Spiritüel Kudret

Konu: Spiritüel Kudret C.tesi Ağus. 04, 2012 12:03 am

[Resimleri sadece adminler görebilir.]

Bu masaya doğru attığınız tek bir adım bile, kalbinizin derinliklerine şehvet olarak işlenecektir. Unutmayın ki, duygulara vurulamayan her bir zincir, yanlış kararlar olarak geri dönecektir.

Audric & Jarina çiftine ayrılmıştır.

Konu: Geri: Spiritüel Kudret Perş. Ağus. 23, 2012 7:56 pm

"Hadi ama Jarina, yapma. Baloya gidersen onu görürsün. Baloya katılacağını duydum." İşte o aptal ve gereksiz baloya katılmam için bir neden, onunla konuşabilmek için uygun bir adım. "Hadi o zaman gidelim şu lanet baloya!" Balo mu? Pek önemli değildi, benim için tek önemli olan Audric'i görmekti. Hazır olduğumda balo salonuna inerken tıpkı masallardaki gibi merdiven başında beni bekliyor olsaydı ya? En azından mutlu olurdum.
Balo salonuna girerken gözlerim Audric'i arıyordu. Sahi o nerelerdeydi? Bu güzelliğimi görmesi lazımdı, bana aşık olabilirdi belki. Tam bir kördü, ona olan aşkımı hiç görmüyordu. Peşinden koşmalarım, o neredeyse orada olmam... Bunları görmüyordu aptal adam. Nasıl göremiyordu hayret ediyordum açıkçası, en yakınları bile arkamdan bu durumla ilgili dalga geçerken onun bu konu hakkında en ufak bir tepkisinin olmayışı beni çıldırtıyordu. Balo oldukça renkliydi, bir sürü külkedisi vardı. Tabii, o külkedilerinin içinde bende vardım. İşte bu yüzden bugün onunla konuşmalıydım, bu güzelliğimle beni görürse eğer sohbet edebilirsek en azından boşuna boya küpüne batmamış olurdum. Birde şu düşüncelerimden arınıp pür dikkat onu arasam iyi olurdu.
Ah evet, işte orada. Etrafında ise hiç eksilmeyen arkadaşları. Peki nasıl gidip konuşacağım onunla? Küçük kız çocukları gibi söylenerek ona doğru ilerlerken birbir dağılan arkadaşları somurtkan yüz ifademi gülücüğe çeviriyordu. "Merhaba Audric."

OZAN BURAYA BAK KENKS:

Konu: Geri: Spiritüel Kudret Perş. Ağus. 23, 2012 8:36 pm

''Hadi ama dostum. Benim cübbemi giymiş olamazsın.''
''Kendine yeni bir cübbe bulmalısın, Bradley.''

Hafif bir kahkahanın ardından çikolota kahvesi gözlerini Bradley'e çevirdi. Yüzüne yerleştiği o şaşkın ifade halen devam etmekteydi. Derin bir soluk alan Audric, umursamaz bir tavır takınarak dolabına doğru birkaç adım attı ve aynanın karşısına geçerek kemikli parmaklarıyla üzerinde duran ay beyazı rengindeki gömleğinin yakaları hafifçe düzeltti. Ardından da yatakhaneden dışarıya çıkarak balo salonuna doğru yürümeye başladı. Zihninde bir an için Jarina'nın o mükemmel fiziği canlandı ve Audric etkisinde kaldığı büyünün ona verdiği tat karşısında keyifli bir 'oh' çekti ve çikolata kahvesini gözlerini merdivenlere çevirerek yürümeye başladı. Jarina'nın gök mavisi gözleri karşısında büyülenmemek neredeyse imkansız gibi bir şeydi ve Audric içinde bulunduğu durumdan pek memnun olmasa da cadının mükemmel bedeni karşısında diyebileceği en ufak bir sözcük dahi yoktu. O belki de bir Tanrıça'ydı ve Audric için gönderilmişti.

''Audric! Seni böylesine dalgın hale getiren şey de nedir?''
''Sadece yansıma. Belki de gerçek.''

Karşısında duran cadıya gözlerini çeviren Audric bir süre suskunluğa gömüldü ve hiçbir şeyden demeden yürümeye devam etti. Arkasından gelen arkadaşlarının kahkahalı sohbetleri arasında eğlenen Audric sonunda bir masaya yerleşti ve çikolata kahvesi gözleriyle etrafı izlemeye başladı. Jarina, Sunset, Xavi neredeydi? Yanlarında oturan arkadaşlarının birer birer dağılmalarının ardından kendisine doğru yürüyen bir cadıyı fark etti. Kan kırmızısı rengindeki dudaklarıyla şehvet saçan saçlarıyla güzelliğine adeta renk katan ve gök mavisi rengindeki gözleriyle doyumsuz tatlarla dolu hayallere daldıran o mükemmel cadı geliyordu. Cadının kendine seslenmesiyle beraber cebinde tuttuğu ellerini hızla dışarıya çıkarttı ve masanın üzerinde ellerini bağlayarak birkaç saniye için sessizliğini korumaya yemin etti. Ardından da dudaklarından birkaç sözcük azat etti.

''Masama hoş geldin, Jarina.'' Belinden çıkardığı viski dolu şişenin yavaşça kapağını açarak masanın üzerinde duran iki boş kadehi gizlice viskiyle doldurdu. Kadehleri tamamen doldurduktan sonra şişeyi tekrar beline yerleştirdi. Kemikli parmaklarıyla masanın üzerinde duran kadehi kavradı ve Jarina'ya uzattı. ''Bir şeyler içmek ister misin?''

Konu: Geri: Spiritüel Kudret Perş. Ağus. 23, 2012 8:57 pm

''Masama hoş geldin, Jarina.''

"Nasılsın Audric?"

Konu: Geri: Spiritüel Kudret Perş. Ağus. 23, 2012 9:57 pm

Elinde tuttuğu kadehi yavaşça cadının narin ellerine bırakırken dişlerini dudaklarına bastırdı ve masanın üzerinde duran kadehini hızla eline alarak bir yudum aldı. Ardından da derin bir soluk alarak ciğerlerinin temiz oksijenle dolmasına izin verdi. Midesinde oluşan yanma kendisini hafif huzursuz etse de karşısında duran cadının kusursuz güzelliği karşısında en güzel kelimeleri dudaklarından dökecekti, Audric. Teklifine olumlu cevap vermesi Audric'in yüzünde şımarık bir gülümsemeye neden olmuştu. Çikolata kahvesi gözlerinin keskinliğiyle bir süre cadıyı izledi, Audric. Bedenine yapışan ay rengindeki kıyafeti bir cadıya ancak bu kadar yakışabilirdi, kusursuz güzelliği takdire şayandı. Klasik tanışma muhabbetlerinin Audric'i fazlasıyla sıktığını bilmeyen cadı her zaman ki sıradan cümlelerle karşısına gelmişti ve Audric, Jarina'nın sorusunu yanıtsız bırakmayarak kadar acımasız bir büyücü değildi. Audric, dudaklarını yavaşça araladı ve birkaç sözcük azat etti.

''İyiyim, Jarina. Lakin bu sıradan muhabbetler canımı fazlasıyla sıkıyor.'' Parmaklarını Jarina'nın dudaklarına doğru götürdü, genç büyücü. Cadının o kan kırmızısı rengine boyanmış dudakları üzerinde işaret parmağını bir süre gezindiren Audric fısıltılı bir ses tonuyla konuşmaya başladı. ''Fazlasıyla kırmızı ve sıcak. Eğlenmek istemez misin, Jarina? Bu gece, sadece benimle?'' dedi, sözlerinin karanlık olduğu kadar karizmatik bir etki yaratacağı beklentisiyle.

Konu: Geri: Spiritüel Kudret Cuma Ağus. 24, 2012 4:11 pm

Balonun sıkıcılığı git gide çözünmeye başlamıştı, Audric sayesinde. Zaten bu aptal baloya sırf onu görme umuduyla gitmişti ki umduğunu bulmuştu. Peki ya diğer umdukları? Birlikte olmayı düşlemesi? Aslında Jarina bir bakıma bunu saçmalık olarak buluyordu. Okulda pasif bir cadı ve popüler bir büyücü. Sıradan bir aşk kurgusuna kurban gitmişti kızıl cadı. Islak dudaklarında gezinen büyücünün parmaklarına bakıp gülümsedi cadı, masum kişiliğine aykırı bir gülümseyişti bu. Şeytanca bir gülümseyiş Audric'e cevabını vermiş olmalıydı. Günlerce bu anı bekleyen Jarina için ani olmuştu bu teklif, heyecan vericiydi. Büyücünün çapkınlığıyla neler olacağı belliydi ama Jarina belkilerle yaşayan biriydi zaten. Ama olsun, sonunda istediğine ulaşmıştı. Onunla olan bir gece fakat tek bir gece olmaması için tanrıçalara dua ediyordu. "Olabilir tabii, neden olmasın ki. Sadece sen ve ben." Bir animagus gibi değişmişti birden, masum Jarina gitmiş yerine yaramaz Jarina gelmişti. Bu durum nelere yol açar bilinmezdi ama büyücünün gülümseyişine bakarsak onun hoşuna gitmişti.

Konu: Geri: Spiritüel Kudret Cuma Ağus. 24, 2012 5:26 pm

Cadının dudaklarından dökülen kelimeler Audric'in kulağında hoş bir melodi gibi yayılırken aralanmış olan dudaklarından bir soluk aldı ve çikolata kahvesi gözlerini cadıya doğru çevirdi. Teklifine olumlu bir yanıt almasının yüzündeki yarattığı o hafif tebessüm ve ardından beynine dolan şeytanca düşünceler bir film misali gözlerinin önünden geçmiş, şehvet ve tutku doyumsuz noktalara ulaşmış, gökyüzü kızıllığa boyanmıştı adeta. Kemikli parmaklarıyla masanın üzerinde duran kadehi kavradı ve bir yudum aldıktan sonra tekrardan gözlerini cadıya doğru çevirdi. Alkol kokan nefesini cadıya doğru üfleyen Audric elinde tuttuğu kadehi yavaşça masaya bıraktı ve bu kez parmaklarını cadının beline doğru yerleştirerek kendisine doğru birkaç adım yaklaştırdı. Dudaklarını, cadının dudaklarıyla birleştirmeden önce cadının başını omzuna yasladı ve ardından kalın dudaklarını cadının dudaklarıyla birleştirdi. Şehvet ve tutkunun üzerinde yarattığı baskı her geçen saniye daha da artarken cadının dudaklarının dudakları üzerindeki hareket edişi ve yarattığı o doyumsuz zevk kelimelerle anlatılamayacak kadar güçlü, güneşin yakıcılılığı kadar sıcaktı. Dudaklarını bir süre dudaklarından ayırmadı ve tutkunun o muazzam görüntüsünü beynine kazıyarak burnundan bir soluk aldı ve ardından çikolata kahvesi gözleriyle etrafı şöyle bir süzdü. Etraftaki birçok masanın gözü üzerlerindeydi ve Audric bu görünümün üzerinde yaratacağı o arzu edilen kişi havasından da oldukça keyif almışa gözüküyordu. Dudaklarını bir süreliğine cadının dudaklarından ayıran Audric derin bir nefes aldı ve ardından Jarina'nın gözlerine kilitlendi. Dudaklarından dökülen her bir kelime cadının kanına işleyecekti, bundan kesinlikle emindi.

''Gece daha yeni başlıyor, tutku dolu meleğim. Gece uzun ve bir o kadar da sıcak. Kadehimden bir yudum almak ister misin?''

Dudaklarından dökülen her bir kelimenin arkasında yatan gizem henüz gün yüzüne çıkmamıştı. Kadehine gizlice attığı tozun cadının üzerinde ne gibi bir etki yaratacağını büyük bir keyifle izlemek istiyordu, Audric. Gecenin sıcaklığı yeni başlıyordu, yarın olduğunda kimse bu geceyi hatırlamayacaktı, tek bir kişi dışında. Audric o geceden aldığı zevki, tutkuyu ve şehveti asla unutmayacaktı.

Konu: Geri: Spiritüel Kudret Cuma Ağus. 24, 2012 6:04 pm

Bu gece tanrıçaların Jarina'ya verdiği kutsal bir hediyeydi sanki, nasıl teşekkür edeceğini bilmiyordu doğrusu. Gecelerce arzuladığı şey şimdi oluyordu ve her şey tıkırındaydı. Her şey. Mavi gözleriyle büyücüyü süzüyordu, aklındakileri anlamaya çalışıyordu. Birden bire ona yaklaşması Jarina'yı epey şaşırtmıştı. Audric'e soracağı bir sürü soru varken susmayı kendini bu şehvet dolu dakikalara bırakıyordu. Olması gerekende buydu zaten, şu heyecanla soru sormaya kalksa bir yığın saçmalık kusardı ve bir şeyler yaşanacağı varsa da yaşanmazdı. Ve bu da kızıl cadının ruhu için büyük bir yıkım olurdu. Beline dolanan parmakların etkisiyle büyücüye biraz daha yaklaşan cadının kalbi git gide hızlı atmaya başlıyordu. Jarina'nın başını omzuna yaslayan büyücü dudaklarını cadının dudaklarıyla birleştirdiği an cadının kalbi buharlaşıp uçmuş gibiydi. Heyecandan taş kesilmişti adeta. Etraftakilerin pür dikkat onlara baktığına emindi Jarina ama ıslak öpücüğün öylesine etkisine girmişti ki gözlerini Audric'in gözlerinden ayıramıyordu. ''Gece daha yeni başlıyor, tutku dolu meleğim. Gece uzun ve bir o kadar da sıcak. Kadehimden bir yudum almak ister misin?'' Sadece gülümseyebilmişti ve yavaşça elini kadehe doğru götürdü. Birkaç yudum aldıktan sonra tekrar gülümsedi. Neler oluyordu böyle? Anında gelişen olaylar Jarina'nın başını döndürüyordu.

Konu: Geri: Spiritüel Kudret Cuma Ağus. 24, 2012 6:45 pm

Cadının narin parmakları kadehini kavradığından yüzüne sahte bir gülümseme yerleştiren Audric birkaç dakika sonra Jarina'ın ne halde olacağını az çok tahmin edebiliyordu. Dişlerini dudaklarına bastırırken içkinin ve tozun etkisi yavaş yavaş kendisini göstermeye başlamıştı ve Jarina elleriyle masanın uçlarına tutarak dengede kalmaya çalışıyordu. Audric dudaklarını yavaşça araladı ve cadının kulağına doğru yaklaşarak fısıltılı bir şekilde konuşmayı sürdürdü.

''Benim dünyamın tutku dolu meleği olacaksın ve bu gece sadece benim olacak.''

Dudaklarından azat ettiği birkaç kelimenin ardından cadının bedenini kendine biraz daha çekti ve cadının başını göğsüne yasladı. Ardından da çikolata kahvesi gözleriyle karşısında oturan Bradley'a baktı. Bradley onaylar bir şekilde gözünü kırparken Audric de her zamanki maskesini yüzüne taktı ve gözlerini tekrardan cadıya çevirdi. Gökyüzü bu tutkuya şahit olacak, yıldızlar ise gecelerine zevk katacaktı. Şehvet ise hiç bitmemek üzere devam edecekti. Kalın dudaklarını cadının dudaklarına bir kez daha yaklaştırdı, genç büyücü. Jarina'nın tozun etkisine olduğu rahatlıkla görülebiliyordu, dünya onun için ya beyaz ya pembeydi. Dudaklarını, dudaklarıyla birleştirdi ve tutkunun ateşini tüm sinirlerinde hissetti. Tüm vücudunu esir eden bu duygu onu bambaşka bir insan haline getiriyordu sanki. Kendini bir an için durdurdu ve dudaklarını cadının dudaklarından ayırarak konuşmaya başladı.

''Senin için sadece bir hedef mi olmalıyım yoksa tamamen benim mi olmak ister misin?''

Konu: Geri: Spiritüel Kudret C.tesi Ağus. 25, 2012 9:16 am

''Senin için sadece bir hedef mi olmalıyım yoksa tamamen benim mi olmak ister misin?''

"Sadece... Sadece senin olmak."

Konu: Geri: Spiritüel Kudret C.tesi Ağus. 25, 2012 5:05 pm

''Sadece senin olmak..."

Dudaklarından sarf etmiş olduğu her bir sözcük büyücünün kulaklarında yankılanırken kemikli parmaklarını cadının parmaklarıyla birleştirdi, ardından da dudaklarını bir süreliğine cadının dudaklarına bastırdı. Bedeni ateş gibi yanıyordu ve alevler her yeri sarmıştı artık. Jarina, şehvet ateşinin içine düşmüştü ve bu ateşten dönüş yoktu. Tutku bir sarmaşık misali çifti sararken spiritüel kudret en doruk noktasına ulaşmıştı artık. Karşı masadan kendilerine doğru yaklaşan Bradley'i çikolata kahvesi gözleriyle fark ettiğinde ise derin bir soluk aldı. Ardından da gözlerini Jarina'ya çevirdi ve fısıltılı bir ses tonuyla seslendi. ''Kara göl uygun mu? Gökyüzü şahidimiz olsun, şehvetli dakikalara.'' Dudaklarından azat ettiği birkaç sözcüğün ardından Bradley masaya ulaşmış ve konuşmaya başlamıştı.

''Audric, yine en güzelini kapmışsın.''
''Benim yeni yemeğim, Bradley. Gece uzun, senden birini ayarla istersen. Baloyu boş geçiremezsin. Ha, bu arada cübbe için teşekkürler.''
''Size iyi eğlenceler, dostum. Ben şu karşıda oturan Ravenclaw'lu Charlotte ile birleşmeliyim.''

Büyük bir kahkahanın ardından Bradley kendi masasına doğru ilerlerken Audric de gözlerini tekrardan cadıya çevirdi. Baloda bu kadar durmaları yeterliydi, kara göle gidebilirlerdi artık.

''Gidelim istersen, Tanrı'nun tutku dolu meleği.''

- SON -