Chloe Fitzherbert

Konu: Chloe Fitzherbert Ptsi Ekim 03, 2011 3:21 am

B i r C a d ı O l d u ğ u n u Ö ğ r e n d i ğ i A n ;
D e p e c h e M o d e | W r o n g.
D ö r t S e n e Ö n c e | F i t z h e r b e r t K ö ş k ü

Yuvarlak masanın etrafındaki yedi kişi de hayatlarından oldukça memnun görünüyorlardı yemeklerini yerken. Ailenin en küçük üyesi iki yaşındaki Aimee, diğerlerinden farklı olarak aynı sandalyeyi annesi ile paylaşıyordu. Onun kucağından masadaki yemeklere her saldırışında annesi onu geri çekiyor, bir eliyle onun kollarını bastırırken diğer eliyle çorbaya daldırdığı kaşığı yavrusunun ağzına götürüyordu. Chloe sakince çorbasından içmeye devam ediyordu. Karamel rengi saçlarını her zamanki gibi iki yandan toplamıştı. On birinci yaş gününe kadar daha dört ayın olduğunu bilmesine rağmen, bulunduğu ağustos ayında ve yaz sıcağında nedense her gün doğum günüymüş gibi geçirmişti. Özellikle babasının bu son günlerde onu takip altına almış ilgi çekici bakışları kafasında bir sürü soru işareti uyandırıyordu. Yine aynı şey… Chloe çorbasından aldığı bir yudumu boğazından geçirmeye çalışırken donuk gri gözleri babasının aynı renkteki gözleriyle çakıştı. Bu ilgili bakışlara karşı ilgisizliğini ortaya koymak istercesine bir sonraki aldığı yudumu hüplettikten sonra ağzında gargara yapmaya başladı. Küçük Aimee bu duruma el çırpıp kahkaha atmakla karşılık verirken, iki numaralı aile üyesi Liezel onun boynuna bir şaplak atmakla yetindi. Haliyle bu şaplakla olduğu yerde sarsılan Chloe, soluk borusuna kaçtığından şüphelendiği yudumunun ardından öksürük krizlerine boğulmuştu. Kardeşlerin dört numaralı üyesi Eudora ablası Chloe’nin sinirli bakışlarına aldırmadan kahkaha atma konusunda en küçük üye olan Aimee’ye katılmıştı bile. Chloe ise öksürüklerini azaltmaya çalışırken sağ eliyle masaya dayadığı demirden kaşığı sıktığının farkında bile değildi. Kaşlarını sinsi planlar kurarmışçasına aşağıya indirip çatarken donuk gri gözlerini ablası Liezel'a dikti. O an tek istediği, ablasının önünde duran bir tabak çorbanın onun kafasından aşağıya dökülmesiydi. Gözlerini umutsuz ve kızgınlık karışımı bir duyguyla bu isteğinin hayalini kurarak o bir tabak çorba üzerinde odakladı. Chloe’nin bakışları mana bulmuş bir vaziyette kan çanağına dönmüşken, aile üyeleri yavaşça havaya kalkmakta olan o bir tabak çorbanın karşısında hayretler içinde kalmışlardı. Chloe geç de olsa fark etmiş olduğu bu tabağın en sonunda Liezel'ın karşısında iyice yükselip onun başından aşağı dökülmesini seyretti. Kız olduğu yerden aniden sıçramış ve başındaki sıcak sıvının etkisiyle çığlıklar atmaya başlamıştı. Chloe, gözleri fal taşı gibi açılmışken alt dudağını ısırdı. Sonra tek hissettiği babasının onu omuzlarından hızla çeken kolu olmuştu. Babası kızını ahşap merdivenlerden yukarıya doğru sürüklerken, Chloe yemek salonunda kopan çığlıkları üst kattan dahi duyabileceğini düşünmemişti. Derken kızını üst kattaki odasına çeken babası, annesinin de içeriye girmesi ile birlikte geveze kızına döndü tekrar. “Baba! Ben gerçekten neler oluyor bilmiyorum. O tabak neden havalandı en ufak bir fikrim yok. Benim hiçbir suçum yok. O yüzden bana ceza vermeden önce bir kez daha dü-” Sonra Chloe aniden, babasının cebinden çıkarıp kapıya doğru tuttuğu asayı ve ucundan çıkan parıltılı bir toz yığınının kapının kilidinin bulunduğu yere uçarak uzaklaştığını gördü.

“B-b-bu şey de ne?”

“Bu gördüğün bir kilit büyüsü tatlım. Baban kapının kilitlenmesi için bu büyüyü uyguladı.”

“Ne yani? Bu-bu şey… Ama anne! Sen bana anlatmıştın ki-”

“Biliyorum tatlım! Sana büyücülerin çok eskiden var olduklarını, ama yaptıkları şeyler yüzünden lanetlenip taşlaştıkları o saçma hikayeyi anlatmıştım. O zaman sen altı yaşındaydın ve o zaman ben senin bu yaşa geldiğinde böyle bir kabiliyetin olmaz sanıyorum. Ablaların gibi kofti olacağına inanıyordum, hem baban da öyle inanıyordu.”

”Kofti mi ? O da ne ?”

”Aslen büyücü olmasına rağmen bu güçlerini doğuştan kullanamayanlara denir. Yani ablaların Liezel ve Cathrine’da olduğu gibi.”

“Yani… Yani onlar da… Bir saniye-Burada neler oluyor hiçbir şey anlamış değilim. Baba sen tam-tam olarak nesin? O elinde tutuğun çubuk da ne? Sen sensen ya ben kimim? Olamaz sanırım aklımı kaybediyorum.”

“Chloe! Lütfen telaşlanma, sana her şeyi en başından anlatacağız!”

K a r a k t e r H a k k ı n d a ;
Chloe’ye göre; farklı bir kişiliğe girme endişesi taşıyanlar başkalaşım felsefesi güdenlerdir. Kafatasının içinde ilginç bir beyin taşıdığını söyleyenler haksız sayılmazlar. Farklı derslerde farklı öğretmenlere akla gelmeyecek sorular yöneltebilir. Genel olarak; inatçı, tembel, uykucu ve uykusunda da çoğu zaman konuşabilen biridir. Hatta çoğunlukla onu kendi kendine konuşurken de bulmak mümkündür. Bu onun aşırı hayalperest olmasından dolayı, hayal ettiği şeyi tıpkı o anda yaşıyormuş gibi hissetmesinden kaynaklanır. Pratik zekaya sahip değildir. Yine de çevresindekiler onun ilginç bir zekaya sahip olduğunu düşünmektedirler. Bazı şeylere kolay ısınabilir, ama çok çabuk bıkar. Macera ruhlu biri olmasına rağmen hiçbir zaman cesurluk abidesi olmamıştır, fakat buna rağmen her türlü belayı başına toplamakta büyük bir ustalık sergiler, bunu nasıl yaptığını fark etmese dahi. Tembel olduğu için çoğu zaman işgüzar davranışlarına rastlamak mümkündür. Daima kendi keyfine bakar, canı çok kıymetlidir. Bu nedenle, hastalandığında adeta dünyayı ayağa kaldırır. O hastalığın ardından aylar geçse dahi, sanki bir destanmış gibi önüne gelene çektiği o acılardan yine bahseder durur.
Genelde asosyal bir tip olduğunu söylemek her ne kadar mümkünse de, sosyal olma çabası içine girdiği de olmuştur. Fakat bir şeyleri eline yüzüne bulaştırma huyu, onun topluluk içinde rezil olmasına yol açmıştır. Bu yüzden hep toplulukların bulunduğu yerlere girerken tedirgin olur ve genelde bu ortamlarda aklına her an pot kıracağı düşüncesi gelir. Bir toplantıda ya da bir grup etkinliğinde konuşması gerektiği anlarda, sesinin ya da vücudunun titremesine engel olamaz. Bu ortamlarda onun heyecanını gözlerinden de okumak mümkündür. Aynı zamanda çok yönlü ve yeteneklidir de. Taklit yapabilir, bu nedenle çoğu gıcık olduğu kişinin taklidini yamak onun huyu haline gelmiştir. Kendisine yapılan sulu şakalardan pek hoşlanmasa da, aynı şakaları başkasına yaptığı da olur, bu noktada empati yapabilme özelliği neredeyse sıfırdır. Yaptığı şakaların çoğu genelde insanları korkutmak olur, özellikle kardeşlerine karşı. Her şeyden çok çabuk sıkılabilen birisi olarak kitap okumaya da bir türlü ısınamamıştır hayatı boyunca. Onun bu bıkkın özelliği okuduğu kitapları hep yarıda bırakmasına yol açmıştır. Bu yönüyle de onun sabırsız olduğunu söylemek mümkündür. Bazı kızlar gibi süslenme merakına sahip olmamıştır hiçbir zaman, çünkü süslenmek onun doğasına aykırıdır. Giydiği elbiseler genelde sönük renkli ve bol kıyafetler olmaktadır. Bazen bir ucube gibi giyindiği dahi olur. Ama ruh hali iyi olduğu zamanlar dış görünüşüne önem verir, tabi, bu güzel kokular sürünmek ve makyaj yapmak kadar ileri gitmemiştir hiçbir zaman. Bu açıdan bakımsız olduğunu söylemek de mümkündür.

Bazen oldukça konuşkandır. Bazen de sessiz. Yaşadığı ilginç olayları arkadaşlarına ya da yakınlarına anlatırken adeta o olayı yeniden yaşar. Çoğu zaman o konuşurken ses tonunun yüksek olduğunun farkına bile varmaz, bu haliyle başkalarına da rahatsızlık veriyor olduğu düşüncesi çoğu zaman aklına gelmemiştir. Milletin ardından kuyu kazma peşinde olmamıştır hiçbir zaman, ama yeri geldiğinde gördüğü bir yanlışı ispiyonlamaktan da çekinmemiştir. Patavatsızdır. Bazı şeyleri anlatmaması gerektiği halde, fazla açık sözlü olması onu kolaylıkla ele geçirir. Ama yine de iyi tarafından bakılacak olunursa bu özelliği, onun dobra olmasından da kaynaklanmaktadır. Genel olarak sporlarla ilgili olmayı sever, fakat -istese de- düzenli spor yaptığı görülmemiştir. Uzak doğu dövüş sanatlarına büyük bir ilgi duyar. Ayrıca ehliyeti olmamasına rağmen gizlice ve kendi çapında araba kullanmayı öğrenmiştir, bu iki sene önce yazın kendilerinin yaşadığı Muggle caddesinde yaşadığı bir macera sayesinde olmuştur. Ayrıca bu kızın en büyük tutkularından biri de çikolata tüketmektir. Neredeyse günün çoğu kısmında onu elinde bir Muggle çikolatasıyla dolaşırken görebilirsiniz. Tabi Hogsmeade’daki şekerci dükkanlarına da adeta abone olmuştur. Sihir dünyasının birbirinden güzel şekerlemeleri ve çikolataları tabiî ki, ona göre Muggle çikolatalarından daha lezzetlidir.
Büyücü olduğunu on yaşında evinde yaşadığı ilginç bir olay sayesinde öğrendi. Kendisinden büyük iki tane ablası var ve ikisi de kofti. Chloe’de büyücülük özellikleri ortaya çıktığı günden beri onu çekememişlerdir. Bir de, kendisinden küçük iki kız kardeşe de sahiptir Chloe. Kısacası beş kız kardeşin ortancasıdır. Toplam da yedi kişiden oluşan bu çekirdek aile, mütevazı ahşap evlerinde yaşamaktadırlar, ha bir de diktatör büyükannesini de unutmamak gerek… O genelde Chloe’ya Nuh’un Salyangozu {Noah’s Snail} diye seslenir. Bunun nedeni Chloe’nin fazla uykucu ve üşengeç bir tip olması. Ayrıca kardeşleri her ne kadar büyücülük vasfı taşımasalarda Hogwarts gündemini bir şekilde takip edebildikleri için ona ’ Hufflepuff’ın Yüzkarası ‘ diye seslenmektedirler. Çünkü Chloe’nin binasına layık bir öğrenci olmadığını düşünüyorlar. Aslında Chloe onların bal gibi haklı olduklarını biliyor ama çaktırmıyor fazla.

___________________________
Daphne Ourea ; Baş Belası.
Eduardo L. McQuilen ; Kendini İğrendirmeyi Bir Hayli Başaran Biri.
Valérie Costa ; Dert ortağım, Sırrımı biliyor!^^
Noa van den Vondel; Yoldaşım.
Elena Pearl; Dert ortağım. Özel biri.^^
Aleksandre Lucien Roux; başımı belalardan kurtaran değerli Profesör'üm.
Cintia Lauwens; Ruh İkizi.
Syvonne Fionnula; Önyargılı Olduğum.

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Ptsi Ekim 03, 2011 11:39 am

Hiiç anlaşamayalım biz seninle. Senle sürekli alay ederim ben, ezerim falan alksm

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Ptsi Ekim 03, 2011 2:47 pm

Oh oh süper!^^ Ekliyorum hemen.

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Ptsi Ekim 03, 2011 2:50 pm

Eduardo L. McQuilen (slytherin) ile bir kavga sayesinde tanışın, ufak çaplı. O günden beri birbirinizden tiksinin. Muggle doğumlu olman, Eduardo'nun eline büyük bir koz vermiş durumda, yeri geldiğinde sık sık dalga geçebilir, ezebilir.

Bununla da, ıı, iyi anlaşırsınız bence. Yakın arkadaş gibimsi bir şey uygunsa konuşalım pm'den.

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Ptsi Ekim 03, 2011 3:11 pm

Tamamdır, sevdim kurguyu ekliyorum.^^ Valérie de benim dert ortağım olabilir.^^

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Salı Ekim 04, 2011 6:49 pm

Şöyle kii karakterler zıt ama bu iyi anlaşmaları için bir engel değil tabii, Mia'nın kimseyle bir zoru yok nasılsa. Hem çikolatayı da seviyormuş, çokça iyi olsun araları -_-

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Salı Ekim 04, 2011 8:10 pm

Ben sevdim bu kızı ya. Evet, bence de iyi anlaşalım. Hatta ben okula ilk başladığımda seninle karşılaşmışız bu son dört senedir tanıyoruz birbirimizi. Sen istemesen de Kate seni binbir türlü belalı macera içine sürüklüyor olsun. Hatta biraz daha ilerletirsek, Kate yüzünden senin de başın belaya giriyor olabilir. Bir çok kez binasına puan kırdırtan bir yapısı olduğu için senden çok uyarılar alabilir. Ama yine de birbirinizden kopamayın falan. Sırf bu yüzden keyt'in koca okulda tek akıl danıştığı kişi de sen ol.^^ Hatta ders konusunda da senden yardım alabilir bizimki. Yani kısacası onun hem akıl hocası olursun hem de kankası. Böyle güzel güzel kurguu şeederiz sonra. Bitirim ikili kurguları felan.^^

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Çarş. Ekim 05, 2011 3:13 pm

Karakterine bayıldım, kurgu yapmalı. Noa bina; yahut insan ayrımı yapmaz, zekaya önem verir. Tıkandım, senin aklında bir şeyler var mı?

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Çarş. Ekim 05, 2011 3:45 pm

Hmm. Aklıma geldi bir tane kurgu. Aynı yaşta ve aynı sınıftasınız. Ama tipik Slytherin'lilerden değilsin. Bu Kate için iyi bir avantaj. Geçmişiniz olsun Kate ile. Şöyle ki; Kate okula yeni başlarken Diyagonyolunda yaptığı okul alışverişi sırasında, ablaları ile yaptığı münakaşaya Noa da şahit olmuş olsun. Tartışmadan kurtulma amaçlı çatlakkazandan bir anda sinirlenerek çıkan Kate'i Noa istemdışı olarak takip etmeye başlasın. Kate bir anda diagondan saparak Knockturn yoluna sapar ve neye uğradığını şaşırır. Bilmediği bir yere gelmiş, kaybolmuştur ve yaşının da verdiği korkuyla tedirgindir falan. Noa o sırada bir kaç kara büyücünün Katie ile alay ettiğine şahit olur ve Kate'i orada kaybolmuş vaziyette bulunca, ona yol gösterir ve diagonyoluna birlikte yürümeye başlarlar. Tanışmaları böyle olabilir. İz izlenim böyle olur ve Noa Kate'i Hogwarts'a başladıktan sonra daha yakından tanıma fırsatı bulur. Katie için Noa diğer Sly'lerden de ayrı bambaşka bir kızdır. Kısacası Noa Kate başını her belaya soktuğunda ona yardıma koşan biri olabilir.

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Çarş. Ekim 05, 2011 4:01 pm

Mükemmel!

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Çarş. Ekim 26, 2011 7:13 pm

Karakter başlığını güncelleyerek hizmete yeniden sunmuş bulunmaktayım efen'm.^^

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Paz Ekim 30, 2011 9:25 pm

Lucien seni sempatik buluyor olabilir. Ailesinin masallarıyla büyüyen bir çocuk kuşkusuz -eğer dersi seçmişsen- mitoloji konusunda başarılıdır. Profesörle sıkça sohbet ediyorsunuzdur. Birkaç kez başını beladan kurtarmış da olabilir.

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Salı Kas. 01, 2011 1:15 pm

Chloe ile mitoloji dersliğini seçmedim. Fakat seçseydim bile emin ol başarılı olmazdı, Chloe çünkü çok tembel sınavlara çalışmayı dahi son güne bırakan cinsten. Ama yine sen bunu sempatik bulabilirsin. Mitolojiyi ona sevdirmeye ve dersine çekmeye çalışabilirsin bu kızı biraz. Başını belaya sürekli soktuğu bir gerçek, bu durumlarda da gelip senden yardım isteyebilir. Bazen yardım istemeden onu kurtarırsın belalardan vs. ^^ İyi olur bu kurgu bence.^^

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Salı Kas. 01, 2011 4:56 pm

Çok iyi anlaşıyoruz seninle.Birbirimizin hatrını sormadan geçmeyiz.Birbirimiz için çoğu zaman ödevlerimizi bile yapmışlığımız vardır.

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Çarş. Kas. 02, 2011 11:19 pm

Tamamdır, ekliyorum hemen.^^

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Perş. Kas. 03, 2011 12:08 am

Kurgu var dediler, geldik.
Öncelikle ortak yanlarımıza bakacak olursak, aynı dönemin öğrencileriyiz bu bir. Meleziz bu iki. Makyajıydı süsüydü bize göre değil etti üç. Çikolata seviyoruz -sevmeyen kız var mı diye kendimi sorguluyorum bu arada- etti dört. Birinci sınıftan beri birbirimizi tanıyoruz ancak farklı binalarda olmamız sebebiyle çok vakit geçiremiyoruz. Tabii bu üç yıl içinde büyü dünyasında önemli olaylar/kayıplar oluyor ve bunlara şahit oluyoruz. Cintia bu tür konulara duyarlı olduğundan fikirlerini Chloe ile paylaşmaktan çekinmiyor, çünkü önceki üç yılda aralarında belirli bir güven oluşmuş artık. Direk 'panpa' moduna girmiyorum, birlikte bir RP yaptığımızda ilişkilerin ne yöne gittiğini daha net görürüz. Uygunsa adını koyup beni de ekleyebilirsin.

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Perş. Kas. 03, 2011 12:22 am

Tamamdır, süpersin^^ Chloe ile girdiğimde ekliyorum^^

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert C.tesi Kas. 12, 2011 3:48 pm

Ihm. Sınıfları aynıymış. Neyse şimdi benim kız (ismini ezbere yazamıyorum daha) Böyle güler, kahkahalar atar ama aniden tavır değiştirip küfür edebilir, tükürebilir, tırnaklarını dışarı çıkarıp kavga edebilir. Kadınsı tavırlar ne kadar mevcutsa onun ruhunda erkeksi tavırlar da bir o kadar mevcuttur aslında. Bundan yola çıkarak seninle ilk karşılaşmaları bu dengesizlik üzerine kurulu olsun diyorum.

Yani okulun ilk günleri, bunlar daha dünyanın kötülüklerinden bihaberken, öylesine havadan sudan konuşurken birden sinirlenip (ki hâlâ neye sinirlendiğini kendisi bile anlamamış olabilir) O yaşta belki de ağza alınmayacak küfürler etmeye başlamıştır. Okuyup da anladığım kadarıyla karakterinin pek rahatsız olacağını sanmıyorum bu dengesizlikten ama olaki rahatsız oldu o zamandan beri birbirlerinden ayrı duruyor olabilirler. Rahatsız olmazsa da yıllar yılı arkadaşlıkları güçlenebilir. Öyle matah bir kurgu değil biliyorum ama bu geldi aklıma. Öyle çok derslerde yanyana oturan, kütüphanelerde birlikte sabahlayan(!) bir arkadaşlıkları olmaları şart değil. Yatakhanede olay çıkarmaları yetebilir.

Bilmem böyle bir kurguya karakterin müsait mi?

Konu: Geri: Chloe Fitzherbert Paz Kas. 13, 2011 5:23 pm

Uygundur, değişik, ilginç bir kurgu bizi bekliyor o zaman. Evet, benim de karakterim erkeksi bişi zaten. O zaman seninle ilk karşılaşmamızda tartıştığımız günden beri Chloe sana böyle önyargıyla yaklaşabilir felan. Araları ne kötü ne de iyi olabilir. Sadece Chloe sana önyargılı olsun. Zamanla birinin fedakarlık yapması gereksin, sonra bunların arası biraz daha iyi olsun felan.^^

» Chloe.
» Chamberlain, Chloe
» Chloe Chamberlain - Xaiver William Allison (T3)