Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 III. Sınıf # I. Ders

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
James L. Darwin
Suçlu
Suçlu
James L. Darwin


Mesaj Sayısı : 56
Kayıt tarihi : 14/09/10
Yaş : 27

III. Sınıf # I. Ders Empty
MesajKonu: III. Sınıf # I. Ders   III. Sınıf # I. Ders EmptyPerş. Eyl. 16, 2010 3:56 pm

Dersin Konusu: + Yunan Mitolojisi - Antik Yunanda Zaman Kavramı
Dersin Profesörü: + Richard John Lloyd
Ders Zamanı/Hava Durumu: + Günün üçüncü dersi + Bulutlu
Dersin İşlendiği Yer: + Mitoloji Dersliği
Dersin İşlenişi:
Gökyüzündeki bulutlar güneşin ışığını engelliyordu.Geniş derslikteki öğrenciler kendileri arasında konuşurken en azından üçüncü katta olduklarına seviniyor, bir yandan da Profesör Lloyd’un gecikip gecikmeyeceğini, derse gelip gelmeyeceğini tartışıyorlardı ki bu 2. Seçenek pek de mümkün gözükmüyordu. Sınıfa adım atan Lloyd, öğrencilere bir kez göz attıktan sonra kapıyı kapatırken bir öğrencinin eksik olduğunun farkındaydı. Ama zaten 10 dakika geç gelmişti kendisi, buna rağmen derse gelmediyse bir 3. Sınıf öğrencisinin hiç gelmesini beklemiyordu. Sonradan mazeretini bildirmek zorunda olduğunu bildiği sürece onun anlatacağı konu değişmiyordu.

'' Tünaydın! ''


Diyerek masaya doğru yöneldi. Yumuşak deri ayakkabıları bu sefer sınıfta hareket ederken ses çıkarmıyordu ve hafif kızarmış yanaklar dışında onun dışarıda olduğunu gösteren hiçbir şey de yoktu. Gözünün önüne gelen saçları hafifçe geri atarken birkaç kız öğrencinin iç çekişini fark ettiyse de parmağının ucunu bile kıpırdatmadı.

'' Bugünkü konumuz Yunan Mitolojisi Antik Yunanda Zaman kavramı. ''

Dediğinde sesi sınıfta yankılanmıştı.Her zamanki gibi sıraların arasında dolaşmaya başladığında öğrenciler kitaplarını açmış, parşömenlere not almaya başlamışlardı.

''Kronos ve Karios iki farklı zaman tanımı.
Saatin ölçtüğü zaman ile algılanan zaman arasındaki farklılığı güzel ifade eden iki kavram Eski Yunan'da ortaya atımıştır.Bunlar,kronos ve Karios türü zamanlardır.

Kronos,saatin gösterdiği zamandır,bu zaman türünün mevcut anı yaşamayan kişi için geçerliği olduğunudüşünebiliriz.Karios ise,saatin gösterdiği değil,bizim hissettiğimiz zaman olup kaliteli kılınmış bir zaman dilimini ifade eder ki,içinde bulunduğun anı yaşayan kişi için bu tür zaman geçerlidir...Bu bağlamda zaman kavramını da biraz açmakta yarar vardır. Mitoloji de fırsat tanrısı olarak kabul edilen Kairos, Zeus’un en genç oğludur. Omuzlarında ve ayaklarında kanatları olup, başının arka tarafı tıraşlı, ön tarafı ise perçemlidir. Bu sebepten peşinden koşanlar değil, sadece karşısına çıkanların onu yakalayabildiği rivayet edilir. Kronos ise elinde öldürücü orağı ile sembolize edilen zaman tanrısıdır.Astrolojide Kronos; Satürn’e, Kairos da Chiron’a atfedilir. Satürn (Kronos) kronolojik zamanı ölçer yani nicelikseldir. Chiron (Kairos) ise zamanın kalite ve değerini ölçer yani nitelikseldir. Zamana Kairos penceresinden bakan Einstein zamanın izafi olduğunu bulmuştur. Görelilik kuramına göre tek ve mutlak bir zaman yoktur, bunun yerine herkesin nerede olduğuna ve nasıl devindiğine uyarlı kendi özel zaman ölçüsü vardır. Chiron’un Kova burcundaki yolculuğu boyunca doğum haritasında Chiron’u Kova burcunda yer alan kişiler başta olmak üzere Chiron-Uranüs bağlantısı kuvvetli olan tüm kişiler bu kendilerine özgü zaman ölçüsünü deneyimleyerek büyük bir farkındalık geliştirebileceklerdir. Bu eş zamanlılığı daha iyi kavrayabilmek açısından Chiron’un astronomik konumunu göz önünde tutmak gerekir çünkü Chiron, Satürn (doğrusal zaman) ile Uranüs (uzay zaman) aralığında bir koridor vazifesi görür. Satürn’den Uranüs’e ancak Chiron vasıtasıyla bir “kuantum tünellemesi” yaparak geçebiliriz.''

Dedi ve ders'in bittiğini söylemek için parşömen sesleri arasında ufak bir nefes aldı.

''Bu dersi yapabileceğine inanan öğrencilerden daha azını beklemeyeceğim. Şimdi çıkabilirsiniz.''

Dediğinde ilk dersten öğrencilerin gözünü korkutmamış olmasının iyi olduğunu düşünüyordu. Sınıftan çıkarken kendisine bakan birkaç öğrenciye kafa sallayarak ve gülümsemeye yakın sayılabilecek bir ifadeyle karşılık verdikten sonra masanın üstündeki notları toparladı ve son öğrencinin arkasından sınıfı inceledikten sonra çıktı.

Verilen Ödev: Yunan Mitolojisi Hakkında bilgi veriniz. Resimli olsun. (En az 'Bir' paragraf)
Dersin Akışı: Derste herhangi bir olumsuz olay olmamıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arinna Elenora
Ravenclaw IV.Sınıf
Ravenclaw IV.Sınıf
Arinna Elenora


Mesaj Sayısı : 31
Kayıt tarihi : 12/09/10
Yaş : 27

III. Sınıf # I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: III. Sınıf # I. Ders   III. Sınıf # I. Ders EmptyPerş. Eyl. 16, 2010 8:39 pm

3. Ders!
Mitoloji!
Tanrım! En sevdiğim ders diyebilirim. Milyonlarca yıl önceki Tanrıların yaşayışları, insanların gündelik yaşamı...
İlgimi gerçekten çekiyordu.

2.dersten çıkmış Mitoloji sınıfına doğru ilerliyordum. Yanımdan geçen birkaç kişi bana gülümseyip selam verdiler. Kimse çok fazla yanıma yaklaşamazdı. Nedenini gerçekten bilmiyordum ama bazen rahatsız edici oluyordu bu. Arkadaşsızlık, yalnızlık... Evet, derslerim, meraklarım benim en büyük destekçimdi fakat onlarda bir zaman sonra kesmiyordu doğrusu.
Sınıfa girdim ve sırama oturdum. Genelde hep ön sıralara otururdum çünkü ders önlerden daha iyi dinleniyordu.
O sırada Profesör içeri girdi ve hemen ayağa fırladım. Saygımı göstermek istiyordum.
Derse başladık.
Profesörün etkileyici sesi sınıfı doldurdu.

'' Bugünkü konumuz Yunan Mitolojisi Antik Yunanda Zaman kavramı. ''
Sıraların arasında dolaşmaya başlamıştı.
''Kronos ve Karios iki farklı zaman tanımı.
Saatin ölçtüğü zaman ile algılanan zaman arasındaki farklılığı güzel ifade eden iki kavram Eski Yunan'da ortaya atımıştır.Bunlar,kronos ve Karios türü zamanlardır.

Kronos,saatin gösterdiği zamandır,bu zaman türünün mevcut anı yaşamayan kişi için geçerliği olduğunudüşünebiliriz.Karios ise,saatin gösterdiği değil,bizim hissettiğimiz zaman olup kaliteli kılınmış bir zaman dilimini ifade eder ki,içinde bulunduğun anı yaşayan kişi için bu tür zaman geçerlidir...Bu bağlamda zaman kavramını da biraz açmakta yarar vardır. Mitoloji de fırsat tanrısı olarak kabul edilen Kairos, Zeus’un en genç oğludur. Omuzlarında ve ayaklarında kanatları olup, başının arka tarafı tıraşlı, ön tarafı ise perçemlidir. Bu sebepten peşinden koşanlar değil, sadece karşısına çıkanların onu yakalayabildiği rivayet edilir. Kronos ise elinde öldürücü orağı ile sembolize edilen zaman tanrısıdır.Astrolojide Kronos; Satürn’e, Kairos da Chiron’a atfedilir. Satürn (Kronos) kronolojik zamanı ölçer yani nicelikseldir. Chiron (Kairos) ise zamanın kalite ve değerini ölçer yani nitelikseldir. Zamana Kairos penceresinden bakan Einstein zamanın izafi olduğunu bulmuştur. Görelilik kuramına göre tek ve mutlak bir zaman yoktur, bunun yerine herkesin nerede olduğuna ve nasıl devindiğine uyarlı kendi özel zaman ölçüsü vardır. Chiron’un Kova burcundaki yolculuğu boyunca doğum haritasında Chiron’u Kova burcunda yer alan kişiler başta olmak üzere Chiron-Uranüs bağlantısı kuvvetli olan tüm kişiler bu kendilerine özgü zaman ölçüsünü deneyimleyerek büyük bir farkındalık geliştirebileceklerdir. Bu eş zamanlılığı daha iyi kavrayabilmek açısından Chiron’un astronomik konumunu göz önünde tutmak gerekir çünkü Chiron, Satürn (doğrusal zaman) ile Uranüs (uzay zaman) aralığında bir koridor vazifesi görür. Satürn’den Uranüs’e ancak Chiron vasıtasıyla bir “kuantum tünellemesi” yaparak geçebiliriz.''


Kuantum Tünellemesi...
Hımmm..
Bu bir benzetmeydi tabiiki.
Kuantum Tünellemesi genelleme açısından benziyordu evet!

Galiba ders bitmişti. Bu kadar çabuk bitmesi birazcık hayal kırıklığı olmuştu bende.

''Bu dersi yapabileceğine inanan öğrencilerden daha azını beklemeyeceğim. Şimdi çıkabilirsiniz.''

Ödevimiz Yunan mitolojisiydi ve resimli olması gerekiyordu.
Bu ödev benim için kesinlikle ''Kolay Olay'' dı.

Ders Puanı: 7 + 10
Ödev Puanı: -
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victoria J. Allison
Ravenclaw V.Sınıf
Ravenclaw V.Sınıf



Mesaj Sayısı : 125
Kayıt tarihi : 24/07/10
Yaş : 30
Lakap : Lu.

III. Sınıf # I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: III. Sınıf # I. Ders   III. Sınıf # I. Ders EmptyÇarş. Eyl. 22, 2010 9:47 am

Pencerenin o saydam görüntüsünden içeriye yansıyan güneşin ışınlarıyla açmıştım gözlerimi bu güzel güne.Bu sıcak yatağımdan kalkıp günü geçirmek ve derslere girmek beni zorlasada buna mecbur olduğumu biliyordum. Yorganımı üzerimden atıp kalmak için hamle yaptığımda yorgandan dışarı çıkan bacaklarımın titremesinde anlamıştım bugünkü havanın giderek degişecegini.Sonunda zorda olsa kalkabilmiştim.Üzerime giymemi bekleyen dolaptaki aşınası olduğum kıyafetlerimi alıp üzerime geçirmiştim cüppem ise en sona kalan oluyordu her defasında ama en güzelide onu giymekti, ayrı bir mutluluk veriyordu bana belkide üzerinde taşıdığı ambleminden kaynaklanıyordu. Ortak salona inmek için hazır olduğumu gördüğümde koridorlara süzüldüm yavaş yavaş yürüyor biryandan da koridordaki ilginç hareketler yaban kişileri izliyordum işte Hufflepuf değil mi? bunların ne zaman ne yapacakları belli olmuyor, beni çok güldürüyorlar dogrusu. Ortak salonun kalabalık havası her nekadar beni rahatsız etsede bu salonun havasını ve burda bulunmanın bana verdiği mutluluğu seviyordum.Boş bir yer bulup oturmuştum.Yanımda yapılan dedikodulara kulak misafiri olmamak mümkün değildi.Her ne kadar duysamda bunların benim için önemi olmadığı için sorun etmiyordum.Zamanın nasıl geçtiğini bile farkedememiştim.Mitoloji dersliğine gitmeliydim.Koridorlar da azalan öğrenci sayısına bakılırsa herkesin derse girme vakti geliyor olmalıydı.Dersliğe geldiğimde boş bulduğum arka sırada cam kenarı bir yere oturmuştum, camdan baktığımda sabah ki düşüncemde yanılmadığımı görmüştüm, sabah ki güneşli havadan eser yoktu güneşin yerini bulutlar kaplamıştı. Profesörün on dakika geç kalmasını fırsat bilen öğrenciler konuşmaya başlamışlardı bir de gelmeyeceğine bir umut edinip seviniyorlardı. Profesörün sınıfa girdiğinde yüzlerindeki ifadeyi gördüğümde gülme krizine girmiştim. Profesör; '' Tünaydın! '' diyerek sözlerine ve günün dersine başlamıştı. Gördüğüm en yakışıklı Profesör diyebilirim.Bu Profesörle bütün sene derslerin çok zevkli olacağını düşünebiliyordum. Sınıftaki kız öğrencilere bakılırsa Profesörü hoş bulan bir tek ben değilim anlaşılan.

'' Bugünkü konumuz Yunan Mitolojisi Antik Yunanda Zaman kavramı. '' dedi. Dersi sınıfta sıraların arasında gezinerek anlatmayı seven profesör gözlerimi baya bir yoruyor diyebilirim.Dersi anlatmaya devam ediyordu.

''Kronos ve Karios iki farklı zaman tanımı.
Saatin ölçtüğü zaman ile algılanan zaman arasındaki farklılığı güzel ifade eden iki kavram Eski Yunan'da ortaya atımıştır.Bunlar,kronos ve Karios türü zamanlardır.
Profesörün bu sözlerine kulak asıyor bir yandan da not alıyordum.

Kronos,saatin gösterdiği zamandır,bu zaman türünün mevcut anı yaşamayan kişi için geçerliği olduğunudüşünebiliriz.Karios ise,saatin gösterdiği değil,bizim hissettiğimiz zaman olup kaliteli kılınmış bir zaman dilimini ifade eder ki,içinde bulunduğun anı yaşayan kişi için bu tür zaman geçerlidir...Bu bağlamda zaman kavramını da biraz açmakta yarar vardır. Mitoloji de fırsat tanrısı olarak kabul edilen Kairos, Zeus’un en genç oğludur. Omuzlarında ve ayaklarında kanatları olup, başının arka tarafı tıraşlı, ön tarafı ise perçemlidir. Bu sebepten peşinden koşanlar değil, sadece karşısına çıkanların onu yakalayabildiği rivayet edilir. Kronos ise elinde öldürücü orağı ile sembolize edilen zaman tanrısıdır.Astrolojide Kronos; Satürn’e, Kairos da Chiron’a atfedilir. Satürn (Kronos) kronolojik zamanı ölçer yani nicelikseldir. Chiron (Kairos) ise zamanın kalite ve değerini ölçer yani nitelikseldir. Zamana Kairos penceresinden bakan Einstein zamanın izafi olduğunu bulmuştur. Görelilik kuramına göre tek ve mutlak bir zaman yoktur, bunun yerine herkesin nerede olduğuna ve nasıl devindiğine uyarlı kendi özel zaman ölçüsü vardır. Chiron’un Kova burcundaki yolculuğu boyunca doğum haritasında Chiron’u Kova burcunda yer alan kişiler başta olmak üzere Chiron-Uranüs bağlantısı kuvvetli olan tüm kişiler bu kendilerine özgü zaman ölçüsünü deneyimleyerek büyük bir farkındalık geliştirebileceklerdir. Bu eş zamanlılığı daha iyi kavrayabilmek açısından Chiron’un astronomik konumunu göz önünde tutmak gerekir çünkü Chiron, Satürn (doğrusal zaman) ile Uranüs (uzay zaman) aralığında bir koridor vazifesi görür. Satürn’den Uranüs’e ancak Chiron vasıtasıyla bir “kuantum tünellemesi” yaparak geçebiliriz.'' diyerek sözlerinni biteren ve soluklanan Profesörün anlattıkları çok ilgimi çekiyordu ve gerçekten bu konuları çok sevmiştim.

''Bu dersi yapabileceğine inanan öğrencilerden daha azını beklemeyeceğim. Şimdi çıkabilirsiniz.'' dedikten sonra Parşömenimi ve tüy kalemimi alıp sınıfı terk etmiştim.
Profesörün verdiği ödevi büyük bir zevkle yapacağıma inanıyordum.Yunan mitolojisi hakkında bilgi vermek bunu araştırmak benim için kolay olsa gerek.

Ödev:Yunan Mitolojisi hakkında birkaç bilgi ve Resimli olmalı!

Ders Puanı: 15
Ödev Puanı: -
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucian Luxsouer
Seherbaz
Seherbaz
Lucian Luxsouer


Mesaj Sayısı : 345
Kayıt tarihi : 13/08/10
Yaş : 30
Lakap : Luke

III. Sınıf # I. Ders Empty
MesajKonu: Geri: III. Sınıf # I. Ders   III. Sınıf # I. Ders EmptyPaz Eyl. 26, 2010 2:48 pm

Hızlı ve bulutlu bir güne merhaba demiştim. Belki geç kalkmamdan dolayı bugün benim için sersemletici derecede hızlı geçiyordu öyle ki temposuna ayak uydurmakta hatırı sayılır bir derecede zorlanıyordum. Sabah kalktığımda pencereden dışarı bakmıştım. Bugünkü hava bulutluydu. İçindeki su damlacıklarını henüz boşaltmamış gibi görünen bulutlar dolanıyordu şatonun üzerinde. Acil bir kavatlı ve sersem geçen iki ders ardından üçüncü kata tırmanmakta olan zaman diliminde beni buldum. Etraf duvarlardan gelen nem kokusuyla doluydu. İçerisi insanın üşüme duygusunu tetikleyecek kadar soğuktu.

Üçüncü kata çıktığımda dersliğe gelmem yarım dakikadan az bir süremi aldı. Kapıdan içeri girdiğimde sınıftaki konuşmaya dalmış öğrencilerle karşılaştım. Kulaklarım birçok sesi algılıyordu fakat hiçbirini de anlamıyordu. Gidip hemen boş bir sıraya oturdum. Ortalarda bir yerlerdeydim. Çantamdan ders ile ilgili olan tüm araç gereçlerimi çıkarıp sıranın üzerinde sanki bir komutanın emir verip askerlerin ip gibi dizilmesine benzeyen bir ahenkle onları dizdim. Belki fazla çocukçaydı ama benimde çok büyük olduğum söylenemezdi. Çantamda bir ağırlığı fark ettim. Elimi içine daldırdığımda, kalın kitabı çekip çıkardım. Bu şu sıralar en çok sevdiğim Tanrılarımız adlı mitolojik bir kitaptı. Gerçekten de çok ilgimi çekmişti. Öyle ki hep yanımda taşıyordum. Kalın kitabı rasgele açtım. Açtığım sayfada biraz geri gittim ve bu bölümün başlığını buldum. Başlık şuydu; Athena’nın doğumu. Fakat tam başlayacaktım ki açılan kapının sesi dikkatimi çekti. Profesör Lloyd gelmişti. Kitabı kapatıp çantama geri koydum. Enerjimi tümüyle derse kanalize etmeliydim. Profesör bir müddet öylece sınıfa baktıktan sonra “Tünaydın” dedi. Sonrasında usulca masasına gitti. Uzun saçları vardı bu yüzden masasında parşömenler ya da sınıf listesiyle bir şeyler yaparken gözlerini saçları kapatıyordu. Arkamda oturan bazı kızlar sanki âşık olmuşçasına profesöre bakıyorlardı. Profesör ise hiç aldırmıyor ama bunun farkında gibi davranıyordu.

Hafif fısıltılı konuşmaların hâkim olduğu sınıf ortamı Profesör Lloyd’ın ders konusu söylemesiyle sessizleşti. Ama bende dâhil kimse bu sessizliğin ve profesörün konuşmasının dersin sonuna kadar süreceğinden habersizdi. Ve başlamıştı. Profesör dersi anlatmaya giriştiğinde ilk anda herkes pür dikkat kesilmişti. Profesöre bakıyor ve ağzından çıkan tüm kelimeleri kapmaya çalışıyordu. Konuşmanın ortalarına doğru bir iki kişi sıkılmaya başlamıştı bu bazılarının sıralarına yaslanmalarından anlaşılıyordu. Bana gelirsek ben hala arkama yaslanmış dik bir şekilde durarak profesörü dinliyordum. Fakat sonra profesör sanki nefes bile almamıştı. Konunun her ayrıntılarına giriyor ve anlatıyordu. Bu iyi bir şeydi. Bazı yerleri süzgeçten geçirerek not alıp almamak üzerine düşünüyor, süzgeçte kalanları parşömenime not alıyordum. Bu süzme işlemi ders boyunca hiç durmadı. Profesör ise aldı başını gidiyordu. Ona yetişmeye çalışıyordum fakat işlem başarısızdı. En sonunda not alma işlemini nasılsa kitapta vardır diyerek bıraktım. Profesör Lloyd, sadece anlatıyordu, anlatıyordu ve anlatıyordu. Beynim artık profesörün sesine karşı bağışıklık kazanmış gibi onu nötr sayıyordu. Artık profesörün iki dudağı ardından çıkan şeyler kelimeler değil anlaşılmaz şeyler zinciriydi. Tam başımı sıraya yaslayacaktım ki ortamda bir değişiklik oldu. Bu değişiklikte profesörü sesinin yavaşlamış olmasıydı. Sanırım bu dersin sonuydu.

''Bu dersi yapabileceğine inanan öğrencilerden daha azını beklemeyeceğim. Şimdi çıkabilirsiniz.''

Anında eşyalarımı toplayıp çantamın içine salladım. Herkes gibi bir “oh” çektim. Az kalsın mitolojiden nefret ediyordum. Sanırım bu konu beni hiç açmamıştı. Oysa okuduklarım o kadar ilgimi çekmişti ki… Sanırım her konunun bir sıkıcı yeri var ve bende ona çatmıştım. Profesörün bir suçu olmadığını anladım. Derslik kapısından çıkıp koridorda yürümeye başladım. Diğer dersliğe gidiyordum.

Ders Puanı: 16
Ödev Puanı: -
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
III. Sınıf # I. Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Genel Olarak Wigtown :: Ders Arşivleri-
Buraya geçin: