde, masasının önüne geçerek yüksek platforma adım atar. Öğrencilere kitaplarını açmasını söyler, kitaptaki metini bir kez sessiz, bir kez de sesli bir şekilde okutturur. Daha sonrasında büyü ile ilgili kendi görüşlerini dile getirip pratiğe geçer. Öğrencileri ikişerli gruplara ayırarak büyüyü yapmaya çalışmalarını izler, yanlışlarını düzeltir. Ders sonunda öğrencilerin yarısından çoğu büyüyü başarmıştır. Herkes yerine geçtiğinde Wood ödevleri verir ve masasının yanındaki kapıyı kullanarak sınıftan çıkar.

Silahsızlandırma Büyüsü (s.3)

Silahsızlandırma büyüsü, rakibi silahsızlandırmaya yarayan defansif bir büyüdür. Rakibin elindeki silaha (genellikle bir asa) etki ederek uçurmayı sağlar. Bazı durumlarda ise rakibi geriye doğru uçurmaya yarar. Bu gibi durumlar büyünün dengesiz ya da birden fazla olarak kullanılmasında ortaya çıkar. Sihirli sözcük Expelliarmus'tur. Expelliarmus, latinceden türemiştir, anlamı Expel (kovmak) ve armus (silah) tır. Bu büyü birçok farklı renkte olabilir, fakat doğru yapıldığı zaman sabit renk parlak kırmızıdır. Bazı durumlarda büyünün herhangi bir rengi olmaz, sadece rakibin asasının elinden şiddetli bir şekilde fırlamasını sağlar.

Silahsızlandırma büyüsünün kullanımının kolay olması, bu büyünün yeterince güçlü olmadığını düşündürmüş, bazı büyücüleri bu yanılgıya düşürmüştür. Halbuki silahsız bir rakibin yapabileceği pek bir şey yoktur. Asası giden herhangi bir büyücünün tüm olanakları tükenmiş demektir. Savunması, saldırısı, şöhreti, belki de hayatı... Muggle usülü yöntemlerden başka hiçbir şeye başvuramaz, bu yöntemlerin de ne kadar güvenilir olduğu tartışılır bir konu değil. Bu sebeplerden dolayı sihir bakanlığı, en üst düzey seherbazlarına (karanlık büyücü avcısı) bile bu büyünün pratiğini sık sık yaptırıp, önemini sık sık vurgulamıştır.

Ödev= Expelliarmus'un tarihteki önemli bir kullanımını araştırıp profesöre bir makale olarak yollayın.

Seherbaz Mesaj Sayısı : 61 Kayıt tarihi : 20/06/10

İlk haftanın bu kadar boğucu olduğunu tahmin edemedim. Artık bu sorumlulukları kaldıramaz hale geldim. Sıkıcı İksir dersinden sonra şimdide Karanlık Sanatlara Karşı Savunma. Tamda havası ya, neyse. Ortak Salon’da temizlendikten sonra mavi rünlü cüppemi giyip sınıfa yol aldım. Bulutlu hava şimdiden içimi kararttı. Esen rüzgârda cübbem adeta havayı kamçılıyordu. Soğukta dişlerimin birbirine vurmaması için çenemi sımsıkı kapatsam da nafile. Dudaklarımın mosmor olduğunu sanki hissediyordum. Büyük, altın kapılardan girdiğimde sıcak hava yüzümü yaladı, geçti. Anında kendime geldim, patlamaya hazır fişek gibi. Hızlı adımlarla sınıfın önüne geldim ve derin bir nefes alarak koca, ahşap kapıyı ittim. Büyük bir gıcırtıyla açılan kapının ardından gözüme bir ışık huzmesi saldırdı. İlk önce bir büyüye maruz kaldığımı sansam da daha sonra camdan yansıyan güneş ışığı olduğunu anladım. Güneş ışığı mı? Bu havada mı? Eminim ki büyü olmalıdır. Gözlerim tekrar görmeye başladığında iki çift gözün şaşkınca beni izlediğini fark ettim. Bu da demektir ki geç kalmadım. Art arda dizilmiş tahta sıralardan birine yerleşip dersliği izlemeye koyuldum. O sırada daha önce fark etmediğim bir şeyi fark ettim. Tam karşımdaki masada Profesör Wood oturuyor ve gelen öğrencileri izliyordu. Hafif bir selam vererek az önce takındığım rahat tavırları kafamdan sildim. Sınıfı izlediğim her saniye profesörün ne kadar zevksiz biri olduğu kanısı zihnimde güçleniyordu.

Sınıf 3–4 dakikaya tamamlandığında profesör ani bir hareketle masanın arkasındaki pencereyi kapattı. Tekrar masasının yanına geldi ve yeni fark ettiğim platformun üzerinde gezinmeye başladı. Kitaplarımızı çıkartıp ‘’Expelliarmus ‘’ büyüsünü bir kere içimizden bir kerede yüksek sesle okudu ve bizi ikili gruplara ayıracağını söyledi. ‘’Expelliarmus ‘’ büyüsü hakkında düşündüklerini bize aktardı. ‘’Bu büyünün silahsızlandırma büyüsü olduğunu ve düellolarda rakibimizi saf dışı bırakmak için birebir olduğunu söyledi ve büyünün yapılış şekillerinden bahsetti. Doğru bir Expelliarmus büyüsü doğru yapıldığından kırmızı bir ışık huzmesi olarak olurmuş ancak bazı durumlarda sadece asa rakibimizin elinden fırlarmış. Asası olmayan büyücü, büyücü değildir. Sadece bize muggle yöntemleri ile zarar verebilir,en azından dener. ‘’ Daha sonra sıra pratiğe gelmişti. Ne şanslıyım ki karşıma bir yılan-çocuk gelmişti. Ağzına takındığı o ahmakça gülümsemenin ardından neredeyse çatal bir dil çıkacakmış düşüncesi midemi burktu. Profesör başlama işaretini verdiğinde yılan-çocuk hemen pozisyonunu aldı ve ‘’Expelliarmus’’ dedi. Fssss. Hiç birşey olmadı. Profesör Wood yanına gelip asasını nasıl tutacağını, vurguyu büyünün neresinde yapacağını anlatıp tekrar denemesini istedi. ‘’Expelliarmus’’. Yılan çocuk bu sefer başarmıştı. Asam benden 2-3 metre geriye düşmüş, elimde de hafif bir acı bırakmıştı. İlgisizce asamı alıp pozisyonumu aldım ve profesörün dediklerini kafamda tekrarladım. ‘’Expelliarmus’’. Hafif bir inilti ve sonrasında ahşabın taşa vurma sesi. Yılan-çocuğun yüzündeki kendini beğenmiş ifade şimdi hafif bir korku ifadesine dönmüştü ve elini tutuyordu. Başarmanın verdiği mutluluk gözlerimi kör etmiş olacak ki asam fırladığında kendime geldim. Kısa bir afallama sonrasında tekrar asamı aldım ve ‘’Expelliarmus’’. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan Profesör Wood durmamızı söyledi. Ödevimizi verdi ve verdi ve hepimize iyi günler diledi. Sanırım dediği gibi, çok iyi bir gün olacaktı.

Uygun // 12

Konu: Geri: II. Sınıf / I. Ders Salı Eyl. 14, 2010 8:54 pm

.. Havanın kapalı olması umrumda değildi. İliklerime kadar donuyor olsamda ‘bahçe’ okulda sevdiğim en iyi ortamdı . Okul koridorundan ayrılıp bahçeye çıkan kola yöneldim . Soğuk yanaklarıma işliyordu ve onları hissetmeme engel oluyordu .Elimde ders kitaplarıyla bahçenin arka kısmındaki kayalıklara oturdum . Rüzgarında esmesiyle saçlarımın uçup gittiğini hissettim . Elimde kalın sert kapaklı Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi kitabı vardı . Babamın bizi terk etmesinden sonra annem sıkça ‘Silahsızlanmadan’ bahsederdi . Bir gün babama karşı kullanmamı mı bekliyordu?
Bahçede yalnız olmadığımı biliyordum . Alessia bana yavaş adımlarla yaklaşıyordu . Elinde benimkine benzer bir kitap vardı . Hışırtılarla yanıma yaklaştığını anladım . “Yalnız başına olmak hoşuna mı gidiyor ?” Alessia’nın sesi dünyada duyduğum en tiz seslerdendi . Soluk teni havanın soğuk olmasıyla kıpkırmızı olmuştu . IV. Sınıftaydı ve yaz tatillerinde Hogwarts’tan bahsederdi ve bir Gryffindor olmaktan ..
“Derse gitsen iyi olur” . kafamı sağ tarafa çevirdiğimde II.sınıf öğrencilerinin koşuşturduğunu gördüm .” Görüşürüz Alessia” diye bağırarak bahçeden koşarak ayrıldım .
***
Sınıfa girdiğimde Profesör Wood sınıftaydı. Acı bir gülümsemeyle ona bakıp yerime yerleştim . Sınıf tam olarak yerleştiğinde masanın arkasında kalan büyük pencereyi kapattı . O anda fark ettim ki sınıf bu ders için özeldi . Atmosferi bu dersi yansıtıyordu ve Profesör Wood’un hiç gülmemesi de bununla ilgiliydi sanırım ..
Profesör platforma yerleştiğinde kitaplarımızda “Silahsızlandırma” bölümünü açmamızı söyledi . İçimden okurken bile asama davranmak geliyordu . Profesörün platformdan inip Silahsızlandırmayla ilgili yaptığı açıklamayı dinlemek için başımı kaldırdım. “Silahsızlandırma , düelloda kullanılan teknik bir büyüdür.II.sınıf öğrencilerini şakalarına hizmet etmemektedir.Okul içerisinde hiçbir asanın - Expelliarmus -sözcükleriyle büyülenmesini istemiyorum !”
Profesör konuşmasını bitirdikten sonra sınıfı ikişerli gruba ayırdı . Karşıma cılız , çekimser bir kız gelmişti .Asasına tam davrandığı anda “Expelliarmus” diye haykırdım . Asası birden uçuvermişti . İkimizde şaşkınlığımızı gizleyememiştik . Profesörün başını salladığını gördüm . Sınıfla tek tek ilgilenmeye çalıştıktan sonra çoğunluğun başardığını görüp platforma doğru tekrar yön değiştirdi . Sınıfa oradan seslenip ödevleri verdi ve sınıftan hızla ayrıldı . Sınıftan çıktığında sert bir kapı sesi duyulmuştu sadece .

Beklenenin Üzerinde // 18

Konu: Geri: II. Sınıf / I. Ders Paz Eyl. 26, 2010 9:02 am

Gözlerimin altı uykusuzluktan morarmış olacak ki bahçede kendi kendime dolanırken birçok kişi bana bakıyordu. Aslında yakışıklılığımdan bakıyor da olabilirler fakat umrumda değildi açıkçası. İnsanların sağa sola koşuşturmasını izlemek hoşuma gidiyordu. Herkesin acelesi vardı. Sanki pili takılmış bir oyuncak gibi sürekli aynı şeyleri yapıyorlardı.
Ama ne yazık ki büyük bir büyücü olmak için bu pilli oyuncaklar gibi davranmak gerekliydi. Ve bende gereğini yapmak için yola koyuldum..

İç karartıcı fakat hoşuma giden serin bir havanın verdiği heyecanla Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersliğine geldim.
Gıcırtısı öğrencilerin kulaklarında senfoniye dönüşmüş, ceviz ağacından yapılmış olan o tahta kapıyı açtım.
İçeride Profesör Wood ve birkaç öğrenci vardı. Sanırım erken gelmiştim. "Merhaba Profesör Wood" dedim ve arka sıralardan birine geçtim. Profesör Wood bana cevap vermedi fakat iki gözünü kırparak merhaba demek istediğini gösterdi.
Sınıf yavaş yavaş dolmaya başladı. Profesör Wood ders başlamadan 1-2 dakika önce arkasındaki devasa büyüklükteki pencereyi kapattı. Platforma yerleşti.

Arka arkaya sıralanmış tek kişilik sıralardaki öğrencilerin hepsi çıt çıkarmadan ona bakıyordu. Ağzından çıkacak kelimelere hazırlıklı bir şekilde vereceği emir'i bekliyorlardı. Mecburen bende onlara katıldım.

Profesör Wood konuşmasına başladı.
Kitaplarımızdan "Expelliarmus" bölümünü açmamızı istedi.
Önce sessiz sonrada sesli bir şekilde konuyu okuttu.
"Expelliarmus" büyüsünün rakibi "Silahsızlandırma" büyüsü olduğunu ve kimi otoriteler tarafından pek önemsenmediğini fakat Seherbaz'ların bile bu büyü üzerinde sıkça çalıştığını belirtti.

Ve sıra "Expelliarmus" büyüsünün uygulamasına geldi.
Karşıma dünyada görebileceğim en güzel kız geldi. İsmini bilmiyordum ama ona "Elma" adını koydum. Tanışmak için can atıyordum fakat bu dersi bitirmemiz gerekiyordu.
Önce büyüyü o yaptı. "Expelliarmus" Ve asam benden yaklaşık 5 metre uzağa sıçradı. Gözlerim onun üzerindeydi. "Expelliarmus" büyüsü umrumda değildi aslında. Asa kendilinden düşmüş bile olabilirdi.
Sıra bana geldi. Onu incitmeden "Expelliarmus" büyüsünü yapmam gerekiyordu. Karşımda başkası olsaydı acımadan yapardım fakat yapamadım. Onu incitmekten korktum. Profesör Wood yanıma yaklaştı. Soğuk ve sakin nefes alıp verişinden biraz irkildim. "Sorun ne Marko?"
Gerçek sorunumu ona söyleyemezdim çünkü beni anlamazdı. Mecburen yalan söylemek zorunda kaldım. "Şey, biraz midem bulanıyorda Profesör. Afedersiniz."

Aslında yalan söylediğimi o da biliyordu. Gözlerimdeki kıvılcımı farketmişti. "Elma" dediğim kızın suratında bir gülümseme belirdi.
Profesör Wood büyüyü tekrar yapmamı söyledi.
Yine hiç istemedim fakat bu dersi geçmem gerekiyordu.
Hiç istemeden olsada yaptım. "Expelliarmus" dedim. Ve "Elma" 'nın asa'sı yaklaşık 3-4 metre uzağa sıçrayıverdi.
Önce elinde oluşan acı yüzünden yüzünde hafif bir acı belirdi. Fakat sonradan bana bakarak gülümsedi.
Hayatımda gördüğüm en güzel gözlerdi..

Profesör Wood büyüyü yaptığımı görünce kafasını öne eğerek "Aferin" demeye çalıştı. Hareketleriyle konuşuyordu. Hoşuma gitmişti.
Ödevimizi verdi ve sınıftan ayrıldım..
"Elma" yı tekrar görüp onunla tanışmak için can atıyordum.

Zayıf // 9

» IV. Sınıf I. Ders
» IV. Sınıf II. Ders
» IV. Sınıf II. Ders
» V. Sınıf || I. Ders
» III. Sınıf / I. Ders