Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 Tanrıçanın Efsunu

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Amethea Adrasteia
Astronomi Profesörü & Ravenclaw Bina Sorumlusu & Admin
Astronomi Profesörü & Ravenclaw Bina Sorumlusu & Admin
Amethea Adrasteia


Mesaj Sayısı : 679
Kayıt tarihi : 25/06/10
Yaş : 29

Tanrıçanın Efsunu Empty
MesajKonu: Tanrıçanın Efsunu   Tanrıçanın Efsunu EmptyC.tesi Ağus. 04, 2012 12:24 am

[Resimleri sadece adminler görebilir.]

Güvercinlerin eşlik ettiği bu masa, her an için içinizi hoş tutabilecek olan efsunuyla ünlü. Gözlerinizi kapatın, bir iki saniyeliğine etrafı dinleyin...


*Eritheia Fae Hyxest, Jason Tyler Lloyd, Baptiste Cesear Rouvas ve Melodie Riley için ayırtılmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melodie Riley
SFL
SFL
Melodie Riley


Mesaj Sayısı : 2640
Kayıt tarihi : 25/06/10
Yaş : 29

Tanrıçanın Efsunu Empty
MesajKonu: Geri: Tanrıçanın Efsunu   Tanrıçanın Efsunu EmptyC.tesi Ağus. 04, 2012 2:15 am

Gözlerini karşısındaki boy aynasında tekrar çevirdiğinde, gülümsemeden edemedi. Melodie, kadına bahşedilen güzelliğin takdirinin her an ön plana çıkartılmasını gereksiz gören biriydi, ama şu an karşısında gördüğü mavi gözler, birazdan kollarına atılacağı çocuğun gözlerinde oluşmasını umduğu zevkle dolmuştu. Neredeyse beline ulaşmış kumral saçları, Kleopatra'yı andırıyordu, gözlerini ön plana çıkaran kalem, kaküllerini bile gölgede bırakmıştı. Üzerinde, vazgeçilmezi olan gece mavisi rengiyle vücudunu saran elbise, Eritheia'nın seçimiydi. Onun direktifleri olmasa, şuan ne halde olabileceğini düşünmek istemiyordu. Tüm SFL karmaşasının içerisinden onu çekip çıkarmıştı, bir süreliğine bile olsa tek dertleri alışveriş yapıp en güzel ayakkabıyı bulmak olan normal genç kızlar olmuşlardı. O boşbulunmuşluk duygusunu unutmasına imkân yoktu. Karamel rengi saçları hatırlayıp bir kere daha şükran duyarken onun aldığı elbiseyle hayal etmeye çalıştı kızı zihninde. Kabul etmek büyük bir keyifti, beraber bu gece mükemmeliyetin kelime anlamını değiştireceklerdi. Dakikalar sonunda, yelkovan Cesear'ın dediği dakikayı vurduğunda derin bir nefesle beraber adımlarını dışarı yönlendirdi. Bir an için asasına baktı ve onu yanına almanın seçenekler arasında bile olamayacağını fark etti. Hem Eritheia onu...öldürürdü. Dışarı çıkıp özlemini duyduğu gözlerle buluştuğunda yanaklarına hücum eden kanı hissetti ve lanet okudu. Ces, elleri cebinde, bir tanrı güzelliğinde karşısında dururken, birkaç dakika önce aynanın önündeki özgüvenden eser kalmadı kızda. İkisi de tek kelime etmeden özlemin aradaki mesafeyi kapayıp ellerinin birleşmesine izin verirken kızın dudakları çoktan yolunu bulmuştu. Ama tam onunkilere dokunacağı an aklına gelen şeyle beraber hızlıca geri çekildi, çocuğun şaşkın gözlerine bakıyordu şimdi.

"Bir şey unuttum."
"Mel, nereye-"
"Sadece bir dakikacık!"

Topuklu ayakkabıların izin verdiği kadar hızlı adımlarla tekrar odasına girdiğinde gözleri onu aradı. Sonunda uzun zinciri yatağının üzerinde buldu ve alıp boynuna astı. Cesear'ın kıza verdiği günden beri onu çıkartmamıştı ve niyeti de yoktu. Tekrar aşağıya indiğinde çocuk, kızın tamamlanmış eksikliğiyle beraber gülümsüyordu.

"Şimdi hazırım."

Dudaklarını dayanamayan bir edayla dudaklarına yasladığında, içten içe yanan kalbinin üzerinde madalyonu hissedebiliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Baptiste Cesear Rouvas
Büyücü
Büyücü
Baptiste Cesear Rouvas


Mesaj Sayısı : 290
Kayıt tarihi : 02/10/10
Lakap : Ces.

Tanrıçanın Efsunu Empty
MesajKonu: Geri: Tanrıçanın Efsunu   Tanrıçanın Efsunu EmptyC.tesi Ağus. 04, 2012 2:50 pm

Sağ ayağını son bir kez daha yere sürtüp derin bir nefes alan Cesear, dakikalardır adımladığı koridorun en nihayetinde sakinleşebilmesine sevinmişti. Melodie'nin yokluğunda daha fazla içerisinde bulunmaya katlanamadığı bu heybetli bina, Syrinx gibi ardına bakmaya cesaret edemeden uzaklaştığı onlarca hatıra, yaptığı dönüşle birlikte göğüslemesi pek de kolay olmayan sorunlara yol açmıştı. Cesear, gülerek anımsayacağı yedi yıl tükettikten sonra mezuniyet balosunun gerçekleşeceği gün önünde duraksayıp, kendisine garip bakışlar attıktan yarım ağızla selam veren arkadaşlarını mazide bırakması gerektiğini kabullenmişti. Bu sebepten olsa gerek sakin koridorların getirdiği sessizlik, içindeki ince sızının üzerini kapatmasını sağlayacak cinstendi.

Bir adım daha atıp topuğu üzerinde geri döndüğünde karşısında beliren genç cadının güzelliği karşısında nutkunun tutulduğunu gizlemeye lüzum görmeyen Cesear, yıllar öncesinde egzotik efsunuyla başını döndüren peri kızının gözlerinin önünde karşı koyulması güç bir kadının saklı cazibesini kazandığını düşünüp gülümsedi. Ellerini uzatıp cadıyı kendine doğru çektiğinde dudaklarına ufak bir öpücük koymak adına hamle etmişti ki aniden kolları arasından sıyrılıp yatakhaneye koşan Melodie, sözcüklerini dudaklarında bırakıverdi. Genç cadı merdivenleri tırmanırken sabırla iç geçiren Cesear, birkaç dakika sonra geri döndüğünde farklılığını çabucak seçtiği madalyonun ışıltısıyla hafifçe gülüp, dudakları onunkilere kapanana dek kahkaha atmaktan geri durmadı. “Güzelliğin beni korkutmaya başladı, Riley,” dedi cadının dudaklarından ayrılırken. Nazik bir hareketle duruşunu dikleştirip genç kızın koluna girmesini seyrederken onunla bu koridorlarda son kez yürüdüğünü düşündü. Balo salonuna doğru attığı her adım Melodie'yle geçireceği uzun bir hayatın başlangıcına doğru götürüyordu onu, ancak Cesear, ikisinin de buna hazır olup olmadığını asla bilemiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melodie Riley
SFL
SFL
Melodie Riley


Mesaj Sayısı : 2640
Kayıt tarihi : 25/06/10
Yaş : 29

Tanrıçanın Efsunu Empty
MesajKonu: Geri: Tanrıçanın Efsunu   Tanrıçanın Efsunu EmptyC.tesi Ağus. 04, 2012 8:31 pm

Uzun zamandır yokluğunu hissettiği mayhoş duygu, tekrar hücrelerini doldurmuşken mezuniyeti ve ondan sonrasını dert etmek kız için zor, hatta önemsiz bir hâl almıştı. Çocuğun sözleri, midesinde uçuşan kelebeklerin daimiyetini arttırsa da derin bir nefesle onu izleyerek belini dikleştirdi ve memnun bir şekilde koluna girdi. Hemen hemen herkes balo salonuna varmış olacak ki, tek tük öğrenci geçiyordu yanlarından. Koridorların sessizliği kulaklarını dinlendirirken, zamanı durdurup onu bu ana hapsetmek istedi Melodie. Burnuna vuran kokusunun güzelliğini, yüzünü, kahkahasının kalp ritminde yarattığı etkiyi, hepsini. Düşüncelerini bu düğümden kurtarmaya çalışırken sadece yüzüne baktı, onun adımlarına yön vermesine izin verdi. Ama olur muydu? Cesear'la beraber önlerinde yaşamayı umduğu bir dürü an, gerçekleştirmeyi düşündüğü yüzlerce hayal varken, o ana hapsedebilir miydi onu? Tekrar düşündü de, mümkün değildi. Onların yaşaması gerekiyordu. Her bir nefeslerini beraber almaları, ağaran her günün başında düşüncelerini doldurmaları gerekiyordu. Onun bu konuyu nasıl gördüğünün merakı doldurdu düşüncelerini, merakla sordu.

"Bitti. İlerisi ne olacak Ces? Nasıl olacak?"

Sonunda öğrencilerle dolu koca ormana girdiklerinde yine mükemmel bir iş çıkardıklarını düşündü kız. Arada bir göz göze geldiği tanıdıklarına gülümseyerek karşılık veriyordu, ama gözü ve kulağı düşüncelere dalan Cesear'daydı. Aslında, onun vereceği cevabı bildiğini söyleyebilirdi, lakin zaman geçtikçe ve o daha da düşündükçe, gerçekten de emin olamayacağını fark etti. İki mükemmel çift olarak masalarına doğru ilerlerken Eritheia ve Jason'ın yokluğunu fark etti. Kulaklarına dolan mükemmel ezgiler o havaya bürünmesini kolay kılarken, bir yerden de şakırdayan şelalenin seslerini seçebiliyordu.




Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Baptiste Cesear Rouvas
Büyücü
Büyücü
Baptiste Cesear Rouvas


Mesaj Sayısı : 290
Kayıt tarihi : 02/10/10
Lakap : Ces.

Tanrıçanın Efsunu Empty
MesajKonu: Geri: Tanrıçanın Efsunu   Tanrıçanın Efsunu EmptyCuma Eyl. 07, 2012 6:53 pm

Bunca hatırayı sığdırdıkları bu şatodan sonsuza dek ayrılacakları fikrine kendini alıştırmış olan büyücü, en harikulade geçmesini istediği gecenin göz açıp kapayıncaya dek tükeneceğini düşünmüştü. Cesear, kolunda şimdiye dek değer verdiği tek kişiyi, aşkını taşıyorken, saatlerdir kendinde yanıtını bulmaya çalıştığı o soruyu işittiğinde bu düşüncesinde yanıldığını çabucak anladı. Attığı her adım, balo salonuna ulaştırmak yerine içine kapanmasına sebep oluyor ve hatıralarla, gelecek planlarıyla olan münakaşasında bire bin katarak kat koridorunu âdeta sonsuzluğa doğru uzatıyordu. Buna hazırlar mıydı? Cesear, Melodie yanında olduğu sürece kime bağlı olduğunu, hayatı boyunca neyin peşinden koşacağını önemsemeyeceğini söylemiş ve ona bir söz vermişti, lâkin iş bu raddeye geldiğinde ömrünü yanında, yatağında geçirmeyi dilediği cadının önceliklerinden tereddüt duyuyordu. Onun için hayatını değiştirmişti, peki aşk; yalnızca bir fedakârdan ve bir razı gelenden mi beslenirdi?

Balo salonunun büyüleyici güzelliğini gördüğünde yol boyunca tek bir kelime etmediği gibi, kendisine selam veren sayılı dostlarına da aynı ketum tutumla karşılık vermeyi yeğlemişti. Melodie, ayarladıkları masaya doğru ilerlerken onun adımlarına ayak uyduran Cesear, cadının sandalyesini çekip oturmasını beklerken bu güzel elf kızının ait olduğu yere kavuştuğunu düşünüp kendi kendine güldüyse de aklındaki uğursuz düşüncelerin tebessümünü gölgelemesi pek de uzun sürmedi. Sevgilisinin hemen yanındaki sandalyeye oturup arkasına yaslandığında kendisine doğru çevrilmiş, iri gözlerin merak ve korkuyla parıldadığını fark etti. Gözlerini kıstı ve hayran olduğu çehreye işlemiş neredeyse somut endişenin sorumlusunun kendisi olduğunu düşünerek derin bir iç geçirdi. “İlerisi? Burada biraz oturacağız, ardından pek de yetenekli olmadığını bilmeme rağmen seni dansa kaldıracağım. Şarkının sonlarına doğru, tıpkı ilk gün yaptığım şu baloncuk gösterisinden sonra olduğu gibi seni öpmeyi deneyeceğim. Özeti bu,” dedi belli belirsiz gülerek. Melodie'nin zayıf kıkırtısının ardından çabucak yerini alan korkulu gözlerini gördüğünde dirseğini masaya koyup cadıya yaklaştı ve yumruğunu dudaklarına bastırarak, söylemekten korktuğu sözcükleri tutabileceğini düşündü. “Senin yaşadıklarına yabancıyım, Melodie. Ayak uydurup hayatı yakalamaya çalışırken tüm ömrümüzü tüketebileceğimiz ihtimali hiç mi aklına gelmiyor?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tanrıçanın Efsunu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Geçmiş Balolar-
Buraya geçin: