Matthew Wood KSKS Profesörü & Slytherin Bina Sorumlusu & ZAY Lideri
Mesaj Sayısı : 2125 Kayıt tarihi : 14/06/10 Yaş : 32
| Konu: Buzul Buhran Salı Şub. 04, 2014 9:01 pm | |
| [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Tanrıların Alameti adı altında geçen fırtınanın dinmesinin ardından yeniden şekillenen 'Yeni Dünya'yı vuran ikinci büyük felaket. İnsanoğlunun ayağının tabanındaki toprağın dahi buz tuttuğu bu soğuk dalgası, yeryüzünün tamamını beyaz ölümle kaplamış, kısa vadede geçici olması beklenen kış, çiçeklenemeyen ayva filizleriyle anormalliğin ilk ipucunu vermiş, İngiltere'nin en güneyinden Lycan'a, Krobelus'tan Krynn'e dek, Temmuz ortasında dahi kalkmayan kar tabakasıysa sorunun üşümekten öte olacağının ilk sinyallerini vermişti. Yok olmuş hasatlarla beraber dünya, birikimlerini tüketerek var olmaya devam etti, lâkin en yüce dağlar dahi hazıra boyun eğerek kaçınılmaz olan kıtlığı da beraberinde getirdi. Kıtlığı, iki büyük ülke olan Krobelus ve Lycan arasında patlak veren savaş takip etti, kabına sığamayan şiddet kısa sürede İngiltere'nin doğusunda kalan Krynn'e dahil sıçradığındaysa her beden, yokoluşun eli kulağında olduğunu bile bile barış antlarını bozarak, yaşamak için yok etmeye başladı.
Ta ki, evlerinin önündeki baykuşları, kargaları ve kapılarından içeri giren kar beyazı patronusları görene dek.
"Kaçın, tek bir kar tanesinin düşmediği ılıman Silvanost'a, dostlarınızın sizi beklediği yeni diyara kaçın. SFL Mesajı alan her cadı, her büyücü, ve ilginçtir, her vampir o an, nereye gitmesi gerektiğini eliyle koymuş misali biliyordu.
İçlerini kemiren şüpheden sıyrılabilenler harekete geçti, doğuya giden yollara düşen herkes, hangi ülkenin sınırından geçiyor olduğunu dahil umursamayacak kadar aç, üşümüş ve çaresizdi. Geçmiş düşmanlıklara hala inanıyor olan büyük bir kesim, tıpkı çıktıkları yolda yaşamını yitirenler, diyara kalkan son gemiyi kaçıranlar, fırtınalı denizde dalgalara yem olanlar, donmuş toprağa yığılıp son nefesini verenler kadar ölüydü.
Ufuklarında yeşil toprakları görenler, iki elin parmaklarını geçebilecek miydi? | |
|