| ~Darciel | |
|
+8Aimée Lynn Ruthvell Euterpe Rouvas Heaven Salvatrice Pierretta Qixinâ Jason Tyler Lloyd Crystal Dieudonné Nathan Depardieu Claudius D. Dieudonné 12 posters |
Yazar | Mesaj |
---|
Claudius D. Dieudonné SFL
Mesaj Sayısı : 4314 Kayıt tarihi : 30/12/10 Yaş : 31 Lakap : Darcy.
| Konu: ~Darciel C.tesi Tem. 30, 2011 2:09 pm | |
| | |
|
| |
Claudius D. Dieudonné SFL
Mesaj Sayısı : 4314 Kayıt tarihi : 30/12/10 Yaş : 31 Lakap : Darcy.
| Konu: Geri: ~Darciel C.tesi Tem. 30, 2011 2:15 pm | |
| Yüz? Hangi kör cahil yaratık onun sadece bir yüzü olduğunu söyleyebilirki? Fransa'nın göbeğinde yetişmiş Claudius, binlerce maskesinden sadece birini sana gösterecek kadar cömerttir. Biçimli dudakları kızıllıkta oluk oluk akan yasak iksirle yarışacak cinstendir. Ve teni... Bir mermer kadar pürüzsüz ve kar taneleriyle yarışacak kadar beyaz teni... Sahip olduklarının bir kısmıyla bile erkeklerin gözlerindeki parıltıyı üzerinde taşıyarak adımlıyor dünyayı cadı. Ademoğlunun tanımlayamayacağı lügatlerde bulunmayan bir mavilikle bakıyor gözleri dünyaya. Siz daha gecenin alacakaranlığından ürperirken o kaos kadar siyah omuzlarından şelale gibi inen saçlarıyla selamlıyor dünyayı. Uzaktan bakılınca minicik olan bedeni kusursuz fiziğiyle bir çocuktan fazlası olduğu konusunda ısrarcı. O aslında bir cadı olmadığı konusunda da ısrarcı. Cehalet döneminin zavallı erkekleri onu ve onun gibileri Şeytan olarak tanımlamaz mı zaten? Belirgin yüz hatlarından mütereddit akışı bile kişiyi büyülemeye yeterken ona güzel değil demek ne büyük saygısızlıktır öyle. Hudutsuz güzelliğinden damla damla akan incelik kimi insanların kinini alsa hangi cüretkar varlık onla yarışabilecek kadar cesur ki?
Claudius kendisini kapalı kapılar ardında bir sandığın içine kilitlenmiş ve bırak kapıları kendisini açmak için uzun çabalar harcaman gereken birisiydi. Kendisine ulaşıldığı vakit ak mı ak gülleri kızıl edecek kadar kırılgandı. Fakat kendisine ulaşılana de bir bilinmeyendi.Ona göre hayat parça parça yaşanılmayacak kadar bütünseldi. Ve kaybetmek... Dünyaya aralanan gözleri ilk kaybetmekle tanışmıştı. Kaybetmekten, birini ya da birilerini özellikle de değer verdiklerini kaybetmekten ölümden korktuğundandaha fazla korkardı ve o bir yılandı. Düşe kalka yürümeyi öğrendiği anda itibaren yüz hatlarının kibre bulamasını ve diğerlerine karşı acımasız olmayı öğrendiği vakit gerçek bir Slytherin olduğu gözler önüne serilmişti. Kalbinin etrafına ördüğü surları güçlendirirken duygularını saklamayı ve olmayı oldurtmaya çalışmayı öğrenmişti. Dışarıdan kişileri ziyadesiyle hor görmese de içten içe küçük bir nefret beslemeye başlamıştı. Duygularını başta olduğunu gibi sonradan da dışa vurmamış, zora geldiğinde vurdumduymazlığa vurarak yine surlar ardına gizlemişti. İntikam konusunda halasıyla eş bir plancılığa sahip olduğu içinse sürekli övünür ve bunu göstermezden çekinmemişti. Ancak ona renk katan ve onu Darciel yapan 'Güce ve Karanlığa' olan düşkünlüğünden başkası olamamıştı. Zira diğerleri fazla ayrıntıydı.
Oluştuğu yer; Fransa Doğum senesi; 853 / Verdun Antlaşmasından on yıl sonra Yıkılış senesi; 2053 / Dieudonné Baskını Zaten hayat kazanmak ve kaybetmekle ilgili, bir ileri iki geri bandosu gibidir. Bir kazanılır ve iki kaybedilir. Bana göre Karanlık Dieudonnélarla bir kazanmış ve hep kaybetmiş. Lider Headon asi birisiydi. Ona göre doğru bizzat kendisiydi. Aksini düşünmez ve düşünmeye tenezzül edenleri cezalandırmaktan geri çekilmezdi. Tarafına düşkün oluşu kimliğini açık açık gözler önüne serişi büyük bir cesaret örneğiydi ancak daha fazlası vardı. Ailenin görkemini bir kez daha gözler önüne sermek ve sevdiği kadınla hayatını birleştirmek isteğiyle yanan büyücü vadilerinde muazzam bir şölenle evliliğe hazırlandı. Bütün kara yoldaşlar o gün orada toplandı, Headon babasından yönetimi alacak ve ailesinin başına geçecekti. Talihsiz bir aşka daha hayatında yer vermeye niyeti yoktu. Çapkınlığına son noktayı koyacağı gün ihaneti tam sırtından yedi. Kollarına aldığı ve en kötü gecelerde bile Tanrı'ya değil kadınına dua eden adam bir dağ gibi sapasağlam olan Fransız lordu yıkıldı. Ani bir saldırı üzerine bembeyaz kesilen çevresi büyülerle lanetlerle dolup taştı. Kan vardı. Atılan çığlıklar, hazırlıksız yakalanan yoldaşlar, öldürülen onca insan... Gözleri önünde ailesinin katledilişini izledi. Kollarını kızına doladı sanki içine alacakmış gibi beş yaşındaki kıza sarıldı, sarı saçları avuçlayıp onu öptükten sonra asasını çıkardı ve kızını yolladı. Hiddetle sarsılan Karanlığın Gözyaşı'nı savurdu, cesurca çarpıştı ancak Dieudonné ailesi düştüğü vakit takati kalmadığını hissetti ve o da kaçtı. 'Oblivate' Beyaz.. Çok beyaz.. Kırmızı rüyalar gördüm. Baba! Acıması olmayan o beyaz mevsimle her kar tanesi gibi sessizliğe düşüyor ancak cevap alamıyordu. Küçük kız çaresizdi. Hiçbir şey hatırlamıyordu. Çaresizliği ve beynine inmiş kalın sis onu inletiyordu. Bu kadar küçük bir beden nasıl olurda böyle büyük bir yükü kaldırabilirdi. Kollarını bedenine dolarken üşüdüğünü hissetti korkuyordu. Yanan ateşler, ardı arkası kesilmeyen çığlıklar ve kan görüntüyü kaplayan kan dışında bir şey hatırlamıyordu. Özellikle kim olduğunu hatırlamıyordu. Kendisini halsiz hissetti, sanki küçük bedeni omuzlarına binen hiçlik yükünü kaldıramamıştı cadı karın üzerine öylece kıvrıldı. Işık... Ve kendisine uzanan fazlaca buruşmuş el... Boynundaki madalyonu sıktı ve karşısındaki yaşlı adama vermemekte diretti. Kaşlarını çattı ve suçlarcasına "Neredeyim ben?" diye sordu. Sesinde bir tuhaflık vardı, sanki sanki bu dile ait değilmişçesine dökülmüştü kelimeler dudağından. Yaşlı adam gülümsediğinde küçük kızın dudakları ince bir çizgi halini aldı. "Günaydın Claudius, nasıl hissediyorsun?" Adamın balımsı sesinden etkilendiğini belli etmedi, sadece boş boş baktı ve "Bomba gibiyim," diye mırıldandı. Dudaklardan dökülen cüretkar sözler adamın daha da gülümsemesine neden olurken küçük kız içinden 'Adım Claudius mu?' geçirdi. Sonra cevap aramaya tenezzül bile etmeden "Sizi tanımıyorum siz kimsiniz?" diye sordu. İşin kötü tarafı tanıdığı kimse yoktu ama bu kadar açık konuşma niyetinde değildi. Adamın yüzünden gülümseme yine eksilmedi kızın saçlarını okşama girişimde bulunarak "Biz senin aileniz, aramıza hoş geldin Claudius Allison." dedi. Claudius Allison.
| |
|
| |
Claudius D. Dieudonné SFL
Mesaj Sayısı : 4314 Kayıt tarihi : 30/12/10 Yaş : 31 Lakap : Darcy.
| Konu: Geri: ~Darciel C.tesi Tem. 30, 2011 2:58 pm | |
| | |
|
| |
Claudius D. Dieudonné SFL
Mesaj Sayısı : 4314 Kayıt tarihi : 30/12/10 Yaş : 31 Lakap : Darcy.
| Konu: Geri: ~Darciel C.tesi Tem. 30, 2011 4:08 pm | |
|
En son Claudius D. Dieudonné tarafından C.tesi Tem. 30, 2011 4:40 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
Claudius D. Dieudonné SFL
Mesaj Sayısı : 4314 Kayıt tarihi : 30/12/10 Yaş : 31 Lakap : Darcy.
| Konu: Geri: ~Darciel C.tesi Tem. 30, 2011 4:32 pm | |
| [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.][Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Pierretta Qixinâ [H]Liman... Senin kalbimin içinde öylesine yoğun hissediyorum ki... Kötü kötü şeyler yapmak için yanımda arayacağım birisi değilsin çünkü benim başım ağrırsa senin ki de ayrır. Uzak mıyız? Değiliz asla olmayız ve en azından ben olamam. Lügatimde 'Dost' kelimesinin senin için yetersiz kaldığını düşünüyorum öyleki 'Kardeş' demek bile seni tanımlamak konusunda yetersiz kalıyor. Gülümseyişini seviyorum, onca pisliğe inat samimiyetini hissediyorum. Denk oluşumuzu hissediyorum. Düştüğümde bana doğrulmam için el uzatacak birisi olduğunu biliyorum ve emin ol düştüğün zaman herkesten önce yanında ben olacağım. Yine de hiç düşme ve her daim benimle ol. Konu sen olunca pintiliğim depreşiyor Etta. En çok beni sev yoksa isyan çıkar... [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Floja Feodara[S] Ateş... Seni ve beni yakınlaştıran şey öfke olmalı bence, gözlerimiz farklı renklerde olsa da aynı şeyleri görüyor ve asalarımız biz üstemelesek de aynı şeyler için havalanıyor. Floja, cidden pis işler yapmayı sevdiğim ve yanında kendim gibi hissedebildiğim az sayıda kişiler arasındasın. Dostluk değil, arkadaşlık belki ama ben bizi arkadaşlık gibi sıradan bir tanım içine sığdırmaktan taraf değilim. Sen Floja'sın ben Darciel, o halde sen ve ben BİZ oluyoruz. Bizden korkun millet, en azından yan yanayken.
Nesin sen! Böcek mi? Maya... İsminin dudaklarımdan dökülüş şekline dikkat et lütfen. Her harfi ısırışımı gözle ve ona göre ayağını denk al... Söylesene sabahları kalktığında aynanın karşısına uykulu bir şekilde geçtiğinde korkmuyor musun? Ben korkardım seninki gibi bir yüze sahip olsam ama sen sevimli bir kedisin öyle değil mi? Bir gün eline resim alıp her boş vaktinde o resmi öpen salakların birisinin başıma geleceğini düşünmemiştim. Birisini sevmek mi istiyorsun? Güzel! Ama benim olandan uzak dur tatlım çünkü sen nasıl kendini bildin bileli Collesius'u seviyorsan ben de kendimi bildim bileli ona sahibim. O halde tablo şöyle: Darciel; Bir milyon, Maya; Eksi bir milyon. Sen baştan kaybettin ve bana karşı oynuyorsan kaybetmeye mahkumsun. Nefil... Jason Lloyd. Migren belirtisisin cidden. Tamam, abartıyorum. Ama aşırı sinirlenebiliyormuşum, özellikle de senin adın geçince. Bil bakalım neden? Oyun oynamayı seviyorum ve sen bana çocuk diyorsun! Yüce Merlin. Sence Tom ve Jerry izleyen herkes çocuk mu? Hayır, o zaman mantığında hatalar var. Ne olduğun kim olduğun önemli değil. Aynaya baktığında beni hatırlamanı sağlayacak bir şekilde seni yaralamayı umuyorum. Yüzüne değil tabii ki... Çünkü her ne kadar gıcık olsan da büyücüler içinde güzel tanımını kullanabileceğim az sayıdaki yüzlerden birine sahipsin. Elde etme isteği uyandıracak kadar hemde. Ama yüzün güzel olması önemli değil elbet. Önemli olan ruhun güzelliği diyor yaşlılar... Senin ruhun benim kabuslarım kadar karanlık Jason, kulağa pek hoş gelmiyor değil mi? Bana nefilleri andırdı biraz. Güzel ama lanetli...
Muamma... Ben insanları iki grupta ayırırım;Biz ve diğerleri. 'Biz' olarak tanımladığım grubun içerisinde olursan görüp görebileceğin en sıcak kanlı, en yaramaz, en kafadar insan olurum senin için. 'Diğerleri' grubuna dahil olursan Heaven, benim kadar pislik bir cadı göremeyeceğin konusunda seni uyarıyorum. Kibiri taşıyabilen Slytherin olduğu gibi taşıyamayanlarında olduğu görüşünün altına imzamı atmışken ortak salonda bir çift yosun yeşili gözün 'İşte, kibir böyle taşınır,' diye haykırdığını gördüm. Farklıyız, çok farklıyız ancak farklılıklar ayrılık yaratmaz dişi yılan en azından benim gözümde.... O halde seçim senin; Biz'den misin yoksa Diğerleri'nden mi?
Meleğim... Hiç bir yerlerde sana özel bir şeyler olduğunu hissettin mi Meleğim? Ben o anlaşılmaz gözlerine baktığımda bunu sürekli hissediyorum, sadece bana özel gönderilmiş bir Melek... Derinden gelen sesini duyduğumda garip bir şekilde çocuklara özeniyorum Meleğim. Ve kolların... Kollarında hiç olmadığım kadar masum ve kırılgan hissediyorum kendimi. Sanki bir masal diyarına tıkılmışız ve orada kimse bize dokunamazmış gibi geliyor. En çok da sana yenilmeyi seviyorum, her yenilgimden sonra duyduğum üzüntü az biraz sana da yenilince olsa da sivrizekalı laflarımın karşında çaresiz kalışına bayılıyorum. Tabii bir de yalan söyleyişini seviyorum. Muzip sırıtışın ardından gerçek olmayacak kadar güzel şeyleri gerçekmiş gibi söylemeden bahsediyorum. Ağır gelen felsefeni, anlaşılmaz sözlerini, has duruşunu ve sen oluşunu seviyorum. Bunlara rağmen yanında bir an için denkmişiz gibi hissettirmeni seviyorum, ayrıntılara takılmadan mutlu olabilecekmişiz gibi hissettirmeni seviyorum. Ve Meleğim... En çok dudaklarında hüznü, mutluluğu, günahı ve her şeyimle beraber kendimi unutmayı seviyorum. Ve bunlarla birlikte kelimeye dökemediğim her şeyinle SENİ çok seviyorum. Seviyesiz ihanetimin bedelinin sensizlik olmasından korkuyorum.
Kızılım... Sanırım sana böyle seslenmemin nedeni güneş batarken gözlerime takılan saçlarının güneşin kızıllığını çalmış oluşuydu. İkinci senemden itibaren aynı yatakhaneyi paylaştığımız düşünülürse Eu biz Hogwarts'ı şu dört sene içinde fethettik ve daha birlikte geçireceğimiz dolu dolu iki yıl var. Gözlerine baktığımda oralarda bana karşı bile surlar gördüğüm için üzgünüm, ancak sen ne zaman bana tamamen açılmak istersen o zaman seni dinleyeceğim. Dostlar güneş gibidir ve tıpkı diğer dostlarım için de karanlık battığında ilk parlayan olacağım gibi senin içinde ilk ve en fazla parlayan olacağım. Sana verdiğim değeri kelimelere dökmek zor, çünkü her ne kadar çenebaz bir cadı olsan da seni dünyanın tüm dillerini yetersiz kılacak kadar seviyorum dişi yılan... Nesin sen?! Tanrım! Okulumuzun şifacısı ve babamın flörtü... Hoş, Headon yeryüzündeki her dişiyle flört ettiği için kızı yaşında bir kadınla orada burada dolaşması da oldukça mümkün. Madam Britannia, söylesenize kaç kere adınızın sonuna Dieudonné eki koyarak hayallere daldınız? Gerçekleri birisinin dillendirmesi gerekiyor ve bu kadar acı olacağı üzgünüm, iki gün sonra yani müstakbel babişkomun hevesi geçince sadece eskilerden birisi olacaksınız... Ailemize girmeyi mi düşünüyorsunuz? Tarafımca REDDEDİLDİ. Sen bir Dieudonné olmak için fazla safsın bebeğim. Kanımızı kirletmeden ikile! Her şey için... Söz konusu sensen bütün sınırlarımın kalktığını hissediyorum Con, yapamayacağım hiçbir şeyin olmadığını hissediyorum… Her şey bir başka geliyor, mesela; güneş daha parlak, rüzgar daha sert, yağmur daha güzel, toprak daha kutsal, hava daha sıcak, kar daha beyaz… Ama bunların yanında ulvi fikirlerin yüzünden benden uzaklaşacaksın, sana geleceğimizi söyleyeyim mi? Benim asam sana senin asan bana doğrulacak ve dudaklarımız tıpkı öpüşlerimizde olduğu gibi aynı ritimde hareket ederken en ölümcül laneti fısıldayacak… Ölüm senin dudaklarından dökülen kelimelerle saracak günahkar bedenimi… Şimdi düşününce pek de kötü bir ölüm şekli gibi gelmiyor Con, ölümüm ol tıpkı bir zamanlar yaşamım olduğun gibi… - Daha fazlası:
Yanan alevler görüyorum Sevgilim, bize dair. Gözlerimi her kapadığımda seninle ilgili olan kâbuslarım çepeçevre sarıveriyor ruhumu. Hani söz vermiştim ya ağlamayacağım her kabustan sonra diye, sözümü yine tutamadım gecemi gündüzümle bir tutturan sevdam. Tutamadım ve seni her kaybettiğimi gördüğüm rüyanın ardından sığ bir aşkla yasını tuttum, ardından yine seni gördüğümde acımı unutup kollarına koştum. Ne dersin? Neden senin yanında bu kadar masumum, neden senden vazgeçemiyorum, neden sana bu kadar çok kızıyorum, neden sesini bu kadar özlüyorum ve neden seni hakkım olmadığı halde bu kadar arzuluyorum?
Türk atalarının 'Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer yine kürkçü dükkânıdır,' sözünü nasıl aşka yorarlar bilemem ama sanki durumumu ve sensizlikle kanatılan yaralarımı en iyi bu söz açıklıyor. Binlerce sevgi girişimimden sonra yine huzuru kollarında bulmamı, binlerce bedene kendimi teslim ettiğim halde sadece seni elde edince bu kadar çok sevindiğimi, sana verdiğim sözlerin kıymetli olduğunu, İsa'nın Tanrı'sından seni görme zamanımı uzatmasını dilememi, daha 'biz' olamadan evimizin rengini seçişimizi, daha senin olamadan çocuklarımıza ad beğenişimizi, daha olgunlaşmadan sevgiyi tanımamızı... Kısacası bize dair her şeyi benim kadar net söyleyebilir misin sen de?
Rüzgârın büyük bir cömertlikle merdivenin başından aşina olduğum kokunu getirişini anımsıyorum mesela, öyle durup dururken İksir Dersi esnasında seni düşünürken kazanı havaya uçurduğum zamanları da unutuyor değilim hani. Ah bir de Horace'ın odana girmememi söylediği halde gizlice kaçıp geceleri senle uyuduğum zamanlar var... Başımı göğsüne yaslayarak benim için fazla güzel rüyalara dalışım geliyor gözümün önüne, sabahın ilk ışıklarıyla güneşin tenin üzerindeki raks edişini ise hala aklımda. Gözlerinde gizlenen hüznü silip atma oraya sadece bana ait olan duyguları koyma gibi çocukça isteklerim var tabi bir de. Tam bana göre olduğunu söylediğim sırada ailemin katı retlerine karşı dudaklarında kaybolmak o zaman için ne kadar da zordu öyle değil mi? Karda yuvarlandıktan sonra birbirimize sarılıp verdiğimiz sözleri hala anımsıyor musun sen de benim gibi? Günlüğümün kocaman bir on yılını sana olan hayranlığımla doldurduğumu biliyor musun peki?
Bütün soruları unut... Sana her asayı çekişimde neden son hamleyi yaparak dudaklarından dünyevi nefesi alacak kadar cesur değilim? Neden sensizlik bana bu kadar dokunuyor? Beni kendine bu kadar bağlamaya hakkın yoktu Allison, keşke keşke her şeyi başa sarıp sensizlikle yoluma devam etsem dediğim günler hiç olmadı mı sanıyorsun? Mütemadi bir sarhoşluğun pençesinde her adımı zikredene sen diye büyük bir heyecanla baktığımın ne kadarını biliyorsun? Ve seni Lynetta ile revirde öpüşürken gördüğümde ne düşündüğümü biliyor musun?! Seni kimselere vermeyecek kadar kendime özel görürken sadece benim adımı bir dua gibi haykırmasına alışık olduğum dudakların bir başkasının dudakları üzerinde oluşunun, bir başkasına bana baktığın gibi bakışının verdiği kederi biliyor musun Sevgilim? Söyle, yüzünün her kıvrımına delicesine bağlandığım aşkım. Söylesene hiç doğmamış güneşe bakarak tek başına üşüyüp benim yokluğumu iliklerinde hissettin mi? Söylesene ayrılığın bize vurduğu silleden sonra ne kadar yas tuttun eski 'Biz'in ardından? Sabahlara kadar hıçkırıklarla sarsılıp günün ilk ışıklarında ağlamaktan yorgun düştüğün için kaçırdığın dersler oldu mu? Ve sen... Ve sen… Ve sen…
Sonuza dek sıcak... Nefes alıyorum Rovena kızı ve bunu her şekilde sana borçluyum unutulacak bir şey değil her ne kadar kurtulmak istemesem de. Başta seni görünce ezilmesi gereken bir böcek diye düşündüğümü itiraf etmeliyim özellikle de Collesius'la olan bir fotoğrafımın sende olduğunu düşünülürse. Seni ilk bulduğum yerde toprağa gömmek gibi bir düşüncem varken yüzüme buz gibi bir su çarpanın sen olması ne kadar da ironik öyle değil mi? Şimdi ise sana olan duygularımı bir şekilde açıklayabilirim Deirdré; Dosttan daha samimi, kardeşten daha bencilim senin için. Yanıma sokul ve sıcaklığına hasret bırakma...
En son Claudius D. Dieudonné tarafından Cuma Eyl. 09, 2011 10:24 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 16 kere değiştirildi | |
|
| |
Claudius D. Dieudonné SFL
Mesaj Sayısı : 4314 Kayıt tarihi : 30/12/10 Yaş : 31 Lakap : Darcy.
| Konu: Geri: ~Darciel C.tesi Tem. 30, 2011 4:43 pm | |
| | |
|
| |
Nathan Depardieu Vampir
Mesaj Sayısı : 201 Kayıt tarihi : 04/02/11 Lakap : Deşici
| Konu: Geri: ~Darciel C.tesi Tem. 30, 2011 4:49 pm | |
| Kurgu belli *-* Floja Feodora olarak kuzusu *-* Karışıklık olmasın. İkoncanlar; [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] | |
|
| |
Crystal Dieudonné Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Mesaj Sayısı : 950 Kayıt tarihi : 03/01/11 Lakap : Crys
| Konu: Geri: ~Darciel C.tesi Tem. 30, 2011 5:11 pm | |
| | |
|
| |
Jason Tyler Lloyd SFL
Mesaj Sayısı : 2261 Kayıt tarihi : 04/02/11
| Konu: Geri: ~Darciel C.tesi Tem. 30, 2011 5:24 pm | |
| | |
|
| |
Claudius D. Dieudonné SFL
Mesaj Sayısı : 4314 Kayıt tarihi : 30/12/10 Yaş : 31 Lakap : Darcy.
| Konu: Geri: ~Darciel C.tesi Tem. 30, 2011 6:22 pm | |
| Güncellendi. Ezgi aileyi toplu eklicem *-* | |
|
| |
Pierretta Qixinâ Hufflepuff VII. Sınıf
Mesaj Sayısı : 6885 Kayıt tarihi : 04/09/10 Lakap : Nemesis, goddess of revenge.
| Konu: Geri: ~Darciel C.tesi Tem. 30, 2011 6:43 pm | |
| | |
|
| |
Claudius D. Dieudonné SFL
Mesaj Sayısı : 4314 Kayıt tarihi : 30/12/10 Yaş : 31 Lakap : Darcy.
| Konu: Geri: ~Darciel C.tesi Tem. 30, 2011 7:16 pm | |
| | |
|
| |
Heaven Salvatrice Cadı
Mesaj Sayısı : 1157 Kayıt tarihi : 11/01/11
| Konu: Geri: ~Darciel Salı Ağus. 16, 2011 11:45 pm | |
| [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Böyle bir insan işte Heaven, pek de bir fonksiyonu yok. Ekleyeceklerine göre kurgumuz da oluşmuş olur, bal gibi olur ehe. | |
|
| |
Euterpe Rouvas SFL
Mesaj Sayısı : 7172 Kayıt tarihi : 08/04/11 Yaş : 29 Lakap : Persephone.
| Konu: Geri: ~Darciel Çarş. Ağus. 17, 2011 12:53 am | |
| Kuzuuu kurgumuz belli. İstersen ekle beni, yarın gönderirim iconları olur mu? :H | |
|
| |
Aimée Lynn Ruthvell SFL
Mesaj Sayısı : 1585 Kayıt tarihi : 13/11/10 Yaş : 29
| Konu: Geri: ~Darciel Çarş. Ağus. 17, 2011 1:54 am | |
| [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Yakındılar sanki bu karakterler, öyle hatırlıyorum bi yerlerden. | |
|
| |
Aquamarine Dieudonné Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Mesaj Sayısı : 608 Kayıt tarihi : 02/04/11
| Konu: Geri: ~Darciel Çarş. Ağus. 17, 2011 10:01 pm | |
| Ekle bakalım Bubum sen iyi bilirsin beni :3 - Spoiler:
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
| |
|
| |
Euterpe Rouvas SFL
Mesaj Sayısı : 7172 Kayıt tarihi : 08/04/11 Yaş : 29 Lakap : Persephone.
| Konu: Geri: ~Darciel Çarş. Ağus. 17, 2011 10:10 pm | |
| [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Best'm ben geldim, ekle kankanı da mucuks. | |
|
| |
Claudius D. Dieudonné SFL
Mesaj Sayısı : 4314 Kayıt tarihi : 30/12/10 Yaş : 31 Lakap : Darcy.
| Konu: Geri: ~Darciel Cuma Ağus. 19, 2011 1:09 pm | |
| Ekleniyor o vakit *-* Aytül iki tane icon almam mümkünmü O.o | |
|
| |
Deirdré Alkema Şu anda Muggle'sınız. Lütfen rütbe başvurusunda bulununuz.
Mesaj Sayısı : 2836 Kayıt tarihi : 28/01/11
| Konu: Geri: ~Darciel Cuma Ağus. 19, 2011 2:12 pm | |
| [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] & [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] & [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Şimdi, kısaca Dei içeriden yaralı bir kız. Uzatamayacağım işte geçmişini, karakterine geçiyorum. Böyle biraz kıskanç, deli dolu ama tam bir kuzgun. Onu orada burada sinsi sinsi dolaşıp haber ararken görmen mümkün. Gözleri sürekli faltaşı gibi açık, etrafını kolaçan eder gibi oraya buraya bakar halde takılır. Hızlı düşündüğü gibi çok hızlı konuşur, bazen onu yakalayamayabilirsiniz. Cidden zekidir ve detaylara çok önem verir. Ona göre her şey detaylarda gizlidir çünkü.
Böyle bir şey işte. Sen onun hakkındaki görüşlerini dile getirebilirsin ya da kurgu aklına gelirse belirtebilirsin. En olmadı PM veya MSN'den hallederiz. | |
|
| |
Aimée Lynn Ruthvell SFL
Mesaj Sayısı : 1585 Kayıt tarihi : 13/11/10 Yaş : 29
| Konu: Geri: ~Darciel Cuma Ağus. 19, 2011 4:58 pm | |
| | |
|
| |
Claudius D. Dieudonné SFL
Mesaj Sayısı : 4314 Kayıt tarihi : 30/12/10 Yaş : 31 Lakap : Darcy.
| Konu: Geri: ~Darciel Cuma Ağus. 19, 2011 4:59 pm | |
| Teşekkür ettim *-* Düzenleniyor ~~ | |
|
| |
Océane Maya Montegue Cadı
Mesaj Sayısı : 259 Kayıt tarihi : 30/08/11
| Konu: Geri: ~Darciel Cuma Eyl. 09, 2011 10:04 pm | |
| [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ehe efendim, malumunuz Océane kendini bildi bileli Collesius'a aşık. Onun hayatına birilerinin girip çıkmasını önemsemiyor, gelip kendisi ile olmasını da istemiyor. Tek düşünebildiği onun mutluluğu. Darciel'a iyi şeyler beslemiyor elbette ama Collesius'un onunla mutlu olabileceği ihtimali bile içini rahatlatmaya yetiyor. Aşağı yukarı hazır her şey zaten bebek *-* | |
|
| |
Claudius D. Dieudonné SFL
Mesaj Sayısı : 4314 Kayıt tarihi : 30/12/10 Yaş : 31 Lakap : Darcy.
| Konu: Geri: ~Darciel Cuma Eyl. 09, 2011 10:25 pm | |
| Hı hım ekledim o vakit *-* | |
|
| |
Alkyone Ambrosia Ravenclaw VII. Sınıf
Mesaj Sayısı : 3513 Kayıt tarihi : 07/10/10 Yaş : 33
| Konu: Geri: ~Darciel Paz Eyl. 25, 2011 1:42 pm | |
| [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]#[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bunlar olmazsa [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bakabilirsin.
# Tek kelime ile, dosttuk; fakat yaşananlar ortada. Ben derim ki olanları geride bırakıp elimizdeki arkadaşlığı kurtarmaya bakalım, ama geride bırakmak senin için o kadar kolay değil, değil mi Darcy? | |
|
| |
| ~Darciel | |
|