Hata Üzerine Hata

Konu: Hata Üzerine Hata Salı Ara. 25, 2012 9:28 pm

Jacob Liam Winchester & Pierretta Qixinâ

Konu: Geri: Hata Üzerine Hata Salı Ara. 25, 2012 9:53 pm

Silvanesti'nin gündüzleri bunaltıcı derecede sıcak havası, Nemesis'i saçlarına yeni şekil vermeye yönlendirmişti. Gündüz, Euterpe'ün yardımıyla kendine bir farklılık yaratmıştı dişi porsuk. Buna alışması zaman alacaktı belli ki. Şimdiden kendini çıplak gibi hissediyordu. Uzun, dalgalı saçlara alışıktı ne de olsa. Halası görse, kesin bir ton laf yapardı; bir Fransız kızının bu halde olmaması gerektiği ile ilgili. Penthesilea kimin umurundaydı ki!?

Bakışlarını gökyüzünden gümüşi ışıklarıyla gezegenini aydınlatan cisme çevirdi. Aklına Armen gelmişti. Neredeydi ve ne yapıyordu şu anda, hiçbir fikri yoktu Pierretta'nın. Uzun zamandır onu görmemişti. Onu deliler gibi özlediğini, kalbinin ritminin onu düşündüğü anda kontrolden çıkmasıyla anlıyordu. Nefesi kesiliyor gibi oluyordu, gecenin kızı. Yanında olmasını istiyordu. Ona sarılmak istiyordu. Dudaklarını büzdü, bir kez daha parlak aya bakarken. Ellerini tutunduğu büyük ağaç gövdesinden çekti ve iki yanında tedbirle tuttuğu sailerle beraber yoluna devam etti. Çoğu gece sıkıntıdan ve ormanda yaşayan çeşitli küçük böceklerden dolayı uyuyamıyordu Nemesis. Uyumak yerine, Silvanesti'yi keşfe çıkmayı tercih ediyordu genelde. Bu akşam da, aynısını yapmayı planlamıştı. Herkes uykusuna doğru kısa bir yolculuk yaparken, kendi sıcak yatağını terk etmiş ve ormanı keşfetmeye adamıştı gecesini. Karşısına bir aslan çıksa dahi gözünü kırpmadan onunla savaşabilecek cesarete sahip genç cadı, küçük birkaç böcekten tiksindiği için utanması gerekirken; utanmaktan çoktan vazgeçmiş ve emin adımlarla birkaç gece önce kaldığı yerden sonrasına doğru ilerlemeye başlamıştı. Gece daha yeni başlıyor sayılırdı ve önünde kocaman bir orman keşfedilmeyi bekliyordu. Bir eli keskin savaş aletini kavramış, diğer eli ise olası bir saldırıya karşı kendini korumak amaçlı göğüs hizasında yer edinmişti. Gözleri karanlığa alıştığından dolayı, artık gecenin içinde rahatça ilerleyebiliyordu Pierretta. Bundan hoşnut olarak sükunet içerisinde birkaç adımlık mesafeyi de çabucak arşınladı.

Konu: Geri: Hata Üzerine Hata Çarş. Ara. 26, 2012 5:54 pm

"Hiçbir şey yok."

Akşama doğru üzerine çöken kuru sıcakla ceketini çıkarmış, kolsuz tişörtüyle devriyesinin sonlarına doğru yürürken yeniden bastıran, ve birdenbire ayaza dönen soğuk, Silvanesti'nin dengesizliğinin en açık örneği, ve en sevmediği tarafıydı. Sırtına asılı mızrağına bir kez bile yönelmediği sessiz akşamlardandı, günün batıp batmadığını anlamanın bu kadar zor olacağını hiç düşünmezdi kurt. Gece çöktüğünde bile koyulaşan yeşil ışınlar rahatsızlık ve huzursuzluk veriyorken eski günlere özlem duydu, yine de Serpent'ın dediğine göre pek yakında koyu karanlık semaya kavuşacaklardı. Lordunun Aethra'yla beraber ortadan kaybolmasına nasıl izin verdiğine hala inanamıyordu, yine de döndüğünde onu sapasağlam görmeye değdiği aşikârdı, ve pek yakında bunu kutlamak için, avladığı en büyük geyiği kendi elleriyle kızartıp, yürüttüğü içkilerle bir alem düzenleyecekti. Zihnindeki renkli görüntüleri izleyerek, omuriliğine kaydolmuş patikayı takip ederken duyduğu hışırtıysa, sonunda, gecenin sakinliğinin, göle fırlatılan taş misali bozulacağını hissetmişti. Belinden çektiği, fırlatmalık savaş baltasını sıkıca kavradı, ve ardına saklandığı çınardan, kedi kadar sessiz şekilde uzanarak gözledi.

Kısa saçlı bir kız. Feci şekilde tanıdık gelen, fakat bir o kadar alakasız bir kız, tam da içki zulasının olduğu sandığı gömdüğü noktanın üzerinde duruyordu.

"Zulamın üzerinde duruyorsun."

Sesle adeta yerinden sıçrayan beden hızla ona döndüğünde, yeni saç stili feci derecede yakışmış olan Pieretta'nın kızgın ve tetikte gözleriyle karşı karşıya gelmişti. Sırıttı.

"Ayağını çek de saçlarını kutlayalım güzelim."

Uzun üç adımın ardından diz çöküp, sertçe çekip çıkardığı sandığı gıcırdatarak açtı, iki büyük şişe romu, birkaç şişe kaymak birasını, ve özenle sakladığı büyük bir şişe ateş viskiyle, Vatikan'dan geldiği söylenen bir şişe kırmızı şarabı çıkarmıştı. Ağacın yumuşak köküne oturup romlardan birini alıp kıza baktığında, içgüdülerini dizginlemek zorunda kalmıştı, ve bu kesinlikle şaşırtıcıydı.

"Seç bakalım prenses."

Konu: Geri: Hata Üzerine Hata Perş. Ara. 27, 2012 7:00 pm

Gecenin sessizliğine kendini kaptıran cadı, birbiri ardına dizilen kelimeleri işitmesiyle beraber yerinden fırlamıştı. Ne olduğunu anlayamadan, Jake'in cüsseli bedeni yanına varmıştı. Yeni görünümü hakkında aldığı ilk güzel yorumlardan bir tanesine tanıklık eden dişi porsuk, büyücünün komutuyla beraber bir adım geri atmıştı. Orta boyuttaki sandıktan birkaç şişe alkollü içecek çıkarmıştı kurtadam. Sevinçle gözleri parıldayan porsuk, Jake'in sunduğu tercihlerden ona en uzak geleni seçerek, işi eğlenceli kılmak istiyordu. Ateş viskisini ve kaymak birasını daha öncesinde içmişti; lakin rom, gecenin kızı için ilk olacaktı. Bazen yeni şeyler denemek de lazım, diye mırıldandı ve büyücünün zulasından bir şişeyi de kendisine ayırdı. Elinde kalan keskin bıçağı da yakınlarına bıraktıktan sonra oturmak için gözlerini ormanın zemininde gezdirdi. Ağaç yapraklarının büyük bir yığın halde yere düşmüş olduğu kısıma yerleşerek Jake'e sırıttı ve şişesini açmaya çalıştı. Açılan şişeden burnuna doğru yayılan koku, sıvının güzel olduğuna işaretti. İlk kez içecek olması nedeniyle küçük bir yudum aldı elindeki büyük şişeden. Dudaklarının kenarında kalan alkolü de boşta kalan elinin tersiyle silmeyi tercih etti. Tam o an yüzünü buruşturmuş ve gözleri tekrar büyücüye çevrilmişti ki Pierretta'ya doğrultulmuş bakışlarındaki alaycılığı yakalayabilmişti Nemesis.

''Hadi, durma, söyle. Bir erkeğe benzemişsin, de.''

Sözlerinin bitiminde kendi haline gülmüştü genç cadı. Euterpe'ün elinin ayarının kaçması, Pierretta'nın suçu değildi. Yine de nedensiz yere saçlarını kendine yakıştırmıştı porsuk. Kötü olduğunu söyleyen insanları da dinlemiyordu zaten. ''Alınmam.'' derken yüzündeki tebessüm kendini olabildiği şekilde belli ediyordu. Bazı zamanlar kırılgan olduğu doğruydu, evet; ama dış görünüşü konusunda kendinden emin oluşu, yapılan yorumları pek değerli tutmamasına sebep veriyordu.

Konu: Geri: Hata Üzerine Hata Cuma Ara. 28, 2012 1:47 am

Kızın sözcükleri üzerine yudumunu sonlandırdığına şükrederek gülmüştü Jake. Tam yanına oturmuş kızın parfüm kokusunu alabiliyorken zihninde beliren isim alakasız, fakat bir o kadar da manalıydı.

"Eğer erkeğe benzeseydin Etta, benden yakışıklı olduğunu söylerdim."

Yarısına bu kadar çabuk ulaşmamalıydı, biliyordu, yine de bu gece hızlı içiyordu.

"Fikrini sormam gereken bi konu var porsuk. Spring hakkında ne düşünüyorsun?"

Kızın engel olamadığı sırıtmasını gördüğünde dudağı hafifçe kıvrıldı ve küçük bir yudum daha alarak son çeyreğine ulaştı. Daha önce bu denli olgununu tatmadığı sevginin, sahip olma dürtüsünün, ve bağlılığın anarşinin önüne geçmesinden çekiniyordu.

Konu: Geri: Hata Üzerine Hata C.tesi Ara. 29, 2012 7:16 pm

Büyücünün sözleri üzerine ''Eğer bir erkek olsaydım, kesinlikle senden yakışıklı olurdum.'' diyerek sırıttı porsuk.

Erkek halini birkaç saniye zihninde canlandırdı ve kız olduğu için şükretti. Yaşadıklarına rağmen, durumundan çok memnundu. Diğerleri gibi değildi çünkü. Üzüldüğü şeylerden dahi mutlu olmasını çoktan öğrenmişti. Romu dudaklarına tekrar götürdüğünde, tanıdıklığın verdiği güven duygusuyla bu sefer büyük bir yudum aldı. Uzun ve yorucu geçen günlerin ardından kafasını biraz dağıtmak şüphesiz ki gecenin kızına çok iyi gelecekti. Jake'in telaffuz ettiği ismi duyunca, Pierretta, bastıramadığı bir kahkaha sundu gecenin sessizliğine. Yüksek tondaki kahkahası, küçük birer gülüşe döndüğü sırada dudaklarından düşündüğü kelimeleri serbest bıraktı dişi porsuk.

''Ablası bitti, şimdi de kardeşine mi sulanıyorsun Jacob?''

Başkası olsa, bu sözcüklerden dolayı Pierretta'ya kırılabilirdi; lakin porsuğun karşısındaki büyücüyle arasındaki samimiyet bunun olmasını engelleyecekti. Zaten Etta da bunu bildiğinden dolayı, hiç çekinmeden, hatta gülerek kelimeleri dile getirmişti. Jake'in vereceği tepkiyi merak ederken şişeden küçük bir yudum daha almayı ihmal etmedi bu arada.

Konu: Geri: Hata Üzerine Hata Paz Ara. 30, 2012 2:37 am

Kızın sözcüklerini duyduğunda havlarcasına bir kahkaha attı Jake, bir başkası söylese saygısızlığını ödeteceği cümleleri Etta'nın tatlı dilinden duymak yüreğini yumuşatıyordu. Kıza baktığında, bambaşka bir insan görüyordu, hem de her seferinde. Aris Damir Rouvas'ı kolezyonun kumlarına gömdüğünü öğrendiği günü hatırladı, üzerine nasıl yürüdüğünü, cüppesinde deli gibi savrulan Hufflepuff amblemlini, uzun saçını, şimdikine kıyasla çocuk kalan fiziğini, ve elbette, üzerine yağdırdığı lanetleri... O gün, eğer elinden bir kaza çıksaydı da kızın canını alsaydı, belki de bugün hiçbiri burada olamaz, isyan başarısız olurdu. Wigtown Wanderers'ın saldırısı sırasında Serpent'tan dahi iyi olduğu söylenmişti - ki Jacob bunu, bizzat platin saçlı liderinden duymuş olsa da hala abartılı buluyordu- bugünse mızrağıyla, hareket eden her şeyi yerine zımbalayabilecek kadar pişmiş bir avcı, usta bir cadı, dirayetli genç bir kadındı.

Daldığı düşüncelerinden sıyrıldığında şişesinden bir yudum daha aldı, ve Pierretta'nın kendininkinin sonuna yaklaştığını gördü. "Hey, yavaşla. Baş ağrısıyla uyanmak istemezsin." Uyarısının hemen ardından, kıza yetişmek için kendi şişesini kafasına dikmesi elbette ki sözcüklerine tezat gitmişti, kızın da bunun farkında olduğunu görerek, kolunun yeniyle ağzını sildi, gülümsedi.

"Sanırım onu seviyorum Etta." İçkinin kontrolü ele aldığı dakikalara girdiğini fark edememiş olması önemli bile değildi, yanı başındaki insana, en utanç verici sırlarını dahi dökmeye çekinmeyeceği kadar güvenebilirdi.

Konu: Geri: Hata Üzerine Hata Ptsi Ocak 21, 2013 7:31 pm

''Sanırım onu seviyorum Etta.''

Büyücünün bu sözleri, cadının gözlerinin fal taşı misali aralanmasına, dudağındaki gülümsemenin büyük bir kahkahaya dönmesine ve alkolün verdiği cesaretle sesini yükseltmesine sebep oldu. Oturduğu bir kısmı yumuşak toprak bir kısmı da ağaç gövdesine denk gelen sert zeminden kalktı, kahkahaların arasında sessizliği bozarak ormanın derinliklerine doğru yüksek tonda konuşmaya başladı.

''Hey, millet, duydunuz mu? Jake aşık olmuuuş!''

Cümlesini de yeni bir kahkaha eşliğinde bitirecekken, büyücünün ani bir hareketle, Pierretta'nın sesinin daha fazla çıkmasına mani olmak adına, eliyle ağzını kapaması cadıyı durdurdu. Etta, bir an nefes alamadığını zannederek paniğe kapılsa da, biliyordu ki Jake onun canını yakacak bir şey yapmazdı. Ayakta kalan iki bedenden biri, kurtadamın elinden kurtulmak adına debelenirken; diğeri ise cadının durduğu yerden bir gıdım bile kıpırdamamasını sağlıyor ve bunu yaparken de hiç yorulmuyor, aksine bunu eğlenerek yapıyordu. Gecenin kızı, en sonunda Jake'in ellerinden kurtulmak için kaba kuvvetin yeterli olmayacağını anladığında, olduğu yerde durdu ve Jake'in tehlikenin geçtiğini anlamasını bekledi. Büyücü sükunete bürünmüş birkaç saniyenin ardından büyük ellerini yavaşça cadının yüzünden çekti, geriye aynı yavaşlıkla bir adım attı ve temkinli bir şekilde cadıyı izledi. Qixinâ kızı kıkırdayarak arkasına döndüğünde yaptığı bu beklenmedik hareketin Jake'in surat ifadesine yansımasını gördü, alkolün bahşettiği rahatlıkla ormanın sessizliğini savuracak bir kahkaha daha patlattı ve büyücünün, Pierretta'nın sarhoş olmasına neden olarak, ne kadar büyük bir hata yaptığını fark etmesini bekledi.

Konu: Geri: Hata Üzerine Hata Salı Ocak 22, 2013 8:37 pm

"Tanrı aşkına delirdin mi sen? Kapa çeneni!"

Bir anda atılıp yakaladığı cadının narin bedenine zarar vermemeye dikkat ederek tehlikenin geçmesini bekleyen Jacob, alkolün verdiği çakırkeyiflikle eğlenerek debelenmeyi izledi, kamp alanından yeterince uzak olduklarına şükretse de etrafa bakınmayı ihmal etmedi. "İçinde çenesini tutamayan bi muhabbet kuşu olduğunu unutmuşum!" Serbest bırakmasının ardıdnan hala gülerek yerine oturan kurt, yanına çöken Etta'yla arasında kalan şişeye uzandı, kapağının açık olduğunu hesap etmeden çekince iki beden de hafifçe ıslanmıştı. "Hata üzerine hata, bugün çok falso verdin Jake!" Çeyreğini kurtardığı sıvıyı dudaklarına götürüp büyükçe bir yudumu yuvarlamasının ardından ayın diğer yüzüne ışık tutmak istedi. "Sende durumlar nasıl? Yüzünün değişimine bakılırsa oldukça karışık olduğunu tahmin ediyorum."

Konu: Geri: Hata Üzerine Hata Perş. Şub. 07, 2013 8:35 pm

Üzerine dökülen alkole öfkeyle bakmak yerine, kendisini tutamayıp kıkırdamıştı Pierretta. Gece ilerledikçe bu sıvının üzerine sinmiş olacağını ve çok pis kokmaya başlayacağını akıl etse dahi, bunu umursamamış ve Jacob'ın sorusunu duyduğunda derin düşüncelere dalmıştı. Aklını kurcalayıp duran Malcolm varken Armen'i tamamen unutmuş sayılırdı fakat Armen'le geçirdiği gece aklına gelince istemsiz olarak yanakları adeta kırmızıya boyanmıştı. Alkol şişesini neredeyse yarılamaya çalışarak bunu kamufle etmek istese dahi ne kadar başarılı olduğu konusunda emin değildi. Özellikle artık neredeyse alkolün etkisi altına girmişken ve kelimeleri dudaklarında yuvarlanıp doğru bir ses oluşturmaya çalışıyorken yüzünün kızarıklığı pek dikkat edilecek bir şey olmasa gerekti herhalde. Solgun görünen yüzü yeniden gülümsemişti ve kendini bildi bileli karışık ilişkilere sahip olmak konusunda ne kadar usta olduğunu birkaç saniye içerisinde anımsamış, kendisini sessizce tebrik etmişti.

''Benim durumlar o kadar karışık ki, Jake, anlatarak beynini yormak istemiyorum.''

Dudaklarını birbirine bastırırken gözleri gizemli bir şeyi inceliyormuş gibi kısılmış ve kafası aşağı yukarı doğru hareket etmişti.

''Bizim o beyine ihtiyacımız var.''

Şişeyi kavrayan ince parmakları, kelimeler dudaklarından azat edilirken büyücüyü hedef göstermişti. Duyduğu bir çıtırtı kaşlarını hafif yukarıya kaldırmasına neden olmuştu. Gözleri ormanı görebildiğince tararken bir şey göremeyince bunu pek önemsememiş ve dişlerini gösterecek kadar gülümseyerek dikkatini yeniden Jacob'a çevirmişti.

''Ama başını şişirmemi istiyorsan, o başka.''