Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Wigtown Wanderers'a Hoş Geldiniz!

Forumumuzda vakit geçirip, role play yapmak lütfen için üye olun.

https://discord.gg/QCRdw8xVE8
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
https://discord.gg/QCRdw8xVE8

 

 Aklımdan Ayrılma

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Vitaly Orlov
Simyager
Simyager
Vitaly Orlov


Mesaj Sayısı : 815
Kayıt tarihi : 29/01/13

Aklımdan Ayrılma Empty
MesajKonu: Aklımdan Ayrılma   Aklımdan Ayrılma EmptyCuma Nis. 25, 2014 10:26 pm

Kirlenmişlik hissiyatını atmasına yardımcı olacağını bildiği yağmurun altında ıslandı. Sırılsıklam olan saçları görüşünü kapattığında, tembel parmakları iki yana ayrıldı, ve ihtiyatla, gerginlikle, ve nebze nebze özlemle attığı adımlarını sürdürdü Vitaly. Yaşamını yoluna koyma kararı almasına sebebiyet veren depresif neşesi, dengesiz ruh hali, intihara meyilli düşünceleri, ve az miktarda, fakat birçok konuda hızlı şekilde kaptığı yeteneklere sahipti. Zor bir anda yapabileceği herhangi bir hamlenin kilit olmasını beklemiyordu, tahminiyse olası bir savaşta ön saflarda yollanacağı, ve ardındaki kahramanlara zaman kazandıracağıydı. Her zamanki gibi kendini hafife alıyorsun. İç sesi haklı olabilirdi, tam aksi de mümkündü, yorum yapmadı. Parmaklarına geri dönen titremenin soğukla alakası olmadığının farkında olan genç yılan, ihtiyaçlarında son sıraya koymayı başarabilse de, atlatmayı beceremediği bağımlılık halinin zirve yaptığı anlardan birini yaşamaktaydı. Bir dal için neler vermezdi? Muhtemelen birçok şeyi, gelişim halinde olduğuna inandığı tek iyi yanı buydu. Peki nereye gidiyordu? Hayatını bir laboratuvarda, çalışmaları üzerine sakinlikle yoğunlaşmış halde geçirmeyi arzulamıyor muydu?

İstenmeyen bir başka maceranın, bir başka koluna gönüllü olduğuna kendi dahil şaşırmıştı. SFL'in ikinci adamı, liderin sağ kurdu Kral Kurt'un sürüsüne katılacak, ve Lycan Ormanı'nın keskin soğuğuna teslim olacaktı. Ölümüme gidiyorum. Düşüncesi, kabullendiği ilk andan itibaren, iliklerine dek hissettiği gözü karalığı geri getirdi. Birinin canını alma düşüncesinin getirisi dominasyonu arzuladığını fark ettiğindeyse, parmaklarının arasından sızan kanın kimin kanı olacağını merak etmişti. Öğrenmenin tek yolu var, gideceğim. Fakat yalnız değil. Bu sefer değil. Kan dökme arzusunun getirdiği umursamazlık, beraberinde istediği her şeyi elde edebileceğine olan gençlik inancını geri getirmişti. Ruhu alev alevdi, sabırsızdı, en büyük yeteneği saydığı analizleri bir kenara bırakarak yola çıktığında adımları kararlıydı. Yine de, yağmurun tadını çıkarma yalanının ardına gizlenmiş endişesini atlatamıyordu. Kendine daha önce defalarca sorduğu soruyu, bir kez daha dillendirdi. Ya benimle gelmeyi istemezse? Cevabı dilinden dökülerek toprağın misk misali kokusuna katılmıştı.

"O halde başından aşağı bir çuval geçirip onu omzuma alırım."

Oradaydı, onun dairesinin paralelindeki duvara dayadığı sırtının soğukluğuyla nefesi kesildi. Anita'dan kaptığı ufak yeteneklerden biri de, kızın her türlü kilidi açmadaki ustalığıydı. Kiler veya depo amacıyla kullandığına emin olduğu odasının penceresiyse o an için çantada keklikti.

Bir gölge misali süzülerek içeri girdi. Yeni sevgilisinin evde olma ihtimalini düşünerek yanına aldığı hançeri sol eliyle sertçe çekerek hazırlanmayı ihmal etmedi. O gece o evde ne yaşanırsa yaşansın, ortaya çıkmadan evvel Vitaly de, arzusuyla veya bir çuval içerisinde Vera da, çok uzaklara yelken açan gemide olacaklardı. Saldırmaya hazırlandı, hafifçe aralık olan kapıdan içeriyi inceleyerek, kutu misali küçük olan evin büyük bir kısmına göz gezdirdi. Akan suyu ve tıngırdayan porselenleri işitebiliyordu, kurbanı muhtemelen akşam yemeğinin bulaşıklarıyla uğraşmaktaydı. Kedi kadar sessiz şekilde ilerledi, köşeyi yavaşça dönüp, topuz yaptığı saçlarının açıkta bıraktığı o zarif boynu, üzerine yapışıp hatlarını belli eden eşofmanı, hızla hareket eden ıslak parmakları gördü. Üç büyük ve sessiz adımın ardından tam ardındaydı. Vera karşısındaydı, yalnızdı.

Önce nefesini hissettirdi, sıcak soluk kızın idrak yollarına ulaşamadan beline sarıldı, tuttuğu bedeni bir anda çevirerek yağmur suyunda ıslanmış dudaklarını, pembe ve sıcak olanlara yapıştırdı. Kokusunu içine çekebildiğinden emin olduğu kızın tepkisizliğiyle öpücüğünü kısa tutarak ayrıldı, sol kolu hala ince bele sarılıydı. Fısıldadı.

"Benimle kaç. Bu gece. Şimdi."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Vera Vlonjati
Wigtown Wanderer
Wigtown Wanderer
Vera Vlonjati


Mesaj Sayısı : 1208
Kayıt tarihi : 14/01/11
Yaş : 29

Aklımdan Ayrılma Empty
MesajKonu: Geri: Aklımdan Ayrılma   Aklımdan Ayrılma EmptyPerş. Mayıs 01, 2014 11:45 am


Minik yağmur damlalarının melodisini dinliyordu keyifle. Islak elleri arasında olan bulaşıkları yıkarken buğulu gözleri, duvarın hemen ortasında asılı olan çıngıraklı saate ilişti. Öğleden sonrası olarak adlandırılacak saate göre hava fazlasıyla kasvetini bürünmüş ve kararmaya başlamıştı. Yorgun bedeni bugün tamamen keyif yapacağını sanarken aptal ev işlerinin başına dert açmasıyla yerinden kımıldayamıyordu. Eline aldığı ruj lekeli şarap bardağına doğru baktığındaysa gülümsemeden edemedi genç cadı. Gençliğinde şaraptan nefret ederdi. Hatta son sınıftayken Vitaly'nin kendisine yaptığı aptal sürprizi bile sırf pislik yapmak için baltaladığı ve sadece şımarıklıktan şarabı odanın dört bir yanına saçtığıysa inkar edilemez bir gerçekti. Audric'le yaşadığı güzel günlerin üzerine gölge düşüren aptal anılardan ibaret olması ne yazık ki yüzünün aldığı o istemsiz gülümsemeye engel olamamıştı. Varlığıyla yine bomba gibi gündeme düşen rus erkeği, gittiği günden beri yaşattığı kırıklıkları gün yüzüne çıkartmakla yetinmemiş, barış bayrağı çekmiş ve kuşanmış iki cadının arasını tekrar açmayı başarabilmişti. Anabelle...

Yıllar geçiyor, insanlar büyüyor ama bazı gerçekler hiç değişmiyordu. Uğruna savaşılacak bir topraktan farksızdı genç erkek. Kırmış, yıkmış ya da tüketmiş olması varlığının yaşattığı sonsuz huzuru engellemek için yeterli değildi. Tıpkı Audric'le yaşadıklarının ona yetmediği gibi. Yinede yoluna devam etmek ve bu aptal güç savaşına girmekten çekiniyordu.Ne kadar inkar etse de yorulmuştu. Bedeni, ruhu... Bu aptal mücadele için senelerini vermiş, hayatının merkezini buna göre planlamış olmasının bile bir önemi yoktu. Tek istediği artık yok olmuş dünyadan uzakta,mutlu ve huzurlu bir hayat kurmaktı. Entrikalardan uzak, sadece kendisi için yaşamak ve soyunu devam ettirmek istiyordu. Duyguları aşkı ya da benzer saçma hisleriyle değil, tamamen mantığıyla hareket ederek, aklını kullanmalıydı. Buraya geldiği günden beri bunu yapıyordu. Eski Vera.. Artık gerçekten eskiydi. Büyümüştü. Kırılmış, akıllanmış, öğrenmişti. Güçlüydü, her daim güçlü. Ama her zamankinden daha hırslı ve her zamankinden daha çok istiyordu. Gücü.

Bulaşık yığının azaldığını farketmemişti. Tıpkı belini saran güçlü elleri farketmediği gibi. Tepki verebilecek kadar ürkmüştü fakat kendisine dokunan bu elleri her yerde her daim bilirdi. Onların kıvrımlarına kadar ezberlemişti cadı. Ani bir tepki vermektense o hissi bir kaç saniye de olsa tatmak istedi. Tıpkı birleşen dudakları gibi. Karşılık vermedi belki ama sonuna kadar hissetti gerçekliği bir kez daha. Yanlış ya da doğru.. Kendisi yapmadığı sürece bu anlarda yanlışın bir değeri yoktu gözünde. Yinede durması gerektiğini hissettiği anlarda tereddüt bile etmeyecek kadar çok düşünmüştü bu anı. Islak elleri genç adamın ensesinde birleşmeye yaklaştığında dudakları zaten ayrılmıştı. Hızlı bir hamleyle onu kendisinden iyice uzaklaştırdığında onun saçma sözleri karşısında gülemedi bile. Ne cesaret ama... Diye düşünmedense edemedi elbette. Mutfak taşının üzerindeki kuru beze ellerini sildiğinde, suratsız gürcü kızıyla neden bu kadar çok takıldıklarını anlaması güç olmamıştı. Gizli gizli evine girmesi ve bunu en ufak hissettirmemesi takdire şayendi gerçekten. Yağmur damlalarının cama vuruş sesleri dikkatini tekrar duruma vermesini sağladığındaysa dudaklarını ona karşı ilk kez araladı. İlk kez bu kadar yakın ve birebir konuşacaklardı. Seneler sonra. Onca yaşanmışlıktan sonra. ''Hayal gücüne hayranım Vitaly Orlov. Gerçekten senin kadar arsızını ilk kez görüyorum sanırım.'' Sözlerinin can yakmasından mutlu oluyordu. Bunu sonuna kadar hakettiğini biliyordu çünkü. ''Seninle iki adım öteye bile gelmem ben. Kaçmak ha? Mezuniyetten sonrası gibi mi?'' O anlarda dudaklarındaki buruk ve kırık gülümsemesi Orlov'u da geçmişe götürecekti kesin. Mezun olduğunda hala Marcio'yla birlikteydi genç kız. Vitaly'yse hala kağıt üzerinde Anabelle'le ilişki yaşıyordu. Örgüte adım attıklarında Marcio'dan kaçacak ve birlikte olacaklardı. Belki evlenecek bir yuva kuracaklardı. Bu sonsuz isteğini, aile ve çocuk aşkını tek bilen, hayatı boyunca en büyük zaafını bilen tek kişi Orlov'du. Oysa kaypaklık yaparak kaçmayı seçmişti. Nedeni ya da başka bir şeyin önemi yoktu. Önemi olan tek şey gencecik bir kızı geride bırakmış olmasıydı. Acımasızca.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Vitaly Orlov
Simyager
Simyager
Vitaly Orlov


Mesaj Sayısı : 815
Kayıt tarihi : 29/01/13

Aklımdan Ayrılma Empty
MesajKonu: Geri: Aklımdan Ayrılma   Aklımdan Ayrılma EmptyÇarş. Mayıs 07, 2014 6:11 pm

Saç diplerinden sızan damlalar kırık uçlara doğru akarak ayaklarının dibine dökülüyor, Vera'nın boynuna damlıyor, göğsünün üzerinde ince bir yol bırakarak kayboluyorken geriye doğru itildi genç adam. Bu tepkiyi bekliyordu, çok daha sert bir versiyonunun gelebilecek olmasına hazırlıklıydı, fakat böyle olması Vera'nın ondan henüz tiksinmiyor olmasına işaretti. Pekâla, bu da bir gelişme sayılır. Konuşmaya girmeden önceki duraksamasında onun kelimenin tam anlamıyla lezzetli duran vücudunu izledi, sahip olmayı özlediği kıvrımlarını gözden geçirerek nelerin değişmiş olduğunu gördü. Geride bıraktıkları yıllarda Vera'nın körpe çekiciliği yerini olgun bir kadınsılığa bırakmıştı, toplanmış saçlarının arasından bıraktığı bukleler kulağının ardına sıkıştırılmıştı, yüzüne düşmüyordu. Ellerini silmek üzere beze uzattığı kol kasları, üzerindeki narinliği atmak ve fiziksel şartlara uyum sağlamak zorunda kaldığını gösteriyordu.

Başını kaldırdı, zira devam edebileceği analizi karşısındaki dişinin sözleriyle bölünmüştü. Şaşırmadı, dudakları dudaklarından ayrıldığı anda başlayacağından emin olduğu güvensizlik sözcükleri ve akabindeki iğneleyici serzeniş sonunda aralarına çektikleri seti kırıp geçerek ortaya çıkmıştı. Evet, doğruydu, evet Vitaly Buzul Buhran'ın başı, okulun son döneminde net bir hata yaparak kendilerini duygu ve hırslarına kaptırmıştı, evet Vera başta olmak üzere birçok insanı yarı yolda bırakarak kaçmıştı. Fakat genç adamı deli eden nokta, konu ne zaman açılırsa açılsın, bir kişi dahi, Vera dahi, Vitaly'e şu spesifik soruyu sormamıştı; Neden Vitaly, neden? Öfkelendi.

"Gitmek istediğimi mi düşünüyorsun? Aramıza yılları katmak sence hoşuma mı gitti? Ele geçirilmiştim! Alıkoyuldum! Yaptığım şeyi neden yaptığımı bir kez olsun merak ettin mi?"

Yaklaştı, ittirildiğinde açılan boşluğu seri şekilde kapatıp alnını onun alnına dayadı. Dudaklarına değen nefesi ciğerlerine çekti, kendi soluğuyla ona yanıt verdi, parmakları yaprak gibi titreyen parmaklardaydı.

"Seni burada, hayatta gördüğüm anda yanına gelmeyi diledim, yanında o adamı görmemiş olsaydım belki de bunu yapardım. Çetrefilli bir plan yapmak durumundaydım, ve planımın son kısmına erişene dek hiçbir şekilde seninle aynı ortamda bulunamadım. Şimdiyse burdayım, lâkin açıklamaları sonraya saklamamız şart. Gitmek zorundayız, benimle gelmek zorundasın."

Yaşamı boyunca kimseyi hiçbir şeye zorlamamış olan adamın bu sözcükleri söyleyebilecek kadar kararmış gözlere sahip olması, onu dahil şaşırtmıştı. Yağmur durduğunda sis kalkacak, sis kalktığında gecenin sağladığı tüm avantajları kaybolacaktı. Hatırla Vitaly, gerekirse bir çuval içerisinde onu götüreceksin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Aklımdan Ayrılma
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Wigtown Wanderers'a Hoşgeldiniz... :: Silvanost :: Yaşam Alanı-
Buraya geçin: