Çevir Çevir Zıpla

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Paz Haz. 29, 2014 12:56 am

Kızı daha önce görmüştü. Sonradan geleni. Göl kenarında bastığı çocuğun yanındaydı. Ona ait anıları o kadar puslu ve garipti ki. Kızın o gece nasıl utandığını anımsıyordu. Neyse ki kendisi daha çok utanmıştı. O yüzden kimseye anlatmadı ve anlatmayacaktı. Zaten kendisini ilgilendiren bir durum da değildi. Kızın sorusu üzerine içkisini düşünmeden fondipledi.

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Paz Haz. 29, 2014 1:14 am

Yeni gelen sarışını akşam yemeğinde gördüğünü anımsar gibiydi ama kızla ilgili düşünceleri sadece bu bulanık anıdan ibaretti. Çok arkadaş edinmemişti Hogwarts'a geldiğinden beri, çok kişiyle de tanışmamıştı. Bu gecenin de amacı herkesin birbirini tanımasıydı zaten. Laela'nın sözleri üzerine iliklerine kadar hissettiği intikam duygusunun kekremsi tadını dudaklarından silmek için ağzına kadar tekila dolu bir bardağı tek seferde içti. Bu onu kesmemişti, öfkesini gizlemek için küçük bir nefes aldı ve hemen yanında oturan sarışın büyücünün önünde duran bardağa da uzandı. Onu da tek seferde içtikten sonra Zeke'in bardağını doldurup, ona geri uzattı. ''İster inanın, ister inanmayın. Geçmişte çok neşeli biri değildim.'' Sözlerindeki imayı gözler önüne sermek için kocaman gülümseyip, yanan boğazını birkaç kere öksürerek temizlemeye çalıştı.

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Paz Haz. 29, 2014 1:14 am

Bu soru hemen hemen herkesin önünde dolu bardakların boşalmasına sebep olmuştu. En saf duygunun neden bu oyuna konu olduğunu anlamakta güçlük çeker bakışlarla kaşlarını çattı. Önünde duran bardağı sade hareketlerle tepesine dikip normalden biraz daha sert bir şekilde taş zemine bıraacaktı ki kısa saçlı güzel cadı önündeki bardağı da almakta duraksamadı. Ezekiel'in de içkisini bitirdiğinde ona tepesine dikmesi için bir tane doldurdu. Ezekiel de yarım kalmış işini tamamladı. Ardından her seferinde yaptığı gibi cadıyı süzmeyi ihmal etmedi. Gözleri her Arabella ile buluştuğunda kızın karanlık hikayesi ana hatlarıyla belli oluyordu. Tanrı bilir neler yaşadı, diye geçirdi içinden. "Her şey iyi olacak." diye fısıldadı.

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Paz Haz. 29, 2014 11:17 pm

Nefret etmek... Nefret etmek için herkesin bir sebebi vardı. Hayatı boyunca birisinden veya bir şeyden nefret etmeyen insan olmadığına inanıyordu Leeroy. Cadıdan gelen cümleyle beraber aklına doluşan anılar, cümleler, Leeroy'un kemikli parmaklarını önündeki bardağa götürdü usulca. Bardağı kavrayıp dudaklarına götürdükten sonra fondipledi ve yerine bıraktı. Leeroy annesinden nefret ediyordu...

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Ptsi Haz. 30, 2014 3:59 pm

Derin bir nefes aldı Mya. Soru her ne kadar basit olursa olsun herkese içmesini sağlayacak kadar kazıktı da. Elbette nefreti tatmıştı, elbette nefret etmişti. Nefret etmek için birçok sebebi vardı çünkü. Soruyu soran cadının nasıl hayatında hiç kimseden nefret etmediğine şaşırmıştı doğrusu. Daha fazla zihnindeki düşüncelerle meşgul olmak yerine önündeki bardağı sardı ince parmakları. Tek bir hareketle boğazından aşağıya doğru akıttığı içkinin yakıcı tadını aldığında yüzünün ekşimesine engel olamamıştı. Birkaç tane daha içerse sonunun ne olacağını kestiremiyordu. Büyük ihtimal Carleen'in onu kucağında falan taşıması gerekirdi. Merlin aşkına! Neden buraya gelmeyi kabul ettim ki?

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Ptsi Haz. 30, 2014 8:53 pm

Birisinden nefret edecek kadar değer vermiş miydi ya da umursamış mıydı tam olarak emin değildi. Biraz düşünmesi gerekmişti. Genellikle insanları hayatına sokarken öncesinde uzun bir süre gözlemlerdi. Daha sonrasında acı çekmemek için bir süre yalnız kalması gerekiyordu sadece, bunu tercih ederdi elbette. Bir tek amcası geldi aklına nefret duygusunu ona bir nebze de olsa hissettirebilen. Yarardan çok zararı dokunan akrabadan daha ötesi değildi. Yığınla şey yaşamıştı. Hatırlamak dahi istemiyordu. Yüzüne ondan nefret dahi edemediğini söylemişti, doğru muydu? Emin değildi. Karmaşık duyguların içerisinde bardağı parmakları kavrayıp yudumladı. Mya'nın içerken yüzünün aldığı hali gördüğündeyse gülümsemeden edemedi. Bünyesinin içkiye alışık olmadığını biliyordu. "Bir iki tane daha içersen o deneyimi cidden yaşayabiliriz." Göz kırptı gülümseyerek. Herkesin bardağının boşaldığını gördüğünde yüzlerine baktı teker teker. Nefret duygusunu tadacak ne yaşamış olduklarını merak etti. Yaşadığı şeyler genelde insanların yüzünden okunurdu ama onlarda bunu yapamamıştı. Belki de Carleen bu konuda kötü olduğu içindi. Sarışın oğlana diğerlerinden daha uzun baktı. Fazla sevimliydi. Şimdi değil, Carleen. Tekila ile kafayı bulmadığın bir zaman. Yoksa kandırılması kolay yanın kendisini gösterecek.

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Ptsi Haz. 30, 2014 11:30 pm

Nefret etmemek mi? İnsan bu kapasiteye sahip olabiliyor muydu? Bariz şekilde yalan söylediğini düşündüğü kızın üstüne atılan şatları doğal olarak gözlemledi Crixalis. Sessizliğini bozmasına ramak kaldığı anlardan birindeydi, zira üstüne bu gibi durumlarda gelindiğinde, köşeye sıkıştırılan her hayvanın içgüdüsel olarak sergilediği saldırganlığı üstlenirdi.

"Absürtlük derecesinde bir saçmalık denizinin içinde kulaç atmaktan sıkılmadınız mı yoksa gerçekten saf mısınız?" Şatı sert bir şekilde dikip boğazını alev alev yakmasına izin verdi. Konuştuğunda sesi çatallıydı."Crixalis Sandstorm, Hufflepuff. Yaratıcı bir soruya ne dersiniz? Sen ne dersin koca oğlan? Küçükken hiç tacize uğradın mı? Ya siz?" Muhattabı gitmesine müsaade etmeyen narsist aslandı.

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Ptsi Haz. 30, 2014 11:44 pm

Yaptıkları şeye laf attıktan sonra adını bahşeden asosyal görünümlü oğlanın sorusu üzerine gerilmişti, Carleen. Amaçları tanışmak ve eğlenmekken olayı rahatsız edici bir hale büründüğünü düşünüyordu. Birisiyle isteyerek yaşadığın şeyler üzerinden muhabbet döndürmek eğlenceli olabilirdi, ama hayatın onlara yaşam ya da kader diyerek sunduğu acı verici şeyleri böylesi bir ortamda ağza almak moral bozucuydu da. Böyle bir şey yaşamamıştı, en azından şanslıydı bu konuda. Bardağına dokunmadı, anlık yükselen öfkesini bakışlarıyla oğlanın üzerine saçtı. "O saçmalık denizinde kulaç atmamızın sebebi eğlenmekti. İnsanların hatırlamak istemeyecekleri şeylerden söz ederek onları o denizde boğmuş oluyorsun. Yaşadıysak da o burada ağza sakız olabilecek bir şey değil."

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Salı Tem. 01, 2014 12:39 am

Herkesin soruya cevap vermesini sabırla bekledi. Elindeki içki bardağını alel acele doldurdu. Soruya cevap verenlerin ne yaptığıyla ilgilenmiyordu. Zira nefret etmedim diyenin dürüst olduğunu da düşünmüyordu. Ya da Hogwarts sandığından daha sevimli insanlarla doluydu. Herkesin içkisini yudumlamasının ardından hakim olan sessizliği hiç beklemediği bir isim bozmuştu. Zümrüt gözleri şaşkınlıkla çocuğun üzerinde toplandığında işittiklerini sorgulama gereği duydu.O... Ne yapmaya çalışıyordu? Carleen elbette kendisinden beklenen gibi çocuğun ağzına etmekte gecikmemişti. Sert bir kızdı. Pek fazla yumuşak başlı ya da politik sayılmazdı. İzledi bir süre atışmayı. Ardından tutamadı kendini. Balımsı dudakları aralandı. ''Başından beri burada zorla tutuyormuşuz gibi afra tafra yapan da dedem zaten. Oyun tatlı gelmeye başladı sanırım sana.'' Geçen geceki utancını unutmuştu bile. Zira çocuğun o gecenin sonunda kendisine karşı pek de nazik olduğu söylenemezdi. İntikamını her daim alırdı. ''Carleen sen de sakin ol. Kimsenin birbirinden gizlisi saklısı yok değil mi? Neticede bunu göze alarak buradasınız. Korkaksanız dönün kıçınızı çıkın gidin.''

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Salı Tem. 01, 2014 12:54 am

Gelen cevaplar üzerine sarsıldı. Bu kadar sert bir tepkinin gelmesi beklenmedikti, neden gelmişti? Fazla mı ileri gitmişti? İçkiye kendini kaptırdığını hissetmiyordu, sinirli bakışlarının sabitliğinin tek sebebiyse ne tepki vereceğini bilememesiydi. Duraksaması üzerine önce geriledi, vücudunun isteği dışında verdiği tepkiyi durdurmaya çalıştı. Dur dur dur dur dur ne yapıyosun? Crix, şu an saçmalamaktasın.

Dayanamadı, baş parmağıyla işaret parmağını dolmaya başlayan gözlerine bastırdı. Çektiği derin nefesin titremesine engel olamadı.

"Ben... ben, özür dilerim."

Neden burda neden şimdi? Bu odada bile durmak istemiyordu, bu insanların hiçbirini tanımıyordu ve yabancıların önünde yetişkin bir erkek olarak ağlamak üzereydi. İki elini saçlarına götürüp geriye doğru itti. Yanıbaşındaki popüler titan gitmesine izin verir miydi? Hayır, merhamet dilenecek değilim.

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Salı Tem. 01, 2014 1:18 am

"Ne o kabuğunuzu terk edip biraz tehlikeli sularda yüzmek size göre değil mi?"

Başından beri elindeki plastik bardaktan alkolünü yudumlarken öğrencilerin her birini süzerek sükunetini koruyan cadı ortamın kızışmaya başladığı fikrine kapılarak eğlenceye farklı bir boyut katmak istemişti. Crixalis'in üstüne fazla gittikleri düşüncesini bir kenara bırakmış, bunun yanı sıra büyücünün haklı olduğunu düşünmeye başlamıştı.

"Nasıl eğlenileceğini bilen birinin olması güzel."

Cümlesini tamamlarken sakin adımlarla büyücüye yaklaştı. Ona karşı pusu kurmaya niyetli öğrencileri tek tek gözden geçirdi ve gülümsedi.

"Sadece bir soru sordu."

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Salı Tem. 01, 2014 2:43 pm

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Salı Tem. 01, 2014 4:54 pm

Batman'in kendine savurduğu lafları alaycı bir gülümsemeyle yanıtladı sadece. Dersliğin penceresinden asılıp aşağıdaki çimenlere işeyen aciz zavallıya cevap dahi vermeye tenezzül etmedi. Yanında Arabel varken tatsızlık çıkarmak da istemiyordu üstelik. Hem zaten onun yerine sert çıkacak adam çoktu. Beklediği tepkiler bir bir geldi ve keyifle kollarını yandan sarkıtarak üzerlerine yüklendi. Ardından kızın yaptığı bombardımana şahit oldu. "Sağlam!" diye ortaya laf attı net bir sesle. "Haydi bakalım yarasa. Bottoms up!"

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Salı Tem. 01, 2014 5:43 pm

Ortalığın kızışmasını sakin bir yüz ifadesi ve heyecanlı gözlerle izleyen Nora, bazı tepkileri aşırı bazılarını ise yerinde bulmuştu. Çocuğun maksadının laf çarpıtmaktan başka bir şey olduğunu düşünmüyordu. Karşısında ağlayan bir erkeğin hiçbir şekilde kötü amacının olduğuna inanmadı. Tabi, rol yapmıyorsa. Yine de gerilen ortamı, kutuplaşmaya başlayan topluluğu ve sinirlerini bozmaya başlayan gözyaşlarını bir kenara bıraktı ve herkese yerinde bir bakış atarak önündeki bardağa uzandı. ''Herkes sakin olabilir mi iki dakika?'' Dikkatler üzerine çekilmeye başladığında, yerinden kalkıp arka cebinden mendil çıkartarak ağlayan porsuğa uzattı. Ardından isminin Laela olduğunu söyleyen dişi aslana döndü. Bakışlarındaki merhametin silindiğini görmek için aynaya bakmaya ihtiyacı yoktu Salazar'ın. ''Senin yaptığının, onun yaptığından ne farkı kaldı güzelim?'' Duraksadı tekrar yerine geçtiğinde, asıl söylemek istedikleriyle yeniden diğerlerinin karşısındaydı işte. ''Herkes gibi popom yumuşak köşk koltuklarında büyümedi. Kuzey'den, Greenhouse kampından geliyorum ve orada yaşamak için her şeyi yapmanız gerekiyor. İsteseniz de, istemeseniz de.'' Duraksadı, düşündüklerini nasıl söyleyeceğini bulamamıştı bir an. İçkiyi tek seferde bitirdi ve yanan boğazına rağmen konuşmaya devam etti. ''Biliyorum, boktan hikayemin meraklısı değilsiniz ama buraya oyun oynamaya geldik. Çilli'nin de dediği gibi kaldıramayan defolup gitsin.'' Boğazındaki yanma hissi yavaş yavaş yok olurken, bardağı tutan elinin işaret parmağı çaprazında oturan Hufflepuff'lıya çevrilmişti. ''Ben senin sorunda yapmam gerekeni yaptım, porsuk. Sıra sende.'' Öfkesi uçup giden yüz ifadesi eski sakinliğine kavuşmuştu yeniden.

''Bundan sonraki turlarda da adam gibi devam edelim.''

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Çarş. Tem. 02, 2014 12:49 am

Özrünün üstüne çemkirmeye devam eden dişinin sesini duyması için başını kaldırması gerekmiyordu, zira ses tonuyla beraber zeka seviyesi kimliğini net bir şekilde açıklamaktaydı. Kendisine uzatılan mendilli eli görmezden gelerek ayaklandı.

"İnsanların seçimi olmanın ne demek olduğunu asla anlayamayacaksınız. Evet, sizden aşağıdayım, evet sizin kadar uzun güzel veya popüler değilim. Fakat Allahuteala adına size yemin ederim ki bunların balon olduğunuzu fark ettiğinizde size tepeden bakıyor olacağım."

Kendisine yakınlaşan binadaşının girişimi hoş görünse dahil, Crixalis hiçbirinin merhametine ihtiyaç duymazdı. Fırtına gibi çıkarak odadan ayrıldı, arkasından kovalayacaklar mıydı?

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Çarş. Tem. 02, 2014 1:10 am

Alkolün bittiğini bardağından bir yudum daha almaya niyetlendiğinde fark etmişti cadı. Ortamdaki gerginlikten çok daha büyük bir problemdi bu onun için. Büyücü odayı terk ederken biraz daha alkolle beynini uyuşturmak adına harekete geçti ve odadaki herkesin duyabileceği şekilde şu sözleri mırıldandı "Çocuk..."

"Devam ediyor muyuz yoksa peşinden gidecek birileri var mı?"

Konu: Geri: Çevir Çevir Zıpla Çarş. Tem. 02, 2014 1:05 pm

Gecenin bir saatinde uslu kızı oynamaktan son anda vazgeçip yatakhaneden dışarı fırladı. Biraz üstü başına çeki düzen vermişti. Bakımsız duramazdı. Karanlıkta gözükeceğini düşünmüyordu da. Fakat her zaman iyi giyimli olmalıydı. Saçına başına düzen verdi. Hafif de gece mahmurluğunu kapatan bir makyaj. Koridorlardan ilerleyip okulu gezinmeye koyuldu. Okulun ürkütücülüğü ve mistik karanlığı biraz ödünü kopart ise de dolaşmaya devam etti. Birilerine yakalanmak istemiyordu. Boş dersliklerden birini önünden geçer iken bir tıkırtı duydu. İçeride bir şeyler oluyordu. Gelen boş dersliğe doğru ilerledi. Yavaş adımlarla ilerliyordu. "Devam ediyor muyuz yoksa peşinden gidecek birileri var mı?"Kapıya yaklaştığında geç kaldığını fark etmişti. “Tüh ya!” Diye mırıldandı. Sinsi bir yılan gibi boş dersliğe doğru ilerlediğinde bundan vazgeçip adımlarını hızlandırdı. İçeriye girdiğinde eğlenceyi gördü. Şişe çevirmece oynadıklarını düşündü. Bu saatte bunca yeni yetmenin burada oluşu dikkatini çekmişti. Bir davet vardı da onu mu çağırmamışlardı. “Bir davet vardı. Beni mi çağırmamışlar.” Diye düşündü. Bakışlarıyla etrafı süzdü. Birkaç Hufflehuff’lı bir iki Slyterin’li’yi gördüğünde bir organizasyon düzenlenip çağrılmadığı ihtimali kafasında güçlendi. Sinirlenmişti. Davetsiz misafir gibi hissetti kendisini. Hırçın ve ukala bakışları yerini öfkeye bırakmıştı. Yüzlerini dahi seçemediği bir iki kişiyi itekleyip bir yerlere oturdu. “Merhaba beni tanıyorsunuz umarım; Marie Bella Salvatore.” Uzun uzadıya kendisinden bahsetmeyecekti. Damdan düşer gibi davet edilmediği bir yere oturmak hoşuna giden bir şeydi.