Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 Absürt Birey

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Cristo Montrell
Gryffindor IV.Sınıf
Gryffindor IV.Sınıf
Cristo Montrell


Mesaj Sayısı : 970
Kayıt tarihi : 02/02/11
Lakap : Seyhan

Absürt Birey Empty
MesajKonu: Absürt Birey   Absürt Birey EmptyPtsi Haz. 30, 2014 10:32 pm

Cristo Montrell & Mya Sanders & Carleen Drescher
Sen hiç taş sektirmedin mi? o.o
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cristo Montrell
Gryffindor IV.Sınıf
Gryffindor IV.Sınıf
Cristo Montrell


Mesaj Sayısı : 970
Kayıt tarihi : 02/02/11
Lakap : Seyhan

Absürt Birey Empty
MesajKonu: Geri: Absürt Birey   Absürt Birey EmptyPtsi Haz. 30, 2014 10:34 pm



Bir, iki, üç, dört…
İçinden saydığı basamakları hoplayarak atlıyordu. Normal yürümek, normal insanlar içindi Cristo için bu durum sıradan ve bayağılık olarak adlandırılıyordu ve ne zaman böylesi bir hataya düşse hemen kendini dururdu. Ela gibi yeşil gibi, yani anlayacağınız tam da ne renkte olduğunu bilmediği gözleriyle bir sağa bir sola baktıktan sonra sinsice sırıttı. Hogwarts'ın çok dolu olmaması kendine daha çok yaramıştı, gerçi çok da kimseyi tanımıyordu. Hatta kimseyi tanımıyor bile olabilirdi. Cristo, genellikle tuhaf tavırları ve vahşi hareketleriyle bir şekilde insanları kendinden uzak tutardı. Fıtratında vardı bu, çocuk ne yapsındı? Çok çok yatakhaneyi paylaştığı bir-iki kişi görürdü, onlar da zaten deli bu ne yapsa yeri diyerek koyvermişlerdi. Uzun lafın kısası, şu anda hareketsiz duran merdivenlerin tırabzanını öperek minnetini sunduktan hemen sonra poposunu koymuş ve aşağı doğru kaymaya başlamıştı.

Doksan altı, doksan yedi, doksan sekiz, doksan dokuz…
YÜZ!
İşte tam da yüzde yere ayaklarını basmıştı. Birinci katın, altıncı kata oranla olan kalabalığına yüz buruşturup ellerini cebine koydu. Arada bir zıplayıp ayaklarını birbirine vurarak yürürken tek istediği, buzul buhrandan sonra çıkan bu alaycı güneşlerin tadını çıkarmaktı. Her yer hâlâ bir parça soğuktu ve güneş de sanki dünyadan o kadar uzaktaydı ki, zaman lordu olsanız bile asla aradaki mesafeyi kat edemezdiniz. Eeeh, diye geçirdi içinden. Bu sırada da giriş katına gelmişti. Süpürge dolabıyla göz göze geldiğinde gözleri parıldadı. Acaba şuradan sıvışsa da bir süpürge alıp etrafı mı turlasaydı? Neyse, diyerek vazgeçti ve doğrudan doğruya göl kenarına indi. Yolda karşısına çıkan taşlarla futbol oynamayı da ihmal etmemişti tabii. Bir Cristo Montrell'in futbol topu taşlar, bludgerları ise kuşlardı.

Oooh, mis gibi göl havası. Gençlik merhemi bu, gençlik!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Mya Sanders
Hufflepuff IV.Sınıf
Hufflepuff IV.Sınıf
Mya Sanders


Mesaj Sayısı : 32
Kayıt tarihi : 22/06/14

Absürt Birey Empty
MesajKonu: Geri: Absürt Birey   Absürt Birey EmptyPtsi Haz. 30, 2014 11:13 pm

Parmakları şakaklarını ovalamakla meşguldü. Dün gece yaşadığı ufak çaplı sarhoşluğun –ki kendisi için fazlasıyla büyüktü- ardından başındaki ağrı hala geçmemişti. Hiç şüphesiz bunun sebebi Carleen idi ve her ne kadar ona kızması gerekse de kızamıyordu. Çünkü ona karşı beslediği sevgi kızgınlığının önüne geçecek kadar büyüktü. Üstelik Carleen’e çok fazla yüklenemezdi, suçun büyük bir kısmı aslında kendisine aitti. İçki dolu bardakları görür görmez oradan tüymesi gerekirken nereden çıkmıştı bu deli cesareti? Belki de kendini göstermeyi bir hayli uzun zamandır bekliyordu, kim bilir. “Hadi kalk artık! Lütfen, lütfen, lütfen...” Gözlerini Carleen’e çevirdiğinde ‘yine ne var’ bakışını atmıştı. “Temiz hava iyi gelir. Hem hava da güzel.” Dediğinde doğruluk payı vardı. Bu yüzden direnmesine gerek de yoktu. “Pekala ama bir daha bana sosyalleşmekle ilgili en ufak bir kelimeden bahsetme. Bu mu senin sosyalleşme anlayışın? Kıçım başım ayrı oynuyor resmen. Üstelik çok fazla içmedim bile,” derken suratına yerleşen memnuniyetsizliği gizleyememişti. Ne olur ne olmaz diye cebindeki son şişeyi kavrayıp boğazından aşağıya doğru akıttı. En azından başındaki ağrıyı hafifleteceği gibi olması muhtemel bir olaya karşı da önlem almıştı. 

Sosyalleşmekle ilgili başının etini yemeye devam eden Carleen ile birlikte göle doğru ilerlerken bir yandan ona cevap vermeye çalışıyor diğer yandan da omuz silkerek söylediği bazı kelimelere aldırış etmemeye çalışıyordu. Sıkıcı bir insan olduğumu ben de biliyorum, diye düşündü Mya. İyi de bundan banane? Beni seven böyle sevmeli sonuçta. Bu sabit fikirle yıllardır yaşıyordu ve Carleen bile bunu çenesiyle kırmayı başaramamıştı. “Huylu huyundan vazgeçmez,” dedi omuzlarını silkerek göl kenarına vardığında. Tam da o esnada bakışları birkaç adım ötesindeki aslanla buluştuğunda yutkundu. 

“Bence bir merhaba diyebilirsin, Mya. Isırmaz.”
“Ha-ha. Çok komiksin.”

Carleen’in tavrına aldırmayıp toparlandı ve çekingen bir şekilde dudaklarını araladı. “Şey... Merhaba.” Bakışlarını tekrar en yakın dostuna çevirdiğinde gözlerini devirdiğini gördü. “Ne? Huylu huyundan vazgeçmez lafını daha kaç kere tekrarlamam gerekiyor?”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Carleen Drescher
Hufflepuff IV.Sınıf
Hufflepuff IV.Sınıf
Carleen Drescher


Mesaj Sayısı : 49
Kayıt tarihi : 22/06/14

Absürt Birey Empty
MesajKonu: Geri: Absürt Birey   Absürt Birey EmptyPtsi Haz. 30, 2014 11:36 pm


Hayatının neredeyse tamamını Mya'yı sosyalleştirmek için harcamıştı. Çabasına karşılık alabiliyor muydu? O meçhuldü. O an için geri dönüşler oluyordu ama uzun süreli pek de bir şey yoktu ortada. Dün gece neredeyse her söylenen şeye bir bardak yuvarlamıştı. Başı çatlayacakmış misali ağrıyordu ancak karakter olarak gününü yatarak geçiremezdi. Klasik olarak hayat amacı haline gelmiş şeyi yerine getirdi. Mya'nın koluna yapışıp kendilerini dışarı atmaları gerektiği konusunda dil döktü. Bu defa kolay ikna olmuştu ve ona eşlik etmişti. Yol boyunca Carleen çenesini çalıştırmıştı, tam zıttı olarak yanında yürüyen arkadaşı ise kimi zaman cevap veriyor kimi zaman ona yetişemiyordu. Birçok şeyi hakkında yığınla kelime sarf etmişti, ama sarışın oğlan konusunda sessiz kalmıştı. Zihninin ücra bi köşesinde üzerine fanteziler kurulmak üzere saklıyordu. O esnada kulak kıvrımlarına ilişen kelimelerin kızın devamlı tekrarladığı sözcükler olduğunu fark ettiğinde çığlık atmamak için kendisini tuttu.

Huyun çıksın.

Göl kenarına gelmeyi başardıklarında tanıdık bir sima görüş alanına girdi. Mya'ya iğnelercesine “Bence bir merhaba diyebilirsin, Mya. Isırmaz.” dedikten sonra oğlanın taş atmakla meşgul olduğunu geç de olsa fark etti. Mya tekrar dönüp ona bir şeyler söylerken Carleen onunla klasik selamlaşmaları haline gelmiş olan hareket için hazırlanıyordu. Bir iki adım geriye doğru attı, sonrasında ileriye doğru o adımları tekrar atarken hızını almış ve oğlanın sırtına atlamayı başarmıştı. "Beni çok özledin, biliyorum. Çünkü herkes bir, biz ikimiz, Cristo." Oğlanı gıcık etmek için boynuna da bir ısırık izi bahşetti. Onunla uğraşmayı gereğinden fazla seviyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cristo Montrell
Gryffindor IV.Sınıf
Gryffindor IV.Sınıf
Cristo Montrell


Mesaj Sayısı : 970
Kayıt tarihi : 02/02/11
Lakap : Seyhan

Absürt Birey Empty
MesajKonu: Geri: Absürt Birey   Absürt Birey EmptySalı Tem. 01, 2014 12:01 am


Önce yüzse mi yoksa biraz kenarında mı otursa bilemediği göl karşısındaydı işte. Derin derin nefes alıyor, bu da oksijen fazlasından kafasının iyi olmasını sağlıyordu. Gerçi Cristo'nun kafası hep iyiydi, en azından etrafındakiler öyle diyordu. Onları iplediği yoktu tabii ki, çünkü diğerlerini umursamayacak kadar kendi hayatını seviyordu. Ellerini ceplerinden çıkardığında aklına gelen fikirle gözleri parladı. Deniz halkını rahatsız edebilirdi! Gerçi son buhrandan sonra onların ne formda geri döndüklerini bilmiyordu. İlla ki güncellenmiş bir versiyon gelmiş olmalıydı. Cyberman'ler bile her sezon güncellenip gelmiyorlar mıydı? Neyse ki zayıf noktaları vardı. Mesela Cyberman'ler altına dayanamazken deniz halkı da karada olmaktan pek tabii ki hoşlanmazdı. Iy, pullu ve ıslak yaratıklar. İki büyü sallamayı düşündü önce tam da gölün ortasına bir bomba bıraksa şakacı şirin gibi, çok da tatlı olmaz mıydı? Ama hayır, çünkü Cristo Montrell bir klasiğini daha gerçekleştirerek ve tam da ailesinin varisi olduğunu kanıtlarcasına asasını yatakhanesinde unutmuştu. Ne yapsam, ne etsem diye düşünürken gözüne ilişen kayadan az daha küçük ama bir taş olamayacak kadar da büyük olan kayamsı taşı avuçları arasına aldı.

Mal da amma ağırmış haa. Vira bismillah!
Hayır, müslüman değildi. Hıristiyan da değildi, musevi de. Din o kadar saçmaydı ki ateist bile olamıyordunuz ağız tadıyla ama neyse ki zeki olan Cristo, bir pastafaryandı. Kayamsı taş, gölde çok fazla ilerlememişti. Kolları mı güçsüzleşmişti? Bu imkansızdı. Neyse buraya değinmeyeceğiz. Asası olmadan deniz halkını rahatsız etmek çok zordu. Meeh, diye dudak bükerken yanına gelen kızın kendine çekingen bir merhaba demesi üstüne "Ehe, selam." diyerek karşılık vermişti. Biraz yabaniydi. Ne vardı yani?

Huylu mu? Huy mu? Sen kimle konuşuyorsun değişik?
Hıaannasını. Tam da yerden aldığı taşı atacakken sırtında hissettiği ağırlıkla üç adım öne doğru koştu. Sonra da refleksif olarak elindeki taşı sırtındakinin kafasına geçirdi ama sonradan pişman oldu. Çünkü bu Carleen'di. Garipliklerine ve yabaniliğine rağmen yanında kalan nadir insanlardandı. Omuzlarını silkerek cadıyı üstünden attığında diğeriyle uğraşmanın daha eğlenceli olduğuna kanaat getirdi, Carleen zaten kendisinindi. Carleen'in saçlarına yerleşmiş taşı sıyırarak aldığında elindekini ona doğru gösterdi. "Cristo. Hadi biraz taş sektirelim." Cadının kendine fal taşı açılmış gözlerini gördüğünde durakladı. "Yoksa sen hiç taş sektirmedin mi?" Oha o.o
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Mya Sanders
Hufflepuff IV.Sınıf
Hufflepuff IV.Sınıf
Mya Sanders


Mesaj Sayısı : 32
Kayıt tarihi : 22/06/14

Absürt Birey Empty
MesajKonu: Geri: Absürt Birey   Absürt Birey EmptySalı Tem. 01, 2014 12:53 am

Carleen ve adını bilmediği çocuğun samimiyetine tanıklık ederken ister istemez morali bozulmuştu. Elbette Carleen kendisi gibi değildi, arkadaş çevresi genişti. Bu biraz kıskanmasına neden olmuştu ama fazla üstünde durmamayı yeğledi. Ne de olsa Carleen’in gözünde yerinin ayrı olduğundan fazlasıyla emindi. Hem karşısında duran çocuğun da kendini beğenmiş bir tavra sahip olduğu söylenemezdi. Aksine sıcakkanlıydı ve Mya’yı görür görmez kaçmamıştı. Bir merhabayı esirgememiş, küçük bir tebessüm bile armağan etmişti. Carleen’den başkasıyla iyi bir başlangıç yapabilmişti, sonunda. Helal süper devam, Mya.

Büyücü ismini söylediğinde hafifçe gülümsedi. Az önce yaşadıkları garip anın etkisinden çıkmayı denedi ve Cristo’nun teklifi üzerine omuzlarını silkerek ürkek bir adım attı öne doğru. “Mya. Yabaniyimdir ve gülme ama hiç denemedim,” dedi mahcup bir edayla. Büyücünün uzattığı taşı kavradığında birkaç saniye duraksadı. Ömrü boyunca yataktan çıkamamıştı ki. Bu yüzden doğaldı bu kadar basit bir aktivitede bile bulunmaması. Daha fazla düşünmeyip icraata geçmeyi seçtiğinde ise taşı ufak bir bilek hareketiyle attı. Fakat başarılı olamadığını gördüğünde yüzünden düşen bin parçaydı. “Of ya!” Hayalkırıklığına uğramışcasına çıkardığı sesle birlikte yerinde zıplayan Mya, birden bire dengesini kaybetti ve tam kıçının üstüne oturdu. “Al işte bir bu eksikti! Kıçım başım ayrı oynuyor derken bunu kast etmemiştim ki!” Ellerine bulaşan çamur sayesinde dudakları bükülmüştü ve küçük bir kız çocuğunu andırıyordu. Cristo ve Carleen ise altlarına işeyecek kadar büyük kahkahalar atarak sinirini bozuyordu. 

“Güleceğinize kalkmama yardım etsenize be! Taş maş sektirmiyorum ben!”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Carleen Drescher
Hufflepuff IV.Sınıf
Hufflepuff IV.Sınıf
Carleen Drescher


Mesaj Sayısı : 49
Kayıt tarihi : 22/06/14

Absürt Birey Empty
MesajKonu: Geri: Absürt Birey   Absürt Birey EmptySalı Tem. 01, 2014 12:57 am


Kafasına yediği taş pek de canını yakmamıştı, zira her fırsatta ondan yumruk yemeye alışmıştı. Bir an boşluğuma geldi diyerek birçok defa vurmuştu, Carleen'e. Bazen hayattaki yegane amacının onunla uğraşmak olduğunu düşünüyordu ama sonrasında beraber oturup 80 sezonluk Doctor Who'yu defalarca baştan izlediklerini hatırlıyor, asıl amaçlarının bir tardis kaçırıp çakma time lord olmak olduğu fikri zihninde bir ampul misali parlıyordu. Sırtından attığını fark etmemiş yere poposunun üzerine düşmüştü. "Tam salaksın ya, haber versene keyos!" diye söylenmişti. Kalkıp şortuna bulaşan toprağı eliyle temizledi. Bazen Cristo olmasa nasıl eğleneceğini merak ediyordu. Eğer ikiz bir kardeşi olsaydı ona bu kadar benzeyebilirdi. Ya da benzeyemezdi bile. Zira birbirlerinin akıllarından geçeni çok daha önceden bilebiliyorlardı dahi. Yine Doctor Who'da gördükleri bir uzaylı üzerine buna 'midnight' adını vermişlerdi ki kimi zaman konuşmaya üşeniyor 'Midnighttan al işte ya' diyerek iletişim kuruyorlardı.

Mya ise aralarında sürekli atarlanıp duran, şikayet edendi. Onu mutlu etmek kolaydı ancak kimi zaman bir o kadar da zordu. Ama seviyordu işte. Onunla uğraşmak da eğlenceliydi hem. Zaten Carleen olmasa hastalandığında onunla ilgilenme sabrını gösterecek başka kimse de yoktu. Hatta kimi zaman ilerde evde kalırlarsa lezbiyen olup birbirleriyle evlenmeyi dahi düşünüyorlardı. Mya bu konuda kimi zaman saçmaladığını söylese de bazen aklına yatıyor ve harika fikirler ortaya atabiliyordu. Tabii o fikirler ortalıkta söylenebilecek yahut kelimelere rahatlıkla dökülebilecek şeyler değildi. Aralarında sırdı, her ne kadar bazen Carleen kemiği olmayan dilini tutamayıp ağzından kaçırsa da normal şartlarda ikisinin arasında kalacak şeylerdi.

Bu kız tam salak ya…

Onun için gayet güzel şeyler geçiriyordu ki aklından, her zaman ki gibi taş sektirmeyi dahi becerememiş ardından şımarık çocuklar gibi zırlarken kayıp poposunun üzerine yapışmıştı. Önce ne olduğunu tam idrak edemedi Carleen sonrasında onun o çamura bulanmış halini görünce kahkaha atmaya başladı ve bir türlü engel olamadı. Cristo’nun da kahkalarının ona eşlik ettiğini işittiğinde trans sesinin gülerken de değişmediğini fark etti ve daha yüksek sesle gülmeye başladı. Klasik laflarından birini söylediğini duymasıyla kahkahası yavaş yavaş kesilmeye başlamıştı. Yanına gidip kolundan tuttu, kaldırıp çimenlerin oraya sürükledi. Zayıftı, 40 kilo ya vardı ya yoktu. O yüzden taşıması da kolaydı Carleen için, zamanında uzun süre spor yapmıştı haliyle kolları güçlüydü. Ama sürüklemek o an için daha kolay geldi. “Bir işi de becersen zaten dişimi kıracağım, Mya… Salak diyince de kızıyorsun…”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cristo Montrell
Gryffindor IV.Sınıf
Gryffindor IV.Sınıf
Cristo Montrell


Mesaj Sayısı : 970
Kayıt tarihi : 02/02/11
Lakap : Seyhan

Absürt Birey Empty
MesajKonu: Geri: Absürt Birey   Absürt Birey EmptySalı Tem. 01, 2014 1:18 am


Gerçekten de inanamıyordu. Yani, biri bu kadar genç olup nasıl taş sektirmezdi? Şimdi bu çamura da bulanmamıştı kesin. Öf, bir gençlik böyle böyle sönüyor işte. Keşke Dalek'ler gelip bunları yok etselerdi de kurtulsalardı. Ama şimdi Mya hayatının baharında bir çiçekti ve Cristo da onu yontacak bahçıvan görevini pek ala üstlenebilirdi. Eh, dediğine göre ikisi de yabaniydi. Hatta şu an zihnindeki tilkilerin verdiği haberle, ikisi bir olup Carleen'in durmak bilmez çenesini bile susturabilirlerdi. Gerçi o imkansız bir şeydi ya neyse… O kadar imkansızdı ki Kaptan Jack Hartness'ın seksi olmayan versiyonunu düşünmek gibi bir şeydi. Evet, Cristo beğendiği erkekleri söylemekten çekinmeyen biriydi ve bunda yanlış bir şey görmüyordu. Bilgece bir tavırla -ve biraz da Master Yoda gibi- ellerini iki yana açtı ve şöyle buyurdu. "Gel, güzel kızım, kollarına Master Cristo'nun şevkatli." Çünkü işin içine Star Wars'u katmazsak ayıp ederdik. Pastafaryan, yabani ve delibozuk bir kişilik olarak orada bulunan en epik kişi olmak istiyordu ama şu durumda Carleen engelliyordu.

Lan şunu bir kaşık suda boğsam mı?
Ama yazıktı, çünkü demese bile Carleen'i seviyordu. Bazen aşırı iğrençlikleri oluyordu ama sonra ikisi de durup midnight'tan mı alıyorlardı artık ne yapıyorlardı, bokunu çıkardık deyip susuyorlardı. Bu gibi durumlarda da bazen saatlerce susuyorlardı. Gerçi o zamanlar daha gelmemişti ama öngörülü olup bir üçüncü kişiyi aralarına almaları gerekliydi. Bu şanslı kişi de tabii ki de Mya'ydı. ÇÜNKÜ DAHA DEMİN EFSO DÜŞMÜŞTÜ. Kahkahalarına engel olamazken arada bir tiz seslere çıkıyor ve operet söyler gibi bir eda veriyordu ki bu da absürt kişiliğinden geliyordu. Sonrasında ise Carleen'in Mya'yı sürüklemesi kalbini dağladı ve iki kızın da yanına giderek Mya'ya yardım elini uzattı. Tabii ki de ayağa kalkması içindi, başka ne için olacaktı? "Sen bu ayıyı boşver, medeniyetten bir hayli uzak yaşadı. Yeti aslında bunun ailesi. Onuncu doktor bile zor kaçtı ellerinden o kadar yani düşün." Doctor Who'yu izliyor muydu, bilmiyordu. Gerçi o kadar sezonu kim izlerdi bu Carleen ve Cristo salaklarından başka? Meçhuldü. "Gel, hadi bir daha deneyelim."

Bu taş büyük, oha miko kafa kırmayacağız, tamam bu iyi.
Ufaklardan birini eline aldı, biraz da yassıydı ki bu en iyi sekenlerdendi. "Şimdi izle. Bak böyle geriniyoruz. Hadii sen de yap." derken Mya'ya bakıyordu. Şaşkın şaşkın duruyordu. En iyisi el atmaktı. Elindeki taşı kızın eline tutuşturup kolunu geriye doğru açtı. Sırtı arkaya doğru gerilmişken Mya'yı da peşinden sürüklüyordu. "Şşşt, Suarez. Sen de katılsana. Yoksa lopezi yayıp uyuyacak mısın?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Mya Sanders
Hufflepuff IV.Sınıf
Hufflepuff IV.Sınıf
Mya Sanders


Mesaj Sayısı : 32
Kayıt tarihi : 22/06/14

Absürt Birey Empty
MesajKonu: Geri: Absürt Birey   Absürt Birey EmptySalı Tem. 01, 2014 9:28 pm

Bakışlarını Cristo’ya çevirdi ve o esnada dudaklarından dökülen kelimeler kalbine dokundu Yoda mı? Ay valla da Yoda repliği! Aşık mı olsam ne? Kafasını iki yana doğru salladı ama ağzı hala iki metre açık duruyordu. Star Wars ve Mya... Star Wars... Bir Darth Vader aşığı olabilirdi ama Yoda ile de idare edebilirdi. Galiba aşık olacağım. Düşünceleriyle o kadar çok haşır neşir olmuştu ki kıçının üstüne düştüğünü neredeyse unutmuştu. Unutması yetmediği gibi üstü başı da tamamen batmıştı. Yüzünü kaplayan ifadeyi az çok tahmin edebiliyordu Mya. Küçük bir kız çocuğu kadar aksi ve huysuz, içinde patlamaya hazır bir volkan barınırmışcasına sinirliydi. Tüm bu siniri de kendisine aitti, çünkü kendini rezil etmekte bir numaraydı. Üstelik daha birkaç dakika önce tanıştığı birinin yanında başarmıştı bunu. Bir kez daha helal, süper, devam. “Ya gülmesenize!” Dudaklarını bükerek söylediği kelimelerinin ardından burnunu çekti. Yok bir de ağla tam olsun. Daha neler. Yine burnunu çekti. Birkaç saniye içinde yanı başında biten Carleen’in desteğiyle birlikte ayağa kalkmayı başardığında ise üstünü başını sirkeledi. “Bu halde geri nasıl döneceğim ben? Herkes gülecek şimdi. Gülmeyi bırak arkamdan bik bik ötecekler.” Oflaya puflaya üzerini temizlemeye çalışırken cadının söylediği kelimeler üzerine omuzlarını silkti. “Ne yalan söyleyeyim var biraz salaklık.” Gözleri Cristo’nun uzattığı ele takılı kaldığında yutkundu. Aslında bunu bir tokalaşma olarak sayabilirdi, heyecanını gizlemek için. “Teşekkür ederim,” dedi hafifçe gülümseyerek. Vücudundaki tüm kanın yanaklarına eriştiğinden adı kadar emindi. Hay anneni! Domates gibi kızardım kesin. Derin bir nefes aldığında kendini yeniden olayın tam ortasına dahil etmeye çalışan Cristo’ya baktı. “Ben... Emin değilim. Bendeki bu şansla bir daha kıçımın üstüne düşerim kesin.” Durup biraz düşündüğünde de gerçekten bahtı karaydı bu kızın. Ne ailesinden yana şansı vardı, ne erkek arkadaştan, ne sağlıktan, ne paradan... Amaaaan neyse. Belki yeniden denemenin bir sakıncası olmazdı. Ne kaybederdi ki? Alt tarafı bir yerini falan kırardı bu sefer. Yataklarda yatmaya alışkındı da zaten.

Birkaç ürkek adım attı Cristo’nun yanına doğru. Ama hala bu işi nasıl yapacağını kestiremediğinden ötürü elindeki taşa boş boş bakıyordu eşek gözleriyle. Eşek göz deyince de orada durucan. Çok güzeldir, öyle böyle değil. Dünyanın en güzel gözüdür övünmek gibi olmasın ama- Düşüncelerinden sıyrılmasına hiç şüphesiz Cristo’nun dokunuşu neden olmuştu. Allah yareppim! Ben daha önce böyle temaslarda bulunmadım az yavaş gel. Tabi bunu anca içimden söylerim. Of tam bir nokta se. “Bak ben beceremem, benden ümidi kes. Carleen de lopeziyle çok mutlu zaten. Biz de onun yanına gidelim. Küçük popom az dinlensin olmaz mı?” 
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Carleen Drescher
Hufflepuff IV.Sınıf
Hufflepuff IV.Sınıf
Carleen Drescher


Mesaj Sayısı : 49
Kayıt tarihi : 22/06/14

Absürt Birey Empty
MesajKonu: Geri: Absürt Birey   Absürt Birey EmptySalı Tem. 01, 2014 9:56 pm

Cristo'nun içindeki yaşlı amca yine atağa geçmiş, kötülerin düşmanı, eziklerin dostu rolü oynamaya başlamıştı. Mya gibi taş dahi sektiremeyen bir beceriksize bunu yapmayı öğretebileceğini sanacak kadar saf olduğu için üzüldü. Hatta bazen öyle saftı ki içinden tam bir Joey Tribbiani çıkıyordu. Pizza görünce kendisini kaybettiği anları saymıyordu elbette. Zira o anlarda kendisi de tam bir Chandler'ın en salak olduğu haline büründüğü için yok saymak daha kolay geliyordu. Mya daha önce Carleen'den başkasıyla dip dibe gelmemişti, bu yüzden o ikisinin o anki yakınlaşmalarını izlemek epey zevkliydi. Akabinde ona atılan laflara da sessiz kalmadı, anında çemkirmeye başladı.

"Lopezle mutlu olan ben değilim, bilakis sizsiniz. Mükemmel kalçalarım üzerinden laf sokmak fazla hoşunuza gidiyor. Bir şartla gelirim, soracağım sorunun cevabını bilmen lazım, Cristo. Chandler'ın mesleği ne?"

Dünya'nın en zor sorusu buydu herhalde. Zira Chandler'ın kendisi dahi işinin adından bihaberdi. Hoş Cristo'nun bilebileceğini düşünüyordu, çünkü Cristo Montrell olmak bunu gerektirirdi. Kendisini attığı yerden kalkıp ağır ağır yanlarına yürüdü. Canı fazla sıkılıyordu, tam da şu anda Adiposlar Hogwarts'ı sarsa yeni aileler bulmak için etrafta gezinseler fazla güzel olurdu ya da zaman döndürücüleri olsaydı da Shakespeare'in Doctorla tanıştığı döneme gitselerdi ve eğlenselerdi. Tabii bunların hepsi o an için hayalden daha öteye gidemezdi ama şayet gerçek olsalardı dünyada daha eğlenceli bir şey olmazdı da.

"Routine dansını yaparsan benimle lopez emrine amade, aşkısı." Cristo'ya ortalık yerlerde bu şekilde hitap ederek onu sevgilisiz bırakmak bu sıkıcı dünyadaki sayılı eğlencelerinden biriydi. Çocuğun uzun zamandır bir kız arkadaşı olmamıştı hatta. Bu yüzden birisiyle konuşmaya başlasa dahi beddua eder korkusuyla ona haber dahi vermiyordu. Mya'ya yönelmişti bu boşlukta ama onun uğraşılacak sevgiliyi geçin kimliğinde cinsiyet olarak erkek yazan bir canlı dahi tanıdığı yoktu. "Beni iyi izle, Mya. Böyle atacaksın." dedikten sonra yerde orta büyüklükte bir taş aldı. Pozisyonunu aldı ve taşı fırlattı. Beş, altı, yedi... Hala daha sekmeye devam ettiğini gördüğündeyse Chandler'ın sevinç dansını yaptı. "Check out the chan-chan man!" Mya'nın az önce onun yaptığı gibi şu an ona salak dediğinden adı gibi emindi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Absürt Birey
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu :: Okul Arazisi :: Göl Kenarı-
Buraya geçin: